\id ROM - Turkish New Testament \h ROMALILAR \toc1 ROMALILAR \toc2 ROMALILAR \toc3 ROMALILAR \mt1 ROMALILAR \c 1 \p \v 1 Mesih Yeşua’nın hizmetkârı, elçi olarak çağrılmış, Tanrı’nın Müjdesi için ayrılmış Pavlus, \v 2 Kutsal Yazılar'da peygamberleri aracılığıyla önceden vaat ettiği, \v 3 Bedensel olarak David'in soyundan doğmuş, \v 4 Kutsallık Ruhu'na göre ölülerden dirilişle güçle Tanrı'nın Oğlu ilan edilmiş olan Efendimiz Yeşua Mesih'le ilgili olarak, \v 5 O'nun aracılığıyla, bütün uluslar arasında imana itaat etmek üzere, O'nun adı uğruna lütuf ve elçilik görevi aldık. \v 6 Sizler de bu ulusların arasında Yeşua Mesih'e ait olmaya çağrıldınız. \v 7 Roma’da bulunan, kutsal olmaya çağrılmış, Tanrı'nın bütün sevgililerine, Babamız Tanrı’dan ve Efendi Yeşua Mesih’ten size lütuf ve esenlik olsun. \p \v 8 Önce hepiniz için, Yeşua Mesih aracılığıyla Tanrım’a şükrediyorum ki, imanınız bütün dünyada duyuruluyor. \v 9 Çünkü Oğlu’nun Müjdesi’ni yaymakta ruhumla hizmet ettiğim Tanrı, sizi durmadan, her zaman dualarımda andığıma tanıktır. \v 10 Sonunda Tanrı’nın isteğiyle, bir şekilde yol bulup şimdi yanınıza gelmek için dua ediyorum. \v 11 Çünkü sonuna dek pekişmeniz için size ruhsal bir armağan vermek üzere sizi görmeyi çok istiyorum. \v 12 Yani, ben sizinle birlikteyken karşılıklı birbirimizin imanıyla cesaret buluruz demek istiyorum. \p \v 13 Kardeşlerim, öteki uluslar arasında olduğu gibi, hizmetimin sizin aranızda da ürün vermesi için yanınıza kaç kez gelmeye niyetlendiğimi, ama şimdiye dek hep engellendiğimi bilmenizi isterim. \v 14 Grekler’e ve Grek olmayanlara, bilgelere ve bilgisizlere karşı borçluyum. \p \v 15 Bu nedenle, Roma’da bulunan sizlere de Müjde’yi elimden geldiğince duyurmaya can atıyorum. \v 16 Çünkü Mesih’in Müjdesi’nden utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin, önce Yahudiler’in, sonra Grekler'in kurtuluşu için Tanrı’nın gücüdür. \v 17 Çünkü onda, Tanrı'nın doğruluğu imandan imana açığa çıkmıştır. Yazılmış olduğu gibi, “Doğru kişi imanla yaşayacaktır.” \v 18 Çünkü Tanrı'nın gazabı, gerçeği haksızlıkla bastıran insanların bütün tanrısızlığına ve haksızlığına karşı gökten açığa çıkmıştır. \v 19 Çünkü Tanrı hakkında bilinenler onlarda ortaya çıkmıştır. Çünkü Tanrı bunları onlara açıklamıştır. \v 20 O’nun gözle görünmeyen nitelikleri, sonsuz gücü ve Tanrılığı, dünyanın yaratılışından beri yapıtlarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur. \v 21 Tanrı’yı bilmelerine karşın O’nu Tanrı olarak yüceltmediler ve şükretmediler. Tersine düşünceleri boş oldu, anlayışsız yürekleri karardı. \p \v 22 Bilge olduklarını ileri sürerken, akılsız oldular. \v 23 Ölümsüz Tanrı’nın yüceliğini, ölümlü insanla, kuşlarla, dört ayaklı yaratıklarla ve sürüngenlere benzer şeylerle değiştirdiler. \v 24 Bu nedenle Tanrı, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, yüreklerinin tutkuları içinde onları pisliğe teslim etti. \v 25 Onlar Tanrı’nın gerçeğini yalanla değiştirdiler. Yaradan’ın yerine yaratığa tapınıp hizmet ettiler, O ki, sonsuza dek övülmeye layıktır. Amin. \p \v 26 Bu nedenle Tanrı onları rezil tutkulara teslim etti. Çünkü kadınları doğal ilişkiyi doğaya aykırı olanla değiştirdiler. \v 27 Aynı şekilde, erkekleri de kadınla doğal ilişkiyi bırakıp birbirlerine karşı tutkuyla yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle uygunsuz şeyler yaptılar ve sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar. \v 28 Bilgilerinde Tanrı’nın olmasını reddettikleri için Tanrı onları yakışıksız şeyler yapmak üzere ahlaksız bir akla teslim etti. \v 29 Her türlü haksızlıkla, cinsel ahlaksızlıkla, kötülükle, açgözlülükle, fesatla doldular. Kıskançlık, cinayet, çekişme, hile, kötü alışkanlıklarla ve iftirayla doludurlar. \v 30 Dedikoducu, Tanrı’dan nefret eden, küstah, kibirli, övüngen, kötülük üreten, anne baba sözü dinlemeyen, \v 31 anlayışsız, sözünde durmaz, doğal sevgiden yoksun, bağışlamaz, merhametsiz kişilerdir. \p \v 32 Böyle şeyler yapanların ölümü hak ettiğine dair Tanrı düzenini bilmelerine karşın, bunları yalnız yapmakla kalmaz, ama yapanları da onaylarlar. \c 2 \p \v 1 Bu nedenle sen, ey yargılayan insan, kim olursan ol, özrün yok. Çünkü başkasını yargıladığın şeyde kendini mahkûm ediyorsun. Ey yargıda bulunan sen, aynı şeyleri yapıyorsun. \v 2 Tanrı'nın yargısının, böyle şeyler yapanlara karşı gerçeğe göre olduğunu biliyoruz. \v 3 Böyle şeyler yapanları yargılayan ve aynısını yapan insan, Tanrı'nın yargısından kaçıp kurtulabileceğini mi sanıyorsun? \v 4 Yoksa O'nun iyiliğinin, hoşgörüsünün ve sabrının zenginliğini hor mu görüyorsun? Tanrı'nın iyiliğinin seni tövbeye yönelttiğini bilmiyor musun? \v 5 Katılığın ve tövbe etmeyen yüreğine göre, Tanrı’nın adil yargısının ortaya çıkacağı gazap günü için kendine gazap biriktiriyorsun. \v 6 Tanrı “herkese, yaptıklarına göre karşılık verecektir:” \v 7 Kararlılıkla iyilik edip yücelik, saygınlık ve ölümsüzlük arayanlara sonsuz yaşam; \p \v 8 Bencillere, gerçeğe uymayıp kötülüğe uyanlara ise öfke ve gazap, \v 9 Kötülük eden her insanın canına, önce Yahudi’ye sonra Yahudi olmayana, sıkıntı ve ıstırap; \v 10 İyilik eden herkese, önce Yahudi’ye, sonra Yahudi olmayana, yücelik, saygınlık, esenlik verecektir. \p \v 11 Çünkü Tanrı insanlar arasında taraf tutmaz. \v 12 Kutsal Yasa olmadan günah işleyenler Yasa olmadan da mahvolacaktır. Yasa altında günah işleyenler, Yasa tarafından yargılanacaktır. \v 13 Çünkü Tanrı katında doğru olanlar Yasa’yı işitenler değil, yerine getirenlerdir. \p \v 14 Kutsal Yasa’ya sahip olmayan uluslar Yasa’nın işlerini doğal olarak yaptıklarında, Yasa’ya sahip olmasalar da kendilerine yasa olmuş olur. \v 15 Böylece Yasa'nın işinin yüreklerinde yazılı olduğunu gösterirler. Vicdanları buna tanıklık eder. Düşünceleriyse onları ya suçlar ya da affeder. \v 16 Benim Müjdem’e göre Tanrı’nın insanların gizli şeylerini Yeşua Mesih aracılığıyla yargılayacağı gün böyle olacaktır. \p \v 17 Gerçekten de Yahudi adını taşıyor, Kutsal Yasa’ya dayanıp Tanrı’yla övünüyorsun. \v 18 Yasa’dan öğretilmiş olarak Tanrı'nın isteğini biliyor ve en üstün şeyleri onaylıyorsun, \v 19 Kutsal Yasa’yla bilginin ve gerçeğin suretine sahip olarak körlerin klavuzu, karanlıkta olanların ışığı, \v 20 Akılsızların eğitmeni, çocukların öğretmeni olduğuna inanmışsın. \v 21 Öyleyse başkasına öğreten sen, kendine öğretmez misin? ‘‘Çalmayın’’ diye öğüt verirken, sen kendin çalar mısın? \v 22 “Zina etmeyin” diyen sen, kendin zina eder misin? Putlardan iğrenirken, tapınakları soyar mısın? \v 23 Kutsal Yasa’yla övünen sizler, Yasa’ya karşı gelerek Tanrı’yı aşağılar mısınız? \v 24 Tıpkı yazıldığı gibi, “Sizin yüzünüzden uluslar arasında Tanrı’nın adına küfrediliyor.” \v 25 Çünkü Yasa'yı tutuyorsan, sünnetli olmak gerçekten yararlıdır; ama Yasa'yı çiğnersen, sünnetin sünnetsizliğe dönmüştür. \v 26 Eğer sünnetsizler Yasa’nın buyruklarını tutarsa, sünnetli sayılmaz mı? \v 27 Öyleyse, bedence sünnetsiz olup da Yasa’yı uygulayan kişi, Yasa’ya ve bedende sünnete sahip olduğun halde Yasa’yı çiğneyen seni yargılamaz mı? \v 28 Çünkü dıştan Yahudi olan Yahudi değildir, aynı şekilde dıştan, bedensel sünnet de sünnet değildir. \v 29 Ancak içten Yahudi olan Yahudi’dir. Sünnet de yürektendir, harfte değil, ruhtadır; onun övgüsü insanlardan değil, Tanrı’dandır. \c 3 \p \v 1 Öyleyse Yahudi’nin ne üstünlüğü var? Ya da sünnetin yararı nedir? \p \v 2 Her bakımdan çoktur! Çünkü her şeyden önce Tanrı’nın sözleri onlara emanet edilmiştir. \v 3 Onlardan bazıları iman etmemişse ne olmuş? Onların imansızlıkları Tanrı’nın sadakatini geçersiz kılar mı? \v 4 Kesinlikle hayır! Herkes yalancı olsa bile, Tanrı’nın doğru olduğu bilinmelidir. Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Öyle ki sözlerinde haklı çıkasın, \q2 Ve yargıladığında galip gelesin.” \p \v 5 Ama bizim haksızlığımız Tanrı’nın adaletini gösteriyorsa, ne diyelim? Gazapla cezalandıran Tanrı haksız mı? İnsan gibi söylüyorum. \p \v 6 Kesinlikle hayır! Böyle olsaydı, Tanrı dünyayı nasıl yargılayacaktır? \p \v 7 Tanrı’nın doğruluğu, benim yalanımla O’nun yüceliği için çoğaldıysa, ben neden hâlâ bir günahkâr olarak yargılanıyorum? \p \v 8 Bazılarının bizi karalayarak, söylediğimizi iddia ettiği gibi niçin, “Kötülük yapalım da bundan iyilik çıksın” demeyelim? Bunu söyleyenler haklı olarak yargılanacaklar. \p \v 9 Öyleyse, biz onlardan daha mı üstünüz? Kesinlikle hayır! Daha önce hem Yahudiler’i hem de Grekler’in hepsinin günah altında oldukları konusunda uyarmıştık. \v 10 Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Doğru olan yok, tek kişi bile. \q1 \v 11 Anlayan yok. \q2 Tanrı’yı arayan kimse yok. \q1 \v 12 Hepsi saptı. \q2 Birlikte yararsız oldular. \q1 İyilik eden yok, \q2 Bir kişi bile yok.” \q1 \v 13 “Ağızları açık bir mezardır. \q2 Dilleriyle kandırırlar.” \q1 “Engerek zehiri var dudaklarının altında.” \q1 \v 14 “Ağızları lanet ve acı sözle dolu.” \q1 \v 15 “Ayakları kan dökmeye koşar. \q2 \v 16 Yollarında yıkım ve sefalet var. \q2 \v 17 Esenlik yolunu bilmezler.” \q1 \v 18 “Gözlerinin önünde Tanrı korkusu yoktur.” \p \v 19 Şimdi biliyoruz ki, Kutsal Yasa’da söylenen her şey Yasa altında bulunan kişilere söylenmiştir; her ağız kapansın, bütün dünya Tanrı’nın yargısı altına getirilsin. \v 20 Çünkü hiç kimse Yasa’nın işleriyle Tanrı önünde aklanmaz. Çünkü Yasa aracılığıyla günah bilgisi gelir. \p \v 21 Ama şimdi, Yasa’dan ayrı olarak, Tanrı’nın doğruluğu açıklandı. Yasa ve peygamberler buna tanıklık etmektedir. \v 22 Tanrı’nın doğruluğuna Yeşua Mesih’e iman etmekle kavuşulur. Buna iman eden herkes kavuşur. Hiç ayrım yoktur. \v 23 Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. \v 24 Mesih Yeşua’da olan kefaret aracılığıyla, O’nun lütfuyla, karşılıksız olarak aklanılır. \v 25 Tanrı Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve iman yoluyla benimsenen kurban olarak gönderdi. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip önceden işlenmiş günahları cezasız bıraktı. \v 26 Bunu, adaletini bu zamanda gözler önüne sermek, adil olduğunu ve Yeşua Mesih’e iman edenleri akladığını göstermek amacıyla yaptı. \p \v 27 O halde övünme nerededir? O hariç tutulmuştur. Ne tür yasayla? İşlerinkiyle mi? Hayır, ancak iman yasasıyla. \v 28 Çünkü insanın Yasa’nın işlerinden ayrı olarak imanla aklandığı kanısındayız. \v 29 Yoksa Tanrı yalnızca Yahudiler’in Tanrısı mı? O, öteki ulusların da Tanrısı değil mi? Evet öteki ulusların da, \v 30 Çünkü sünnetlileri imanla, sünnetsizleri de imanla aklayacak olan Tanrı birdir. \p \v 31 Öyleyse imanla Yasa’yı geçersiz mi kılıyoruz? Kesinlikle hayır, Yasa’yı sabit kılıyoruz. \c 4 \p \v 1 Öyleyse, atamız Avraham’ın bedene göre bulduğu şey için ne diyelim? \v 2 Eğer Avraham işlerden ötürü aklandıysa, övünmeye hakkı vardır, ama Tanrı'ya karşı değil. \v 3 Kutsal Yazı ne diyor? “Avraham Tanrı’ya iman etti ve bu ona doğruluk sayıldı.” \v 4 Çalışana verilen ücret lütuf değil, borç sayılır. \v 5 Ancak çalışmayan, ama tanrısızı aklayana iman eden kişinin imanı doğruluk olarak sayılır. \v 6 David, işlerinden bağımsız olarak Tanrı’nın doğru saydığı kişinin mutluluğunu şöyle anlatır: \q1 \v 7 “Ne mutlu suçları bağışlananlara, \q2 Günahları örtülmüş olanlara! \q1 \v 8 Ne mutlu günahı hiçbir şekilde Efendi tarafından sayılmayana!” \p \v 9 Öyleyse bu mutluluk yalnız sünnetliler için mi, yoksa sünnetsizler için de geçerli mi? Çünkü diyoruz ki, Avraham'a iman doğruluk olarak sayıldı. \v 10 Öyleyse nasıl sayıldı? Sünnetliyken mi, yoksa sünnetsizken mi? Sünnetliyken değil, sünnetsizken. \v 11 Sünnetsizken imanla doğru sayıldığının işareti olarak sünnet mührünü aldı. Öyle ki, sünnetsiz olmalarına karşın iman edenlerin hepsinin babası olsun, böylece onlar da doğru sayılsın. \v 12 O, sünnetlilerin de babası oldu; yalnız sünnetli oldukları için değil, atamız Avraham’ın sünnetsizken taşıdığı imanın izinden gittikleri için. \v 13 Çünkü Avraham’a ve soyuna dünyanın mirasçısı olma vaadi, Kutsal Yasa yoluyla değil, imanla gelen doğruluk yoluyla verildi. \p \v 14 Eğer Yasa’ya bağlı olanlar mirasçı olursa, iman boşa çıkar ve vaat geçersiz sayılır. \v 15 Çünkü Yasa gazap üretir; yasanın olmadığı yerde de itaatsizlik yoktur. \v 16 Bu nedenle vaat, lütfa göre olsun ve Avraham’ın soyu için güvence altına alınsın diye imandandır. Avraham’ın soyu yalnız Kutsal Yasa’dan olanlar değil, aynı zamanda Avraham’ın imanından olanlardır. O hepimizin babasıdır. \v 17 Yazılmış olduğu gibi, “Seni birçok ulusun babası yaptım.” Avraham ölülere yaşam veren, olmayan şeyleri olanlar gibi çağıran Tanrı’nın önünde iman etti. \v 18 Avraham, umutsuzluğa karşı, birçok ulusun babası olacağına, “Senin soyun böyle olacak” \v 19 sözüne umutla iman etti. Yüz yaşına yaklaşmış, ölü denebilecek bedenini ve Sarah’ın ölü rahmini düşünüp imanı zayıflamadı. \p \v 20 Tanrı’nın vaadine bakıp imansızlıkla sallanmadı. Tersine imanı güçlendi ve Tanrı’yı yüceltti. \v 21 Tanrı’nın vaadini yerine getirebileceğinden tam emindi. \v 22 Bu nedenle, bu kendisine doğruluk sayıldı. \v 23 Şimdi, kendisine sayıldığı, yalnızca kendisi için değil, \v 24 Efendimiz Yeşua Mesih’i ölümden dirilten Tanrı’ya iman etmekle doğru sayılacak olan bizler için de yazılmıştır. \v 25 O bizim suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için dirildi. \c 5 \p \v 1 Bu nedenle imanla aklandığımıza göre, Efendimiz Yeşua Mesih aracılığıyla Tanrı’yla barış içindeyiz. \v 2 İçinde durduğumuz bu lütfa O'nun aracılığıyla iman yoluyla kavuştuk. Tanrı’nın yüceliği umuduyla seviniyoruz. \v 3 Yalnız bununla değil, sıkıntılarla da seviniyoruz. \v 4 Çünkü, sıkıntının dayanıklılığı, dayanıklılığın, kanıtlanmış kişiliği, kanıtlanmış kişiliğin de umudu yarattığını biliyoruz. \v 5 Umut bizi hayal kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilen Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür. \v 6 Biz daha güçsüzken, Mesih uygun zamanda tanrısızlar için öldü. \v 7 Çünkü bir kimse doğru insan için güç ölür. İyi insan için belki biri ölmeye cesaret edebilir. \v 8 Ama Tanrı bize olan sevgisini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. \p \v 9 O halde, şimdi O’nun kanıyla aklandığımıza göre, O’nun aracılığıyla Tanrı’nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir. \v 10 Çünkü eğer biz düşmanken, Oğlu’nun ölümü aracılığıyla Tanrı’yla barıştıysak, barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir. \p \v 11 Ve yalnız bu değil, bizi şimdi barıştırmış olan Efendimiz Yeşua Mesih aracılığıyla Tanrı’yla da seviniyoruz. \v 12 Bu nedenle, nasıl günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdiyse, böylece ölüm de bütün insanlara geçti. Çünkü hepsi günah işledi. \v 13 Kutsal Yasa gelene kadar dünyada günah vardı; ama Yasa olmadığında günah sayılmaz. \v 14 Yine de ölüm, Adem’den Moşe’ye kadar, Adem’inkine benzer bir itaatsizlik etmemiş olanların üzerinde de hüküm sürdü. Adem gelecek olan Kişi’nin örneğidir. \v 15 Ama karşılıksız armağan, suç gibi değildir. Çünkü bir kişinin suçuyla birçokları öldüyse, Tanrı’nın lütfu, bir tek adamın, yani Yeşua Mesih’in lütfuyla verilen armağan birçoklarına daha da çoğaldı. \v 16 Armağan, o tek adamın işlediği günah gibi değildir. Çünkü tek suçtan sonra mahkûmiyet geldi, ama birçok suçtan sonra verilen karşılıksız armağan aklanmayı getirdi. \v 17 Eğer ölüm birinin suçuyla biri aracılığıyla hüküm sürdüyse; bol lütuf ve doğruluk armağanını alanların, bir tek adam, yani Yeşua Mesih aracılığıyla yaşamda hüküm sürecekleri çok daha kesindir. \v 18 Böylece tek bir suçla bütün insanlar mahkûm edildiyse; tek bir doğruluk eylemiyle, tüm insanlar yaşamak üzere aklandı. \v 19 Çünkü bir adamın itaatsizliğiyle birçokları günahkâr kılındıysa, bir adamın itaatiyle de birçokları doğru kılınacaktır. \v 20 Kutsal Yasa, suç çoğalsın diye geldi; ama günahın çoğaldığı yerde, lütuf daha da çoğaldı. \v 21 Öyle ki, günah nasıl ölümde hüküm sürdüyse, lütuf da Efendimiz Yeşua Mesih aracılığıyla sonsuz yaşam için doğrulukla hüküm sürsün. \c 6 \p \v 1 O zaman ne diyelim? Lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam mı edelim? \v 2 Kesinlikle hayır! Günaha karşı ölmüş olan bizler bundan böyle nasıl günah içinde yaşayabiliriz? \v 3 Yoksa Mesih Yeşua’ya vaftiz edilenlerin hepsinin O’nun ölümüne vaftiz edildiğini bilmiyor musunuz? \v 4 Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih ölümden nasıl dirildiyse, biz de yeni bir yaşamda yürüyelim diye, vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük. \v 5 Eğer O’nunkine benzer bir ölümle O’nunla birleştiysek, O’nun dirilişinin de bir parçası olacağız. \v 6 Günah bedeni ortadan kaldırılsın diye eski adamın Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğini biliyoruz; öyle ki artık günaha kölelik etmeyelim. \p \v 7 Çünkü ölmüş olan kişi günahtan özgür kılınmıştır. \v 8 Eğer Mesih’le birlikte öldüysek, O’nunla birlikte yaşayacağımıza da inanıyoruz. \p \v 9 Mesih’in ölümden dirilmiş olduğunu ve bir daha ölmeyeceğini biliyoruz. Ölüm artık O’nun üzerinde hakimiyet süremez! \v 10 Çünkü O’nun öldüğü ölüm, günaha karşı bir kez ölmüştür. Yaşamakta olduğu hayatı ise Tanrı için yaşamaktadır. \v 11 Böylece kendinizi günah karşısında ölü, ama Efendimiz Mesih Yeşua’da Tanrı karşısında diri sayın. \p \v 12 Bu nedenle, günahın ölümlü bedenlerinizde hüküm sürmesine izin vermeyin; öyle ki, bedenin tutkularına itaat etmeyesiniz. \v 13 Ayrıca, bedeninizin üyelerini haksızlık araçları olarak günaha sunmayın. Bunun yerine ölümden dirilenler olarak kendinizi Tanrı’ya adayın. Bedeninizin üyelerini de doğruluk araçları olarak Tanrı’ya sunun. \v 14 Çünkü günahın sizin üzerinizde hakimiyeti olmayacak. Çünkü Yasa altında değil, lütuf altındasınız. \p \v 15 Öyleyse Yasa altında değil, lütuf altında olduğumuz için günah mı işleyelim? Kesinlikle hayır! \v 16 Kendinizi hizmetkâr olarak sunup birine itaat ettiğinizde, ya ölüme günahın, ya da doğruluğa itaatin, itaat ettiğiniz kişinin hizmetkârları olduğunuzu bilmiyor musunuz? \v 17 Ama Tanrı'ya şükürler olsun ki, günahın köleleri iken, teslim edildiğiniz öğreti biçimine yürekten itaat ettiniz. \v 18 Günahtan özgür kılınarak doğruluğun köleleri oldunuz. \p \v 19 Bedeninizin güçsüzlüğünden ötürü insan ölçülerine göre konuşuyorum. Çünkü nasıl ki, bedeninizin üyelerini pisliğe ve kötülük üstüne kötülüğe hizmetkâr olarak sunduysanız, şimdi de üyelerinizi kutsallık için doğruluğa hizmetkâr olarak sunun. \v 20 Çünkü günahın hizmetkârlarıyken, doğruluktan özgürdünüz. \v 21 Şimdi utandığınız şeylerden o zaman ne ürününüz oldu? O şeylerin sonu ölümdür. \v 22 Ama şimdi, günahtan özgür kılınıp Tanrı’nın hizmetkârları olduğunuza göre, ürününüz kutsallaşma ve bunun sonucu olan sonsuz yaşamdır. \p \v 23 Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı’nın karşılıksız armağanı ise Efendimiz Mesih Yeşua’da sonsuz yaşamdır. \c 7 \p \v 1 Kutsal Yasa’yı bilenlere söylüyorum, kardeşler Yasa’nın insanın yaşadığı sürece üzerinde hâkimiyetinin olduğunu bilmiyor musunuz? \v 2 Kocası olan kadın, kocası yaşadığı sürece yasayla ona bağlıdır, ama eğer kocası ölürse, onu kocasına bağlayan yasadan özgür olur. \v 3 Öyleyse, eğer kadın kocası yaşarken başka bir adama varırsa, zina etmiş olur. Ama kocası ölürse, yasadan özgürdür. Başka bir adama varırsa zina etmiş olmaz. \p \v 4 Bu nedenle, kardeşlerim, siz de ölümden dirilmiş Olan'a varmak üzere, Mesih’in bedeni aracılığıyla Yasa karşısında öldünüz; ta ki, Tanrı’ya ürün yetiştirelim. \v 5 Çünkü biz benlikteyken, Yasa’nın aracılığıyla olan günahkâr tutkular, ölüme ürün vermek için bedenimizin üyelerinde çalışıyordu. \p \v 6 Ama şimdi, içinde hapsolduğumuz şeye ölmüş olarak Yasa’dan özgür kılındık. Öyle ki, artık harfin eskiliğinde değil, ruhun yeniliğinde hizmet edelim. \p \v 7 O zaman ne diyelim? Yasa günah mıdır? Kesinlikle hayır! Ancak, Yasa olmasaydı, günahın ne olduğunu bilemezdim. Çünkü Yasa, “Göz dikmeyeceksin” dememiş olsaydı, ben göz dikmeyi bilemezdim. \v 8 Ama buyruk aracılığıyla fırsat bulan günah içimde her türlü açgözlülüğü üretti. Çünkü Yasa yokken günah ölüdür. \p \v 9 Bir zamanlar Yasa yokken, ben yaşıyordum, ama buyruk gelince günah dirildi, ben de öldüm. \v 10 Yaşam için olan buyruğun, ölüm için olduğunu buldum. \v 11 Çünkü günah, buyruk aracılığıyla fırsat bulup beni kandırdı ve onun aracılığıyla beni öldürdü. \v 12 Bu nedenle, Yasa gerçekten kutsaldır. Buyruk da kutsal, doğru ve iyidir. \p \v 13 Öyleyse iyi olan şey bana ölüm mü oldu? Kesinlikle hayır! Ama günahın, günah olduğu ortaya çıksın diye, iyi olanın aracılığıyla bende ölüm üretiyordu; taki, buyruk aracılığıyla günah fazlasıyla günahkâr olsun. \v 14 Çünkü Yasa’nın ruhsal olduğunu biliyoruz, ama ben bedenselim, günah altında satılmışım. \v 15 Çünkü ne yaptığımı anlamıyorum. Çünkü yapmak istediğim şeyi yapmıyorum; ama nefret ettiğimi şeyi yapıyorum. \v 16 Ama istemediğimi yaparsam, Yasa’nın iyi olduğunu kabul etmiş oluyorum. \v 17 Öyleyse bunu artık ben değil, ama içimde barınan günah yapıyor. \v 18 Çünkü bende, yani benliğimde iyi bir şeyin barınmadığını biliyorum. Çünkü içimde istek hazırdır, ama iyi olanı yapmak yoktur. \v 19 Çünkü istediğim iyi şeyi yapmıyor, ama istemediğim kötü şeyi yapıyorum. \v 20 Ama istemediğim şeyi yapıyorsam, bunu yapan artık ben değil, bende duran günahtır. \v 21 O zaman bundan şu kuralı buluyorum: Ben iyilik yapmak isterken, kötülük halihazırdır. \v 22 İçsel kişiliğimde Tanrı’nın Yasası’ndan zevk alıyorum. \v 23 Ama bedenimin üyelerinde farklı bir yasa görüyorum. Aklımın yasasına karşı savaşıyor ve beni bedenimin üyelerindeki günah yasasına tutsak ediyor. \v 24 Ne zavallı insanım! Bu ölüm bedeninden beni kim kurtaracak? \v 25 Efendimiz Yeşua Mesih aracılığıyla Tanrı’ya şükürler olsun! Öyleyse ben kendim akılla Tanrı’nın Yasası’na, ama benlikle günahın yasasına hizmet ediyorum. \c 8 \p \v 1 Bu nedenle, Mesih Yeşua’da olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur. Onlar benliğe göre değil, Ruh'a göre yürürler. \v 2 Çünkü Mesih Yeşua’daki yaşam Ruhu’nun yasası beni günahın ve ölümün yasasından özgür kıldı. \v 3 Benlikten ötürü zayıf olan Yasa’nın yapamadığını, Tanrı yaptı. Öz Oğlu’nu günah bedeni benzerliğinde günah için gönderip günahı benlikte mahkûm etti. \v 4 Öyle ki, Yasa’nın hükmü, benliğe göre değil, Ruh’a göre yaşayan bizlerde yerine gelsin. \v 5 Benliğe göre yaşayanlar benlikle ilgili, Ruh’a göre yaşayanlarsa Ruh’la ilgili şeyleri düşünürler. \v 6 Çünkü benliğin düşüncesi ölümdür, Ruh’un düşüncesi ise yaşam ve esenliktir. \v 7 Çünkü benliğin düşüncesi Tanrı’ya düşmandır. Tanrı’nın Yasası’na boyun eğmez, eğemez de. \v 8 Benlikte olanlar Tanrı’yı hoşnut edemezler. \v 9 Ama eğer Tanrı’nın Ruhu içinizde yaşıyorsa, benlikte değil, Ruh’tasınız. Ama bir kimsede Mesih’in Ruhu yoksa, o kişi Mesih’in değildir. \v 10 Eğer Mesih içinizdeyse, beden günahtan dolayı ölüdür, ama ruh doğruluktan dolayı diridir. \v 11 Yeşua’yı ölümden diriltenin Ruhu içinizde yaşıyorsa, Mesih Yeşua’yı ölümden dirilten, içinizde bulunan Ruhu aracılığıyla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir. \p \v 12 Öyleyse kardeşlerim, borçluyuz ama benliğe göre yaşamak için benliğe borçlu değiliz. \v 13 Çünkü eğer benliğe göre yaşarsanız, öleceksiniz; ama bedenin işlerini Ruh’la öldürürseniz, yaşayacaksınız. \v 14 Çünkü Tanrı’nın Ruhu tarafından yöneltilenlerin hepsi, Tanrı’nın çocuklarıdır. \v 15 Çünkü yine korku için kölelik ruhunu almadınız, ama evlatlık ruhunu aldınız. Bu ruh aracılığıyla, “Abba! Baba!” diye haykırıyoruz. \p \v 16 Ruh’un kendisi, bizim ruhumuzla Tanrı’nın çocukları olduğumuza tanıklık eder. \v 17 Eğer çocuklarsak, o zaman mirasçılarız. Eğer Mesih’le birlikte yüceltilmek üzere acı çekiyorsak, Tanrı’nın mirasçılarıyız, Mesih’le ortak mirasçılarız. \p \v 18 Öyle düşünüyorum ki, içinde bulunduğumuz bu zamanın acıları, bize gösterilecek olan yücelikle karşılaştırılmaya değmez. \v 19 Çünkü yaratılış, Tanrı’nın çocuklarının ortaya çıkmasını sabırsızlıkla bekliyor. \v 20 Çünkü yaratılış, boşunalığa tabi kılındı. Bu yaratılışın kendi isteğiyle değil, onu boşunalığa tabi kıldırandan dolayı oldu. \v 21 Bu umutla ki, yaratılışın kendisi de çürümenin köleliğinden kurtarılıp Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşacaktır. \v 22 Çünkü bütün yaratılışın şimdiye dek birlikte inleyip ağrı çektiğini biliyoruz. \v 23 Yalnız bu değil, biz de Ruh’un ilk ürünlerine sahip olan bizler de, evlatlığa alınmayı, bedenlerimizin kurtuluşunu bekleyerek içimizden inliyoruz. \v 24 Çünkü umutla kurtulduk, ama görülen umut umut değildir. Kim gördüğü şeyi umut eder? \v 25 Ama görmediğimizi umarsak, onu sabırla bekleriz. \p \v 26 Aynı şekilde, Ruh da zayıflıklarımıza yardım eder. Çünkü ne için dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz. Ama Ruh’un kendisi dile gelmeyen iniltilerle bizim için aracılık eder. \v 27 Yürekleri araştıran Tanrı, Ruh’un düşüncesini bilir. Çünkü Ruh, Tanrı'ya göre kutsallar için aracılık eder. \p \v 28 Tanrı’yı sevenler ve O’nun amacına göre çağrılmış olanlar için her şeyin birlikte iyilik için çalıştığını biliyoruz. \v 29 Çünkü Tanrı önceden bildiği kişileri Oğlu’nun suretine dönüştürmek üzere önceden belirledi. Öyle ki, birçok kardeş arasında ilk doğan olsun. \v 30 Tanrı önceden belirlediği kişileri çağırdı, çağırdıklarını akladı ve akladıklarını yüceltti. \p \v 31 Öyleyse bu şeyler için ne diyelim? Eğer Tanrı bizden yanaysa, kim bize karşı olabilir? \v 32 Öz Oğlu’nu bile esirgemeyip O’nu hepimiz için teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi karşılıksız vermeyecek mi? \v 33 Tanrı’nın seçilmişlerini kim suçlayabilir? Aklayan Tanrı’dır. \v 34 Mahkûm eden kimdir? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih Yeşua, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir. \p \v 35 Mesih’in sevgisinden bizi kim ayıracaktır? Sıkıntı mı, ıstırap mı, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? \v 36 Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz. \q2 Boğazlanacak koyun sayıldık.” \p \v 37 Ama bizi sevenin aracılığıyla bütün bunlarda galiplerden üstünüz. \v 38 Çünkü eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki, ne gelecek şeyler, ne güçler, \v 39 Ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Efendimiz Mesih Yeşua’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya gücü yetecektir. \c 9 \p \v 1 Mesih’te gerçeği söylüyorum. Yalan söylemiyorum, vicdanım Kutsal Ruh'ta benimle birlikte tanıklık ediyor. \v 2 Yüreğimde büyük bir keder, dinmeyen bir acı var. \v 3 Çünkü kardeşlerimin, soydaşlarımın uğruna ben kendim lanetlenip Mesih’ten koparılmayı dilerdim. \v 4 Onlar İsraelliler'dir; evlatlık, yücelik, antlaşmalar, Yasa'nın verilmesi, hizmet ve vaatler onlarındır. \v 5 Atalar onlarındır ve Mesih de bedensel olarak onlardandır; O her şeyin üstünde olan, sonsuza dek yücelmiş Tanrı'dır. Amin. \p \v 6 Ama Tanrı’nın sözü boşa çıkmış demek değildir. Çünkü İsrael'den olanların hepsi İsraelli değildir. \v 7 Ne de Avraham soyundan olanların hepsi Avraham’ın çocuklarıdır. Ama, “Senin soyun İshak'tan sayılacak.” denilmiştir. \v 8 Yani, bedensel çocuklar Tanrı'nın çocukları değil, vaat çocukları mirasçı sayılır. \v 9 Çünkü vaat sözü şöyleydi: “Belirlenen zamanda geleceğim ve Sarah’ın bir oğlu olacak.” \p \v 10 Yalnız bu değil, Rebeka da birinden, atamız İshak’tan gebe kaldı. \v 11 Çünkü henüz doğmamış, iyi ya da kötü hiçbir şey yapmamışken, Tanrı’nın seçme amacı işlerden değil, ama çağırandan devam etsin diye, \v 12 Rebeka'ya, “Büyük olan küçüğüne hizmet edecek” denildi. \v 13 Yazılmış olduğu gibi, “Yakov’u sevdim, Esav’dan ise nefret ettim.” \p \v 14 Öyleyse ne diyelim? Tanrı’da haksızlık var mıdır? Kesinlikle hayır! \p \v 15 Çünkü Tanrı Moşe’ye, “Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım” dedi. \v 16 Öyleyse bu, isteyenden ya da koşandan değil, ancak merhamet eden Tanrı’dandır. \v 17 Çünkü Kutsal Yazı’da Firavun'a şöyle deniliyor: “Gücümü sende göstermek ve adımı bütün dünyada duyurmak amacıyla, işte seni bunun için yükselttim.” \v 18 Demek ki, Tanrı dilediğine merhamet eder, dilediğini katılaştırır. \p \v 19 O zaman bana, “Tanrı neden hâlâ kusur buluyor? Çünkü kim O’nun iradesine karşı koyacak?” diyeceksin. \v 20 Ama, ey insanoğlu, sen kimsin ki Tanrı’ya karşılık veriyorsun? Kendisine biçim verilen, biçim verene, “Beni neden böyle yaptın” der mi? \v 21 Yoksa çömlekçinin aynı kilden bir kabı onur için, öbürünü onursuzluk için yapmaya hakkı yok mu? \v 22 Ya eğer Tanrı, gazabını göstermek ve gücünü bildirmek isterken, yok edilmek üzere hazırlanan gazap kablarına büyük sabırla katlandıysa, ne diyelim? \v 23 Yücelik için önceden hazırlayıp merhamet kablarına görkeminin zenginliğini göstermek için bunu yaptıysa, ne diyelim? \v 24 Yalnız Yahudiler’den değil, öteki uluslardan da çağırdığı bizler değil miyiz? \v 25 Tanrı’nın Hoşea Kitabı’nda söylediği gibi: \q1 “Halkım olmayana halkım, \q2 Sevgili olmayana, sevgilim diyeceğim.” \q1 \v 26 “Onlara, ‘Siz halkım değilsiniz’ denilen yerde, \q2 Orada onlara diri Tanrı’nın çocukları denecek.” \p \v 27 Yeşaya İsrael için şöyle haykırıyor: \q1 “İsrael'in çocuklarının sayısı denizin kumu kadar olsa da, \q2 Kurtulacak olanlar artakalanıdır. \p \v 28 Çünkü Efendi yeryüzündeki işini kısa yapacak, \q2 Çünkü işi bitirip doğrulukla kısaltacak.” \p \v 29 Yeşaya’nın önceden söylediği gibi: \p “Ordular Efendisi bir tohum bırakmamış olsaydı, \q2 Sodom gibi olur, Gomora’ya benzerdik.” \p \v 30 O zaman ne diyelim? Doğruluğun peşinden gitmeyen uluslar doğruluğa, imandan olan doğruluğa eriştiler; \v 31 Ama doğruluk yasasının peşinden giden İsrael, doğruluk yasasına erişmedi. \v 32 Neden? Çünkü imanla değil, işlerle olurmuş gibi aradılar. Tökezleme taşında tökezlediler. \v 33 Yazılmış olduğu gibi: \q1 “İşte, Siyon’da bir tökezleme taşı bir gücenme kayası koyuyorum. \q2 O’na iman eden hiç kimse hayal kırıklığına uğramayacaktır.” \c 10 \p \v 1 Kardeşler, yüreğimin arzusu ve İsrael için Tanrı'ya duam onların kurtuluşları içindir. \v 2 Çünkü onlar için tanıklık ederim ki, Tanrı için gayretleri var, ama bu bilgiye göre değildir. \p \v 3 Çünkü Tanrı'nın doğruluğunu bilmedikleri ve kendi doğruluklarını kurmaya çalıştıkları için, Tanrı’nın doğruluğuna tabi olmadılar. \p \v 4 Çünkü Mesih, iman eden herkese doğruluk için Yasa'nın tamamlanmasıdır. \v 5 Çünkü Moşe, Kutsal Yasa doğruluğu hakkında şöyle yazıyor: “Onları yapan, onlar aracılığıyla yaşayacaktır.” \v 6 İmandan olan doğruluk ise şöyle diyor: “Kendi yüreğinde, ‘Göğe, yani Mesih’i indirmeye kim çıkacak?’ deme.’ \v 7 Ya da, ‘Derinliklere, yani Mesih’i ölülerden çıkarmaya, kim inecek?’ deme. \v 8 Ama ne deniyor? “Söz sana yakındır; ağzında ve yüreğindedir.” İşte duyurduğumuz iman sözü budur. \v 9 Eğer Yeşua’nın Efendi olduğunu ağzınla söylersen ve Tanrı’nın O’nu ölümden dirilttiğine yüreğinde iman edersen kurtulacaksın. \v 10 Çünkü kişi yürekle iman ederek doğru sayılır, imanını ağzıyla söyleyerek kurtulur. \v 11 Kutsal Yazı şöyle der: “O’na iman eden hayal kırıklığına uğratılmayacaktır.” \p \v 12 Çünkü Yahudi Grek ayrımı yoktur. Aynı Efendi hepsinin Efendisi’dir, kendisini çağıran herkese karşı zengindir. \v 13 Çünkü, “Efendi’nin adını çağıran herkes kurtulacaktır.” \v 14 Öyleyse iman etmedikleri kişiyi nasıl çağıracaklar? Duymadıkları kişiye nasıl iman edecekler? Duyuran olmazsa nasıl duyacaklar? \v 15 Eğer gönderilmezlerse, nasıl duyuracaklar? Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Esenlik Müjdesi'ni duyuranların, \q2 İyi şeylerin müjdesini getirenlerin ayakları ne güzeldir!” \p \v 16 Ama yine de hepsi sevindirici haberi dinlemediler. Çünkü Yeşaya, “Efendi, haberimize kim inandı?” diyor. \v 17 Demek ki iman, duymakla, duymak da Tanrı’nın sözü aracılığıyla olur. \v 18 Ama soruyorum: Duymadılar mı? Kuşkusuz duydular. \p “Sesleri bütün yeryüzüne, \p Sözleri dünyanın uçlarına vardı.” \p \v 19 Ama soruyorum: İsrael bilmiyor muydu? İlkin Moşe şöyle diyor: \q1 “Sizi ulus olmayanla kıskandıracağım.’ \q2 Anlayıştan yoksun bir ulusla sizi öfkelendireceğim.” \p \v 20 Yeşaya da çok cesurca şöyle diyor: \q1 “Beni aramayanlar tarafından bulundum. \q2 Beni sormayanlara kendimi gösterdim.” \p \v 21 Ama İsrael için şöyle diyor: ““Bütün gün ellerimi itaatsiz ve aksi bir halka uzattım.” \c 11 \p \v 1 Öyleyse soruyorum, Tanrı halkını reddetti mi? Kesinlikle hayır! Çünkü ben de Benyamin oymağından Avraham’ın soyundan bir İsraelli’yim. \v 2 Tanrı önceden bildiği halkını reddetmedi. Yoksa İsrael’e karşı Tanrı’ya yakaran Eliya hakkında Kutsal Yazı’nın ne dediğini bilmiyor musunuz? \v 3 “Ey Efendi, peygamberlerini öldürdüler, sunaklarını yıktılar. Yalnız ben kaldım, benim yaşamımın da peşindeler.” \p \v 4 Tanrı ona nasıl yanıt verdi? “Baal’a diz çökmemiş yedi bin kişiyi kendime ayırdım.” \v 5 Aynı şekilde, şimdiki zamanda da lütfun seçimine göre bir kalıntı vardır. \v 6 Ve eğer lütufla ise, artık işlerden değildir; yoksa lütuf artık lütuf olmaz. Ama eğer işlerden ise, artık lütuf değildir; yoksa iş artık iş olmaz. \p \v 7 Öyleyse ne olacak? İsrael aradığını elde edemedi, seçilmiş olanlar elde etti ve geri kalanlar katılaştı. \v 8 Yazılmış olduğu gibi: “Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; bugüne dek görmeyen gözler, işitmeyen kulaklar verdi.” \p \v 9 David de şöyle der: \q1 “Sofraları onlara tuzak, kapan, \q2 Tökez ve kendilerine ceza olsun. \q1 \v 10 Gözleri kararsın, görmesinler. \q2 Bellerini hep iki büklüm et.” \p \v 11 O zaman soruyorum: Düşmek için mi tökezlediler? Kesinlikle hayır! Ama kendilerini kışkandırmak için onların düşüşüyle öteki uluslara kurtuluş geldi. \v 12 Şimdi eğer onların düşüşü dünyaya bolluk, kayıpları uluslara zenginlik getirdiyse, onların bütünlüğü çok daha büyük bir zenginlik getirecektir! \v 13 Şimdi siz uluslara söylüyorum: Madem ki, ben ulusların elçisiyim, hizmetimi yüce sayıyorum. \v 14 Belki bir şekilde soydaşlarımı kıskandırıp onlardan bazılarını kurtarabilirim. \p \v 15 Çünkü onların reddedilmesi dünyanın barışması olduysa, kabul edilmeleri ölümden yaşam değil de nedir? \v 16 Eğer ilk ürün kutsalsa, hamur da kutsaldır. Eğer kök kutsalsa, dallar da kutsaldır. \v 17 Ama dallardan bazıları kesildiyse ve sen yabani bir zeytin olarak onların arasına aşılanıp zeytin ağacının semiz köküne ortak oldunsa, \v 18 Dallara karşı övünme. Eğer övünüyorsan, unutma ki, kökü taşıyan sen değilsin, kök seni taşıyor. \v 19 O zaman, “Ben aşılanayım diye dallar kesildi” diyeceksin. \v 20 Doğru, onlar imansızlıkları yüzünden kesildiler ve sen imanla yerinde duruyorsun. Böbürlenme, kork! \v 21 Çünkü eğer Tanrı doğal dalları esirgemediyse, seni de esirgemeyecektir. \p \v 22 Öyleyse Tanrı’nın iyiliğini de sertliğini de gör. O düşenlere karşı serttir, ama iyiliğine bağlı kalırsan sana karşı iyidir. Yoksa sen de kesilip atılırsın. \v 23 Eğer imansızlık edip direnmezlerse, onlar da aşılanacaklardır. Çünkü Tanrı’nın gücü onları yeniden aşılamaya yeter. \p \v 24 Eğer sen yabani zeytin ağacından kesilip doğaya aykırı olarak iyi zeytin ağacına aşılandınsa, doğal dallar olan bunların kendi zeytin ağacına aşılanacakları çok daha kesindir! \p \v 25 Kardeşler, kendi kendinize bilgiçlik taslamayasınız diye, şu sırdan habersiz kalmanızı istemem: Öteki ulusların doluluğu içeri girinceye dek İsrael de kısmen katılaşma oldu. \v 26 Böylece bütün İsrael kurtulacaktır. Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Kurtarıcı Siyon’dan çıkacak, \q2 Yakov’dan tanrısızlığı uzaklaştıracak. \q1 \v 27 Onların günahlarını kaldıracağım zaman \q2 Onlarla yapacağım antlaşma budur.” \p \v 28 Müjde’ye gelince onlar sizin uğrunuza düşman oldular. Ama seçime gelince ataları uğruna onlar sevgililerdir. \v 29 Çünkü Tanrı’nın armağanları ve çağrısı geri alınamaz. \v 30 Çünkü siz bir zamanlar Tanrı’ya itaatsizdiniz, ama şimdi onların itaatsizliğiyle merhamete kavuştunuz. \v 31 Aynı şekilde onlar da şimdi itaatsiz oldular ki, size gösterilen merhametle onlar da merhamete kavuşsunlar. \v 32 Çünkü Tanrı, merhametini herkese göstermek için herkesi itaatsizliğe bağladı. \p \v 33 Tanrı’nın zenginliği, bilgeliği ve bilgisi ne derindir! O’nun yargılarına akıl ermez, yollarının izi sürülemez! \q1 \v 34 “Efendi’nin düşüncesini kim bildi? \q2 Ya da O’nun öğütçüsü oldu?” \q1 \v 35 “Kim O’na bir şey verdi ki, \q2 Kendisine yine geri ödesin?” \p \v 36 Çünkü her şey O'ndan, O'nun aracılığıyla ve O'nun içindir. O’na sonsuza dek yücelik olsun! Amin. \c 12 \p \v 1 Bu nedenle kardeşlerim, Tanrı'nın merhametleri için size yalvarırım, bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı'ya yaraşır birer kurban olarak sunun. Bu sizin ruhsal tapınmanızdır. \v 2 Bu dünyaya uymayın, tersine Tanrı’nın iyi, beğenilir ve kusursuz isteğinin ne olduğunu anlayabilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin. \p \v 3 Bana verilen lütufla hepinize söylüyorum: Kimse kendisini gereğinden daha yüksek saymasın. Bunun yerine, herkes Tanrı’nın her bir kişiye verdiği iman ölçüsüne göre sağduyu ile düşünsün. \v 4-5 Çünkü bir bedende aynı işleve sahip olmayan birçok üyenin olduğu gibi, çok sayıda olan bizler de Mesih’te bir bedeniz ve birbirimizin üyeleriyiz. \v 6 Bize verilen lütfa göre, farklı ruhsal armağanlara sahibiz. Armağanımız peygamberlikse, imanımız oranında peygamberlik edelim. \v 7 Ya da hizmetse, kendimizi hizmete verelim. Öğretense, öğretsin. \v 8 Öğüt veren, öğütte bulunsun. Veren, bunu cömertçe yapsın. Yöneten, gayretle yönetsin. Merhamet gösteren, neşeyle yapsın. \p \v 9 Sevginiz iki yüzlü olmasın. Kötülükten nefret edin, iyiliğe sarılın. \p \v 10 Kardeşlik sevgisi içinde, birbirinizi şefkatle sevin. Saygıda birbirinize öncelik tanıyın. \v 11 Gayrette geri kalmayın. Ruhta ateşli olun. Efendi’ye hizmet edin. \v 12 Umutta sevinin. Sıkıntıya katlanın. Dualarınızı kararlılıkla sürdürün. \v 13 Kutsalların ihtiyaçlarına katkıda bulunun. Konukseverliğe meyilli olun. \v 14 Size zulmedenleri kutsayın; kutsayın, lanet etmeyin. \v 15 Sevinenlerle sevinin. Ağlayanlarla ağlayın. \v 16 Birbirinize karşı aynı düşüncede olun. Yüksek şeyleri düşünmeyin, ama alçakgönüllülerle arkadaşlık edin. Kendi kendinize bilgiçlik taslamayın. \v 17 Kimse kötülüğe kötülükle karşılık vermesin. Herkesin gözünde iyi olanı gözetin. \v 18 Mümkünse, elinizden geldiğince, bütün insanlarla barış içinde olun. \v 19 Ey sevgililer, kendiniz için öç almayın; bunu Tanrı’nın gazabına bırakın. Çünkü şöyle yazılmıştır: “‘Öç benimdir, karşılığını ben vereceğim’ diyor Efendi.” \v 20 Bu nedenle \q1 “Eğer düşmanın açsa onu doyur, \q2 Eğer Susamışsa su ver. \q2 Böyle yaparak onun başına kızgın ateş korlarını yığmış olursun.” \p \v 21 Kötülüğe yenilme, tersine kötülüğü iyilikle yen. \c 13 \p \v 1 Her can, başta bulunan yetkililere tabi olsun. Çünkü Tanrı’dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından atanmıştır. \v 2 Bu nedenle, yönetime direnen, Tanrı’nın düzenine karşı direnmiş olur. Direnenler de yargılanır. \v 3 Yetkililer iyi işe değil, ama kötü işe korkudurlar. Yönetimden korkmak istemiyorsan, iyi olanı yap, böylece yönetimin övgüsünü kazanırsın. \v 4 Çünkü o senin yararına Tanrı hizmetkârıdır. Ama eğer kötü olanı yaparsan, kork! Çünkü yönetim kılıcı boş yere taşımıyor; Tanrı hizmetkârı olduğundan, kötülük yapana karşı gazap için öç alıcıdır. \v 5 Bu nedenle, yalnızca gazaptan dolayı değil, ama vicdan nedeniyle de tabi olmak gerekir. \v 6 Vergi ödemenizin nedeni de budur, çünkü onlar sürekli tam bu işi yapan Tanrı hizmetinin hizmetkârlarıdır. \p \v 7 Bu nedenle herkese hakkını verin: Vergi hakkı olana vergiyi, gümrük hakkı olana gümrüğü, saygı hakkı olana saygıyı, onur hakkı olana onuru verin. \p \v 8 Birbirinizi sevmekten başka kimseye bir şey borçlu olmayın. Çünkü komşusunu seven Yasa’yı yerine getirmiş olur. \v 9 Çünkü, “Zina etmeyeceksin”, “Adam öldürmeyeceksin”, “Çalmayacaksın”, “Göz dikmeyeceksin” ve bundan başka ne buyruk varsa, hepsi şu sözde özetlenmiştir: “Komşunu kendin gibi seveceksin.” \v 10 Sevgi komşuya zarar vermez. Bu nedenle sevgi, Kutsal Yasa’nın yerine getirilmesidir. \p \v 11 Bunu, uykudan uyanma zamanınızın geldiğini bilerek, zamanın farkında olarak yapın. Çünkü şimdi kurtuluşumuz, ilk iman ettiğiniz zamandan daha yakındır. \v 12 Gece ilerledi, gündüz yaklaştı. O halde karanlığın işlerini üzerimizden atalım ve ışığın silahlarını kuşanalım. \v 13 Gündüz vaktinde olduğu gibi, düzgün bir şekilde yaşayalım. Çılgınca eğlencelere, sarhoşluğa, fuhuşa, azgınca davranışlara, çekişmeye ve kıskançlığa kapılmayalım. \v 14 Tersine, Efendi Yeşua Mesih’i kuşanın ve bedene ve benliğin tutkularına uymayı düşünmeyin. \c 14 \p \v 1 İmanda zayıf olanı kabul edin, ama fikirler üzerinde tartışmak için değil. \p \v 2 Birinin her şeyi yemeye imanı vardır, ama zayıf olan yalnızca sebze yer. \v 3 Yiyen yemeyeni hor görmesin. Yemeyen, yiyeni yargılamasın. Çünkü Tanrı onu kabul etmiştir. \v 4 Sen kimsin ki, başkasının hizmetkârını yargılıyorsun? Kendi efendisi karşısında durur ya da düşer. Evet, durdurulacaktır, çünkü Tanrı'nın onu durdurmaya gücü vardır. \p \v 5 Biri bir günü öteki günden önemli sayar, diğeri her günü bir sayar. Herkesin kendi düşüncesine tam güveni olsun. \v 6 Belirli bir günü sayan, bunu Efendi için sayar; saymayan Efendi için saymaz. Yiyen, Tanrı’ya şükrederek Efendi için yer; yemeyen Efendi için yemez ve Tanrı’ya şükreder. \v 7 Çünkü hiçbirimiz kendimiz için yaşamayız, kendimiz için de ölmeyiz. \v 8 Yaşarsak, Efendi için yaşarız. Ya da ölürsek, Efendi için ölürüz. Öyleyse, yaşarsak da ölürsek de Efendi’ye aitiz. \v 9 Bunun için Mesih hem ölülerin hem de dirilerin Efendisi olmak üzere ölüp dirildi. \p \v 10 Öyleyse sen, neden kardeşini yargılıyorsun? Ya da sen, neden kardeşini hor görüyorsun? Çünkü hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önünde duracağız. \v 11 Çünkü şöyle yazılmıştır: \q1 ‘‘Varlığımın hakkı için, ‘Her diz önümde çökecek. \q2 Her dil Tanrı'ya açıkça söyleyecek’ diyor Efendi.” \p \v 12 O zaman her birimiz kendi adına Tanrı’ya hesap vereceğiz. \p \v 13 Bu nedenle, artık birbirimizi yargılamayalım. Bunun yerine, kimse kardeşinin yoluna tökezleme taşı ya da düşmesine neden olacak bir durum koymamaya karar versin. \v 14 Efendi Yeşua’da biliyorum ve eminim ki, hiçbir şey kendiliğinden kirli değildir. Ama bir şeyi kirli sayan için o şey kirlidir. \v 15 Yine de kardeşin yediğin bir şey yüzünden kederliyse, artık sevgide yürümüyorsun. Mesih’in uğruna öldüğü kardeşini yiyeceğinle mahvetme. \v 16 Öyleyse sizin için iyi olanın karalanmasına izin vermeyin. \v 17 Çünkü Tanrı’nın Krallığı yiyecek içecek değil, ama doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruh’ta sevinçtir. \v 18 Bu şeylerde Mesih’e hizmet eden kişi, Tanrı tarafından kabul edilir, insanlar tarafından da onaylanır. \p \v 19 Öyleyse, esenlik getiren ve birbirimizin gelişmesini sağlayan şeylerin peşinden gidelim. \v 20 Yiyecek uğruna Tanrı’nın işini bozma! Her şey gerçekten temizdir, ancak yedikleriyle başkasını tökezleten kişi kötülük etmiş olur. \v 21 Et yememek, şarap içmemek, kardeşinin tökezlemesine ya da zayıf düşmesine neden olacak herhangi bir şey yapmamak iyidir. \p \v 22 İnancın var mı? Onu Tanrı önünde kendine sakla. Onayladığı şeyden ötürü kendini yargılamayan kişiye ne mutlu. \v 23 Ama kuşku duyan kişi yerse mahkûm olur, çünkü imandan değildir; imandan olmayan her şey ise günahtır. \p \v 24 Tanrı, Müjde'me ve duyurduğum Yeşua Mesih’in sözüne göre, uzun çağlar boyunca saklı tutulan sırrı açıklayan vahyi uyarınca sizi pekiştirecek güçtedir. \v 25 O sır şimdi açıklandı: Ebedi Tanrı’nın buyruğuna göre peygamberlerin yazıları aracılığıyla tüm uluslara iman itaati için bildirildi. \v 26 Bilge olan tek Tanrı’ya Yeşua Mesih aracılığıyla sonsuza dek yücelik olsun! Amin. \c 15 \p \v 1 Güçlü olan bizler, güçsüzlerin zayıflılıklarını taşımalı, kendimizi hoşnut etmemeliyiz. \v 2 Her birimiz komşusunu geliştirmek ve iyiliği için onu hoşnut etsin. \v 3 Çünkü Mesih de kendini hoşnut etmedi. Ancak, yazılmış olduğu gibi: “Sana hakaret edenlerin hakaretleri benim üzerime düştü.” \v 4 Önceden yazılan her şey, bizi eğitmek için yazıldı. Öyle ki, sabırla ve Kutsal Yazılar’ın verdiği cesaretle umudumuz olsun. \v 5 Sabır ve cesaret Tanrısı, Mesih Yeşua’ya göre birbirinizle aynı düşüncede olmanızı sağlasın. \v 6 Öyle ki, birlik içinde bir ağızdan Efendimiz Yeşua Mesih’in Tanrısı’nı ve Babası’nı yüceltesiniz. \p \v 7 Bu nedenle, Mesih’in sizi kabul ettiği gibi, Tanrı’nın yüceliği için birbirinizi kabul edin. \v 8 Şimdi diyorum ki, Mesih Tanrı'nın gerçeği için sünnetlilerin hizmetkârı oldu, öyle ki atalara verilen vaatleri doğrulasın, \v 9 Ve öteki uluslar merhameti için Tanrı'yı yüceltsin. Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Bu nedenle, uluslar arasında sana övgüler sunacağım, \q2 Adına ilahiler söyleyeceğim.” \p \v 10 Yine şöyle diyor, \q1 “Ey uluslar, O’nun halkıyla birlikte sevinin.” \p \v 11 Yine, \q1 “Ey bütün uluslar, Efendi’yi övün! \q2 Bütün halklar O’nu övsün.” \p \v 12 Yine Yeşaya şöyle diyor: \q1 “Yişay’ın Kökü ortaya çıkacak, \q2 Uluslara hükmetmek üzere yükselecek; \q2 Uluslar O’na umut bağlayacak.” \p \v 13 Umut Tanrısı, Kutsal Ruh’un gücüyle umutla dolup taşmanız için imanda sizi tam bir sevinç ve esenlikle doldursun. \p \v 14 Kardeşlerim, ben de sizin hakkınızda eminim ki, iyilikle dolusunuz, her türlü bilgiyle dolusunuz, diğerlerine de öğüt verebilecek durumdasınız. \v 15 Ama Tanrı’nın bana verdiği lütufla, bazı kısımları yeniden hatırlatmak için size daha cesaretle yazdım. \v 16 Bu lütufla uluslar yararına Mesih Yeşua’nın hizmetkârı oldum. Görevim Tanrı’nın Müjdesi’ni bir kâhin olarak duyurmaktır. Öyle ki uluslar, Kutsal Ruh tarafından kutsal kılınarak Tanrı’yı hoşnut eden bir sunu olsun. \v 17 Bu nedenle, Tanrı’ya ait şeylerde Mesih Yeşua’yla övünüyorum. \p \v 18 Çünkü, ulusların söz dinlemesi için Mesih’in benim aracılığımla yaptıkları dışında başka hiçbir şeyden söz etmeye cesaret edemem. \p \v 19 Belirtiler ve harikalar yaratan güçle, Kutsal Ruh’un gücüyle Yeruşalem’den başlayıp İllirikum'a kadar, Mesih’in Müjdesi’ni tam duyurdum. \v 20 Amacım bir başkasının attığı temel üzerine bina etmemekti. Bu nedenle, Müjde’yi Mesih’in adının henüz anılmadığı yerlerde duyurdum. \v 21 Yazılmış olduğu gibi: \q1 “Ondan habersiz olanlar görecekler. \q2 Duymamış olanlar anlayacaklar.” \p \v 22 Bu yüzden, size gelmem kaç kez engellendi. \v 23 Ama şimdi, bu bölgelerde artık yerim kalmadığından, bunca yıldır da size gelmeyi arzuladığımdan, \v 24 İspanya’ya giderken size geleceğim. Yolculuk sırasında sizi görüp bir süre dostluğunuza doyduktan sonra oraya doğru tarafınızdan gönderilmeyi umuyorum. \v 25 Ama şimdi diyorum ki, kutsallara hizmet etmek için Yeruşalem’e gidiyorum. \v 26 Çünkü Makedonya ve Ahaya’dakiler, Yeruşalem’deki kutsallar arasındaki yoksullar için yardım toplamayı uygun gördüler. \v 27 Evet, uygun gördüler. Çünkü onlara borçludurlar. Madem uluslar onların ruhsal şeylerine ortak oldular, uluslar da maddesel şeylerle onlara hizmet etmeye borçludurlar. \v 28 Bu işi tamamlayıp bu ürünü onlara mühürledikten sonra sizin yolunuzdan İspanya'ya gideceğim. \v 29 Size geldiğimde Mesih’in Müjdesi’nin bereketinin doluluğuyla geleceğimi biliyorum. \p \v 30 Kardeşler, Efendimiz Yeşua Mesih için ve Ruh’un sevgisi için size yalvarıyorum; benimle birlikte Tanrı’ya dua ederek uğraşıma katılın. \v 31 Öyle ki, Yahudiye’deki itaatsizlerden kurtulayım ve Yeruşalem için olan hizmetim kutsallar tarafından kabul görsün. \v 32 Böylece, Tanrı’nın isteğiyle sevinçle yanınıza geleyim ve sizlerle birlikte huzur bulayım. \v 33 Esenlik Tanrısı hepinizle birlikte olsun! Amin. \c 16 \p \v 1 Kenhere’de bulunan topluluğun hizmetkârı olan kız kardeşimiz Fibi’yi size tavsiye ederim. \v 2 Onu kutsallara yaraşır biçimde, Efendi’de kabul edin. Herhangi bir konuda ihtiyacı olursa kendisine yardım edin. Çünkü o da birçoklarına ve bana yardım etti. \p \v 3 Mesih Yeşua’da emektaşlarım olan Priska ve Akvila’ya selamlarımı iletin. \v 4 Onlar benim hayatım uğruma boyunlarını tehlikeye attılar. Yalnız ben değil, öteki ulusların bütün toplulukları da onlara şükran borçludur. \p \v 5 Onların evinde bulunan topluluğa da selamlarımı iletin. Asya İli’nde Mesih’e ilk ürün olan sevgili kardeşim Epenetus’a selam söyleyin. \v 6 Bizim için çok emek vermiş olan Mariyam’a selam söyleyin. \v 7 Elçiler arasında tanınmış ve benden önce Mesih’e inanmış olan soydaşlarım ve hapishane arkadaşlarım Andronikus’la Yunya’ya selam edin. \p \v 8 Efendi’de sevdiğim Ampliatus’a selam söyleyin. \v 9 Mesih’te emektaşımız olan Urbanus’a ve sevgili Stakis’e selam söyleyin. \v 10 Mesih’te beğenilmiş olan Apellis’e selam söyleyin. Aristobulus’un ev halkından olanlara selam söyleyin. \v 11 Soydaşım Herodion’a selam söyleyin. Narkis’in ev halkından Efendi’de olanlara selam söyleyin. \v 12 Efendi’ye hizmet eden Trifena’yla Trifosa’ya selam söyleyin. Efendi için çok emek vermiş olan sevgili Persis’e selam söyleyin. \v 13 Efendi’de seçilmiş olan Rufus’a, benim de annem olan annesine selam söyleyin. \v 14 Asinkritus, Flegon, Hermes, Patrovas, Hermas ve yanlarında bulunan kardeşlere selam söyleyin. \p \v 15 Filologus’la Yulya’ya, Nereus’la kız kardeşini, Olimpas’ı ve onlarla birlikte olan bütün kutsallara selam söyleyin. \v 16 Birbirinizi kutsal öpüşle selamlayın. Mesih’in toplulukları size selam ederler. \p \v 17 Kardeşlerim, size yalvarıyorum, aldığınız öğretiye karşı çıkarak bölünmelere ve tökezlemelere neden olan kişilere dikkat edin, onlardan sakının. \v 18 Böyle olanlar Efendimiz Yeşua Mesih’e değil, kendi karınlarına hizmet ediyorlar. Tatlı ve pohpohlayıcı sözlerle saf kişilerin yüreklerini kandırıyorlar. \v 19 Çünkü itaatiniz herkes tarafından biliniyor. Bu yüzden sizin için seviniyorum. Ama iyilik konusunda bilge, kötülük konusunda ise masum olmanızı dilerim. \v 20 Esenlik Tanrısı yakında Şeytan’ı ayaklarınızın altında ezecektir. \p Efendimiz Yeşua Mesih’in lütfu sizinle birlikte olsun. \p \v 21 Emektaşım Timoteos, soydaşlarım Lukius, Yason ve Sosipater size selam ederler. \v 22 Mektubu yazan ben Tertius, Efendi’de sizi selamlıyorum. \v 23 Beni ve tüm topluluğu evinde konuk eden Gayus sizleri selamlıyor. Kent haznedarı Erastus ve Kuartus kardeş size selam eder. \v 24 Efendimiz Yeşua Mesih’in lütfu hepinizle birlikte olsun! Amin.