\id 2CO - Turkish New Testament \h 2. KORİNTLİLER \toc1 2. KORİNTLİLER \toc2 2. KORİNTLİLER \toc3 2. KORİNTLİLER \mt1 2. KORİNTLİLER \c 1 \p \v 1 Tanrı’nın isteğiyle Mesih Yeşua’nın elçisi Pavlus ve kardeşimiz Timoteos, bütün Ahaya’daki kutsalların hepsine ve Tanrı’nın Korint’teki topluluğuna: \v 2 Babamız Tanrı’dan ve Efendimiz Yeşua Mesih’ten size lütuf ve esenlik olsun. \p \v 3 Her türlü tesellinin Tanrısı'na, merhametler Babası’na, Efendimiz Yeşua Mesih’in Tanrısı ve Babası’na övgüler olsun! \v 4 Tanrı’dan aldığımız teselliyle her türlü sıkıntıda olanları teselli edebilmemiz için bizi tüm sıkıntılarımızda teselli eden O’dur. \v 5 Çünkü Mesih’in acıları bizde ne denli çoğalıyorsa, Mesih aracılığıyla tesellimiz de o denli çoğalıyor. \v 6 Ama eğer sıkıntı çekiyorsak, sizin teselliniz ve kurtuluşunuz içindir. Eğer teselli ediliyorsak bu, sizin teselliniz içindir. Bizim çekmekte olduğumuz aynı acılara katlanmanızda siz de etkin olan bu tesellidir. \v 7 Size olan umudumuz sarsılmaz. Çünkü acılara ortak olduğunuz gibi, teselliye de ortak olduğunuzu biliyoruz. \p \v 8 Kardeşlerim, Asya İli’nde başımıza gelen sıkıntılardan habersiz kalmanızı istemiyoruz. Gücümüzün ötesinde çok ezildik. Hatta, yaşamaktan bile umudumuzu kesmiştik. \v 9 Evet, iç varlığımızda ölüme makûmiyet bizimleydi, ta ki, kendimize değil, ölüleri dirilten Tanrı'ya güvenelim, \v 10 Bizi bu denli büyük bir ölümden kurtaran ve kurtarmaya devam edecek olan Tanrı'ya güvendik. O'nun bizi daha da kurtaracağına dair umudumuzu O'na bağladık, \v 11 Sizler de dualarınızda bize yardım ediyorsunuz; böylece birçokları aracılığıyla bize verilen armağan için birçokları bizim adımıza şükran sunsun. \p \v 12 Övünmemiz şundandır: Dünyaya ve özellikle size, insan bilgeliğiyle değil, Tanrı’nın lütfuyla, Tanrı’nın kutsallığıyla ve içtenliğiyle davrandığımıza vicdanımız tanıktır. \v 13 Çünkü size okuduğunuzdan ya da kabul ettiğinizden başka bir şey yazmıyoruz, \v 14 Bizi kısmen kabul ettiğiniz gibi, umarım sonuna dek bizi kabul edeceksiniz. Efendimiz Yeşua’nın gününde bizim övüncümüz siz olduğunuz gibi, sizin övüncünüz de biziz. \p \v 15 Bu güven içinde, çifte yarar olsun diye önce size gelmek, \v 16 Sizden Makedonya’ya geçmek, Makedonya’dan yine size geri gelerek tarafınızdan Yahudiye’ye yolcu edilip gönderilmek niyetindeyim. \v 17 Bu nedenle bunu tasarlarken kararsızlık mı gösterdim? Ya da tasarladığım şeyleri, benliğe göre mi tasarlıyorum ki, bende “Evet, evet” ve “Hayır, hayır” olsun? \v 18 Tanrı güvenilir olduğu gibi, size söylediğim söz de hem “evet” hem “hayır” değildi. \v 19 Çünkü Silvanus ve Timoteos’la birlikte tarafımızdan size duyurulan Tanrı’nın Oğlu Yeşua Mesih, hem evet hem de hayır değildi. O’nda “evet” dir. \v 20 Çünkü Tanrı’nın vaatlerinin hepsi, O’nda “Evet” dir. Bu yüzden Tanrı'nın yüceliği için O’nun aracılığıyla da tamamen bize “Amin” dir. \p \v 21 Bizi sizinle birlikte Mesih’te pekiştiren ve bizi mesheden Tanrı, \v 22 Ayrıca bizi mühürlemiş ve yüreklerimize Ruh’un teminâtını vermiştir. \p \v 23 Ama Tanrı’yı canıma tanık tutarım ki, Korint’e gelmeyişimin nedeni sizi esirgemek içindi. \v 24 Biz sizin imanınızı denetlemiyoruz, sevinciniz için sizinle birlikte çalışıyoruz. Çünkü imanda sağlam duruyorsunuz. \c 2 \p \v 1 Ama kendim için size yeniden kederle gelmemeye karar verdim. \v 2 Çünkü eğer sizi kederlendirirsem, kederlendirdiğim sizlerden başka kim beni sevindirecek? \v 3 Bunu aynen size yazdım öyle ki, yanınıza geldiğimde beni sevindirmesi gerekenler beni kederlendirmesin. Sevincimin hepinizin sevinci olduğuna dair hepinize güvenim tamdır. \v 4 Çünkü büyük bir sıkıntı ve yüreğimin ızdırabı içinde, size gözyaşlarıyla yazdım; kederlenmeniz için değil, size olan sevgimin ne kadar bol olduğunu bilmeniz içindi. \v 5 Ama biri kederlendirdiyse, beni değil, abartısız olarak kısmen hepinizi kederlendirmiştir. \v 6 Böyle birine çoğunluk tarafından verilen bu ceza yeterlidir. \v 7 Aşırı kedere boğulmaması için tam aksine o kişiyi bağışlayıp teselli etmelisiniz. \v 8 Bu nedenle ona olan sevginizi onaylamanızı rica ediyorum. \v 9 Çünkü sizleri sınamak ve her şeyde itaat edip etmediğinizi bilmek için size yazdım. \v 10 Her kimi bağışlarsanız, ben de onu bağışlarım. Çünkü gerçekten bir şeyi bağışlamışsam, onu Mesih’in önünde sizin için bağışladım. \v 11 Öyle ki, Şeytan bize üstünlük sağlamasın; çünkü onun düzenlerinden habersiz değiliz. \p \v 12 Mesih'in Müjdesi için Troas'a geldiğimde, Efendi'de bana bir kapı açıldığında, \v 13 Ruhumda hiç rahat yoktu, çünkü kardeşim Titus'u bulamadım, ama onlara veda ederek Makedonya'ya gittim. \p \v 14 Bizi her zaman Mesih’te zafere götüren, bilgisinin hoş kokusunu bizim aracılığımızla her yerde yayan Tanrı’ya şükürler olsun. \v 15 Çünkü biz hem kurtulanlar hem de mahvolanlar arasında Tanrı'ya Mesih’in hoş kokusuyuz. \v 16 Bazıları için ölümün ölüm kokusu, ötekiler içinse hoş bir koku olarak yaşamın yaşam kokusuyuz. Bu şeylere kim yeterli olabilir? \v 17 Çünkü biz, birçokları gibi, Tanrı sözünü ticarete araç yapanlardan değiliz, tersine, Tanrı’dan olarak Tanrı’nın önünde Mesih’te içtenlikle konuşuyoruz. \c 3 \p \v 1 Yeniden kendimizi tavsiye etmeye mi başlıyoruz? Yoksa bazılarının yaptığı gibi bizim de size ya da sizden tavsiye mektuplarına mı ihtiyacımız var? \v 2 Siz bizim yüreklerimize yazılmış, herkes tarafından bilinen ve okunan mektubumuzsunuz. \v 3 Hizmetimizden meydana çıkan Mesih’in mektubu olduğunuz açıktır. Bu mektup mürekkeple değil, diri Tanrı’nın Ruhu’yla, taş levhalara değil, yüreğin levhaları üzerine yazılmıştır. \v 4 Mesih aracılığıyla Tanrı’ya doğru böyle bir güvenimiz var. \v 5 Herhangi bir şeyi kendimizden gibi saymaya yeterli değiliz; yeterliliğimiz Tanrı’dandır. \v 6 O da bizi, harfe değil, Ruh'a dayalı yeni bir antlaşmanın hizmetkârları olarak yeterli kıldı. Çünkü harf öldürür, Ruh ise yaşatır. \v 7 Ama eğer taşlar üzerine kazınmış ölüm hizmeti yücelik içinde geldiyse, öyle ki İsrael'in çocukları, Moşe’nin yüzündeki geçici yüceliğe bakamamışlardı, \v 8 Ruh'un hizmeti çok daha yüce olmayacak mı? \v 9 Eğer mahkûmiyet hizmetinin yüceliği varsa, doğruluk hizmetinin yüceliği çok daha aşkındır. \v 10 Çünkü yüceltilmiş olanın, yücelikte aşkın olandan ötürü, bu bakımdan kesinlikle yüceliği kalmamıştır. \v 11 Çünkü geçip giden yücelikle olduysa, kalıcı olan çok daha yücedir. \p \v 12 Böyle bir umuda sahip olduğumuzdan büyük cesaretle konuşuyoruz. \p \v 13 Yüzündeki geçip gitmekte olanın sonunu İsrael'in çocukları görmesin diye, yüzünü peçeyle örten Moşe gibi değiliz. \v 14 Onların zihinleri kararmıştı. Çünkü bugüne dek Eski Antlaşma okunurken aynı peçe duruyor, çünkü o Mesih aracılığıyla geçer. \p \v 15 Oysa, bugüne dek Moşe okunduğu zaman yüreklerinin üzerinde bir peçe kalıyor. \v 16 Ama ne zaman biri Efendi’ye dönerse, o peçe kaldırılır. \p \v 17 Efendi Ruh’tur ve Efendi’nin Ruh’u neredeyse orada özgürlük vardır. \p \v 18 Ama biz hepimiz peçesiz yüzle Efendi’nin yüceliğini aynadaymış gibi görerek, yücelikten yüceliğe aynı surete dönüştürülüyoruz. Bu da Ruh olan Efendi’dendir. \c 4 \p \v 1 Bu nedenle, bu hizmete merhamet bulduğumuz gibi sahip olduğumuzdan yorulmayız. \v 2 Ama utancın gizli şeylerini reddettik, kurnazlık içinde yürümedik, Tanrı sözünü aldatarak kullanmadık, ama gerçeği ortaya koyarak kendimizi Tanrı'nın önünde her insanın vicdanına tavsiye ediyoruz. \v 3 Müjde’nin üstü örtülü olsa da, ölmekte olanlar için örtülüdür. \v 4 Bu dünyanın ilahı, Tanrı’nın sureti olan Mesih’in yüceliğiyle ilgili Müjde’nin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye, onların zihinlerini kör etmiştir. \v 5 Biz kendimizi duyurmuyoruz, ama Mesih Yeşua’yı Efendi, kendimizi de Yeşua uğruna sizin hizmetkârlarınız olarak duyuruyoruz. \v 6 Çünkü, “Işık karanlıktan parlayacak” diyen Tanrı, Yeşua Mesih’in yüzünden kendi yüceliğinin bilgisinin ışığını vermek için yüreklerimizde parladı. \p \v 7 Ama bizler bu hazineye toprak kaplar içinde sahibiz. Öyle ki, gücün aşırı büyüklüğü bizden değil, Tanrı’dan olsun. \v 8 Her yandan sıkıştırıldık, ancak ezilmedik. Şaşırmışız, ancak umutsuz değiliz. \v 9 Kovalanıyoruz, ancak terk edilmedik. Yere vurulmuşuz, ancak yok olmadık. \p \v 10 Yeşua’nın yaşamı bedenimizde görünsün diye, Efendi Yeşua’nın ölümünü her zaman bedenimizde taşıyoruz. \v 11 Çünkü Yeşua’nın yaşamı ölümlü bedenimizde açığa çıksın diye, biz yaşayanlar Yeşua uğruna sürekli ölüme teslim ediliyoruz. \v 12 Böylece ölüm bizde, yaşam ise sizde işliyor. \v 13 Ama aynı iman ruhuna sahip olarak, “İman ettim ve bu nedenle konuştum” diye yazılmış olan söz uyarınca, biz de iman ediyor, bu nedenle biz de konuşuyoruz. \v 14 Efendi Yeşua’yı diriltenin, bizi de Yeşua’yla birlikte diriltip sizinle birlikte önünde durduracağını biliyoruz. \v 15 Çünkü her şey sizin içindir. Öyle ki, lütuf bir çokları aracılığıyla çoğalıp, Tanrı'nın yüceliği için şükranı artırsın. \p \v 16 Bu nedenle yorulmsyız; ama her ne kadar dış varlığımız bozuluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. \v 17 Çünkü şu anki hafif sıkıntılarımız, bizim için ağırlıkta giderek daha da çoğalan sonsuz bir yücelik yaratıyor. \v 18 Görünen şeylere değil, görünmeyen şeylere bakıyoruz. Çünkü görülenler geçici, görülmeyenler ise sonsuzdur. \c 5 \p \v 1 Çünkü biliyoruz ki, eğer dünyasal çadır evimiz yıkılırsa, göklerde Tanrı’dan bir binamız, elle yapılmamış, ebedi bir evimiz vardır. \v 2 Çünkü göksel meskenimizi giyinmeyi özleyerek gerçekten inliyoruz. \v 3 Eğer gerçekten giyinmiş olursak, çıplak bulunmayız. \v 4 Çünkü bu çadırda barınan bizler yük altında inliyoruz. Soyunmayı değil, giyinmeyi arzu ediyoruz. Öyle ki, ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun. \v 5 Bizleri tam da bunun için hazırlayan, güvence olarak bize Ruh’u veren Tanrı’dır. \p \v 6 Bu nedenle her zaman güven duyarız. Bedende barındığımız sürece Efendi’den uzak olduğumuzu biliyoruz. \v 7 Çünkü imanla yürüyoruz, gözle değil. \v 8 Cesaretliyiz diyorum ve bedenden uzakta bulunmayı, Efendi’yle yuvada olmayı yeğleriz. \v 9 Böylece, ister bedende olalım isterse uzakta, amacımız O’nu hoşnut etmektir. \v 10 Çünkü bedende yaşarken iyi ya da kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimizin Mesih’in yargı kürsüsü önüne görünmesi gerekiyor. \p \v 11 Efendi korkusunu bildiğimiz için insanları ikna ediyoruz, ama Tanrı'ya karşı belli olduk, ve umarım vicdanlarınızda da belli olmuşuzdur. \v 12 Kendimizi size tekrar tavsiye etmiyoruz, ama size bizim için övünme fırsatı veriyoruz. Öyle ki, yürekle değil, dış görünüşle övünenlere verecek bir yanıtınız olsun. \v 13 Çünkü eğer kendimizde değilsek, bu Tanrı içindir. Ya da aklımız başımızdaysa, bu sizin içindir. \v 14 Çünkü bizi zorlayan, Mesih’in sevgisidir. Yargımız şudur: Biri herkes uğruna öldü, öyleyse hepsi öldü. \v 15 O herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, onlar uğruna ölüp dirilen için yaşasınlar. \p \v 16 Bu nedenle, biz bundan böyle bedene göre kimseyi tanımayız. Mesih’i bedene göre tanıdıksa da, artık şimdi öyle tanımıyoruz. \v 17 Bu nedenle, bir kimse Mesih’teyse, yeni bir yaradılıştır. Eski şeyler geçmiş, işte, her şey yeni olmuştur. \v 18 Ama her şey Tanrı’dandır. Tanrı, bizi Mesih aracılığıyla kendisiyle barıştırdı ve barıştırma hizmetini bize verdi. \v 19 Yani Tanrı, onların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih’te kendisiyle barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanet etti. \p \v 20 Bu nedenle, Tanrı bizim aracılığımızla rica ediyormuş gibi Mesih adına elçilik ediyoruz, Mesih adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın. \v 21 Çünkü günahı bilmeyen O'nu bizim yerimize günah yaptı. Öyle ki, biz O’nda Tanrı’nın doğruluğu olalım. \c 6 \p \v 1 Birlikte çalışanlar olarak, Tanrı’nın lütfunu boş yere kabul etmemenizi rica ediyoruz. \v 2 Çünkü Tanrı şöyle diyor: \q1 “Uygun zamanda seni işittim. \q1 Kurtuluş gününde sana yardım ettim.” \p İşte, uygun zaman şimdidir. Kurtuluş günü de işte şimdidir. \v 3 Hizmetimiz ayıplanmasın diye hiçbir şeyde hiç kimsenin tökezlemesine fırsat vermedik. \v 4 Ama Tanrı’nın hizmetkârları olarak olağanüstü dayanmada, acılarda, zorluklarda, üzüntülerde, \v 5 Dayaklarda, zindanlarda, kargaşalıkta, emekte, uykusuzlukta, oruçlarda, \v 6 Paklıkta, bilgide, sabırda, yumuşaklıkta, Kutsal Ruh’ta, içten sevgide, \v 7 Doğruluk sözünde, Tanrı’nın gücünde, sağ ve sol ellerimizde doğruluğun silahlarıyla, \v 8 Yücelikte ve onursuzlukta, iyi ünde ve kötü ünde, kendimizi her durumda tavsiye ediyoruz. Aldatanlar sayılıyorsak da doğru kişileriz. \v 9 Tanınmıyor gibiysek de iyi tanınıyoruz. Ölüyorsak da işte yaşıyoruz. Cezalandırılıyorsak da öldürülmüş değiliz. \v 10 Kederliyiz, ama hep sevinçliyiz. Yoksuluz ama birçoklarını zengin ediyoruz. Hiçbir şeyimiz yokmuş gibi ama her şeye sahibiz. \p \v 11 Ey Korintliler, ağzımız size açık. Yüreğimiz genişlemiştir. \v 12 Bizim tarafımızdan siz kısıtlanmadınız, ama siz kendi sevginiz tarafından kısıtlandınız. \v 13 Çocuklarıma söyler gibi söylüyorum: Aynı karşılığı vererek siz de yüreğinizi açın. \p \v 14 İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin. Çünkü doğrulukla kötülüğün ne ortaklığı olabilir? Ya da ışığın karanlıkla nasıl bir paydaşlığı olabilir? \v 15 Mesih’in Beliyal ile ne anlaşması olabilir? Ya da iman edenin iman etmeyenle ne payı olabilir? \v 16 Tanrı’nın tapınağının putlarla ne anlaşması olabilir? Çünkü siz diri Tanrı’nın tapınağısınız. Tanrı’nın dediği gibi, “Aralarında oturacak, aralarında yürüyeceğim. Ben onların Tanrı’sı olacağım, onlar da benim halkım olacak.” \v 17 Bu nedenle, \q1 “‘Onların arasından çıkıp ayrılın’ diyor Efendi. \q1 ‘Kirli olana dokunmayın. \q2 Sizi kabul edeceğim. \q1 \v 18 Size Baba olacağım. \q2 Siz benim oğullarım ve kızlarım olacaksınız.’ \p diyor Her Şeye Egemen Efendi.” \c 7 \p \v 1 Ey sevgililer, bu vaatlere sahip olduğumuza göre, bedenin ve ruhun her türlü kirliliğinden kendimizi temizleyelim, Tanrı korkusuyla kutsallığı tamamlayalım. \p \v 2 Yüreklerinizi bize açın. Kimseye haksızlık etmedik, kimseyi saptırmadık, kimseyi çıkarımız için kullanmadık. \v 3 Bunu sizi yargılamak için söylemiyorum. Daha önce dediğim gibi, birlikte ölmek ve birlikte yaşamak üzere yüreklerimizdesiniz. \v 4 Size karşı konuşma cesaretim büyüktür, hakkınızdaki övüncüm de büyüktür. Teselliyle doluyum. Bütün sıkıntılarımızın içinde büyük sevinç duymaktayım. \p \v 5 Çünkü Makedonya'ya girdiğimizde bile bedenlerimiz rahat değildi, her yandan sıkıntı çekiyorduk. Dışarıda kavgalar, içeride korku vardı. \v 6 Bununla birlikte, alçakgönüllüleri teselli eden Tanrı, Titus'un gelişiyle bizi teselli etti. \v 7 Yalnız onun gelişiyle değil, aynı zamanda özleminizi, yasınızı ve bana olan gayretinizi bize anlatırken sizde teselli bulduğu teselliyle de, böylece daha da çok sevindim. \p \v 8 Mektubumla sizi kederlendirdiysem de pişmanlık duymuyorum. Gerçi o mektubun bir süre için size acı verdiğini görüp pişmanlık duymuştum. \v 9 Ama şimdi seviniyorum, kederlenmenize değil, bu kederin sizi tövbeye sevketmiş olmasına seviniyorum. Tanrısal yolla kederlendiniz. Böylelikle tarafımızdan size hiçbir zarar gelmedi. \v 10 Çünkü tanrısal keder, pişmanlık getirmeyen kurtuluşa götüren tövbeyi üretir. Ama dünyanın kederi ölüm üretir. \v 11 Çünkü işte, bu aynı şey, yani çektiğiniz tanrısal keder, sizde ne büyük ciddiyet, savunma, öfke, korku, özlem, gayret ve intikam ortaya çıkardı. Bu konuda pak olduğunuz her bakımdan gösterdiniz. \v 12 Size yazdımsa da, bunu haksızlık eden ya da haksızlığa uğrayan için yazmadım. Bizim için olan içten ilginizin Tanrı önünde sizde açığa çıkması için yazdım. \v 13 Bu nedenle teselli bulduk. Titus’un sevinci üzerine tesellimizde daha çok sevindik. Çünkü hepiniz onun ruhunu tazelediniz. \v 14 Çünkü eğer ona sizin hakkınızda bir şeyde övündüysem, hayal kırıklığına uğramadım. Size söylediğimiz her şey nasıl doğru idiyse, Titus’a sizi övmemiz de aynı şekilde doğru bulundu. \v 15 Hepinizin itaatini, kendisini nasıl titreyerek korkuyla kabul ettiğinizi hatırladıkça size karşı olan sevgisi daha da çoğaldı. \v 16 Size her şeyde güvenebildiğim için seviniyorum. \c 8 \p \v 1 Ayrıca kardeşler, sizlere Makedonya topluluklarına verilen Tanrı lütfundan söz etmek istiyoruz. \v 2 Büyük sıkıntı içinde denendiklerinde, bol sevinçleri ve ağır yoksullukları taşkın bir cömertlik zenginliğine dönüştü. \v 3 Çünkü güçlerine göre değil, evet güçlerini aşan bir biçimde, kendi istekleriyle verdiklerine tanıklık ederim. \v 4 Kutsallara olan hizmette paydaşlık lütfunu alabilmek için bize yalvardılar. \v 5 Umduğumuzdan fazlasıyla, kendilerini önce Efendi’ye, sonra da Tanrı’nın isteğiyle bize sundular. \v 6 Biz de daha önce başladığı bu lütfu tamamlaması için Titus’u teşvik ettik. \v 7 Ama siz her şeyde, imanda, konuşmada, bilgide, her türlü çabada ve bize olan sevginizde bolluk içinde olduğunuz gibi, bu lütufta da bolluk içinde olun. \p \v 8 Size bunu buyruk olarak demiyorum, diğerlerinin gayreti aracılığıyla sevginizin içtenliğini kanıtlamak için söylüyorum. \v 9 Çünkü Efendimiz Yeşua Mesih’in lütfunu bilirsiniz. Kendisi zengin olduğu halde sizin uğrunuza yoksul oldu. Öyle ki O’nun yoksulluğuyla siz zengin olasınız. \v 10 Size faydalı olacağı için bu konuda size öğütte bulunuyorum: Bir yıl önce bu işe ilk başlayan, hatta buna ilk heveslenen sizdiniz. \v 11 Ama şimdi de işi bitirin ki, istekli olmada hazır olunduğu gibi, imkânınız ölçüsüne göre tamamlama da olsun. \v 12 Çünkü istek varsa, kişinin elinde olmayana göre değil, elindekine göre vermesi uygundur. \v 13 Çünkü bu, başkalarının rahatlaması ve sizin sıkıntıya düşmeniz için değil, \v 14 Ama eşitlik içindir. Şu anda sizdeki bolluk onların eksiğini tamamladığı gibi, onlardaki bolluk da sizin eksiğinizi tamamlasın. Böylelikle eşitlik olsun. \v 15 Yazılmış olduğu gibi, “Çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu.” \p \v 16 Titus’un yüreğine sizin için aynı gayreti koyan Tanrı’ya şükürler olsun! \v 17 Titus gerçekten yalnızca ricamız üzerine değil, size duyduğu içten ilgiyle, kendi isteğiyle yanınıza geldi. \v 18 Onunla birlikte Müjde’deki övgüsü bütün topluluklarda bilinen kardeşi de gönderdik. \v 19 Yalnız bu kadar da değil, Efendi’yi yüceltmek ve yardıma hazır olduğunuzu göstermek için sunduğunuz bu lütufta bizimle birlikte yol arkadaşı olmak üzere topluluklar tarafından atandı. \v 20 Bu bollukla ilgili verdiğimiz hizmetin kimse tarafından kınanmamasına dikkat ediyoruz. \v 21 Yalnız Efendi’nin gözünde değil, insanların gözünde de saygın olmaya özen gösteriyoruz. \v 22 Birçok konuda defalarca deneyip gayretli olduğu kanıtlanmış, şimdi size duyduğu büyük güvenle çok daha gayretli olan kardeşimizi de onlarla birlikte gönderdik. \v 23 Titus’a gelince, o benim ortağım ve sizin için emektaşımdır. Kardeşlerimize gelince, onlar Mesih’in yüceliği olan toplulukların elçileridir. \v 24 Bu nedenle, toplulukların önünde onlara sevginizi ve size duyduğumuz övüncü kanıtlayın. \c 9 \p \v 1 Size kutsallara hizmet konusunda yazmam gerçekten gereksizdir. \v 2 Çünkü hazır olduğunuzu biliyorum. Ahaya’da bulunan sizlerin geçen yıldan beri hazırlıklı olduğunuzu söyleyerek Makedonyalılar karşısında hakkınızda övünmekteyim. Gayretiniz birçoklarını harekete geçirdi. \p \v 3 Ama kardeşleri gönderdim ki, sizin adınıza övünmemiz bu konuda boşa çıkmasın, dediğim gibi, hazırlıklı olun, \v 4 Yoksa, bazı Makedonyalılar benimle birlikte gelip sizi hazırlıksız bulursa, sizler bir yana, bizler hakkınızdaki bu emin övüncümüzden ötürü hayal kırıklığına uğramayalım. \v 5 Bu nedenle, kardeşlerin önce yanınıza gelmelerini ve daha önceden cömertçe vermeyi söz verdiğiniz armağanı hazırlamaları konusunda ricada bulunmayı gerekli gördüm. Öyle ki, armağanınız cimrilik değil, cömertlik örneği olarak hazır bulunsun. \p \v 6 Şunu hatırlayın: Az eken az biçer, bol eken bol biçer. \v 7 Herkes gönülsüzce ya da zorunluymuş gibi değil, yüreğinde tasarladığı gibi versin. Çünkü Tanrı sevinçle vereni sever. \v 8 Her zaman, her bakımdan, her şeye yeterince sahip olarak, her iyi işe bol bol katkıda bulunabilmeniz için, Tanrı her lütfu size bollukla sağlayacak güçtedir. \v 9 Yazılmış olduğu gibi, \q1 “Her yana saçtı, yoksullara verdi. \q2 Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır.” \p \v 10 Şimdi ekene tohum ve yiyecek ekmek sağlayan Tanrı, ekecek tohumunuzu sağlayıp çoğaltsın, doğruluğunuzun ürünlerini artırsın, \v 11 Her türlü cömertlik için her şeyde zenginleşesiniz, bu da, bizim aracılığımızla Tanrı'ya şükür üretsin. \v 12 Çünkü yaptığınız bu verme hizmeti, yalnızca kutsalların eksiklerini gidermekle kalmıyor, aynı zamanda Tanrı’ya sunulan bol şükürlerle de çoğalıyor. \v 13 Bu hizmetin verdiği kanıtla, açıkça dile getirdiğiniz Mesih'in Müjdesi'ne olan itaatten ve kendilerine ve herkese yaptığınız cömert katıkıdan ötürü Tanrı'yı yüceltiyorlar. \v 14 Onlar da Tanrı’nın sizde olan üstün lütfundan dolayı sizler için dua ediyor ve sizi özlüyorlar. \v 15 Şimdi dille anlatılamaz armağanı için Tanrı’ya şükürler olsun! \c 10 \p \v 1 Aranızdayken çekingen, sizden uzaktayken cesur kesilen ben Pavlus, Mesih’in alçakgönüllülüğü ve yumuşaklığı adına size rica ediyorum. \v 2 Evet, yalvarıyorum, yanınıza geldiğim zaman, bizim bedene göre yürüdüğümüzü düşünen bazılarına karşı güvenle takınmak niyetinde olduğum tavrı aynı cesaretle size karşı takınmak zorunda bırakmayın beni. \v 3 Çünkü bedende yürüsek de, bedene göre savaşmıyoruz. \p \v 4 Çünkü savaşımızın silahları bedensel değil, ama Tanrı önünde kaleleri yıkan güçlü silahlardır. \v 5 Hayali fikirleri, Tanrı bilgisine karşı kendini yücelten her yüksek şeyi yıkıyor, her düşünceyi Mesih’in itaatine tutsak kılıyoruz. \v 6 İtaatiniz tümüyle tamamlandığında, her itaatsizliği cezalandırmaya hazır olacaksınız. \p \v 7 Karşınızda olan şeylere sadece göründükleri gibi mi bakıyorsunuz? Eğer biri Mesih’e ait olduğuna güveniyorsa, şunu bir kez daha düşünsün: O, Mesih’e ait olduğu gibi biz de Mesih’e aitiz. \v 8 Çünkü sizi yıkmak için değil, güçlendirmek için Efendi’nin bize verdiği yetkiyle biraz fazla övünsem de utanmam. \v 9 Mektuplarımla sizi korkutmak istermiş gibi görünmek istemiyorum. \v 10 Çünkü bazıları, “Mektupları ağır ve güçlüdür, ama kişisel varlığı zayıf, konuşması da bir hiçtir” diyormuş. \v 11 Böyleleri şunu bilsin ki, mektuplarla uzakta neysek, aranızdayken eylemde aynıyız. \p \v 12 Kendilerini tavsiye eden bazılarıyla kendimizi bir tutmaya ya da onlarla karşılaştırmaya tabii ki cesaret etmiyoruz. Ama onlar kendilerini kendileriyle ölçüp karşılaştırarak anlayışsız davranıyorlar. \v 13 Ama biz haddimizi aşarak övünmeyeceğiz, ama Tanrı’nın bizim için belirlediği, size kadar ulaşan sınırlar içinde övüneceğiz. \v 14 Çünkü size kadar ulaşmamışız gibi kendimizi fazla uzatmıyoruz. Çünkü Mesih’in Müjdesi’ni size kadar getiren biz olduk. \v 15 Başkalarının emeğiyle övünüp haddimizi aşmıyoruz. Ama imanınız büyüdükçe etki alanımızın sizin sayenizde olabildiğince genişleyeceğini umuyoruz. \p \v 16 Böylelikle Müjde’yi sizden ötelere de duyurabilelim, başkalarının daha önce yaptıklarıyla övünmeyelim. \v 17 Ama “Övünen, Efendi’de övünsün.” \v 18 Çünkü kabule değer kişi kendini tavsiye eden değil, Efendi’nin tavsiye ettiği kişidir. \c 11 \p \v 1 Keşke ufak bir akılsızlıkta bana katlanabilseniz, ama gerçi bana katlanıyorsunuz. \v 2 Sizler için tanrısal bir kıskançlık duyuyorum. Çünkü sizleri pak el değmemiş kız gibi tek kocaya, Mesih’e sunmak üzere nişanladım. \v 3 Ama yılanın Havva’yı kurnazlığıyla aldattığı gibi, sizin düşüncelerinizin de Mesih’teki sadelikten saptırılmasından korkuyorum. \v 4 Çünkü size gelen, bizim duyurmadığımız başka bir Yeşua’yı duyuranlara, ya da aldığınız ruhtan başka bir ruha, ya da kabul ettiğinizden başka bir müjdeye gayet iyi katlanıyorsunuz. \v 5 Üstün elçilerden hiç de geri olduğumu sanmıyorum. \v 6 Ancak sözde acemi olabilirim, ama bilgide acemi değilim. Hayır, bunu size her bakımdan, her şeyde gösterdik. \p \v 7 Yoksa yücelesiniz diye kendimi alçaltarak Tanrı’nın Müjdesi’ni size karşılıksız duyurduğum için günah mı işledim? \v 8 Size hizmet edebilmek için ücret aldığım başka toplulukları soydum. \v 9 Yanınızdayken ihtiyaç içinde olduğum halde kimseye yük olmadım. Çünkü gereksinimlerimi Makedonya’dan gelen kardeşler karşıladılar. Her konuda size yük olmaktan kendimi alıkoydum ve böyle yapmaya devam edeceğim. \v 10 İçimde Mesih’in gerçeği olduğu için, Ahaya bölgelerinde hiç kimse beni bu övünçten alıkoyamayacak. \v 11 Neden mi? Sizi sevmediğim için mi? Tanrı biliyor. \p \v 12 Ancak yapmakta olduğumu yapmayı sürdüreceğim. Öyle ki, fırsatçıların fırsatını kesip atayım. Onlar övündükleri şeyde bizim gibi tanınmak istiyorlar. \v 13 Çünkü bu tür adamlar, Mesih’in elçileri kılığına giren sahte elçiler, düzenbaz işçilerdir. \v 14 Şaşılacak bir şey yok, çünkü Şeytan bile ışık meleği kılığına girer. \v 15 Bu nedenle, ona hizmet edenlerin de doğruluğun hizmetkârları kılığına girmesi şaşırtıcı değildir. Onların sonu yaptıkları işlere göre olacaktır. \p \v 16 Yine söylüyorum, kimse beni akılsız sanmasın. Ama öyle sansanız da, beni akılsız birini kabul eder gibi kabul edin ki, ben de azıcık övünebileyim! \v 17 Söylediklerimi Efendi’ye göre değil, övüngenliğin verdiği güvenle, akılsız biri gibi söylüyorum. \v 18 Birçoklarının benliğe göre övündüğünü görüyorum, ben de övüneceğim. \v 19 Sizler bilge olduğunuz için akılsızlara memnuniyetle katlanıyorsunuz. \v 20 Katlandığınız sizi köle edenler, sizi yutanlar, sizi esir alnalar, üstünlük taslayanlar ya da yüzünüze tokat atanlardır. \v 21 Utanarak söylüyorum ki, sanki biz zayıfmışız. Ama herhangi bir konuda biri cesaret ediyorsa ki, akılsız biri gibi konuşuyorum, ben de cesaret ederim. \v 22 Onlar İbrani mi? Ben de öyleyim. Onlar İsraelli mi? Ben de öyleyim. Onlar Avraham’ın soyundan mı? Ben de öyleyim. \v 23 Onlar Mesih’in hizmetkârları mı? Kendinde olmayan biri gibi konuşuyorum. Ben daha üstünüm. Daha çok emek verdim, daha çok zindana girdim, ölçüsüz dayak yedim, sık sık ölümle yüz yüze geldim. \v 24 Beş kez Yahudiler’den otuz dokuzar kırbaç yedim. \v 25 Üç kez sopayla dövüldüm. Bir kez taşlandım. Üç kez gemi kazası geçirdim. Bir gece bir gündüzü enginde geçirdim. \v 26 Sık sık yolculuk ettim. Irmaklarda, haydutlar arasında, gerek halkımın gerekse öteki ulusların arasında tehlikelerle karşılaştım. Kentte, ıssız yerlerde, denizde, sahte kardeşler arasında tehlikeye düştüm. \v 27 Emek verdim, sıkıntı çektim. Kaç kez uykusuz, aç ve susuz kaldım. Kaç kez yiyecek bulamadım, soğukta ve çıplak kaldım. \p \v 28 Bütün bunların dışında, toplulukların hepsi için her gün çektiğim kaygının baskısı üzerimde. \v 29 Kim güçsüz olur da ben güçsüz olmam. Kim tökezletilir de ben öfkeyle yanmam? \p \v 30 Eğer övünmem gerekirse, zayıflığımla ilgili şeylerle övüneceğim. \v 31 Efendi Yeşua Mesih’in sonsuza dek övülecek olan Tanrısı ve Babası, yalan söylemediğimi biliyor. \v 32 Damaskus’ta Kral Aretas’ın valisi beni tutuklatmak için Damaskus Kenti’ni güvenlik altına almıştı. \v 33 Sepet içinde surun yanındaki pencereden aşağı sarkıtıldım ve onun elinden kaçtım. \c 12 \p \v 1 Kuşkusuz övünmek benim için yararlı değildir, ama Efendi’nin görümlerine ve vahiylerine geleceğim. \v 2 On dört yıl önce Mesih’te üçüncü göğe alınan bir adam tanıyorum. Bu, bedende mi, yoksa beden dışında mı oldu bilmiyorum, Tanrı bilir. \v 3 Ben böyle bir adam tanıyorum bedende mi, yoksa beden dışında mı bilmiyorum; Tanrı bilir. \v 4 Cennete alınıp götürüldü. Orada sözle anlatılamaz, insanın söylemesi yasak olan şeyler duydu. \v 5 Böyle biriyle övüneceğim, ama kendi adıma, zayıflıklarım dışında övünmeyeceğim. \v 6 Övünmek istesem bile akılsızlık etmeyeceğim. Çünkü gerçeği söyleyeceğim. Ama kimse hakkımda, gördüğünden ya da işittiğinden daha fazlasını düşünmesin diye övünmekten kaçınıyorum. \v 7 Vahiylerin çok büyük olmasından ötürü, gurura kapılmayayım diye, bana bedenimde bir diken verildi. Gururlanmayayım diye bana eziyet etmesi için Şeytan’ın bir meleği verildi. \v 8 Benden ayrılsın diye, bu şey hakkında üç kez Efendi’ye yalvardım. \v 9 O bana, \wj “Lütfum sana yeter, çünkü gücüm zayıflıkta tamam olur”\wj* dedi. Bu nedenle, Mesih’in gücü üzerimde olsun diye, zayıflıklarımla sevinip daha çok övüneceğim. \p \v 10 Bundan ötürü, Mesih uğruna zayıflıkları, aşağılanmaları, zorlukları, zulümleri ve sıkıntıları memnuniyetle karşılıyorum. Çünkü ne zaman zayıfsam, o zaman güçlüyüm. \v 11 Övünmekle akılsızca davrandım. Beni buna siz zorladınız. Aslında sizin tarafınızdan tavsiye edilmeliydim. Çünkü bir hiç olsam da, üstün elçilerden hiç de aşağı değilim. \v 12 Gerçekten de elçilik belirtileri aranızda tam bir sabırla, belirtiler, harikalar ve kudretli işlerle ortaya koyuldu. \v 13 Size yük olmayışımdan başka diğer topluluklardan aşağı kaldığınız yan nedir? Bu haksızlığımı bağışlayın! \p \v 14 İşte, üçüncü kez yanınıza gelmeye hazırım ve size yük olmayacağım. Çünkü ben malınızı değil, sizi istiyorum. Çocuklar ebeveynleri için değil, ebeveynler çocuklar için para biriktirmelidir. \v 15 Canlarınız uğruna seve seve kendimi harcayacağım ve kendimi harcatacağım. Sizi daha çok seversem, daha az mı sevileceğim? \v 16 Yine de ben size yük olmadım. “Ama kurnaz biri olduğum için sizi kandırmışım diyebilirsiniz!” \v 17 Size gönderdiğim herhangi birisi aracılığıyla sizden faydalandım mı? \v 18 Titus’u size gelmesi için teşvik ettim ve kardeşleri onunla birlikte gönderdim. Titus sizden faydalandı mı? Aynı ruhla, aynı adımlarla yürümedik mi? \p \v 19 Yine, kendimizi size karşı savunduğumuzu mu sanıyorsunuz? Tanrı’nın önünde, Mesih’te konuşuyoruz. Sevgililer, her şey sizin bina olmanız içindir. \v 20 Çünkü geldiğimde sizi istediğim gibi bulamamaktan korkuyorum. Siz de beni istediğiniz gibi bulamayabilirsiniz. Aranızda çekişme, kıskançlık, öfke patlamaları, bölünmeler, iftira, dedikodu, kibirli düşünceler ya da karışıklık olabilir. \v 21 Tekrar aranıza geldiğimde Tanrım beni önünüzde küçük düşürecek; daha önce günah işleyip yaptıkları pislikten, fuhuş ve sefahatten tövbe etmeyen bir çokları için yas tutacağım. \c 13 \p \v 1 Bu, size üçüncü gelişim olacak. “İki ya da üç tanığın ağzıyla her söz sabit olacaktır.” \v 2 Geçmişte günah işleyenleri de, ötekilerin hepsine de ikinci ziyaretimde oradayken önceden uyarmıştım. Şimdi aranızda olmasam da yine uyarıyorum. Tekrar gelirsem, esirgemeyeceğim. \v 3 Demek siz, bende konuşan, zayıf olmayan, ama aranızda güçlü olan Mesih'in kanıtını arıyorsunuz. \v 4 Güçsüz olarak çarmıha gerilmişti, ancak şimdi Tanrı’nın gücüyle yaşıyor. Çünkü biz de O’nda güçsüzüz, ama Tanrı’nın size yönelik gücü sayesinde O’nunla birlikte yaşayacağız. \p \v 5 İmanda olup olmadığınızı anlamak için kendinizi gözden geçirin. Kendinizi sınayın. Ya da kendinizin hakkında, Yeşua Mesih’in içinizde olduğunu bilmiyor musunuz? Yoksa gerçekten başarısız olurdunuz. \v 6 Ama bizim başarısız olmadığımızı bileceğinizi umuyorum. \p \v 7 Şimdi kötü bir şey yapmamanız için Tanrı’ya dua ediyorum, onaylanmış görünmemiz için değil, biz başarısız görünsek bile sizin onurlu olanı yapmanız için. \v 8 Çünkü gerçeğe karşı değil, ancak gerçek için bir şey yapabiliriz. \v 9 Bizim zayıf, sizinse güçlü olduğunuzda seviniyoruz. Yetkinleşmeniz için de dua ediyoruz. \v 10 Bu nedenle, Efendi’nin yıkmak için değil, bina edeyim diye bana verdiği yetkiyi oraya geldiğimde sert biçimde kullanmayayım diye, bu şeyleri sizden ayrıyken yazıyorum. \p \v 11 Son olarak kardeşlerim, sevinin! Yetkin olun. Teselli bulun. Aynı düşüncede olun. Esenlik içinde yaşayın. Sevgi ve esenlik Tanrı’sı sizinle birlikte olacaktır. \v 12 Birbirinizi kutsal öpüşle selamlayın. \p \v 13 Bütün kutsallar size selam eder. \p \v 14 Efendi Yeşua Mesih’in lütfu, Tanrı’nın sevgisi ve Kutsal Ruh’un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun. Amin.