\id ROM - Open Basic Turkish New Testament \usfm 3.0 \ide UTF-8 \h Romalılar \toc1 Elçi Pavlusʼun Romalılarʼa Mektubu \toc2 Romalılar \toc3 Rom \mt3 Elçi Pavlusʼun \mt1 Romalılarʼa mektubu \c 1 \po \v 1 Ben Pavlus, Mesih İsaʼnın kuluyum. Allah beni elçisi olmaya çağırdı ve \w Müjdesiʼni|lemma="Müjde"\w* yaymak için seçti. \v 2 Bu Müjdeʼyi peygamberleri aracılığıyla Kutsal Yazılarʼda önceden vaat etti. \v 3-4 Müjde Oʼnun \w Oğlu|lemma="Oğul"\w* Rabbimiz İsa Mesih hakkındadır. O, beden açısından Davudʼun soyundandır. Ama ruhunun kutsallığı açısından \w Allahʼın Oğluʼdur|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*. Ölümden dirilerek bunu kudretle gösterdi. \v 5 Mesihʼin aracılığıyla ve Oʼnun \w adı|lemma="ad"\w* uğruna elçisi olma lütfuna kavuştuk. Öyle ki, bütün halklardan insanlar imana gelip Allahʼa itaat etsinler. \v 6 Siz de bu insanlar arasındasınız. İsa Mesihʼe ait olmaya çağrılmıştınız. \po \v 7 Allah tarafından sevilen ve Oʼnun kutsal halkı olmaya çağrılan Romaʼdaki bütün imanlılara yazıyorum. \po \w Babamız|lemma="Baba"\w* Allahʼtan ve Rab İsa Mesihʼten size lütuf ve esenlik diliyorum. \s1 Pavlus Romaʼya gitmek istiyor \p \v 8 En başta İsa Mesih \w adıyla|lemma="ad"\w* Allahımʼa hepiniz için şükrediyorum. Çünkü imanınız bütün dünyada konuşuluyor. \v 9 Sizleri dualarımda sürekli andığıma Allah şahidimdir. Bütün varlığımla Oʼna hizmet ediyorum, Oğlu hakkındaki \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* yayıyorum. \v 10 Allahʼın izniyle yakında yanınıza gelmek için yolum açılsın diye daima yalvarıyorum. \v 11 Çünkü sizleri görmeye hasret kaldım. Güçlenmeniz için sizlerle Allah lütfundan ruhsal bir bereket paylaşmak istiyorum. \v 12 Yani, ben aranızdayken birbirimizin imanından karşılıklı cesaret alalım. \p \v 13 Kardeşler, bilmenizi istiyorum ki, size gelmeye çok defa niyet ettim. Ama önüme hep engel çıktı. Diğer milletlerde olduğu gibi sizin aranızda da hizmetimin verimli olmasını istiyorum. \v 14 Ben hem Greklere,\f + \fr 1:14 \fr*\fk Greklere \fk*\ft O zamanın kültür dili olan Grekçeyi konuşabilen halklar.\ft*\f* hem de başka halklara, hem okumuşlara, hem de cahillere hizmet etmeye mecburum. \v 15 Bu sebeple Romaʼda bulunan sizlere de \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* bildirmek için sabırsızlanıyorum. \p \v 16 Ben \w Müjdeʼden|lemma="Müjde"\w* utanmam. Çünkü iman eden herkese, önce Yahudilere, sonra Greklere, kurtuluş getiren Allahʼın gücüdür. \v 17 Müjdeʼde Allahʼın insanları nasıl \w doğru saydığı|lemma="doğru saymak"\w* açıkça gösterilir. \w Doğruluk\w* baştan sona kadar imana dayanır. Yazılmış olduğu gibi, “Allahʼın doğru saydığı kişi imanı sayesinde hayat bulacak.”\f + \fr 1:17 \fr*\ft \+xt Habakuk 2:4\+xt*\ft*\f* \s1 Allahʼın öfkeli yargısı \p \v 18 İnsanların Allahʼa saygısızlıkları ve yaptıkları kötülükler yüzünden Allahʼın öfkesi gökten açıkça gösteriliyor. İnsanlar yaptıkları kötülüklerle gerçeğin bilinmesine engel oluyorlar. \v 19 Çünkü Allah hakkında bilinmesi mümkün olan her şey onların gözleri önünde. Allah bunu onlara açıkladı. \v 20 Oʼnun sonsuza dek var olan kudreti ve öz tabiatı gözle görülmez. Fakat bunlar, dünyanın yaratılışından beri Allahʼın yarattığı şeylerden anlaşılarak fark edilir. Bu yüzden insanların özürleri yok. \v 21 Allahʼı tanıdılar, fakat Oʼna layık olduğu saygıyı göstermediler, Oʼna şükretmediler. Boş düşüncelere daldılar ve akılsız yüreklerine karanlık çöktü. \v 22 “Akıllıyız” derken akılsız çıktılar. \v 23 Ölümsüz Allahʼın yüceliğini, ölümlü insana, kuşlara, dört ayaklı hayvanlara ve yerde sürünen yaratıklara benzeyen putlarla değiştirdiler. \p \v 24 Bu yüzden Allah onları yüreklerindeki kötü isteklerden gelen rezil davranışlara terk etti. Bedenlerini utanç verici şeyler yapmak için kullanıyorlar. \v 25 Allah hakkındaki gerçeği reddedip bir yalana inandılar. Yaratana değil de, yaratılana tapıp hizmet ettiler. Oysa sonsuza kadar övgüye layık olan Allahʼtır. Amin. \p \v 26 Bu sebeple, Allah onları rezil isteklere terk etti. Onların kadınları, erkeklerle birleşmeyi bırakıp sapık ilişkilere giriştiler. \v 27 Erkekler de kadınla olan birleşmeyi bırakıp birbirlerine seksüel istekle yanıp tutuştular. Erkek erkekle utanç verici şeyler yaptı. Bu sapıklık için hak ettikleri cezayı aldılar. O cezayı da kendi bedenlerinde çektiler. \p \v 28 Allahʼı tanımak işlerine gelmediği için, Allah onları aşağılık düşüncelere, edepsiz davranışlara terk etti. \v 29 Her türlü kötülük, haksızlık, açgözlülük ve kinle doldular. Yürekleri kıskançlık, katillik, kavgacılık, aldatıcılık ve kötü niyetle dolup taştı. \v 30 Onlar dedikoducu, birbirlerini kötüleyen, Allahʼtan nefret eden, saygısız, gururlu, kibirli, kötülük yapmak için fırsat kollayan, anne babalarını dinlemeyen kişilerdir. \v 31 Bu insanlar anlayışsız, sözünü tutmayan, sevgisiz ve merhametsiz kişilerdir. \v 32 Allahʼın adaletli hükmüne göre böyle davrananlar ölümü hak eder. Onlar da bunu bilirler, ama yine de bu işleri yaparlar. Bu kötülükleri yapmaları yetmiyormuş gibi, bu tür işleri yapanları da alkışlarlar. \c 2 \s1 Allah ayrım yapmaz \p \v 1 Bunun için, sen kim olursan ol, başkalarını yargılamak için hiçbir bahanen yok. Başkasını suçladığın zaman kendini suçlu çıkarıyorsun. Çünkü aynı şeyleri yapıyorsun. \v 2 Allahʼın böyle şeyleri yapan kişileri haklı olarak yargıladığını biliyoruz. \v 3 Böyle şeyleri yapanları yargılayan ama aynı şeyleri yapan sen, Allahʼın yargısından kaçıp kurtulacağını mı sanıyorsun? \v 4 Yoksa Allahʼın sınırsız iyiliğini, hoşgörüsünü ve sabrını hor mu görüyorsun? Allahʼın iyiliği seni tövbe etmeye yöneltiyor. Bunu bilmiyor musun? \p \v 5 Fakat inatçılığın ve tövbesiz yüreğin yüzünden Allahʼın seni öfkeyle yargılayacağı günde çekeceğin cezayı biriktiriyorsun. O gün Allah, öfkesini ve adaletli yargısını açıkça gösterecek. \v 6 “Herkese yaptığının karşılığını verecek.”\f + \fr 2:6 \fr*\ft \+xt Mezmur 62:12; Özdeyişler 24:12\+xt*\ft*\f* \v 7 Bazıları sabırla iyilik yapmaya devam ederek yücelik, saygınlık ve ölümsüzlük ararlar. Allah onlara sonsuz yaşam verecek. \v 8 Diğerleri ise bencil isteklerine uyarak gerçeği reddedip kötülük yapmaya devam ederler. Allah onları öfke ve kızgınlıkla cezalandıracak. \v 9 Kötülük işleyen herkese, önce Yahudilere, sonra Yahudi olmayanlara acı ve sıkıntı çektirecek. \v 10 Fakat iyilik yapan herkesi, önce Yahudileri, sonra Yahudi olmayanları yücelik, saygınlık ve esenlikle ödüllendirecek. \v 11 Çünkü Allah insanlar arasında ayrım yapmaz. \p \v 12 Tevrat kanunlarından habersiz olup günah işleyenler bu kanunlar olmadan da mahvolacaklar. Tevrat kanunlarını bilerek günah işleyenler ise bu kanunlara göre yargılanacaklar. \v 13 Çünkü Allahʼın gözünde \w doğru sayılacak|lemma="doğru sayılmak"\w* olanlar Tevrat kanunlarını işitenler değil, onları yerine getirenlerdir. \v 14 Yahudi olmayanlar Tevratʼa sahip değildir. Ama bazıları doğal olarak Tevrat kanunlarını yerine getirirler. Tevratʼa sahip değilseler de, doğru ve yanlışı gösteren bir kanunları var. \v 15 Böyle kişiler Tevrat kanunlarının istediği şeylerin yüreklerinde yazılı olduğunu kanıtlar. Vicdanları da buna şahitlik eder. Çelişen düşünceleri, onları bazen suçlu bazen de haklı bile çıkarır. \v 16 Yargı gününde durum böyle olacak. Yaydığım \w Müjdeʼye|lemma="Müjde"\w* göre bir gün Allah insanların gizlediği günahları İsa Mesih aracılığıyla yargılayacak. \s1 Yahudilerin Tevratʼa göre yargılanması \p \v 17 Ya sen? Kendine Yahudi diyorsun, Tevratʼa dayanıyorsun ve Allahʼa yakın olmakla övünüyorsun. \v 18 Allahʼın senden ne istediğini biliyorsun ve doğruyu yanlıştan ayırt edebiliyorsun. Çünkü bunları Tevrat kanunlarından öğrenmişsin. \v 19-20 Körlerin kılavuzu, karanlıktakilerin ışığı, cahillerin eğitmeni, acemilerin öğretmeni olduğuna inanıyorsun. Çünkü Tevrat sayesinde bilginin ve gerçeğin esasına sahipsin. \v 21 Başkalarına akıl verirsin. Öyleyse kendine akıl vermez misin? “Çalma” diye vaaz ederken, çalıyor musun? \v 22 “Zina etme” derken, zina ediyor musun? Putlardan iğrendiğini söylerken, tapınakları soyuyor musun? \v 23 Tevratʼa sahip olmakla övünürken, Tevrat kanunlarını çiğneyip Allahʼın şerefine leke sürüyorsun. \v 24 Tıpkı yazıldığı gibi: “Sizin yüzünüzden diğer milletler arasında Allahʼın \w adı|lemma="ad"\w* kötüleniyor.”\f + \fr 2:24 \fr*\ft \+xt Yeşaya 52:5\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden) \+xt Hezekiel 36:20,22\+xt*\ft*\f* \p \v 25 Eğer Tevrat kanunlarını yerine getirirsen, sünnetli olmanın elbette faydası olur. Ama eğer Tevrat kanunlarını çiğnersen, sünnetliysen de sünnetsiz gibi olursun. \v 26 Çünkü eğer sünnetsiz bir kişi Tevratʼtaki buyrukları yerine getirirse, o kişi Allah tarafından sünnetli sayılır, öyle değil mi? \v 27 Bedence sünnetsiz olan ama Tevrat kanunlarını yerine getiren bir kişi seni suçlu çıkaracak. Çünkü sen Tevrat kitabına ve sünnete sahipsin, ama Tevrat kanunlarını çiğniyorsun. \p \v 28 Ne de olsa asıl Yahudi dış görünüşte Yahudi değildir. Asıl sünnet de dış görünüşte, bedende yapılan sünnet değildir. \v 29 Ancak içten olan Yahudi asıl Yahudidir. Asıl sünnet de insan yüreğindedir. Bu da yazılı buyrukla değil, \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* olur. Böyle bir kişi, insanlardan değil, Allahʼtan övgü alır. \c 3 \s1 Allah sözünü tutar \p \v 1 O halde Yahudiʼnin ne üstünlüğü var? Ya da sünnetin faydası ne? \v 2 Elbette her bakımdan çoktur. Öncelikle Allah, \w vahiylerini|lemma="vahiy"\w* Yahudilere emanet etti. \v 3 Peki, bazı Yahudiler o emanete sadık kalmadıysa onların sadakatsizliği Allahʼın sadakatini ortadan kaldırır mı? \v 4 Olmaz öyle şey! Bütün insanlar yalancı çıksa bile, bilin ki Allah doğruyu söyler. Allah hakkında yazılmış olduğu gibi, \q1 “Sen sözlerinle haklı çıkarsın. \q2 Seni suçladıkları zaman davayı kazanırsın.”\f + \fr 3:4 \fr*\ft \+xt Mezmur 51:4\+xt*\ft*\f* \p \v 5 Peki, eğer yaptığımız \w doğru\w* olmayan şeyler Allahʼın \w doğruluğunu|lemma="doğruluk"\w* gösterirse, ne diyelim? Ben insanların bakış açısından konuşuyorum. Bizi öfkeyle cezalandıran Allah haksız mı? \v 6 Olmaz öyle şey! Öyle olsa Allah dünyayı nasıl yargılayabilir? \p \v 7 Eğer benim yalanımla Allahʼın doğruluğu daha belli oluyorsa ve bu Allahʼı yüceltiyorsa, nasıl oluyor da, ben hâlâ bir günahkâr olarak yargılanıyorum? \v 8 Niçin “Kötülük yapalım ki bundan iyilik çıksın” demeyelim? Zaten bazıları bizi tam bunu söylemekle suçluyorlar. Bu iftiradır! Böyle konuşanlar hak ettikleri cezayı alacaklar. \s1 Herkes suçludur \p \v 9 Öyleyse, ne diyelim? Biz Yahudiler diğer milletlerden daha üstün bir durumda mıyız? Elbette hayır! Çünkü ister Yahudi, ister diğer milletlerden olsun, herkesi günaha esir olmakla suçladık. \v 10 Yazılmış olduğu gibi, \q1 “\w Doğru\w* kimse yok, tek kişi bile yok. \q2 \v 11 Aklı başında kimse yok, \q2 Allahʼı izleyen yok. \q1 \v 12 Hepsi yoldan saptı, tümü değersiz oldu. \q2 İyilik yapan kimse yok, bir kişi bile yok.”\f + \fr 3:12 \fr*\ft \+xt Mezmur 14:1‑3; 53:1‑3; Vaiz 7:20\+xt*\ft*\f* \q1 \v 13 “Boğazları açık birer \w mezardır|lemma="mezar"\w*. \q2 Dilleriyle aldatırlar.”\f + \fr 3:13 \fr*\ft \+xt Mezmur 5:9\+xt*\ft*\f* \q1 “Dudaklarından yılan zehri dökülür.”\f + \fr 3:13 \fr*\ft \+xt Mezmur 140:3\+xt*\ft*\f* \q2 \v 14 “Ağızları lanet ve acıyla doludur.”\f + \fr 3:14 \fr*\ft \+xt Mezmur 10:7\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \q1 \v 15 “Ayakları kan dökmeye koşar. \q2 \v 16 Gittikleri her yerde yıkım ve perişanlık bırakırlar. \q1 \v 17 Esenlik yolunu bilmezler.”\f + \fr 3:17 \fr*\ft \+xt Yeşaya 59:7,8\+xt*\ft*\f* \q2 \v 18 “Allahʼtan korkmak onların aklına bile gelmez.”\f + \fr 3:18 \fr*\ft \+xt Mezmur 36:1\+xt*\ft*\f* \p \v 19 Tevrat kanunlarında emredilen her şeyin bu kanunlara uymaya mecbur olan kişilere söylendiğini biliyoruz. Öyle ki her ağız susturulsun ve bütün dünya Allahʼa hesap versin. \v 20 Çünkü Tevrat kanunlarını yerine getirmekle hiç kimse Allahʼın gözünde \w doğru sayılmayacak|lemma="doğru sayılmak"\w*. Tevrat kanunları sayesinde günahın ne olduğunu öğreniyoruz. \s1 Doğru sayılmak için tek yol \p \v 21 Ama şimdi kanuna dayanmadan Allahʼın insanı nasıl \w doğru sayabileceği|lemma="doğru saymak"\w* açıklandı. Tevrat ve peygamberler buna şahitlik eder. \v 22 Allah İsa Mesihʼe iman edenleri \w doğru sayar|lemma="doğru saymak"\w*. Bu, iman eden herkes için geçerlidir. Çünkü Allah insanların arasında ayrım yapmaz. \v 23 Herkes günah işledi bu yüzden Allahʼın yüceliğinden yoksun kalır. \v 24 Allah hiçbir karşılık beklemeden insanları kendi lütfuyla \w doğru sayar|lemma="doğru saymak"\w*. Çünkü Mesih İsa onları günaha esir olmaktan kurtarır. \v 25 Allah Oʼnu bizim için kurban olarak sundu. Mesih kendi kanını akıtarak iman edenlerin günahlarını bağışlattı. Allah böylece \w doğruluğunu|lemma="doğruluk"\w* açıkça gösterdi. Çünkü geçmişte hep sabretmiş ve işlenen günahları cezasız bırakmıştı. \v 26 Allah böyle sabrederek şimdiki zamanda \w doğruluğunu|lemma="doğruluk"\w* gösterdi. Neticede hem kendi doğruluğunu korudu, hem de İsaʼya iman edenleri \w doğru sayabildi|lemma="doğru saymak"\w*. \p \v 27 Öyleyse, insanın övünmesi için sebep var mı? Hiç yok. Bu hangi prensibe dayanır? Tevratʼın kanunlarını yerine getirmek prensibine mi? Hayır, iman prensibine dayanarak insanın övünmesine sebep yoktur. \v 28 Çünkü şu sonuca vardık: Allah insanları, Tevratʼtaki kanunları yerine getirdikleri için değil, iman ettikleri için \w doğru sayar|lemma="doğru saymak"\w*. \v 29 Yoksa Allah sadece Yahudilerin Allahı mı? Diğer milletlerin de Allahı değil mi? Elbette, diğer milletlerin de Allahıʼdır. \v 30 Mademki Allah birdir, O, sünnetli olan Yahudileri iman sayesinde doğru sayacak, sünnetsiz olan diğer milletleri de imanlarıyla doğru sayacak. \v 31 Öyleyse, imanla kurtuluruz demekle Tevrat kanunlarını geçersiz mi kılıyoruz? Olmaz öyle şey! Tam tersine, Tevratʼı daha da geçerli kılıyoruz. \c 4 \s1 İbrahim imanla doğru sayıldı \p \v 1 Öyleyse biz Yahudilerin atası İbrahimʼin neye kavuştuğu konusunda ne diyelim? \v 2 İbrahim kendi yaptıkları sayesinde \w doğru sayılmadı|lemma="doğru sayılmak"\w*. Öyle olsaydı övünmeye hakkı olurdu, ama Allahʼın önünde övünemez. \v 3 Kutsal Yazı ne diyor? “İbrahim Allahʼa iman etti ve bu ona \w doğruluk\w* sayıldı.”\f + \fr 4:3 \fr*\ft \+xt Yaratılış 15:6\+xt*; aynı sözler \+xt ayet 22|link-href="ROM 4:22"\+xt*ʼye aktarılır.\ft*\f* \p \v 4 Çalışan adamın aldığı karşılık lütuf sayılmaz, hak sayılır. \v 5 Ama bir kişi Tevratʼın buyurduğu işleri yapmazsa, sadece günahkârları \w doğru sayan|lemma="doğru saymak"\w* Allahʼa iman ederse, o kişi imanı sayesinde \w doğru sayılır|lemma="doğru sayılmak"\w*. \p \v 6 Bunun gibi Davud da Allah tarafından doğru sayılmayı hak edecek bir şey yapmayan, yine de doğru sayılan insanların mutluluğunu şöyle anlatır: \q1 \v 7 “Ne mutlu o kişilere ki, suçları bağışlandı, \q2 günahları affedildi. \q1 \v 8 Ne mutlu o insana ki, \q2 Rab onun günahlarını hesaba katmaz.”\f + \fr 4:8 \fr*\ft \+xt Mezmur 32:1,2\+xt*\ft*\f* \p \v 9 Peki, bu mutluluk sadece sünnetliler, yani Yahudiler için mi, yoksa aynı zamanda sünnetsiz olan diğer milletler için de mi geçerli? Hani diyoruz ki, İbrahimʼin imanı ona \w doğruluk\w* sayıldı. \v 10 İbrahim hangi durumdayken \w doğru sayıldı|lemma="doğru sayılmak"\w*? Sünnetliyken mi, sünnetsizken mi? Sünnetliyken değil, sünnetsizken doğru sayıldı. \v 11 Evet, İbrahim daha sünnetsizken iman ederek doğru sayılmıştı. Daha sonra sünnet oldu. Sünnet bu \w doğruluğun|lemma="doğruluk"\w* işareti ve mührüydü. Öyle ki İbrahim, sünnet olmadan iman eden herkesin babası olsun. Böylece Allah onları da doğru saysın. \v 12 İbrahim aynı zamanda sünnetlilerin de babasıdır. O sünnetliler ki, sünnetli olmakla kalmayıp, babamız İbrahimʼin sünnetsizken sahip olduğu iman yolundan giderler. \s1 Allahʼın verdiği söz ve iman \p \v 13 Allah İbrahimʼe ve soyundan gelenlere dünyayı miras alacaklarına vaat etti. Ama Allah bu vaadi, Tevrat kanunlarına değil, imandan gelen \w doğruluğa|lemma="doğruluk"\w* dayanarak verdi. \v 14 Çünkü insan Tevrat kanunlarını yerine getirmekle mirasçı olsaydı, imanın değeri kalmaz ve Allahʼın vaadi de geçersiz olurdu. \v 15 Tevrat kanunları Allahʼın ceza vermesine yol açar. Ama kanunun olmadığı yerde kanun çiğnenemez. \p \v 16 Bunun için Allahʼın vaadi imana dayanır. Öyle ki, bu vaat Allahʼın lütfuyla İbrahimʼin bütün soyu için geçerli olsun. Yalnız İbrahimʼin Tevratʼa sahip olan soyu için değil, İbrahimʼin imanına sahip olan soyu için de geçerli olsun. Çünkü İbrahim, iman ettiği Allahʼın gözünde hepimizin babasıdır. \v 17 Aynı yazıldığı gibi: “Allah dedi ki, ‘Ben seni birçok milletin babası yaptım.’ ”\f + \fr 4:17 \fr*\ft \+xt Yaratılış 17:5\+xt*\ft*\f* İbrahimʼin iman ettiği Allah, ölülere yaşam veren ve henüz var olmayan şeyleri var edendir. \p \v 18 İbrahim, umutsuz durumdayken umutla iman etti. Böylece birçok milletin babası oldu. Bu da Allahʼın şu sözüne dayanır: “Senin soyun böyle çok olacak.”\f + \fr 4:18 \fr*\ft \+xt Yaratılış 15:5\+xt* “Gökyüzüne bak, yıldızları saymaya çalış, sayabilir misin? Senin soyun da böyle çok olacak” (HAKK).\ft*\f* \v 19 İbrahim, neredeyse yüz yaşındaydı. Ölüme yaklaşmış bedenini ve karısı Saraʼnın kısır\f + \fr 4:19 \fr*\fk Kısır rahmini \fk*\ft İbrahimʼin karısının hiç çocuğu olmamıştı. Artık çok yaşlı bir kadın olarak hamile kalması insan açısından olanaksızdı. Kısır rahim diye tercüme edilen deyimin Grekçesi “ölmeye yüz tutmuş rahim” anlamındadır.\ft*\f* rahmini aklına getirdiğinde imanı hiç zayıflamadı. \v 20 Allahʼın vaadinden şüphelenmedi. İmansızlık etmedi. Tam tersine, imanıyla kuvvetlendi. Allahʼı yüceltti. \v 21 Allahʼın, verdiği sözü yerine getirecek güçte olduğuna tamamen güvendi. \v 22 Bu sebeple Allah İbrahimʼi iman ettiği için \w doğru saydı|lemma="doğru saymak"\w*. \v 23 “Doğru saydı” sözü sadece İbrahim için yazılmadı. \v 24 Bu söz bizim için de geçerlidir. Rabbimiz İsaʼyı ölümden dirilten Allahʼa iman ettiğimiz için, Allah bizi de doğru sayacak. \v 25 İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve doğru sayılmamız için ölümden diriltildi. \c 5 \s1 Allahʼla barışmak \p \v 1 Böylece, madem imanla \w doğru sayıldık|lemma="doğru sayılmak"\w*, Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla Allahʼla barışmış oluyoruz. \v 2 İman ederek İsa Mesih sayesinde Allahʼın lütfuna kavuşma hakkına sahip olduk. Bu lütfa dayanarak ayaktayız ve Allahʼın yüceliğine erişmek umuduyla seviniyoruz. \v 3 Üstelik sadece bu umutla değil, çektiğimiz sıkıntılarla bile seviniyoruz. Çünkü biliriz ki, sıkıntı bize dayanma gücü verir. \v 4 Dayanma gücü de bize değeri kanıtlanmış karakter\f + \fr 5:4 \fr*\fk Değeri kanıtlanmış karakter \fk*\ft Grekçe kelime ateşle test edilen bir metalin gerçek ve saf olduğu kanıtlanması anlamındadır. Bunun gibi, sıkıntılara dayanan insan denenmeden geçmiş, sağlamlığı kanıtlanmış bir karaktere sahip olur.\ft*\f* kazandırır. Kanıtlanmış karaktere sahip olmak bizi umutla doldurur. \v 5 Bu umut da bizi utandırmaz, çünkü Allah bize verdiği \w Kutsal Ruh\w* aracılığıyla sevgisini yüreklerimize dökmüştür. \p \v 6 Yani, biz daha çaresizken, Mesih bizim gibi Allahʼı saymayan kişiler için tam zamanında öldü. \v 7 Dürüst bir insan için ölecek birisi zor bulunur. Yine de belki iyi bir insan için ölmeyi göze alan birisi bulunabilir. \v 8 Ama Allah bize kendi sevgisini şununla kanıtlıyor: biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. \v 9 İsaʼnın kanı sayesinde\f + \fr 5:9 \fr*\fk İsaʼnın kanı sayesinde \fk*\ft Eski Antlaşmaʼda insanların günahlarını bağışlatmak için kurban kanı akıtılırdı. Bizim için kendini çarmıhta feda eden İsa Mesihʼin kanı akıtılınca O günahlarımızı bağışlatan kusursuz kurban oldu. Allah bu kurbanı imanla kabul edenleri doğru sayar.\ft*\f* Allah şimdi bizi \w doğru\w* insanlar olarak kabul ediyor. Bu sebeple İsa aracılığıyla Allahʼın öfkesinden kurtulacağımız çok daha kesindir. \v 10 Çünkü biz daha Allahʼa düşmanken, Oʼnun \w Oğluʼnun|lemma="Oğul"\w* ölümü sayesinde kendisiyle barıştık. Barıştıktan sonra, \w Oğluʼnun|lemma="Oğul"\w* yaşamı sayesinde kurtulacağımız çok daha kesindir. \v 11 Üstelik Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla Allahʼa kavuştuğumuz için de seviniyoruz. Mesih sayesinde şimdi Allahʼla barıştık. \s1 Ademʼle gelen ölüm, Mesihʼle gelen yaşam \p \v 12 İşte böyle, günah tek bir adam yüzünden, ölüm de günah yüzünden dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. \v 13 Tevrat kanunları verilmeden önce bile dünyada günah vardı. Ama kanunun olmadığı yerde günahların hesabı tutulmaz. \v 14 Ne var ki, ölüm Ademʼden Musaʼnın zamanına kadar herkesin üzerinde hüküm sürdü. Ademʼin suçuna benzer bir günah işlememiş olanlar bile ölümün hükmü altındaydı. Adem, bir bakıma, kendisinden sonra gelecek olan Mesihʼin örneğidir. \p \v 15 Ancak Allahʼın bağışladığı lütuf Ademʼin yoldan sapmasına benzemez. Eğer bir adamın yoldan sapması yüzünden birçok insan öldüyse, Allahʼın lütfu ve bir adamın, yani İsa Mesihʼin lütfuyla verilen bağış, birçok insana daha büyük bollukla ulaştı. \v 16 Allahʼın bağışı o tek adamın işlediği günahın sonucuna benzemez. Çünkü o tek adamın günahı onun yargılanmasına ve suçlu çıkarılmasına sebep oldu. İnsanlar birçok suç işlediler. Fakat Allah, bağışladığı lütufla onları \w doğru saydı|lemma="doğru saymak"\w*. \v 17 Tek bir adamın yoldan sapması yüzünden o tek adamın aracılığıyla ölüm hüküm sürdü. Ama bundan çok daha kesin bir şey var: Allahʼın bol lütfunu ve bağışını alan insanlar Oʼnun tarafından \w doğru sayıldılar|lemma="doğru sayılmak"\w*. Bu insanlar, tek adam, yani İsa Mesih sayesinde kavuştukları yaşamda hüküm sürecekler. \p \v 18 Demek ki tek bir günah sonucunda tüm insanlık suçlu çıkarıldı. Aynı bunun gibi tek bir \w doğru\w* davranış\f + \fr 5:18 \fr*\fk Tek bir doğru davranış \fk*\ft İsa Mesihʼin çarmıhta ölmesi.\ft*\f* sayesinde tüm insanlığın \w doğru sayılarak|lemma="doğru sayılmak"\w* yaşam bulması mümkün oldu. \v 19 Bir tek adamın itaatsizliği yüzünden birçok kişi günahkâr kılındı. Aynı bunun gibi bir tek adamın itaati sayesinde birçok kişi \w doğru\w* kılınacak. \p \v 20 Tevrat kanunları suç çoğalsın diye getirildi. Fakat günahın çoğaldığı yerde Allahʼın lütfu daha da çoğaldı. \v 21 Böylece günah nasıl herkesin üzerinde hüküm sürdü ve onlara ölüm getirdiyse, şimdi Allahʼın lütfu da \w doğruluk\w* aracılığıyla hüküm sürüyor. Bunun sonucu Rabbimiz İsa Mesih sayesinde sonsuz yaşamdır. \c 6 \s1 İsa Mesihʼe bağlı yeni yaşam \p \v 1 O halde ne diyelim? Allah bizlere daha fazla lütuf göstersin diye günah işlemeye devam mı edelim? \v 2 Olmaz öyle şey! Günaha öldük.\f + \fr 6:2 \fr*\fk Günaha öldük. \fk*\ft Sanki ölmüşüz gibi günahla ilişkimiz kesildi.\ft*\f* Artık nasıl günah içinde yaşayabiliriz? \v 3 Hepimiz \w vaftiz\w* olunca Mesih İsaʼyla bir olduk; vaftiz olmakla Oʼnun ölümüne ortak olduk. Yoksa bunu bilmiyor musunuz? \v 4 Biz \w vaftiz\w* edilirken Mesih İsaʼyla birlikte ölüp gömüldük. Mesihʼin \w Baba\w* Allahʼın görkemli gücüyle ölümden dirildiği gibi biz de yepyeni bir yaşam sürelim. \v 5 İsa Mesihʼin ölümüne benzer bir ölümde Oʼnunla birleştik. Buna göre Oʼnun dirilişinde de Oʼnunla birleşeceğiz. \v 6 Bildiğimiz gibi eski kişiliğimiz Mesihʼle birlikte çarmıha gerildi. Öyle ki, günahlı tabiatımız gücünü kaybetsin ve artık günaha esir olmayalım. \v 7 Çünkü ölmüş kişi günahın hükmünden kurtulmuştur. \p \v 8 Mesihʼle birlikte öldüğümüze göre Oʼnunla birlikte de yaşayacağımıza inanıyoruz. \v 9 Biliyoruz ki, Mesih ölümden dirildi ve bir daha ölmeyecek. Ölümün artık Oʼnun üzerinde hükmü yok. \v 10 Çünkü Mesih ölümüyle günah karşısında ilk ve son defa öldü.\f + \fr 6:10 \fr*\fk Mesih ölümüyle günah karşısında ilk ve son defa öldü. \fk*\ft Mesih öldüğü zaman bu günahlı dünyadan kurtulmuş olarak yaşamını Allahʼın huzurunda sürdürür.\ft*\f* Şimdiyse hayatını Allah için yaşıyor. \v 11 Siz de bunun gibi, kendinizi günah karşısında ölü ve Mesih İsaʼya bağlı olarak Allah karşısında diri sayın. \p \v 12 Buna göre günahın ölümlü bedeninizde hüküm sürmesine izin vermeyin, bedenin heveslerine uymayın. \v 13 Bedeninizin hiçbir yerini kötülük yapan alet olarak günaha teslim etmeyin. Tam tersine, ölümden yaşama geçmiş olanlar olarak, kendinizi Allahʼa teslim edin. Bedeninizin her yerini \w doğru\w* olanı yapan alet olarak Allahʼa adayın. \v 14 Günah efendiniz olmasın. Çünkü herhangi bir kanuna değil, Allahʼın lütfuna bağlısınız. \p \v 15 Bunun için ne diyelim? Herhangi bir kanuna değil, Allahʼın lütfuna bağlı olduğumuza göre günah mı işleyelim? Olmaz öyle şey! \v 16 Bilmiyor musunuz ki, kime kendinizi köle olarak teslim edip itaat ederseniz, onun kölesi olursunuz? Ya günahın ya da itaatin kölesi olursunuz. Günah sizi ölüme, itaat ise \w doğruluğa|lemma="doğruluk"\w* götürür. \v 17 Eskiden günahın kölesiydiniz. Ama Allahʼa şükürler olsun, size emanet edilen öğretilerin tamamına yürekten bağlandınız. \v 18 Günahtan özgür kılınıp doğruluğun kölesi oldunuz. \p \v 19 İnsan tabiatınız zayıf olduğu için günlük yaşamdan örnek veriyorum. Eskiden bedeninizi köle olarak rezil davranışlara ve kötülük yapmak için kötülüğe teslim ederdiniz. Tıpkı bunun gibi, şimdi bedeninizi \w doğruluğa|lemma="doğruluk"\w* köle olarak teslim edin ki, Allahʼa adanmış insanlar olasınız. \v 20 Eskiden günahın kölesiyken \w doğru\w* olanı yapmaya mecbur değildiniz. \v 21 Şimdi utanç duyduğunuz o şeyleri yapmakla ne elde ettiniz? Onların sonucu ölümdür. \v 22 Ama şimdi günaha köle olmaktan kurtuldunuz ve Allahʼa köle oldunuz. Bundan kazancınız Allahʼa adanmışlık ve sonucu sonsuz yaşamdır. \v 23 Çünkü günahın bedeli ölümdür, ama Allahʼın bağışı Rabbimiz Mesih İsa sayesinde sonsuz yaşamdır. \c 7 \s1 Tevrat kanunlarından özgürlük \p \v 1 Kardeşler, kanunu bilen kişilere söylüyorum. Bilmiyor musunuz ki, insan ancak yaşadığı sürece kanunun hükmü altındadır? \v 2 Meselâ, evli bir kadın, kocasının yaşadığı sürece kanunla ona bağlıdır. Ama kocası ölünce onu kocasına bağlayan kanundan kurtulur. \v 3 Buna göre kadın, kocası yaşarken başka erkekle giderse zina işlemiş sayılır. Ama kocası ölürse, kadın o kanundan özgür olur. Başka bir erkeğe varırsa, zina işlemiş sayılmaz. \v 4 Aynı bunun gibi, kardeşlerim, siz de çarmıhta ölen Mesihʼin bedeni aracılığıyla Tevrat kanunları karşısında öldünüz. Artık başka birine, yani Allahʼın hizmetinde verimli olmamız için ölümden dirilen Mesihʼe aitsiniz. \s1 Tevrat kanunları ve günah \p \v 5 Eskiden biz insan tabiatımıza göre yaşarken Tevrat kanunlarının uyandırdığı günah istekleri bedenimizde işliyordu. Bu istekler ölümle sonuçlanır. \v 6 Eskiden Tevrat kanunlarının esiriydik. Fakat ölmüş sayıldığımız için artık Tevrat kanunlarına esir olmaktan kurtulduk. Bu sayede yazıya dayanan eski yolda değil, Kutsal Ruhʼa dayanan yeni yolda Allahʼa hizmet ederiz. \v 7 Öyleyse ne diyelim? Tevrat kanunları günah mı oldu? Olmaz öyle şey! Fakat Tevrat kanunları olmasaydı, günahın ne olduğunu bilmezdim. Çünkü Tevrat “Açgözlü olmayın!”\f + \fr 7:7 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:17; Yasanın Tekrarı 5:21\+xt*\ft*\f* dememiş olsaydı, açgözlülüğün günah olduğunu bilmezdim. \v 8 Ama günah bu buyruktan fırsat bulup, benim içimde her türlü açgözlülüğü uyandırdı. Kanun olmasa, günah cansızdır. \v 9-10 Bir zamanlar, Tevrat kanunlarından habersizken diriydim. Fakat Tevratʼın buyruklarını öğrendiğim zaman içimdeki günah canlandı ve ben öldüm. Böylece buyruğun yaşam vereceğine ölüm getirdiğini anladım. \v 11 Çünkü günah buyruktan fırsat bulup beni aldattı ve buyruk aracılığıyla beni öldürdü. \v 12 Demek ki, Tevrat gerçekten kutsaldır. Buyrukları da kutsal, \w doğru\w* ve iyidir. \p \v 13 Öyleyse iyi olan şey bana ölüm mü getirdi? Olmaz öyle şey! Ama günah, günah olduğu açıkça görünsün diye, iyi olan şeyi kullanıp bana ölüm getirdi. Öyle ki, buyruğun aracılığıyla günahın ne kadar günahlı olduğu anlaşılsın. \p \v 14 Tevrat kanunlarının ruhsal olduğunu biliyoruz. Ama ben beden sahibi bir insanım. Günaha satılmış bir esirim. \v 15 Ne yaptığımı bilmiyorum. Çünkü yapmak istediğim şeyleri yapmıyorum, tersine, nefret ettiğim şeyleri yapıyorum. \v 16 Yapmak istemediğim şeyleri yapsam, Tevrat kanunlarının iyi olduğunu kabul etmiş olurum. \v 17 Artık bu şeyleri yapan ben değilim, benim içimde yaşayan günahtır. \v 18 Çünkü biliyorum ki, bende, yani insan tabiatımda, iyi bir şey bulunmaz. Bende iyi olanı yapma isteği var, ama onu yerine getirme gücü yok. \v 19 İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, tersine, istemediğim kötü şeyi yapıyorum. \v 20 Ama eğer istemediğim şeyi yapıyorsam, artık bunu yerine getiren ben değilim, içimde yaşayan günahtır. \p \v 21 Bundan şu kanunu çıkarıyorum: Ben iyi olanı yapmak isterken, yanımda kötülük hep hazır duruyor. \v 22 Çünkü yüreğimin derinliğinde Allahʼın verdiği Tevrat kanunlarından zevk alıyorum. \v 23 Ama bedenimde başka bir kanun görüyorum. O da aklımın doğru bulduğu kanunla savaşıyor ve beni bedenimde var olan günah kanununa esir ediyor. \v 24 Ben ne kadar zavallı bir insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak? \v 25 Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla beni kurtaran Allahʼa şükrolsun! Demek ki, ben aklımla Allahʼın kanununa, ama insan tabiatımla günah kanununa hizmet ediyorum. \c 8 \s1 Yaşam veren Kutsal Ruh \p \v 1 Buna göre Mesih İsaʼya ait olanlar artık suçlu çıkarılmaz. \v 2 Çünkü Mesih İsa sayesinde yaşam veren Ruhʼun kanunu beni günah ve ölüm kanunundan özgür etti. \v 3 Çünkü insan tabiatımız yüzünden Tevrat kanunları güçsüzdü. Fakat Tevratʼın yapamadığını Allah yaptı. Kendi \w Oğluʼnu|lemma="Oğul"\w* günahlı insan tabiatımıza benzeyen bir tabiatla yeryüzüne gönderdi. Oʼnu günahımız için kurban ederek insan tabiatımızdaki günahı yargılayıp cezalandırdı. \v 4 Öyle ki, Tevratʼın gerektirdiği \w doğruluk\w* insan tabiatımıza göre değil, \w Kutsal Ruhʼa|lemma="Kutsal Ruh"\w* göre yaşayan bizlerde yerine gelsin. \p \v 5 Çünkü insan tabiatına uyanlar ancak insan tabiatına ait şeyler düşünürler. Ama Kutsal Ruhʼa uyanlar, Ruhʼa ait şeyler düşünürler. \v 6 İnsan tabiatına uyan düşünce ölüm getirir, fakat Ruhʼa uyan düşünce yaşam ve esenlik verir. \v 7 Çünkü insan tabiatına uyan düşünce Allahʼa düşmandır. Allahʼın kanunlarına boyun eğmez, eğemez de. \v 8 İnsan tabiatına uyanlar Allahʼı hoşnut edemez. \p \v 9 Sizler ise insan tabiatınıza bağlı değilsiniz. Eğer Allahʼın Ruhu gerçekten içinizde yaşıyorsa, Ruhʼa bağlısınız. İçinde Mesihʼin Ruhu olmayan kişiyse Mesihʼe ait değildir. \v 10 Eğer Mesih içinizdeyse, bedeniniz günah yüzünden ölü, ama ruhunuz, \w doğru sayıldığınız|lemma="doğru sayılmak"\w* için diridir. \v 11 Allah İsaʼyı ölümden diriltti. Oʼnun Ruhu içinizde yaşıyor. Buna göre Mesihʼi ölümden dirilten Allah, sizin ölümlü bedenlerinize de yaşam verecek. Bunu içinizde yaşayan kendi Ruhu aracılığıyla yapacak. \p \v 12 Öyleyse kardeşler, borçluyuz. Fakat insan tabiatımıza uyarak yaşamak için insan tabiatımıza borçlu değiliz. \v 13 Çünkü insan tabiatınıza göre yaşarsanız, öleceksiniz. Ama eğer Ruh aracılığıyla bedeninizin yaptığı kötülükleri öldürürseniz, yaşayacaksınız. \p \v 14 Allahʼın Ruhu tarafından güdülenler Allahʼın oğullarıdır. \v 15 Çünkü sizi tekrar köle yapan, korkuya sürükleyen bir ruh almadınız. Ama sizi oğlu yapan Allahʼın Ruhuʼnu aldınız. Biz de o Ruhʼla Allahʼa, “Abba”, yani \w Baba\w* diye yalvarıyoruz. \v 16 Ruhʼun kendisi, bizim ruhumuzla birlikte Allahʼın evlatları olduğumuza şahitlik ediyor. \v 17 Evlatlar olduğumuza göre, aynı zamanda mirasçıyız. Allahʼın vereceği bereketlerin mirasçısıyız. Mesihʼe vermiş olduğu bereketlerin ortak mirasçısıyız. Yeter ki Mesihʼin acılarını paylaşalım, o zaman Oʼnun görkeminden de pay alacağız. \s1 Şimdiki acılar, gelecekteki görkem \p \v 18 Eminim ki, bu hayatta çektiğimiz acılar bize gösterilecek görkemle kıyaslanamaz. \v 19 Zaten yaratılan her şey Allahʼın oğullarının ortaya çıkarılmasını hasretle bekliyor. \v 20 Yaratılan her şey amaçsızlığa teslim edildi. Bu da kendi isteğiyle değil, ama onu amaçsızlığa teslim eden Allahʼın isteğiyle oldu. Ama yine de umut var. \v 21 Çünkü yaratılan her şey bozulmaya esir olmaktan kurtarılıp Allahʼın evlatlarının görkemli özgürlüğüne kavuşacak. \p \v 22 Biliyoruz ki, yaratılan her şey doğum yapan kadın gibi hâlâ inleyip sancı çekiyor. \v 23 Üstelik \w Kutsal Ruhʼun|lemma="Kutsal Ruh"\w* ilk ürününe\f + \fr 8:23 \fr*\fk Kutsal Ruhʼun ilk ürününe \fk*\ft Bazı yorumcular bu deyimi Kutsal Ruhʼun Allahʼın imanlıya verdiği ilk bağış olarak yorumlar. Bazıları ise onu Kutsal Ruhʼun imanlının cennette kavuşacağı mirasın ön ödemesi şeklinde yorumlar.\ft*\f* kavuşmuş olan bizler de için için inliyoruz, çünkü Allah tarafından evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtuluşa kavuşmasını\f + \fr 8:23 \fr*\fk Evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtuluşa kavuşmasını \fk*\ft İmanlının Mesihʼin gelişinde dirilip Mesihʼe benzer diriliş bedene kavuşması demektir.\ft*\f* hasretle bekliyoruz. \v 24 Çünkü bu umutla kurtulduk. Ama gözle görülen umut aslında umut değildir. İnsan gördüğü şeyi nasıl umut edebilir ki? \v 25 Ama görmediğimiz şeye umut bağlarsak, onu sabırla bekleyebiliriz. \p \v 26 Tıpkı bunun gibi, \w Kutsal Ruh\w*, biz çaresiz durumdayken bize yardım ediyor. Çünkü ne için dua etmemiz gerektiğini bilmiyoruz. Ama Ruhʼun kendisi sözle anlatılamaz bir şekilde inleyerek bizim için aracılık eder. \v 27 Yüreklerimizi inceleyen Allah, Ruhʼun ne düşündüğünü bilir. Çünkü Ruh Allahʼın isteğine göre kutsal halkı için aracılık eder. \v 28 Biliyoruz ki, Ruh her durumda iyi olan için Allahʼı sevenlerle iş birliği yapar. Onlar Allahʼın amacına uymaya çağrılmışlardır. \v 29 Çünkü Allah önceden bildiği kişileri \w Oğluʼna|lemma="Oğul"\w* benzer kılmak için seçti. Öyle ki, \w Oğlu|lemma="Oğul"\w* birçok kardeş arasında ilk doğan\f + \fr 8:29 \fr*\fk Birçok kardeş arasında ilk doğan \fk*\ft Mesih, ilk doğan olarak, yaratılan her şeyi miras alma hakkına sahiptir.\ft*\f* olsun. \v 30 Allah seçtiği kişileri kendisine gelmeye çağırdı; çağırdığı kişileri \w doğru saydı|lemma="doğru saymak"\w*; doğru saydığı kişileri de yüceltti. \s1 Allahʼın sevgisi \p \v 31 Peki, bu şeyler için ne diyelim? Allah bizden yanaysa, kim bize karşı olabilir? \v 32 Allah kendi \w Oğluʼnu|lemma="Oğul"\w* bile esirgemedi, Oʼnu hepimiz için feda etti. Öyleyse Oğluʼyla birlikte bize her şeyi karşılıksız vermeyecek mi? \v 33 Allahʼın seçtiği kişileri kim suçlayabilir? Onları doğru sayan Allahʼtır. \v 34 Kim onları suçlu çıkarır? Mesih İsa öldü, üstelik ölümden diriltildi. O şimdi Allahʼın sağında duruyor ve bizim için aracılık ediyor. \v 35 Bizi Mesihʼin sevgisinden ne ayırabilir: sıkıntı mı, yoksulluk mu, eziyet mi, açlık mı, elbise yetersizliği mi, tehlike mi, kılıç mı? \v 36 Aynı yazıldığı gibi: \q1 “Senin için bütün gün öldürülüyoruz, \q2 kasaplık koyun sayılıyoruz.”\f + \fr 8:36 \fr*\ft \+xt Mezmur 44:22\+xt*\ft*\f* \m \v 37 Ne var ki, bütün bu durumlarda bizi seven Mesih sayesinde tam bir zafer kazanıyoruz! \v 38 Eminim ki, ne ölüm ne de yaşam, ne melekler, ne de başka güçler ve kuvvetler, ne şimdi var olan şeyler ne de gelecekteki şeyler, \v 39 ne yıldızların en yüksek ve en aşağı noktası ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsaʼda olan Allah sevgisinden ayırabilir. \c 9 \s1 Allahʼın seçtikleri \p \v 1 Mesihʼe ait biri olarak size gerçeği söylüyorum, yalan söylemiyorum. Vicdanım da \w Kutsal Ruh\w* sayesinde bunu doğruluyor. \v 2 Yüreğimde büyük bir sıkıntı, hiç bitmeyen bir acı var. \v 3 Kardeşlerimin, yani benimle aynı kandan olan soydaşlarımın yerine, ben kendim Allahʼın lanetine uğrayıp Mesihʼten ayrı kalmaya razı olurdum. \v 4 Onlar İsrail halkıdır. Allah onları evlat edindi, onlara görkemini gösterdi ve onlarla antlaşmalar yaptı. Tevrat kanunlarını, tapınma düzenini ve vaatlerini onlara verdi. \v 5 Büyük atalar\f + \fr 9:5 \fr*\fk Büyük atalar \fk*\ft İbrahim, oğlu İshak, torunu Yakub gibi İsrail halkının atalarıdır.\ft*\f* onlarındır. Mesih de insan olarak onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuzlara kadar övgüye layık olan Allahʼtır. Amin. \p \v 6 Bu, Allahʼın İsrailʼe verdiği sözün boşa çıktığı anlamına gelmez. Çünkü İsrail soyundan gelen herkes Allahʼın halkından değildir. \v 7 İbrahimʼin soyundan gelen herkes İbrahimʼin evladı değildir. Allah ona, “Senin soyun İshakʼla devam edecek”\f + \fr 9:7 \fr*\ft \+xt Yaratılış 21:12\+xt*\ft*\f* dedi. \v 8 Yani, sadece bedence İbrahimʼin soyundan olmak insanı Allahʼın evladı yapmaz. Allahʼın evladı sayılanlar, ancak Allahʼın vaadine göre doğan evlatlardır. \v 9 Çünkü Allahʼın verdiği vaat şuydu: “Gelecek yıl bu zamanda geleceğim ve Saraʼnın\f + \fr 9:9 \fr*\fk Saraʼnın \fk*\ft Sara İbrahimʼin karısı. Kısırdı. Fakat yaşlıyken Allahʼın mucizesiyle İbrahimʼe bir oğul doğurdu.\ft*\f* bir oğlu olacak.”\f + \fr 9:9 \fr*\ft \+xt Yaratılış 18:10,14\+xt*\ft*\f* \p \v 10 Sadece bu değil, Rebeka, atamız İshakʼtan ikizlere gebe kalmıştı. \v 11-12 İkizler de henüz doğmamış, iyi kötü hiçbir şey yapmamışlardı. O zaman Allah Rebekaʼya şöyle dedi: “Büyük oğlun küçüğüne hizmet edecek.”\f + \fr 9:11‑12 \fr*\ft \+xt Yaratılış 25:23\+xt*\ft*\f* Allah bunu seçim yapmaktaki amacı devam etsin diye söyledi. Buna göre Allahʼın çağrısı, insanın yaptığı hiçbir şeye dayanmaz, ancak Allahʼın seçme hakkına dayanır. \v 13 Tıpkı yazıldığı gibi: “Yakubʼu sevdim, ama Esavʼı reddettim.”\f + \fr 9:13 \fr*\ft \+xt Malaki 1:2,3\+xt*\ft*\f* \p \v 14 O vakit ne diyelim? Allah haksız mı? Olmaz öyle şey! \v 15 Allah Musaʼya şöyle dedi: “Kime merhamet edersem, ona merhamet edeceğim; ve kime acırsam, ona acıyacağım.”\f + \fr 9:15 \fr*\ft \+xt Çıkış 33:19\+xt*\ft*\f* \v 16 Demek ki bu, insanın isteğine ya da çabasına değil, Allahʼın merhametine dayanır. \v 17 Allah Kutsal Yazıʼda Firavunʼa şöyle der: “Gücümü yaşamında göstermek için seni ortaya çıkardım. Böylece şanım bütün dünyaya yayılsın.”\f + \fr 9:17 \fr*\ft \+xt Çıkış 9:16\+xt*\ft*\f* \v 18 Demek ki, Allah istediği kişiye merhamet eder, istediği kişiyi de inatçı yapar. \p \v 19 O zaman bana diyeceksin ki, “Madem öyle, nasıl oluyor da Allah insanda hâlâ suç buluyor. Çünkü kim Oʼnun istediğine karşı durmuştur?” \v 20 Ne var ki, ey insan, sen kim oluyorsun da Allahʼa karşılık veriyorsun? Kendisine biçim verilen, biçim verene, “Beni niçin böyle yaptın?”\f + \fr 9:20 \fr*\ft \+xt Yeşaya 29:16; 45:9\+xt*\ft*\f* der mi? \v 21 Ya da çömlekçinin kullandığı kil\f + \fr 9:21 \fr*\fk Kil \fk*\ft Çömlek yapmak için kullanılan özel bir çamur çeşidi.\ft*\f* üzerinde yetkisi yok mu? Aynı kilden şerefli iş için bir kap, ve sıradan iş için başka bir kap yapamaz mı? \p \v 22 Allah da öfkesini göstermek ve gücünü bildirmek istediği zaman öfkesini hak eden ve mahvedilmeye hazırlanmış olan insanlara\f + \fr 9:22 \fr*\fk İnsanlara \fk*\ft Harfi harfine kaplara. Çömlekçi nasıl yaptığı kapları istediği gibi kullanabiliyorsa, Allahʼın da yarattığı insanları amacına göre kullanmaya hakkı var.\ft*\f* büyük sabırla katlandıysa, ne diyelim? \v 23 Bunu da merhamet edeceği insanlara\f + \fr 9:23 \fr*\fk İnsanlara \fk*\ft \+xt Ayet 22|link-href="ROM 9:22"\+xt*ʼdeki dipnota bakın.\ft*\f* sınırsız yüceliğini bildirmek için yaptıysa, ne diyelim? Bu insanları yüceliğine kavuşturmak için hazırlamıştı. \v 24 Biz de bu insanların arasındayız. Allah bizleri sadece Yahudilerden değil, diğer milletlerden de çağırdı. \v 25 Allah Peygamber Hoşeyaʼnın kitabında şöyle der: \q1 “Halkım olmayana ‘Halkım’ diyeceğim, \q2 sevmediğime ‘sevgili’ diyeceğim.”\f + \fr 9:25 \fr*\ft \+xt Hoşeya 2:23\+xt*\ft*\f* \q1 \v 26 “ ‘Halkım değilsiniz’ denilen yerde, \q2 onlara ‘Diri olan Allahʼın oğulları’ denecek.”\f + \fr 9:26 \fr*\ft \+xt Hoşeya 1:10\+xt*\ft*\f* \m \v 27 Peygamber Yeşaya da İsrail halkı hakkında sesini yükseltip şöyle der: \q1 “İsrailoğullarının sayısı deniz kenarındaki kum kadar çok olsa bile, \q2 onların ancak bir kalıntısı kurtulacak. \q1 \v 28 Çünkü Rab yeryüzünü yargılayıp \q2 işini çabucak bitirecek.”\f + \fr 9:28 \fr*\ft \+xt Yeşaya 10:22,23\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \m \v 29 Yeşayaʼnın önceden bildirdiği gibi: \q1 “Eğer \w Kudretli Rab\w* \q2 soyumuzu sürdürecek bir avuç insanı sağ bırakmasaydı, \q1 Sodom gibi olurduk, \q2 Gomoraʼya benzerdik.”\f + \fr 9:29 \fr*\ft \+xt Yeşaya 1:9\+xt*\ft*\f* \s1 İsrailʼin imansızlığı \p \v 30 Şimdi buna ne diyelim? Yahudi olmayanlar Allahʼın \w doğruluğuna|lemma="doğruluk"\w* kavuşmaya çabalamıyorlardı, ama doğruluğa, yani imandan gelen doğruluğa kavuştular. \v 31 İsrail halkı ise Tevrat kanunlarının getirdiği doğruluğa kavuşmaya çabaladı, ama bunu başaramadı. \v 32 Neden? Çünkü bunu imanla değil, kendi yaptıklarına güvenerek başarmaya çabaladılar. Köstekleme taşına\f + \fr 9:32 \fr*\fk Köstekleme taşına \fk*\ft İsa Mesihʼi anlatan bir benzetme. İnsanlar İsaʼnın Müjdesiʼni kabul etmeyince sanki ayakları köstekleme taşına takılıp Allahʼın yolundan saparlar.\ft*\f* takılıp kösteklendiler. \v 33 Aynı yazıldığı gibi: \q1 “İşte, \w Siyonʼa|lemma="Siyon"\w* bir köstekleme taşı, \q2 bir tökezleme kayası koyuyorum. \q1 Oʼna iman edenler hayal kırıklığına uğramayacaklar.”\f + \fr 9:33 \fr*\ft \+xt Yeşaya 8:14; 28:16\+xt*\ft*\f* \c 10 \p \v 1 Kardeşler, İsrail halkının kurtuluşunu yürekten arzuluyorum ve bunun için Allahʼa dua ediyorum. \v 2 Onların Allahʼa gayretle hizmet ettiklerine şahidim. Fakat bu, bilgisiz bir gayrettir. \v 3 Onlar Allahʼın insanı nasıl \w doğru saydığını|lemma="doğru saymak"\w* anlamıyorlar. Kendi çabalarıyla \w doğru sayılmaya|lemma="doğru sayılmak"\w* çalışıyorlar. Bu yüzden kendilerini Allahʼın doğruluğuna teslim etmediler. \v 4 Oysa Mesih Tevratʼın sonudur.\f + \fr 10:4 \fr*\fk Mesih Tevratʼın sonudur \fk*\ft “Sonu” diye tercüme edilen Grekçe kelime “yerine getirilmesi” anlamına da gelebilir. Kelime bu şekilde tercüme edilirse, cümle “Mesih, Tevrat kanunlarının veriliş amacını yerine getirdi” anlamına gelir.\ft*\f* Böylece Oʼna iman eden herkes Allahʼın gözünde doğru sayılır. \p \v 5 Aslında Musa Tevrat kanunlarından gelen doğruluk hakkında şunları yazar: “Bunları yerine getirenler hayat bulacak.”\f + \fr 10:5 \fr*\ft \+xt Levililer 18:5\+xt*\ft*\f* \v 6-7 İmana dayanan doğruluk ise şöyle diyor: “Kendi kendine, ‘Allahʼın sözünü, yani Mesihʼi, yeryüzüne indirmek için göğe kim çıkacak?’ diye sorma. ‘Dipsiz derinliklere, yani Mesihʼi ölüler arasından çıkarmaya kim inecek?’ diye de sorma.”\f + \fr 10:6‑7 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 30:12,13\+xt*\ft*\f* \v 8 Ama ne diyor? “Allahʼın sözü sana yakın, dudaklarında ve yüreğinde.”\f + \fr 10:8 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 30:14\+xt*\ft*\f* O söz iman hakkında vaaz ettiğimiz haberdir. \v 9 Eğer ağzınla açıkça “İsa Rabʼdir” dersen ve Allahʼın Oʼnu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen kurtulacaksın. \v 10 Çünkü insan yürekle iman edince \w doğruluğa|lemma="doğruluk"\w* kavuşur ve iman ettiğini ağzıyla açıkça söyleyince kurtuluş bulur. \v 11 Kutsal Yazı da şöyle der: “Oʼna iman eden hiç kimse hayal kırıklığına uğramayacak.”\f + \fr 10:11 \fr*\ft \+xt Yeşaya 28:16\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \v 12 Yahudilerle Yahudi olmayanlar arasında hiçbir ayrım yok. Aynı Rab bütün insanların Efendisiʼdir. Oʼnu yardıma çağıran herkese cömertçe lütuf gösterir. \v 13 Çünkü, “Rabbi \w adıyla|lemma="ad"\w* yardıma çağıran herkes kurtulacak.”\f + \fr 10:13 \fr*\ft \+xt Yoel 2:32\+xt*\ft*\f* \p \v 14 Peki, eğer Rabbe iman etmemişlerse Oʼnu nasıl yardıma çağıracaklar? Eğer Oʼndan haber almamışlarsa Oʼna nasıl iman edecekler? Eğer vaaz eden yoksa Oʼndan nasıl haber alacaklar? \v 15 Eğer Allah vaaz edenleri göndermezse nasıl vaaz edecekler? Aynı yazıldığı gibi: “İyi haber müjdeleyenlerin ayakları ne güzeldir!”\f + \fr 10:15 \fr*\ft \+xt Yeşaya 52:7\+xt*\ft*\f* \p \v 16 Ama onların hepsi \w Müjdeʼye|lemma="Müjde"\w* itaat etmedi. Peygamber Yeşayaʼnın dediği gibi: “Ya Rab, verdiğimiz habere kim inandı?”\f + \fr 10:16 \fr*\ft \+xt Yeşaya 53:1\+xt*\ft*\f* \v 17 Demek ki, iman etmek haberi duymakla, haberi duymak da Mesihʼin sözünün yayılmasıyla olur. \p \v 18 Ama şunu soruyorum: “İsrailoğulları haberi duymadılar mı?” Elbette duydular. \q1 “Habercilerin sesi bütün yeryüzüne yayıldı, \q2 sözleri dünyanın en uzak köşelerine ulaştı.”\f + \fr 10:18 \fr*\ft \+xt Mezmur 19:4\+xt*\ft*\f* \m \v 19 Yine soruyorum: “Acaba İsrailoğulları haberi anlamadılar mı?” En başta Allah Musa aracılığıyla onlara şöyle der: \q1 “Ben sizi halkım olmayan bir halkla kıskandıracağım, \q2 cahil bir halkla kızdıracağım.”\f + \fr 10:19 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 32:21\+xt*\ft*\f* \m \v 20 Sonra da Yeşaya Allahʼın sözlerini cesaretle bildirir: \q1 “Beni aramayanlar tarafından bulundum. \q2 Sormayanlara kendimi gösterdim.”\f + \fr 10:20 \fr*\ft \+xt Yeşaya 65:1\+xt*\ft*\f* \m \v 21 Fakat Allahʼın İsrail halkı hakkında dediği şudur: \q1 “İtaatsiz ve dik kafalı bir halka \q2 bütün gün ellerimi uzattım.”\f + \fr 10:21 \fr*\ft \+xt Yeşaya 65:2\+xt*\ft*\f* \c 11 \s1 Allah halkını reddetmez \p \v 1 Öyleyse soruyorum: “Allah kendi halkını mı reddetti?” Olmaz öyle şey! Çünkü ben de İsrailoğullarındanım. İbrahimʼin soyundan, Benyamin \w oymağındanım|lemma="oymak"\w*. \v 2 Allah ezelden beri halkı olarak bildiği insanları reddetmedi. Yoksa, Kutsal Yazılarʼın İlyas hakkındaki bölümde ne dediğini bilmiyor musunuz? İlyas İsrail halkı hakkında Allahʼa şöyle şikâyet eder: \v 3 “Ya Rab! Senin peygamberlerini öldürdüler. Senin kurban yerlerini yıktılar. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.”\f + \fr 11:3 \fr*\ft \+xt 1. Krallar 19:10,14\+xt*\ft*\f* \v 4 Oysa Allahʼın İlyasʼa verdiği cevap nedir? “Baal putunun önünde diz çökmemiş yedi bin kişiyi kendime ayırdım.”\f + \fr 11:4 \fr*\ft \+xt 1. Krallar 19:18\+xt*\ft*\f* \v 5 Tıpkı bunun gibi şimdi de İsrail halkından Allahʼa sadık kalmış küçük bir topluluk var. Allah bu insanlara lütuf gösterip onları kendi halkı olarak seçmiştir. \v 6 Eğer bu insanlar Oʼnun lütfuyla seçilmişlerse, demek ki kendi yaptıkları sayesinde seçilmediler. Yaptıkları sayesinde seçilseydiler lütuf artık lütuf olmazdı. \p \v 7 Öyleyse ne diyelim? İsrail halkı aradığını bulamadı ama Allahʼın seçtiği insanlar buldular. Geri kalanlarsa duyarsız oldular. \v 8 Kutsal Yazılarʼda yazıldığı gibi: \q1 “Allah onların zihinlerini uyuşturdu. \q2 Gözlerini kör, \q2 kulaklarını sağır etti. \q1 Bugün hâlâ öyledirler.”\f + \fr 11:8 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 29:4; Yeşaya 29:10\+xt*\ft*\f* \m \v 9 Davud da şöyle diyor, \q1 “Sofraları onlara tuzak ve kapan, \q2 tökez ve ceza olsun. \q1 \v 10 Gözleri kararsın ki, görmesinler. \q2 Belleri hep bükük olsun.”\f + \fr 11:10 \fr*\ft \+xt Mezmur 69:22,23\+xt*\ft*\f* \s1 Eklenmiş dallar \p \v 11 Öyleyse şunu soruyorum: “İsrailoğulları bir daha kalkmamak üzere mi tökezlenip düştüler?” Olmaz öyle şey! Onların doğru yoldan sapması sayesinde diğer milletlere kurtulma fırsatı verildi. Öyle ki, İsrailoğulları diğer milletlere imrenip gayrete gelsinler. \v 12 İsrailoğullarının yoldan sapması dünyaya bereket, onların yetersizliği de milletlere bereket oldu. O zaman onların tamamlanması daha ne kadar büyük bereket olacak! \p \v 13 Şimdi siz Yahudi olmayanlara söylüyorum: Yahudi olmayanlara gönderilen bir elçi olarak bu yüce hizmetimden gurur duyuyorum. \v 14 Belki böylece soydaşlarımı imrendiririm ve bazılarını kurtarırım. \v 15 Allahʼın onları reddetmesi dünyanın Oʼnunla barışmasını sağladı. Öyleyse onları tekrar kabul etmesi ölümden yaşama geçmekten başka ne olabilir? \v 16 Eğer Allahʼa adanan hamurun ilk parçası kutsalsa, bütün hamur kutsaldır. Ağacın kökü kutsalsa dalları da kutsaldır. \p \v 17 Ama zeytin ağacının bazı dalları kesildi, ve sen yabani bir zeytin dalı olarak onların yerine koyuldun. Sen o ağacının kökünden yükselen bereketli özüne ortak oldun.\f + \fr 11:17 \fr*\ft Kesilen dallar Allahʼın seçtiği İsrailoğullarından (Yahudilerden) Mesihʼe iman etmeyenlerdir. Ağacın bereketli kökünden yükselen bereketli özüne ortak olanlar Yahudi olmayan diğer milletlerden Mesihʼe iman edenlerdir.\ft*\f* \v 18 Öyleyse kendini iyi ağaçtan kesilen dallardan üstün görme. Kendini üstün görürsen, unutma ki, sen ağacın kökünü beslemiyorsun, kök seni besliyor. \v 19 O zaman şöyle diyeceksin: “Benim oraya eklenmem için o dallar kesildi.” \v 20 Doğru da, onlar imansızlıkları yüzünden kesildiler. Sense imanla yerinde duruyorsun. Gururlanma, Allahʼtan kork! \v 21 Çünkü eğer Allah asıl dallara acımadıysa, sana da acımaz. \p \v 22 Öyleyse Allahʼın iyiliğine ve sertliğine dikkat et! Allah günaha düşenlere sert, sana ise iyi davranır. Yeter ki, Oʼnun iyiliğine güvenmeye devam edesin. Yoksa Allah seni de ağaçtan kesip atacak. \v 23 İsrailoğulları ise imansızlıkta devam etmezlerse, ağaca geri eklenecekler. Çünkü Allahʼın onları geri eklemeye gücü var. \v 24 Sen yabani zeytin ağacından kesilen dallar gibisin. Tabiata aykırı olarak iyi zeytin ağacına eklendin. İsrailoğulları ise iyi zeytin ağacından kesilen dallar gibidir. O halde tabiata göre kendi zeytin ağacına tekrar eklenmeleri çok daha kolaydır! \p \v 25 Ey imanlı kardeşlerim, şu konudaki \w sırdan|lemma="sır"\w* habersiz kalıp kendinizi çok akıllı görmenizi istemiyorum. Sır şudur: İsrailoğullarının bir kısmı inatçılığa kapıldı. Bu durum Yahudi olmayan imanlıların sayısı tamamlanıncaya kadar devam edecek. \v 26 Sonunda bütün İsrail halkı kurtulacak. Tıpkı Kutsal Yazılarʼda yazıldığı gibi: \q1 “Kurtarıcı \w Siyonʼdan|lemma="Siyon"\w* gelecek, \q2 Yakubʼun soyundan allahsızlığı uzaklaştıracak. \q1 \v 27 Allah diyor ki, ‘Onların günahlarını sildiğim zaman, \q2 onlarla yapacağım antlaşma bu olacak.’ ”\f + \fr 11:27 \fr*\ft \+xt Yeşaya 59:20,21; 27:9\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden) \+xt Yeremya 31:33,34\+xt*\ft*\f* \p \v 28 Gerçi onlar Mesihʼin \w Müjdesini|lemma="Müjde"\w* reddetmekle Allahʼa düşman oldular. Bu da siz Yahudi olmayanların hatırı için oldu. Fakat İsrailoğulları Allah tarafından seçilmiş olan atalarının hatırı için seviliyorlar. \v 29 Çünkü Allahʼın lütufları ve çağrısı geri alınamaz. \v 30 Yahudi olmayan sizler bir zamanlar Allahʼa itaat etmiyordunuz. Ama şimdi İsrailoğullarının itaatsizliği yüzünden Allahʼın merhametine kavuştunuz. \v 31 Bunun gibi, Yahudi halkı da şimdi Allahʼa itaatsiz oldu. Öyle ki, siz merhamete kavuştuğunuz için onlar da merhamete kavuşsunlar. \v 32 Çünkü Allah herkese merhamet göstermek için herkesi itaatsizliğe esir etti. \p \v 33 Ah, Allahʼın \w hikmeti|lemma="hikmet"\w* ve bilgisi ne kadar derin, ne kadar da zengin! Oʼnun kararlarına hiçbir akıl ermez, Oʼnun yöntemleri insan anlayışının ötesindedir. \q1 \v 34 “Rabbin düşüncelerini kim bildi? \q2 Ya da Oʼna kim akıl verdi?”\f + \fr 11:34 \fr*\ft \+xt Yeşaya 40:13\+xt*\ft*\f* \q1 \v 35 “Kim Allahʼa bir şey verdi de, \q2 geri ödenmesini istesin?”\f + \fr 11:35 \fr*\ft \+xt Eyüb 41:11\+xt*\ft*\f* \p \v 36 Çünkü her şey Oʼndan, her şey Oʼnun aracılığıyla ve her şey Oʼnun içindir. Oʼna sonsuzlara kadar övgüler olsun! Amin. \c 12 \s1 Allahʼı hoşnut eden diri kurbanlar \p \v 1 Bu sebeple, kardeşler, Allahʼın merhameti adına size yalvarırım, bedenlerinizi Allahʼı hoşnut eden diri ve kutsal birer kurban olarak Oʼna teslim edin. Asıl ibadetiniz budur. \v 2 Bu dünyanın gidişine uymayın. Ama düşüncelerinizin yenilenmesiyle tamamen değiştirilmiş kişiler olun. Böylece Allahʼın ne istediğini, neyin iyi, hoş ve kusursuz olduğunu ayırt edebilirsiniz. \s1 Mesihʼin topluluğunda alçakgönüllü hizmet \p \v 3 Allahʼın bana verdiği lütufla hepinize söylüyorum: Hiç kimse kendini gereğinden daha üstün görmesin. Ama Allahʼın verdiği iman ölçüsünde, akla yatkın görüşle düşünsün. \v 4 Bir bedenin çok parçaları vardır. Bütün bu parçalar da ayrı ayrı görevlere sahiptir. \v 5 Tıpkı bunun gibi, biz çok kişiyiz ama Mesihʼte tek bir bedeniz. Aynı bedenin parçaları olarak birbirimize bağlıyız. \v 6 Allah, lütfuyla bize değişik yetenekler verdi. Eğer \w peygamberlikse|lemma="peygamberlik"\w*, imanımızın ölçüsünde peygamberlik edelim. \v 7 Hizmetse, hizmet edelim. Vaaz eden vaaz etsin. \v 8 Teşvik eden, teşvik etsin. Bağış veren cömertçe bağış versin. Liderlik eden canı gönülden liderlik etsin. Merhamet eden bunu güler yüzle yapsın. \s1 Sevgiden kaynaklanan davranışlar \p \v 9 Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten nefret edin, iyiliğe sarılın. \v 10 Birbirinize kardeş sevgisiyle bağlanın, şefkatli olun. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. \v 11 İman yolundaki gayretiniz azalmasın. Coşkun bir ruhla Rabbe hizmet edin. \v 12 Umudunuz sizi sevindirsin. Eziyete dayanın. Devamlı kendinizi duaya verin. \v 13 Allahʼın kutsal halkından muhtaç durumda olanlara yardım edin. Misafir kabul etmeye önem verin. \p \v 14 Size eziyet edenler için iyilik dileyin. İyilik dileyin, lanet etmeyin. \v 15 Sevinenlerle sevinin, ağlayanlarla ağlayın. \v 16 Birbirinizle aynı fikirde olun. Gururlu olmayın, ama önemli sayılmayan insanlarla arkadaşlık edin. Her şeyi anladığınızı sanmayın. \p \v 17 Kimsenin kötülüğüne kötülükle karşılık vermeyin. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin! \v 18 Mümkünse, elinizden geldiği kadar bütün insanlarla barış içinde yaşayın. \p \v 19 Sevgili arkadaşlarım, kimseden öç almayın, ama ceza verme işini Allahʼa bırakın. Çünkü şöyle yazılmıştır: “Rab ‘Öç benimdir. Karşılık ben vereceğim’\f + \fr 12:19 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 32:35\+xt*\ft*\f* diyor.” \v 20 Bunun yerine, \q1 “Düşmanınız acıkmışsa, ona yemek verin; \q2 susamışsa, ona su verin. \q1 Böylece onu utandırarak başına yanan korlar yığmış gibi olursunuz.”\f + \fr 12:20 \fr*\ft \+xt Özdeyişler 25:21,22\+xt*\ft*\f* \m \v 21 Kötülük sizi yenmesin, kötülüğü iyilikle yenin! \c 13 \s1 Yetkililere saygı \p \v 1 Herkes devlet yetkililerinin emrine uysun. Çünkü Allahʼtan olmayan yetki yoktur. Var olan yetkililer Allah tarafından görevlendirilmiştir. \v 2 Demek ki, kim yetkilinin emrine uymazsa, Allahʼın düzenine karşı çıkmış olur. Karşı çıkan da cezasını çeker. \v 3 Liderlerden asıl korkacak olanlar iyilik yapanlar değil, kötülük işleyenlerdir. Yetkiliden korkmadan yaşamak ister misin? O halde iyi olanı yap. O zaman onun övgüsünü kazanırsın. \v 4 Yetkili kişi senin iyiliğin için Allahʼa hizmet eder. Ama eğer kötülük yaparsan, kork! Yetkili kişi boşuna kılıç taşımaz. Çünkü o, Allahʼa hizmet eder, kötülük yapanı cezalandırmakla Allahʼın öfkeli yargısını yerine getirir. \v 5 Bunun için yetkililerin emrine uymalısınız. Bunu sadece öfkelerinden korktuğunuz için değil, vicdanınızı temiz tutmak için de yapmalısınız. \p \v 6 Vergiyi de aynı sebeple ödüyorsunuz. Çünkü yetkililer Allahʼın hizmetkârlarıdır ve kendilerini bu işe adarlar. \v 7 Her yetkiliye hakkını verin: vergi isteyene vergi, gümrük isteyene gümrük ödeyin. Korkmanız gerekenden korkun. Saygıyı hak edene saygı gösterin. \s1 Birbirinizi sevin \p \v 8 Birbirinizi sevmekten başka hiç kimseye borcunuz olmasın. Başkasını seven kişi, Tevrat kanunlarını yerine getirmiş olur. \v 9 Çünkü, “zina etmeyin”, “adam öldürmeyin”, “çalmayın”, “açgözlü olmayın”\f + \fr 13:9 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:13‑15,17; Yasanın Tekrarı 5:17‑19,21\+xt*\ft*\f* ve daha ne kadar buyruk varsa, hepsi şu sözle özetlenir: “Komşunuzu kendinizi sevdiğiniz gibi sevin.”\f + \fr 13:9 \fr*\ft \+xt Levililer 19:18\+xt*\ft*\f* \v 10 Seven kişi başkalarına kötülük yapmaz. Bu sebeple sevgi, Tevratʼın yerine getirilmesidir. \p \v 11 Bunu yaşadığınız zamanın farkında olarak yapın. Artık uykudan uyanmanızın vakti geldi. Çünkü şimdi kurtuluşumuz, iman ettiğimiz o ilk günden daha yakındır. \v 12 Gece\f + \fr 13:12 \fr*\fk Gece \fk*\ft Şeytanʼın kötü işlerinin hüküm sürdüğü dünya düzenini anlatır.\ft*\f* ilerledi, gün\f + \fr 13:12 \fr*\fk Gün \fk*\ft İsa Mesihʼin tekrar dünyaya gelip Şeytanʼı ve bütün kötü düzenini alt edeceği zamanı anlatır.\ft*\f* yaklaştı. Bu sebeple, karanlığın işlerini üzerimizden atalım, ışığın silahlarını kuşanalım. \v 13 Gün ışığına uygun olarak düzgün bir hayat sürelim. Vaktimizi çılgın eğlenceler ve sarhoşluk, zina ve azgın seksüel davranışlar, kavga ve kıskançlıkla geçirmeyelim. \v 14 Bunun yerine Rab İsa Mesihʼi kuşanın\f + \fr 13:14 \fr*\fk Rab İsa Mesihʼi kuşanın \fk*\ft Bazı yorumcular bu deyimin “karakter bakımından İsa Mesih gibi olun” anlamında olduğunu düşünürler. Başkalarıysa deyimi “İsa Mesih sizi koruyan bir savaş elbisesi olsun” olarak yorumlarlar. Ayetin bağlamında birinci yorum daha uygun görülür.\ft*\f* ve insan tabiatınızın heveslerine uymayı düşünmeyin. \c 14 \s1 Farklı görüşler üzerinde tartışmayın \p \v 1 İmanı zayıf olan kişiyi aranıza kabul edin. Ancak farklı fikirler üzerinde onlarla tartışmayın. \v 2 Biri her şeyi yiyebileceğine inanır. Ama imanı zayıf olan başka birisi sadece sebze yer. \v 3 Her şeyi yiyen yemeyeni hor görmesin. Sadece sebze yiyen de her şeyi yiyeni yargılamasın. Çünkü Allah onu kabul etmiştir. \v 4 Sen hangi hakla başkasının evindeki köleyi yargılıyorsun? Onu haklı ya da haksız çıkarmak efendisinin işidir. Elbette haklı çıkacak. Çünkü Rab onu haklı çıkarma gücüne sahiptir. \p \v 5 Bazıları bir günü öbür günlerden daha önemli sayar. Bazılarıysa bütün günlere aynı önem verir. Bu konularda herkes kendi fikrinden emin olsun. \v 6 Bir günü bayram olarak kutlayan kişi, o günü Rab için kutlar. Her şeyi yiyen kişi Rab için yer, çünkü Allahʼa şükreder. Bazı şeyleri yemeyen de bunu Rabbi memnun etmek için yapar ve Allahʼa şükreder. \v 7 Bizden hiç kimse ne kendisi için yaşar, ne de kendisi için ölür. \v 8 Eğer yaşarsak Rab için yaşarız. Eğer ölürsek Rab için ölürüz. Demek ki, yaşasak da ölsek de Rabbe aidiz. \v 9 Mesih hem ölülerin hem dirilerin Efendisi olsun diye öldü ve dirildi. \p \v 10 Öyleyse sen niçin imanlı kardeşini yargılıyorsun? Neden imanlı kardeşini hor görüyorsun? Hepimiz Allahʼın yargı yerinin önüne çıkacağız. \v 11 Kutsal Yazılarʼda yazıldığı gibi: \q1 “Rab diyor ki, ‘Varlığım üzerine yemin ederim ki, \q1 her diz önümde çökecek, \q2 her dil Allah olduğumu açıkça söyleyecek’.”\f + \fr 14:11 \fr*\ft \+xt Yeşaya 45:23\+xt*\ft*\f* \m \v 12 Demek ki, her birimiz kendisi için Allahʼa hesap verecek. \p \v 13 Onun için artık birbirimizi yargılamayalım. Bunun yerine kardeşinizin imanına köstek olacak ya da onu yoldan çıkaracak bir şey yapmamaya karar verin. \v 14 Biliyorum ve Rab İsaʼya ait biri olarak eminim ki, hiçbir şey kendiliğinden \w murdar\w* değildir. Ama kim bir şeyi murdar sayarsa, o şey onun için murdardır. \v 15 Eğer yediğin bir şeyle kardeşini üzüyorsan, artık sevgi yolunda yürümüyorsun. Yediğin şey kardeşinin mahvolmasına yol açmasın. Çünkü Mesih onun uğruna da öldü. \v 16 Böylece iyi saydığınız şeyi kimse kötülemesin. \v 17 Çünkü \w Allahʼın Krallığı\w* yemek içmek meselesi değildir. Tersine, \w doğruluk\w*, esenlik ve Kutsal Ruhʼtan gelen sevinçtir. \v 18 Bunlara önem vererek Mesihʼe hizmet eden kişi, Allahʼı hoşnut eder ve insanların saygısını kazanır. \p \v 19 Öyleyse, kendimizi esenlik getiren ve birbirimizin imanını kuvvetlendiren işlere verelim. \v 20 Yiyecek yüzünden Allahʼın işini bozmayın. Her yiyecek temiz sayılır. Ama yediği bir şey yüzünden başkasının imanına köstek olan kişi kötülük etmiş olur. \v 21 Et yememek, şarap içmemek ve imanlı kardeşinin imanına köstek olan herhangi bir şey yapmamak iyidir. \v 22 Bu konulardaki inancın Allahʼla kendi aranda kalsın. Doğru saydığı şeyler yüzünden kendini suçlu çıkarmayana ne mutlu! \v 23 Ama yediği yemeği şüphe içinde yiyen kişi suçlu çıkar. Çünkü yaptığı iş imana dayanmaz. İmandan gelmeyen her şey günahtır. \c 15 \p \v 1 Biz imanı güçlü olanlar, kendimizi memnun etmeyelim. Onun yerine güçsüzlerin zayıflıklarına katlanmaya mecburuz. \v 2 Her birimiz başkasının iyiliğini düşünerek onu memnun etmeye çalışsın. Böylece onu ruhça kuvvetlendirmiş olacağız. \v 3 Çünkü Mesih de kendini memnun etmeye çalışmadı. Ama Oʼnun hakkında yazıldığı gibi, “Ey Allah, seni aşağılayan kişilerin hakaretlerine ben uğradım.”\f + \fr 15:3 \fr*\ft \+xt Mezmur 69:9\+xt*\ft*\f* \v 4 Çünkü önceden yazılan her şey bize ders vermek için yazıldı. Öyle ki, Kutsal Yazılarʼın verdiği sabır ve cesaretle umudumuz olsun. \v 5 Sabır ve cesaret kaynağı olan Allah, Mesih İsaʼnın istediği gibi hepinizi aynı düşüncede birleştirsin. \v 6 Öyle ki hep birlikte, bir ağızdan Rabbimiz İsa Mesihʼin \w Babası|lemma="Baba"\w* Allahı övesiniz. \p \v 7 Bu sebeple, Mesih bizi nasıl kabul ettiyse, siz de Allahʼın yüceltilmesi için birbirinizi öyle kabul edin. \v 8 Size şunu diyorum: Mesih, Allahʼın sözüne sadık olduğunu göstermek için sünnetlilerin, yani Yahudilerin, hizmetkârı oldu. Bunu Allahʼın onların atalarına verdiği vaatleri yerine getirmek için yaptı. \v 9 Ayrıca Yahudi olmayan milletlerin Allahʼı merhameti için yüceltmelerini istedi. Tıpkı Kutsal Yazıʼda yazıldığı gibi: \q1 “Bunun için diğer milletlerin arasında seni yücelteceğim. \q2 Adını ilahilerle öveceğim.”\f + \fr 15:9 \fr*\ft \+xt 2. Samuel 22:50; Mezmur 18:49\+xt*\ft*\f* \m \v 10 Yine şöyle diyor: \q1 “Siz milletler Allahʼın halkıyla birlikte sevinin.”\f + \fr 15:10 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 32:43\+xt*\ft*\f* \m \v 11 Hem de diyor ki, \q1 “Ey bütün milletler, Rabbi övün! \q2 Ey bütün halklar, Oʼnu yüceltin!”\f + \fr 15:11 \fr*\ft \+xt Mezmur 117:1\+xt*\ft*\f* \m \v 12 Üstelik Yeşaya şöyle diyor: \q1 “İşayʼın Kökü\f + \fr 15:12 \fr*\fk İşayʼın Kökü \fk*\ft İşay Kral Davudʼun babasıydı. Bu peygamberlik sözü Mesihʼin Davud soyundan kral olacağını bildiriyor.\ft*\f* ortaya çıkacak, \q2 bütün milletlere kral olmak için yükselecek. \q2 Milletler Oʼna umut bağlayacak.”\f + \fr 15:12 \fr*\ft \+xt Yeşaya 11:10\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \p \v 13 Umut veren Allah, iman hayatınızda sizi tam bir sevinç ve esenlikle doldursun. O zaman Kutsal Ruhʼun gücü sayesinde umutla dolup taşarsınız. \s1 Pavlus bütün halklara elçi \p \v 14 Ey kardeşlerim, iyilikle dolu olduğunuzdan eminim. Her tür bilgiye sahipsiniz ve birbirinize akıl verebilecek durumdasınız. \v 15-16 Ama bu mektupla epey cesaret göstererek size bazı konuları hatırlatmak istedim. Şöyle ki, Allah bana, Mesih İsaʼnın kulu olarak Yahudi olmayanlara hizmet etme lütfunu bağışladı. Onlar \w Kutsal Ruh\w* sayesinde Allahʼa adanan, Oʼnu hoşnut eden adaklar olsunlar diye Allahʼın \w Müjdesiʼni|lemma="Müjde"\w* \w rahip\w* gibi yayıyorum. \v 17 Bu sebeple, Mesih İsaʼya bağlı olduğum için Allah yolundaki hizmetimle gurur duyuyorum. \v 18-19 Çünkü sadece Mesihʼin benim aracılığımla başardıklarından söz etmek istiyorum. O diğer milletlerin Allahʼa itaat etmesi için \w mucizelerin|lemma="mucize"\w* ve harikaların gücüyle, Allahʼın Ruhuʼnun gücüyle söylediklerimi ve yaptıklarımı kullandı. Bunun sonucunda Mesihʼin \w Müjdesiʼni|lemma="Müjde"\w* yayma işini \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* başlayarak ta İllirikum bölgesine kadar tamamladım. \v 20 Amacım Mesihʼin Müjdesiʼni adının henüz bilinmediği yerlerde yaymaktır. Çünkü hizmetimi başka birinin koyduğu temelin üzerine kurmak istemiyorum. \v 21 Ama Kutsal Yazılarʼda yazıldığı gibi, \q1 “Oʼndan habersiz olanlar görecek. \q2 İşitmemiş olanlar anlayacak.”\f + \fr 15:21 \fr*\ft \+xt Yeşaya 52:15\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \m \v 22 Onun için ne zaman yanınıza gelmek istediysem önüme hep bir engel çıktı. \p \v 23 Ama artık buralarda hizmet etmek için bana yer kalmadı ve zaten yıllardır size gelmek istiyordum. \v 24 İspanyaʼya giderken size uğrayacağım. Çünkü geçerken sizinle görüşmeyi umuyorum. Sohbetinize bir süre doyduktan sonra sizin tarafınızdan oraya yolcu edilmek istiyorum. \v 25 Ama şimdi Allahʼın kutsal halkına hizmet etmek için \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* gidiyorum. \v 26 Çünkü Makedonya ve Ahaya bölgelerindeki imanlılar yardım toplayıp bunu Allahʼın Yeruşalimʼdeki kutsal halkında fakir olanlara göndermeyi uygun gördüler. \v 27 Uygun gördüler diyorum, ama zaten onlara borçluydular. Çünkü Yahudi olmayan imanlılar Yahudilerin ruhsal bereketlerinden pay aldılar. Buna göre onlara maddi nimetlerle de hizmet etmeye borçludurlar. \v 28 Bu yardımı onlara güvenlikle ulaştırıp görevimi tamamlayacağım. Oradan ayrılıp size uğradıktan sonra İspanyaʼya doğru yol alacağım. \v 29 Biliyorum ki, size geldiğim zaman Mesihʼin dolgun bereketiyle geleceğim. \p \v 30 Ey kardeşler, Rabbimiz İsa Mesihʼin ve Kutsal Ruhʼun sevgisi hatırına size yalvarıyorum, benim için Allahʼa dua ederek benim mücadeleme katılın. \v 31 Öyle ki, Allah beni Yahudiyeʼdeki imansız kişilerden korusun. \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* götürmekte olduğum yardım da Allahʼın oradaki kutsal halkını hoşnut etsin. \v 32 Ondan sonra Allah isterse sevinçle yanınıza geleyim, aranızda gönlüm ferahlasın. \p \v 33 Esenlik veren Allah hepinizle birlikte olsun. Amin. \b \c 16 \s1 Selamlar \p \v 1 İmanlı kız kardeşimiz Fibeʼyi size tavsiye etmek istiyorum. O, Kenhere şehrindeki imanlılar topluluğunun hizmetkârlarından biridir. \v 2 Onu Rabbe ait biri olarak Allahʼın kutsal halkına layık bir şekilde karşılayın. Sizden herhangi bir yardıma ihtiyacı olursa, ona destek olun. Çünkü o, hem bana hem de birçok kişiye destek oldu. \b \p \v 3 Priska ve Akvilaʼya benden selam söyleyin. Onlar Mesih İsa yolunda benim hizmet arkadaşlarımdır. \v 4 Benim için kendi hayatlarını tehlikeye attılar. Yalnız ben değil, Yahudi olmayan bütün imanlı toplulukları onlara teşekkür borçlu. \p \v 5 Onların evinde bir araya gelen topluluğa da selam söyleyin. \p Sevgili arkadaşım Epenetusʼa da selam söyleyin. O \w Ege\w* bölgesinden Mesihʼe ilk iman eden kişidir. \p \v 6 Meryemʼe selam söyleyin. O sizin için çok çalıştı. \p \v 7 Soydaşlarım Andronikus ve Yunyaʼya selam söyleyin. Onlar benim hapis arkadaşlarım. Elçiler arasında tanınmış kişiler. Hem de benden önce Mesihʼe iman ettiler. \p \v 8 Rabbe ait biri olarak sevdiğim Ampliatusʼa da selam söyleyin. \p \v 9 Mesih yolunda hizmet arkadaşımız Urbanusʼa ve sevgili arkadaşım Stahisʼe selam söyleyin. \p \v 10 Mesihʼe bağlı biri olarak değeri kanıtlanmış Apellesʼe selam söyleyin. \p Aristobulusʼun ev halkına selam söyleyin. \p \v 11 Soydaşım Herodiyonʼa selam söyleyin. \p Narkisʼin ev halkından Rabbe bağlı olanlara selam söyleyin. \p \v 12 Rabbin hizmetinde çalışan imanlı kız kardeşlerimiz Trifena ve Trifosaʼya selam söyleyin. \p Rabbin hizmetinde çok çalışmış olan sevgili imanlı kız kardeşimiz Persisʼe de selam söyleyin. \p \v 13 Rabbe bağlı seçkin bir insan olan Rufusʼa, ve annesine selam söyleyin. Annesi bana da annelik etti. \p \v 14 Asinkritus, Flegon, Hermes, Patrovas, Hermas ve yanlarındaki imanlı kardeşlere selam söyleyin. \p \v 15 Filologus ve Yulyaʼya, Nereus ve kız kardeşine, Olimpas ve onların yanındaki bütün imanlılara selam söyleyin. \p \v 16 Birbirinizi Allahʼın kutsal halkına yakışan bir öpücükle selamlayın. \p Mesihʼin bütün toplulukları size selam söylüyorlar. \b \p \v 17 Size öğretilenlere ters düşen fikirler yayan, ayrılıklar yaratan ve imanlıları yoldan saptıran kişiler var. Kardeşler, size yalvarırım: dikkatli olun, böyle kişilerden uzak durun. \v 18 Çünkü bu tür kişiler Rabbimiz Mesihʼe değil, kendi midelerine hizmet ederler. Kulağı okşayan tatlı sözlerle saf kişileri aldatırlar. \v 19 Sizin Allahʼa itaat ettiğinizden herkesin haberi oldu. Bu yüzden sizin için seviniyorum. Ama istiyorum ki, iyilik konusunda hikmetli, kötülük konusunda suçsuz olasınız. \b \p \v 20 Esenlik veren Allah kısa zamanda Şeytanʼı ayaklarınızın altında ezecek. \b \p Rabbimiz İsa Mesihʼin lütfu üzerinizde olsun. \b \p \v 21 Hizmet arkadaşım Timoteos ve soydaşlarım Lukiyus, Yason ve Susipater size selam gönderiyorlar. \p \v 22 Bu mektubu yazıya geçiren ben Tertiyus Rabbe ait biri olarak size selam gönderiyorum. \p \v 23-24 Ben Pavlusʼu ve bütün topluluğu evinde misafir eden Gayus size selam gönderiyor. \p Şehir hazine yöneticisi Erastusʼun ve imanlı kardeşimiz Kuvartusʼun size selamları var.\f + \fr 16:23‑24 \fr*\ft Bazı Grekçe el yazmaları, “Rabbimiz İsa Mesihʼin lütfu hepinizle birlikte olsun! Amin” sözlerini de içerir.\ft*\f* \b \p \v 25 Allah, İsa Mesih hakkında vaaz ettiğim \w Müjdeʼyle|lemma="Müjde"\w* sizi kuvvetlendirme gücüne sahiptir. Bu Müjde, Allahʼın ezelden beri gizlediği \w sırrın|lemma="sır"\w* açığa çıkarılmasıdır. \v 26 Bu plan zamanın başlangıcından önce var olan Allahʼın buyruğuna göre peygamberlerin yazılarıyla şimdi açıklandı ve bütün milletlerin imana gelip Allahʼa itaat etmeleri için duyuruldu. \p \v 27 Evet, tek \w hikmet\w* sahibi olan Allahʼa, İsa Mesih aracılığıyla sonsuzlara kadar övgüler olsun! Amin.