\id MAT - Open Basic Turkish New Testament \usfm 3.0 \ide UTF-8 \h Matta \toc1 Mattaʼnın Müjdesi \toc2 Matta \toc3 Mat \mt1 Mattaʼnın Müjdesi \c 1 \s1 İsa Mesihʼin soyu \r (Luka 3:23‑38) \lh \v 1 İbrahimʼin ve Davudʼun soyundan gelen İsa Mesihʼin\f + \fr 1:1 \fr*\fk İsa Mesihʼin \fk*\ft Mesih Allahʼın Tevratʼta İsrail halkına söz verdiği kurtarıcıdır. Göreve atanmak için meshedilen yani üzerine zeytinyağı sürülen kişi demektir.\ft*\f* soy kaydı şöyledir: \b \li1 \v 2 İbrahim, İshakʼın babasıydı. \li1 İshak, Yakubʼun babasıydı. \li1 Yakub, Yahuda ve kardeşlerinin babasıydı. \li1 \v 3 Yahuda, Tamarʼdan doğan Peres ve Zerahʼın babasıydı. \li1 Peres, Hesronʼun babasıydı. \li1 Hesron, Ramʼın babasıydı. \li1 \v 4 Ram, Amminadavʼın babasıydı. \li1 Amminadav, Nahşonʼun babasıydı. \li1 Nahşon, Salmonʼun babasıydı. \li1 \v 5 Salmon, Rahav tarafından Boazʼın babasıydı. \li1 Boaz, Rut tarafından Ovedʼin babasıydı. \li1 Oved, İşayʼın babasıydı. \li1 \v 6 İşay, Kral Davudʼun babasıydı. \b \li1 Davud, Uriyaʼnın karısından doğan Süleymanʼın babasıydı. \li1 \v 7 Süleyman, Rehavamʼın babasıydı. \li1 Rehavam, Aviyaʼnın babasıydı. \li1 Aviya, Asaʼnın babasıydı. \li1 \v 8 Asa, Yehoşafatʼın babasıydı. \li1 Yehoşafat, Yehoramʼın babasıydı. \li1 Yehoram, Uzziyaʼnın babasıydı. \li1 \v 9 Uzziya, Yotamʼın babasıydı. \li1 Yotam, Ahazʼın babasıydı. \li1 Ahaz, Hizkiyaʼnın babasıydı. \li1 \v 10 Hizkiya, Manaşeʼnin babasıydı. \li1 Manaşe, Amonʼun babasıydı. \li1 Amon, Yoşiyaʼnın babasıydı. \li1 \v 11 Yoşiya, Yekonya\f + \fr 1:11 \fr*\fk Yekonya \fk*\ft Yehoyakin adının başka bir şeklidir.\ft*\f* ve kardeşlerinin babasıydı. \li1 Bunlar, İsrail halkının Babilʼe sürüldüğü zaman doğdular.\f + \fr 1:11 \fr*\fk İsrail halkının Babilʼe sürüldüğü zaman \fk*\ft Babil kralı Nebukadnezar İ.Ö. 586ʼda Yeruşalimʼi yani Kudüsʼü yerle bir etti ve Yahudi halkını Babilʼe sürdü.\ft*\f* \b \li1 \v 12 Yekonya, halk Babilʼe sürüldükten sonra doğan Şealtiyelʼin babasıydı. \li1 Şealtiyel, Zerubbabilʼin babasıydı. \li1 \v 13 Zerubbabil, Avihudʼun babasıydı. \li1 Avihud, Elyakimʼin babasıydı. \li1 Elyakim, Azorʼun babasıydı. \li1 \v 14 Azor, Sadokʼun babasıydı. \li1 Sadok, Ahimʼin babasıydı. \li1 Ahim, Elihudʼun babasıydı. \li1 \v 15 Elihud, Elazarʼın babasıydı. \li1 Elazar, Mattanʼın babasıydı. \li1 Mattan, Yakubʼun babasıydı. \li1 \v 16 Yakub, Meryemʼin kocası olan Yusufʼun babasıydı. Meryemʼden Mesih diye bilinen İsa doğdu. \b \lf \v 17 Böylece İbrahimʼden Davudʼa kadar on dört kuşak, Davudʼdan İsrail halkının Babilʼe sürüldüğü zamana kadar da on dört kuşak vardır. Halkın Babilʼe sürüldüğü zamandan Mesihʼe kadar yine on dört kuşak vardır. \s1 İsaʼnın doğumu \r (Luka 2:1‑7) \p \v 18 İsa Mesihʼin doğması şöyle oldu: Oʼnun annesi Meryem, Yusufʼla nişanlıydı.\f + \fr 1:18 \fr*\fk Meryem, Yusufʼla nişanlıydı \fk*\ft O zamanın adetlerine göre nişan eşlerini birbirine bağlardı. Nişanı bozmak ancak boşanmayla mümkündü.\ft*\f* Onlar birleşmeden önce Meryemʼin \w Kutsal Ruhʼtan|lemma="Kutsal Ruh"\w* gebe olduğu anlaşıldı. \v 19 Meryemʼin nişanlısı Yusuf iyi bir adamdı. Meryemʼi halkın gözünde rezil etmek istemedi. Bunun için nişanı sessizce bozmak niyetindeydi. \p \v 20 Yusuf tam bunu düşünürken, Rabbin bir meleği ona rüyada göründü. Ona, “Ey Davud oğlu Yusuf” dedi. “Meryemʼi karın olarak yanına almaktan korkma. Çünkü ondaki bebek Kutsal Ruhʼtandır. \v 21 O bir oğul doğuracak. Adını İsa\f + \fr 1:21 \fr*\fk İsa \fk*\ft “Rab kurtarır” anlamına gelen İbranice Yehoşua adının kısaltmasıdır.\ft*\f* koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.” \p \v 22 Bütün bunlar, Rabbin peygamber aracılığıyla söylediği şu söz yerine gelsin diye oldu: \q1 \v 23 “İşte bakire kız gebe kalacak, bir oğul doğuracak. \q2 Oʼnun \w adını|lemma="ad"\w* İmmanuel koyacaksınız.”\f + \fr 1:23 \fr*\ft \+xt Yeşaya 7:14\+xt*\ft*\f* \m İmmanuel, “Allah bizimle” demektir. \p \v 24 Yusuf uykudan kalkınca, Rabbin meleğinin ona buyurduğu gibi yaptı. Meryemʼi karısı olarak yanına aldı. \v 25 Ama Meryem oğlunu doğurana kadar Yusuf onunla birleşmedi. Çocuğun \w adını|lemma="ad"\w* İsa koydu. \c 2 \s1 Yıldızbilimcilerin gelişi \p \v 1 İsa, Kral \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* zamanında, Yahudiyeʼdeki Beytlehem kasabasında doğdu. Bundan sonra yıldızbilimciler doğudan \w Yeruşalim\w* şehrine geldiler. \v 2 Şunu sordular: “Yahudilerin Kralı olarak doğan çocuk nerede? Çünkü onun yıldızının yükseldiğini gördük ve yere kapanarak ona saygı göstermeye geldik.” \p \v 3 Bunu işitince, Kral \w Hirodes\w* ve onunla birlikte bütün Yeruşalim halkı telaşa düştü. \v 4 Kral bütün \w başrahipleri|lemma="başrahipler"\w* ve halkın Tevrat uzmanlarını bir araya topladı. Onlardan Mesihʼin nerede doğacağını öğrenmek istedi. \v 5 Krala şunu söylediler: “Yahudiyeʼdeki Beytlehem kasabasında. Çünkü peygamber aracılığıyla şöyle yazılmıştır: \q1 \v 6 ‘Sen, Yahuda topraklarında bulunan Beytlehem, \q2 Yahuda liderleri arasında en önemsiz kasaba değilsin. \q1 Çünkü halkım İsrailoğullarını güdecek lider senden çıkacak.’ ”\f + \fr 2:6 \fr*\ft \+xt Mika 5:2\+xt*\ft*\f* \p \v 7 Ondan sonra \w Hirodes\w* gizlice yıldızbilimcileri çağırdı. Yıldızın onlara tam olarak ne zaman göründüğünü sordu. \v 8 Sonra onları Beytlehemʼe gönderirken şunları söyledi: “Oraya varınca çocuğu dikkatle arayın. Bulduktan sonra bana haber yollayın. Ben de gelip yere kapanarak ona saygı göstereyim.” \p \v 9 Yıldızbilimcileri kralı dinledikten sonra yola çıktılar. Yükselişini gördükleri aynı yıldız onların önünden gitti. En sonunda çocuğun bulunduğu evin üstünde durdu. \v 10 Yıldızı görünce olağanüstü büyük bir sevinç duydular. \v 11 Eve girip çocuğu ve annesi Meryemʼi gördüler. Yere kapanıp çocuğa saygı gösterdiler. Sandıklarını açıp Oʼna hediyeler verdiler. Bunlar altın ve günnük\f + \fr 2:11 \fr*\fk Günnük \fk*\ft Tütsü için kullanılan bir çeşit ağaç sakızı.\ft*\f* ile mür\f + \fr 2:11 \fr*\fk Mür \fk*\ft Cesetleri gömülmeye hazırlamak için kullanılan bir hoş koku.\ft*\f* denen değerli kokulardı. \v 12 Allah onları bir rüyada \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* yanına dönmemeleri için uyardı. Bu sebeple memleketlerine başka yoldan döndüler. \s1 Mısırʼa kaçış \p \v 13 Yıldızbilimciler gittikten sonra, Rabbin bir meleği rüyada Yusufʼa göründü ve ona şöyle dedi: “Kalk, çocuğu ve annesini al. Mısırʼa kaç. Ben sana haber verene kadar orada kal. Çünkü \w Hirodes\w* bu çocuğu öldürmek istiyor. Yakın zamanda onu aramak için adamlar gönderecek.” \p \v 14 Yusuf geceleyin kalkıp çocuğu ve annesini aldı ve Mısırʼa gitmek için yola çıktı. \v 15 \w Hirodes\w* ölünceye kadar orada kaldı. Böylece Rabbin, peygamberin ağzıyla söylediği şu söz yerine geldi: “\w Oğlumu|lemma="Oğul"\w* Mısırʼdan geri çağırdım.”\f + \fr 2:15 \fr*\ft \+xt Hoşeya 11:1\+xt*\ft*\f* \p \v 16 \w Hirodes\w* yıldızbilimcilerin onu aldattığını anlayınca, öfkeden kudurdu. Kral çocuğun doğduğu zamanı yıldızbilimcilerden öğrenmişti. Bu yüzden hemen askerler gönderip Beytlehem ve çevresindeki köylerde iki yaşından küçük bütün erkek çocukları öldürttü. \v 17 Böylece Allahʼın Yeremya Peygamberʼin ağzıyla söylediği şu söz yerine gelmiş oldu: \q1 \v 18 “Ramaʼda bir ses işitildi, \q2 ağlama ve acı bir feryat sesi. \q1 Rahel, çocukları için ağlıyor. \q2 Avutulmak istemiyor, \q2 çünkü onlar yok oldular.”\f + \fr 2:18 \fr*\ft \+xt Yeremya 31:15\+xt*\ft*\f* \s1 Nasıraʼya dönüş \p \v 19 \w Hirodes\w* öldükten sonra Rabbin bir meleği Yusufʼa rüyada göründü. Yusuf daha Mısırʼdaydı. \v 20 Melek ona şöyle dedi: “Kalk, çocuğu ve annesini al ve İsrail topraklarına dön. Çünkü çocuğun canını almak isteyenler öldü.” \p \v 21 Yusuf kalktı, çocuğu ve annesini aldı ve İsrail topraklarına döndü. \v 22 Ama \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* yerine oğlu Arhelasʼın Yahudiye kralı olduğunu işitti. O zaman Yusuf oraya dönmeye korktu. Allah tarafından bir rüyada uyarılınca, Celile topraklarına çekildi. \v 23 Gidip Nasıra denilen bir kasabaya yerleşti. Böylece peygamberlerin aracılığıyla söylenen “Oʼna Nasıralı diyecekler” sözü yerine geldi. \c 3 \s1 Yahya yolu hazırlıyor \r (Markos 1:2‑8; Luka 3:1‑18) \p \v 1 Bir süre sonra Vaftizci Yahya Yahudiyeʼnin ıssız yerlerine gidip vaaz etmeye başladı. \v 2 Şöyle diyordu: “Tövbe edin, çünkü Göklerin Krallığı\f + \fr 3:2 \fr*\fk Göklerin Krallığı \fk*\ft Allahʼın Krallığı anlamındadır.\ft*\f* yaklaştı.” \v 3 Allahʼın Peygamber Yeşaya aracılığıyla haber verdiği kişi Yahyaʼdır. Yeşaya şöyle demişti: \q1 “Issız yerlerde sesini yükselten biri, \q1 ‘Rabbin yolunu hazırlayın, \q2 geçeceği yerleri düz yapın!’ diyor.”\f + \fr 3:3 \fr*\ft \+xt Yeşaya 40:3\+xt*\ft*\f* \p \v 4 Yahya deve tüyünden elbise giyerdi ve belinde deriden bir kayış vardı. Yemek olarak çekirge ve yaban balı yerdi. \v 5 O vakit \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* bütün Yahudiyeʼden ve Şeria\f + \fr 3:5 \fr*\fk Şeria \fk*\ft Celile Gölüʼne akıp oradan da Lut Gölüʼne dökülen nehir. Ürdün ve Yordan olarak da tanınır.\ft*\f* ırmağının çevresinden halk ona akın etti. \v 6 Onlar günahlarını açıkça söyleyip Yahyaʼnın eliyle \w Şeria\w* ırmağında \w vaftiz\w* oldular. \p \v 7 \w Ferisilerden|lemma="Ferisiler"\w* ve \w Sadukilerden|lemma="Sadukiler"\w* de bir sürü kişi \w vaftiz\w* olmak için Yahyaʼya geldi. Yahya bunu görünce onlara şöyle dedi: “Ey yılan soyu!\f + \fr 3:7 \fr*\fk Ey yılan soyu! \fk*\ft Onların yılan gibi akıllı ve zararlı olduğuna işaret eder.\ft*\f* Allahʼın vereceği cezadan kaçabileceğinizi kim söyledi? \v 8 Bunun için tövbenize layık meyve verin. \v 9 Kendi kendinize, ‘Atamız İbrahimʼdir’ demeye kalkmayın. Ben size diyorum ki, Allah şu taşlardan bile İbrahimʼe çocuklar yaratabilecek güçtedir. \v 10 Balta artık ağaçların köküne dayandı. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılacak. \v 11 Tövbe edesiniz diye ben sizi suyla \w vaftiz\w* ediyorum. Ama benden sonra gelen benden daha güçlü. Ben Oʼnun ayaklarından sandaletlerini çıkarmaya layık değilim. O sizi \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* ve ateşle vaftiz edecek. \v 12 Küreği elindedir. O kürekle harman yerini temizleyip buğdayını ambara toplayacak.\f + \fr 3:12 \fr*\fk Harman yerini temizleyip buğdayını ambara toplayacak. \fk*\ft Harman yerinde buğdayı samandan ayıklayan biri gibi Mesih iyileri kötülerden ayıracak.\ft*\f* Ama samanı hiç sönmeyen ateşle yakacak.” \s1 İsaʼnın vaftizi \r (Markos 1:9‑11; Luka 3:21,22) \p \v 13 O sırada İsa Celile bölgesinden Şeria ırmağına, Yahyaʼnın yanına, onun eliyle \w vaftiz\w* olmak için geldi. \v 14 Ama Yahya Oʼna şu sözlerle engel olmak istedi: “Benim senin tarafından \w vaftiz\w* edilmem lazım. Yine de sen bana geliyorsun!” \p \v 15 Ama İsa ona şöyle cevap verdi: “Şimdilik buna razı ol! Çünkü \w doğru\w* olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz lazım.” Bunun üzerine Yahya İsaʼnın dileğine razı oldu. \p \v 16 Vaftiz olur olmaz İsa sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Allahʼın Ruhuʼnun bir güvercin gibi inip kendi üzerinde durduğunu gördü. \v 17 Gökten bir ses şöyle dedi: “Bu benim sevgili \w Oğlumʼdur|lemma="Oğul"\w*. Oʼndan memnunum.” \c 4 \s1 İsaʼnın denenmesi \r (Markos 1:12,13; Luka 4:1‑13) \p \v 1 Ondan sonra Kutsal Ruh, İsaʼyı ıssız yerlere götürdü. Orada \w İblis\w* Oʼnu günaha düşürmeye çalışacaktı. \v 2 İsa kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı. \v 3 Oʼnu deneyen İblis gelip dedi ki: “Eğer \w Allahʼın Oğluʼysan|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*, emret, şu taşlar ekmek olsun.” \p \v 4 İsa ona şöyle cevap verdi: “ ‘İnsan sadece ekmekle yaşamaz, Allahʼın ağzından çıkan her bir sözle yaşar’ diye Tevratʼta yazılmıştır.”\f + \fr 4:4 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 8:3\+xt*\ft*\f* \p \v 5 Bunun üzerine İblis İsaʼyı kutsal şehir \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* götürdü. Oʼnu tapınağın en yüksek yerine çıkardı \v 6 ve Oʼna şöyle dedi: “Eğer Allahʼın Oğluʼysan, kendini aşağı at. Çünkü şöyle yazılmıştır: \q1 ‘Seni korumaları için meleklerine buyruk verecek. \q2 Ayağın taşa çarpmasın diye \q2 seni elleri üzerinde taşıyacaklar.’ ”\f + \fr 4:6 \fr*\ft \+xt Mezmur 91:11,12\+xt*\ft*\f* \p \v 7 İsa ona şu cevabı verdi: “ ‘Allahınız Rabbi denemeyin’ diye de yazılmıştır.”\f + \fr 4:7 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 6:16\+xt*\ft*\f* \p \v 8 İblis bu sefer İsaʼyı çok yüksek bir dağa götürdü. Oʼna dünyanın bütün ülkelerini ve onların görkemini gösterdi. \v 9 Oʼna şöyle dedi: “Eğer yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim.” \p \v 10 Bunun üzerine İsa ona şöyle dedi: “Çekil önümden Şeytan! Çünkü şöyle yazılmıştır: ‘Allahınız Rabbe tapının, yalnız Oʼna hizmet edin.’ ”\f + \fr 4:10 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 6:13\+xt*\ft*\f* \p \v 11 Bundan sonra İblis İsaʼdan ayrıldı. Melekler de gelip İsaʼya hizmet ettiler. \s1 İsa vaaz vermeye başlıyor \r (Markos 1:14,15; Luka 4:14,15) \p \v 12 İsa Yahyaʼnın tutuklandığını öğrenince, Celile bölgesine çekildi. \v 13 Nasıra kasabasından ayrılıp Kefernahumʼa yerleşti. Kefernahum göl kenarında, Zevulun ve Naftali topraklarının arasındaki sınırda bulunuyordu. \v 14 Böylece Allahʼın Peygamber Yeşayaʼnın aracılığıyla söyledikleri yerine geldi: \q1 \v 15 “Zevulun ve Naftali toprakları, \q2 denize inen yol, \q2 \w Şeria\w* Irmağıʼnın ötesi, \q2 diğer milletlerin yaşadığı Celile! \q1 \v 16 Karanlıkta yaşayan halk, \q2 büyük bir ışık gördü. \q1 Ölümün gölgesinde olan bölgede oturanların üzerine \q2 şafak doğdu.”\f + \fr 4:16 \fr*\ft \+xt Yeşaya 9:1,2\+xt*\ft*\f* \p \v 17 O zaman İsa vaazında halka şunları duyurmaya başladı: “Tövbe edin! Çünkü \w Göklerin Krallığı\w* yaklaştı!” \s1 İsaʼnın ilk öğrencileri \r (Markos 1:16‑20; Luka 5:1‑11; Yuhanna 1:35‑42) \p \v 18 İsa Celile Gölüʼnün kenarında gezinirken iki kardeş gördü. Biri Petrus takma adıyla tanınan Simun, öbürü de onun kardeşi Andreasʼtı. Göle ağ atıyorlardı, çünkü balıkçıydılar. \v 19 İsa onlara şöyle dedi: “Peşimden gelin! Sizi bana insan kazanan balıkçılar yapacağım” \v 20 Anında ağlarını bırakıp İsaʼnın peşinden gittiler. \p \v 21 İsa oradan ilerleyince, başka iki kardeş gördü. Onlar Zebediʼnin oğlu Yakub ve onun kardeşi Yuhannaʼydı. Babaları Zebedi ile birlikte teknedeydiler, ağlarını tamir ediyorlardı. İsa onları da çağırdı. \v 22 Onlar da hemen tekneyi ve babalarını bırakıp İsaʼnın peşinden gittiler. \s1 İsa hastaları iyileştiriyor \p \v 23 İsa, Celile bölgesinin her tarafını dolaştı. Halkın \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* vaaz edip göksel krallık hakkındaki \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w*\f + \fr 4:23 \fr*\fk Müjde \fk*\ft Allahʼın insanları günahtan kurtarması hakkındaki iyi haber.\ft*\f* duyurdu. Halkın arasında her türlü hastalığı ve sakatlığı iyileştirdi. \v 24 Oʼnun \w adı|lemma="ad"\w* bütün Suriyeʼye yayıldı. Çeşitli hastalıklara tutulanları, acı içinde kıvrananları, cinlileri, saralıları\f + \fr 4:24 \fr*\fk Saralıları \fk*\ft Sara: zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı.\ft*\f* ve felçlileri Oʼna getirdiler. İsa da onları iyileştirdi. \v 25 Celile ve Dekapolis bölgelerinden, \w Yeruşalimʼle|lemma="Yeruşalim"\w* Yahudiyeʼden ve \w Şeria\w* ırmağının ötesinden gelen büyük kalabalıklar Oʼnun arkasından gidiyordu. \c 5 \s1 Asıl mutluluk \r (Luka 6:20‑23) \p \v 1 İsa kalabalıkları görünce bir tepeye çıktı. Oturduktan sonra, öğrencileri\f + \fr 5:1 \fr*\fk Öğrencileri \fk*\ft Öğrenci, başkasından öğrenen anlamına gelir. Ancak İsaʼnın öğrencileri, Oʼnun yalnızca öğrettiklerini öğrenmeye değil, hayatını paylaşmaya çağırdığı kişilerdir.\ft*\f* Oʼnun yanına geldiler. \v 2 İsa da onlara şöyle vaaz etmeye başladı: \q1 \v 3 “Ne mutlu ruhsal fakirlere!\f + \fr 5:3 \fr*\fk Ruhsal fakirlere \fk*\ft Böyle insanlar günahlı oldukları için, Allahʼı memnun edecek hiçbir şeye sahip olmadıklarını anlayan kişilerdir. Allahʼtan merhamet dilemekten başka çareleri yok.\ft*\f* \q2 Çünkü Göklerin Krallığı onlarındır. \q1 \v 4 Ne mutlu yas tutanlara! \q2 Çünkü onlar teselli bulacaklar. \q1 \v 5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! \q2 Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. \q1 \v 6 Ne mutlu \w doğruluğa|lemma="doğruluk"\w* acıkmış ve susamış insanlara! \q2 Çünkü onlar doyacaklar. \q1 \v 7 Ne mutlu merhametli olanlara! \q2 Çünkü onlara da merhamet edilecek. \q1 \v 8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! \q2 Çünkü onlar Allahʼı görecekler. \q1 \v 9 Ne mutlu barış getirenlere! \q2 Çünkü onlara Allah evlatları denecek. \q1 \v 10 Ne mutlu \w doğru\w* olanı yaptıkları için eziyet görenlere! \q2 Çünkü Göklerin Krallığı onlarındır. \p \v 11 Benim yüzümden insanlar size hakaret ve eziyet ettikleri zaman ne mutlu size! Hakkınızda yalan yere her türlü kötü söz söylediklerinde size ne mutlu! \v 12 Sevinin, şen olun, çünkü gökte ödülünüz büyük olacak. Zaten sizden önceki peygamberlere de aynı şekilde eziyet ettiler. \s1 Tuz ve ışık \p \v 13 Dünyanın tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını kaybederse, tekrar ona nasıl tuz tadı verilebilir? O artık dışarı atılmak ve insanların ayakları altında çiğnenmekten başka bir işe yaramaz. \p \v 14 Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepe üzerine kurulan şehir saklı kalamaz. \v 15 Kimse de bir lamba yakıp onu bir kabın altına koymaz. Hayır, onu lambalığa koyar ve evdeki herkese aydınlık verir. \v 16 Aynı bunun gibi, sizin ışığınız da insanların gözü önünde parlasın. Öyle ki, yaptığınız iyilikleri görüp gökteki \w Babanızʼı|lemma="Baba"\w* yüceltsinler. \s1 Tevrat değiştirilemez \p \v 17 Sakın Tevratʼı ya da peygamberlerin yazdıklarını ortadan kaldırmaya geldiğimi sanmayın. Ben onları ortadan kaldırmaya değil, tamamlamaya geldim. \v 18 Size doğrusunu söylüyorum: Yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey yerine gelmeden, Tevratʼtan tek bir ufak harf ya da çizgi bile asla yok olmayacak. \v 19 Bu sebeple, her kim bu buyrukların en ufağını bozup insanlara da aynısını yapmayı öğretirse, o kişi Göklerin Krallığıʼnda önemsiz sayılacak. Ama onları kim yerine getirip başkalarına öyle yapmayı öğretirse, o kişiye Göklerin Krallığıʼnda önemli denilecek. \v 20 Çünkü size şunu söylüyorum: \w Doğruluğunuz|lemma="doğruluk"\w* Tevrat uzmanlarının ve \w Ferisilerin|lemma="Ferisiler"\w* doğruluğundan daha üstün olmazsa, Göklerin Krallığıʼna asla giremezsiniz. \s1 Katillik \p \v 21 Atalarımıza ‘Adam öldürmeyin!’ ve ‘Kim adam öldürürse, yargılanacak’\f + \fr 5:21 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:13\+xt*\ft*\f* denildiğini işittiniz. \v 22 Ancak ben size şunu diyorum: Kardeşine öfkelenen herkes yargılanmayı hak edecek. Kardeşine boş kafalı diyen, \w Meclisʼin|lemma="Meclis"\w* önünde hesap verecek. Birine aptal diyen kişi, cehennem ateşini hak edecek. \p \v 23 Sen kurban yerinde Allahʼa bir adak getirirken, kardeşinin sana karşı bir şikâyeti olduğunu hatırlarsan, \v 24 o vakit adağını kurban yerinin önünde bırak ve git. Önce kardeşinle barış, sonra dön ve adağını sun! \p \v 25 Senden davacı olan kişiyle bir an önce, henüz yoldayken anlaş. Öyle ki, o seni yargıca vermesin. Yargıç da seni gardiyana teslim etmesin, o da seni hapishaneye atmasın. \v 26 Sana doğrusunu söylüyorum: borcunu son kuruşuna\f + \fr 5:26 \fr*\fk Kuruş \fk*\ft Assarion, işçinin günde kazandığı denariusun on altıda biri değerindedir.\ft*\f* kadar ödemeden oradan çıkamazsın. \s1 Zina \p \v 27 ‘Zina etmeyin!’\f + \fr 5:27 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:14\+xt*\ft*\f* denildiğini işittiniz. \v 28 Ama ben size diyorum: her kim bir kadına bakarsa ve onda gözü kalırsa, o kişi zaten yüreğinde zina etmiştir. \v 29 Sağ gözün seni iman yolundan saptırırsa, onu çıkar at! Bütün bedenin cehenneme atılacağına bedeninin bir parçasının yok olması senin için daha iyidir. \v 30 Sağ elin seni iman yolundan saptırırsa, onu kes at! Bütün bedenin cehenneme atılacağına bedeninin bir parçasının yok olması senin için daha iyidir. \s1 Nikâhı bozmak \p \v 31 Şöyle de denildi: ‘Karısını boşayan adam ona bir boşanma kâğıdı versin.’\f + \fr 5:31 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 24:1\+xt*\ft*\f* \v 32 Ama ben size diyorum ki, her kim karısını evlilik dışı seksüel ilişkiden başka bir sebeple boşarsa, o kadının zina işlemesine sebep olur. Hem de, kim boşanmış kadınla evlenirse, zina işlemiş olur. \s1 Yemin etmek \p \v 33 Atalarımıza, ‘Yalan yere yemin etmeyin, Rabbin huzurunda ettiğiniz yeminleri yerine getirin’ denildiğini de işittiniz. \v 34 Ama ben size diyorum ki: hiç yemin etmeyin! Gök üzerine yemin etmeyin, çünkü gök Allahʼın tahtıdır. \v 35 Yeryüzü üzerine de yemin etmeyin, çünkü yeryüzü Allahʼın ayaklarının basamağıdır. \w Yeruşalim\w* üzerine yemin etmeyin, çünkü Yeruşalim Büyük Kralʼın\f + \fr 5:35 \fr*\fk Büyük Kralʼın \fk*\ft Büyük Kral: Allah.\ft*\f* şehridir. \v 36 Kendi başınızın üzerine de yemin etmeyin, çünkü saçınızın tek bir telini bile ak, ya da kara yapamazsınız. \v 37 Söylemek istediğiniz söz evet ise, ‘evet’ deyin, hayır ise ‘hayır’ deyin. Ondan ötesi Şeytanʼdandır. \s1 Göze göz değil \r (Luka 6:29,30) \p \v 38 ‘Göze göz, dişe diş’\f + \fr 5:38 \fr*\ft \+xt Çıkış 21:24; Levililer 24:20; Yasanın Tekrarı 19:21\+xt*\ft*\f* denildiğini işittiniz. \v 39 Ama ben size diyorum ki: size kötülük yapana karşı direnmeyin. Hayır, kim sağ yanağınıza bir tokat atarsa, ona öbür yanağınızı da çevirin. \v 40 Size karşı dava açıp gömleğinizi almak isteyene paltonuzu da verin. \v 41 Sizi bin adım gitmeye zorlayan adamla iki bin adım gidin.\f + \fr 5:41 \fr*\ft Romalı askerlerin İsrail halkından herhangi bir kişiye yük taşıtmaya veya benzer işleri yaptırmaya hakları vardı. Örneğin: Kireneli Simunʼa İsaʼnın çarmıhını taşıttılar.\ft*\f* \v 42 Sizden dileyene verin. Ödünç isteyeni geri çevirmeyin. \s1 Düşmanları sevmek \r (Luka 6:27,28,32‑36) \p \v 43 ‘Komşunuzu sevin, ama düşmanınızdan nefret edin!’\f + \fr 5:43 \fr*\ft \+xt Levililer 19:18\+xt*\ft*\f* denildiğini işittiniz. \v 44 Ama ben size diyorum: düşmanlarınızı sevin, size eziyet edenler için dua edin. \v 45 Öyle ki, gökteki \w Babanızʼın|lemma="Baba"\w* evlatları olasınız. Çünkü O güneşini hem kötülerin, hem de iyilerin üzerine parlatır. Hem \w doğru\w* olanlara, hem de doğru olmayanlara yağmur yağdırır. \v 46 Çünkü sadece sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi memurları bile aynısını yapmazlar mı? \v 47 Sadece kardeşlerinize selam verirseniz, diğer insanlardan fazla ne yapmış olursunuz? Diğer milletler bile aynısını yapmazlar mı? \v 48 Bunun için, gökteki Babanız nasıl kusursuzsa siz de öyle kusursuz olun!” \c 6 \s1 Sadakalar \p \v 1 “Sakın gösteriş için insanların gözü önünde iyilik yapmayın. Yoksa gökteki \w Babanızʼdan|lemma="Baba"\w* ödülünüz olmaz. \v 2 Bu sebeple, fakirlere yardım ettiğiniz zaman, bunu davul zurnayla duyurmayın. İkiyüzlüler \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* ve sokaklarda öyle yaparlar. Yeter ki, insanlar onlara saygı göstersinler. Size doğrusunu söylüyorum: onlar ödüllerini zaten aldılar. \v 3 Hayır! Siz fakir birine yardım ettiğiniz zaman, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin.\f + \fr 6:3 \fr*\fk Sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. \fk*\ft Bu deyim, “ne yaptığınızı en yakınınıza bile duyurmayın” anlamına gelir.\ft*\f* \v 4 Öyle ki, ettiğiniz yardım gizli kalsın. Gizli olanı gören Göksel Babanız size karşılık verecek. \s1 Dua \r (Luka 11:1‑4) \p \v 5 Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi yapmayın. Onlar \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* ve sokaklarda dikilip dua etmeye bayılırlar. Yeter ki, insanlar onları görsün. Size doğrusunu söylüyorum: onlar ödüllerini zaten aldılar. \v 6 Ama siz dua ettiğiniz zaman odanıza girin, kapıyı kapatın, gözle görülmeyen göksel \w Babanızʼa|lemma="Baba"\w* dua edin. Gizlice yaptığınızı gören Babanız size karşılık verecek. \p \v 7 Dua ettiğiniz zaman, aynı boş lafları tekrarlayıp durmayın. Diğer milletler öyle yapıyorlar. Çünkü çok laf ettikleri için Allahʼın onları işiteceğini sanıyorlar. \v 8 Onlar gibi olmayın. Göksel Babanız ihtiyacınızın ne olduğunu siz daha dilemeden bilir. \p \v 9 Onun için siz şöyle dua edin: \q1 ‘Gökteki Babamız! \q1 Senin adın kutsal olsun. \q1 \v 10 Senin krallığın gelsin. \q1 Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun. \q1 \v 11 Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. \q1 \v 12 Bize karşı suç işleyenleri nasıl bağışladıysak, \q2 sen de bizim suçlarımızı bağışla. \q1 \v 13 Bizi \w doğru\w* yoldan saptıracak bir duruma düşürme, \q2 ama kötü olandan kurtar. \q1 Çünkü krallık, güç ve yücelik, \q1 sonsuzlara kadar senindir. Amin.’\f + \fr 6:13 \fr*\ft “Çünkü krallık, güç ve yücelik, sonsuzlara kadar senindir. Amin” sözleri en eski Grekçe el yazmalarında yoktur. Duaya uygun bir son olarak eklendi.\ft*\f* \m \v 14 Çünkü siz insanların suçlarını bağışlarsanız, gökteki Babanız da sizi bağışlayacak. \v 15 Ama insanları bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamayacak. \s1 Oruç \p \v 16 Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar, insanlar oruçlu olduklarını fark etsinler diye kara kara bakınırlar. Size doğrusunu söylüyorum: onlar ödüllerini zaten aldılar. \v 17 Fakat siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza koku sürün ve yüzünüzü yıkayın. \v 18 Öyle ki, insanlar değil, gözden uzak olan \w Babanız|lemma="Baba"\w* oruç tuttuğunuzu görsün. Gizlice yaptığınızı gören Babanız size karşılık verecek. \s1 Gökteki zenginlikler \p \v 19 Yeryüzünde kendinize servet biriktirmeyin. Burada böcek\f + \fr 6:19 \fr*\fk Böcek \fk*\ft Aslında güve. Güve kelebeğe benzer çift kanatlı uçan bir böcektir. Bazı türlerin tırtılları kumaş kemirir.\ft*\f* ve küf onları yiyip bitirir. Hırsızlar da evi basıp serveti çalarlar. \v 20 Hayır! Kendinize gökte bir servet biriktirin. Orada ne \w böcek\w* ne de küf onları yiyip bitirmez. Hırsızlar da evi basıp onları çalamazlar. \v 21 Çünkü servetiniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak. \p \v 22 Bedenin ışığı gözdür. Öyleyse gözünüz sağlam olursa, bütün bedeniniz aydınlık olur. \v 23 Ama gözünüz kötü olursa, bütün bedeniniz karanlık olur. Sizdeki aydınlık karanlık olursa, o karanlık ne kadar korkunçtur! \p \v 24 Kimse iki efendiye kölelik edemez. Ya birinden nefret edip, öbürünü sevecek, ya da birine bağlanıp, öbürünü hor görecek. Siz hem Allahʼa, hem de paraya kölelik edemezsiniz. \s1 Kaygılanmayın \r (Luka 12:22‑31) \p \v 25 Bunun için size şunu söylüyorum: Ne yiyip ne içeceğiz diye canınızı sıkmayın. Ne giyeceğiz diye de bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir, öyle değil mi? \v 26 Gökteki kuşlara bakın: ne ekerler ne biçerler, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Fakat gökteki \w Babanız|lemma="Baba"\w* onları besler. Siz onlardan daha değerli değil misiniz? \v 27 Hangi biriniz kaygılanarak ömrünü bir saat bile uzatabilir? \p \v 28 Elbise için neden kaygılanıyorsunuz? Tarladaki çiçeklere bakın nasıl büyürler! Ne iş yaparlar, ne de dikiş dikerler. \v 29 Yine de size şunu söylüyorum: Kral Süleyman gösterişli hayat yaşadı. Ama o bile, bu çiçeklerden biri kadar güzel giyinmemişti. \v 30 Otlar bir gün çayırda büyür, ertesi gün fırına atılır. Ey siz imanı az olanlar! Allah otları bile öyle giydiriyorsa, mutlaka sizi de giydirecek, öyle değil mi? \p \v 31 Onun için yiyeceğimizi ve içeceğimizi nasıl sağlayacağız, örtünmek için nasıl elbise bulacağız diye kaygılanmayın. \v 32 Çünkü diğer milletler hep böyle şeylerin peşindeler. Oysa gökteki Babanız bütün bunlara muhtaç olduğunuzu biliyor. \v 33 Siz \w Allahʼın Krallığıʼna|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* ve \w doğru\w* yoluna öncelik verin. O zaman size bütün bu şeyler de verilecek. \v 34 O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının derdi yarına kalsın. Her günün derdi kendine yeter.” \c 7 \s1 Davalamak \r (Luka 6:37‑42) \p \v 1 “Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız. \v 2 Çünkü nasıl suçlarsanız öyle suçlanacaksınız. Bir de hangi ölçüyle yargılarsanız, siz de aynı ölçüyle yargılanacaksınız. \p \v 3 Neden başkasının gözündeki çöpü görüyorsun da, kendi gözündeki kütüğü görmüyorsun? \v 4 Kendi gözünde kütük varken, nasıl kardeşine, ‘İzin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? \v 5 Seni ikiyüzlü seni! Önce kendi gözündeki kütüğü çıkar. O zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün. \p \v 6 Kutsal olanı köpeklere vermeyin, ve incilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa onları ayaklarının altında çiğnerler. Sonra da dönüp sizi paramparça ederler. \s1 Dileyin, arayın, kapıyı çalın \r (Luka 11:9‑13) \p \v 7 Dileyin, size verilecek. Arayın, bulacaksınız. Kapıyı çalın, size açılacak. \v 8 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur ve kapıyı çalana kapı açılır. \p \v 9 Aranızda hangi adam oğlu ondan ekmek isteyince, ona taş verir? \v 10 Ya da ondan balık isteyince ona yılan verir? \v 11 Kötü olan sizler bile çocuklarınıza iyi hediyeler vermeyi biliyorsunuz. Öyleyse, gökteki \w Babanızın|lemma="Baba"\w* da ondan isteyenlere iyi olanı vereceği daha kesin değil mi? \v 12 Öyleyse, insanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Tevratʼın ve peygamberlerin söyledikleri budur. \s1 Dar kapı, geniş kapı \p \v 13 Dar kapıdan girin. Çünkü geniş kapı ve rahat yol yıkıma götürür. Oradan girenler çoktur. \v 14 Hayata götüren kapı ise dardır ve yolu zahmetlidir. Onu bulanlar da azdır. \s1 Ağaç ve meyvesi \r (Luka 6:43‑45) \p \v 15 Sahte peygamberlerden sakının! Aranıza koyun kılığında girerler, fakat aslında yırtıcı kurtlardır. \v 16 Onları meyvelerinden tanıyacaksınız.\f + \fr 7:16 \fr*\fk Meyvelerinden tanıyacaksınız. \fk*\ft Yaptıklarından tanıyacaksınız. İnsanın yaptıkları onun nasıl bir insan olduğunu açıklar. Onu davranışlarının getirdiği neticelerden tanımak lazım.\ft*\f* Üzümler çalılardan toplanmaz, incirler de dikenlerden toplanmaz, öyle değil mi? \v 17 Demek ki, her iyi ağaç iyi meyve verir, ama kötü ağaç kötü meyve verir. \v 18 İyi ağaç kötü meyve veremez, kötü ağaç da iyi meyve veremez. \v 19 İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. \v 20 Evet, onları meyvelerinden tanıyacaksınız.\f + \fr 7:20 \fr*\ft Bakınız \+xt 7:16\+xt* ayetindeki dipnota.\ft*\f* \p \v 21 Bana ‘Efendimiz, Efendimiz!’ diyen herkes \w Göklerin Krallığıʼna|lemma="Göklerin Krallığı"\w* girmeyecek. Ama kim gökte olan \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* isteğini yerine getirirse, o girecek. \v 22 O gün çok kişi bana şöyle diyecek: ‘Efendimiz, Efendimiz! Biz senin adınla peygamberlik etmedik mi? Senin adınla cinleri kovmadık mı? Senin adınla birçok mucize yapmadık mı?’ \v 23 O zaman ben onlara açıkça diyeceğim ki: ‘Sizi hiç tanımadım. Defolun, sizi kötülük yapanlar.’ \s1 İki inşaatçıdan ders \r (Luka 6:46‑49) \p \v 24 Bunun için, her kim benim bu sözlerimi işitirse, ve ona göre yaşarsa, akıllı bir adama benzer. Böyle bir adam evini kaya üzerine kurar. \v 25 Sonra yağmur yağar, seller yükselir, rüzgar eser ve o eve çarpar. Fakat ev yıkılmaz, çünkü kaya üzerine kurulmuştur. \v 26 Oysa her kim benim bu sözlerimi işitirse ama ona göre yaşamazsa, akılsız bir adama benzer. Böyle bir adam evini kum üzerine kurar. \v 27 Sonra yağmur yağar, seller yükselir, rüzgar eser ve o eve çarpar. Ev de yıkılır, korkunç bir şekilde mahvolur.” \p \v 28 İsa bu konuşmayı bitirince, halk Oʼnun öğrettiklerine şaşırıp kaldı. \v 29 Çünkü onlara Tevrat uzmanları gibi değil, yetkiye sahip biri olarak vaaz ediyordu. \c 8 \s1 Cüzzam hastası adam \r (Markos 1:40‑45; Luka 5:12‑16) \p \v 1 İsa tepeden indi. Büyük bir kalabalık Oʼnun arkasından yürüdü. \v 2 Bu sırada cüzzam\f + \fr 8:2 \fr*\fk Cüzzam \fk*\ft Ayrıca lepra adıyla bilinen cüzzam, deride başlayan ve bedeni yavaş yavaş çürüten öldürücü ve bulaşıcı hastalık. Tevrat kanunlarına göre hasta insan temiz olmayan insan ilan edilmeli. Normal hayata dönebilmesi için rahip tarafından temiz ilan edilmesi lazımdı.\ft*\f* hastası bir adam yaklaştı. İsaʼnın ayaklarına kapanarak şöyle dedi: “Ey Efendim! İstersen, beni hastalığımdan temizleyebilirsin!” \p \v 3 İsa elini uzatıp adama dokundu ve, “İsterim” dedi. “Temiz ol!” Anında adam \w cüzzam\w* hastalığından temizlendi. \v 4 İsa adama şöyle dedi: “Bunu kimseye anlatma. Ancak git, \w rahibe|lemma="rahip"\w* görün. Sonra Musaʼnın buyurduğu kurbanı sun. Bu herkese şahitlik olacak.” \s1 Yüzbaşının imanı \r (Luka 7:1‑10) \p \v 5 İsa Kefernahumʼa geldikten sonra, Romalı bir yüzbaşı Oʼna yaklaştı ve şöyle yalvardı: \v 6 “Efendimiz, evde genç bir hizmetkârım var, eli ayağı tutmaz oldu, büyük acılar içinde yatıyor.” \p \v 7 İsa adama, “Gelip onu iyileştireceğim” dedi. \p \v 8 Ama yüzbaşı şöyle cevap verdi: “Efendimiz, evime kadar gelmene layık değilim. Sadece bir söz söyle, o zaman hizmetkârım iyileşecek. \v 9 Çünkü ben de buyruk altında bir adamım. Benim de buyruğumda askerlerim var. Birisine ‘Git’ derim, gider. Başkasına ‘Gel’ derim, gelir. Köleme de ‘Şunu yap’ derim, yapar.” \p \v 10 İsa bunu duyunca hayret etti ve Oʼnu izleyenlere şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: İsrail halkında hiç kimsede bu kadar büyük imana rastlamadım. \v 11 Size derim ki, Doğudan ve batıdan çok kişi gelecek ve \w Göklerin Krallığıʼnda|lemma="Göklerin Krallığı"\w* İbrahim, İshak ve Yakubʼla birlikte sofraya oturacaklar. \v 12 Ama bu krallığın asıl vatandaşları dışarıya atılıp karanlıkta kalacaklar. Orada ağlayıp dişlerini gıcırdatacaklar.”\f + \fr 8:12 \fr*\fk Dişlerini gıcırdatacaklar \fk*\ft Öfke, acı ve pişmanlık gibi duyguları gösteren bir hareket.\ft*\f* \p \v 13 Sonra İsa yüzbaşıya dedi: “Git, sen nasıl iman ettiysen, öyle olsun.” O anda genç hizmetkâr iyileşti. \s1 İsa birçok kişiyi iyileştiriyor \r (Markos 1:29‑34; Luka 4:38‑41) \p \v 14 İsa Petrusʼun evine geldi. Petrusʼun kaynanasının ateşler içinde hasta yattığını gördü. \v 15 İsa onun eline dokununca kadının ateşi düştü. Sonra kadın kalkıp İsaʼya hizmet etmeye başladı. \p \v 16 Akşam olunca, İsaʼya cinli birçok kişiyi getirdiler. İsa emir vererek cinleri kovdu ve bütün hastaları iyileştirdi. \v 17 Böylece Allahʼın Peygamber Yeşayaʼnın aracılığıyla söylediği şu söz yerine geldi: \q1 “Zayıflıklarımızı O üstlendi. \q2 Hastalıklarımızı O yüklendi.”\f + \fr 8:17 \fr*\ft \+xt Yeşaya 53:4\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \s1 İsaʼnın öğrencisi olmak \r (Luka 9:57‑62) \p \v 18 İsaʼnın etrafına kalabalıklar toplandı. İsa bunu görünce \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* gölün öbür tarafına geçmelerini söyledi. \v 19 Bir Tevrat uzmanı gelip İsaʼya şöyle dedi: “Öğretmenim,\f + \fr 8:19 \fr*\fk Öğretmenim \fk*\ft Öğretmen: onları bir inanç yolunda yetiştirmek için etrafına öğrenci toplayan kişi.\ft*\f* sen nereye gidersen peşinden geleceğim”. \p \v 20 İsa ona şöyle cevap verdi: “Tilkilerin yatacak yerleri var. Gökteki kuşların da yuvaları var. Ama \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* başını koyacak yeri yok.” \p \v 21 Başka bir \w öğrenci\w* İsaʼya “Efendim, izin ver de, önce gidip babamı gömeyim” dedi. \p \v 22 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Sen benim peşimden gel. Bırak, ölüler kendi ölülerini gömsünler.” \s1 İsa fırtınayı dindiriyor \r (Markos 4:35‑41; Luka 8:22‑25) \p \v 23 İsa tekneye bindi. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* de Oʼnunla beraber gittiler. \v 24 Aniden gölde büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar tekneyi yutacak gibiydi. Fakat İsa uykuya dalmıştı. \v 25 Öğrencileri gelip Oʼnu uyandırdılar. “Efendimiz!” dediler. “Kurtar bizi, boğuluyoruz!” \p \v 26 İsa onlara şöyle dedi: “Neden korkuyorsunuz, sizi imanı az olanlar?” Sonra kalktı, rüzgarı ve gölü azarladı. Ortalık tamamen sakinleşti. \p \v 27 Adamlar hayret ettiler. “Bu nasıl bir adam ki, rüzgar ve göl bile Oʼnun buyruğuna uyuyor?” dediler. \s1 İsa iki adamdan cin çıkarıyor \r (Markos 5:1‑20; Luka 8:26‑39) \p \v 28 Gölün öbür tarafına, Gadara kasabasının yakınındaki topraklara geldiler. Cinli iki adam İsaʼyı karşıladı. Bu adamlar mezarlık olarak kullanılan mağaralarda yaşıyorlardı. Onlar o kadar belalıydı ki, kimse o yoldan geçemezdi. \v 29 Bu iki adam İsaʼya bağırıp şöyle dediler: “Ey \w Allahʼın Oğlu\w*, bizden ne istiyorsun? Vaktinden önce bize işkence etmeye mi geldin?” \p \v 30 Onlardan biraz uzakta büyük bir domuz sürüsü otluyordu. \v 31 Cinler İsaʼya şöyle yalvarmaya başladılar: “Madem bizi kovacaksın, o zaman domuz sürüsüne yolla.” \p \v 32 İsa onlara “Gidin!” dedi. Onlar da adamlardan çıkıp domuzların içine girdiler. Bütün sürü dik yamaçtan aşağı göle atladı. Domuzlar boğularak öldüler. \v 33 Domuzları otlatanlar oradan kaçıp kasabaya gittiler. Orada cinli adamlara olanlar dahil, her şeyi anlattılar. \v 34 Bunun üzerine kasabadaki herkes İsaʼyı karşılamaya çıktı. Oʼnu görünce o bölgeden ayrılması için Oʼna yalvardılar. \c 9 \s1 İsa felçli adamı iyileştiriyor \r (Markos 2:1‑12; Luka 5:17‑26) \p \v 1 İsa tekneye binip gölün karşı tarafına geçti ve kendi kasabasına geldi. \v 2 Oʼna döşek üzerinde yatan felçli bir adam getirdiler. İsa onların imanını görünce felçli adama, “Evladım” dedi. “Gözün aydın! Günahların bağışlandı.” \p \v 3 Bunun üzerine Tevrat uzmanlarından bazıları aralarında, “Bu adam Allahʼa hakaret ediyor!”\f + \fr 9:3 \fr*\fk Bu adam Allahʼa hakaret ediyor \fk*\ft Demek istedikleri: Bu adam kendini Allahʼla bir sayıyor. Çünkü günahları bağışlamak Allahʼa aittir.\ft*\f* diye homurdandılar. \p \v 4 Ama İsa onların düşüncelerini anlayıp şunu sordu: “Aklınızda neden kötülüğe yer veriyorsunuz? \v 5 Hangisi daha kolay? ‘Günahların bağışlandı’ demek mi, yoksa ‘Kalk, yürü’ demek mi? \v 6 Ama \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye…” Sonra felçli adama, “Kalk, yatağını al ve evine git” dedi. \v 7 Adam da kalkıp evine gitti. \v 8 Halk bunu görünce hayran kaldı. İnsanlara bu yetkiyi veren Allahʼı övdüler. \s1 Matta İsaʼnın öğrencisi oluyor \r (Markos 2:13‑17; Luka 5:27‑32) \p \v 9 İsa oradan yoluna devam etti. Vergi toplanma yerinde oturan Matta adındaki adamı gördü. Ona “Peşimden gel!” dedi. O da kalkıp İsaʼnın peşinden gitti. \p \v 10 Sonra İsa Mattaʼnın evinde sofra başındayken, vergi memurları dahil birçok günahkâr\f + \fr 9:10 \fr*\fk Vergi memurları dahil birçok günahkâr \fk*\ft Ferisiler Tevrat buyruklarına uymak için atadan kalma adetlere önem verirlerdi. Bunlara önem vermeyen sıradan halkı günahkâr sayarlardı. İsrail halkından Romalılar için vergi topladıkları için vergi memurları vatan haini azgın günahkâr sayılırdı.\ft*\f* geldi. Onlar İsaʼyla ve Oʼnun \w öğrencileriyle|lemma="öğrenci"\w* birlikte yemek yiyorlardı. \v 11 \w Ferisiler\w* bunu görünce İsaʼnın öğrencilerine şöyle dediler: “\w Öğretmeniniz|lemma="öğretmen"\w* niçin vergi memurları ve günahkârlarla yemek yiyor?” \p \v 12 Ama İsa bunu işitince, “Sağlıklı insanların değil, hasta olanların doktora ihtiyacı var” diye cevap verdi. \v 13 “Gidin şu ayetin anlamını öğrenin: ‘Kurban değil merhamet istiyorum.’\f + \fr 9:13 \fr*\ft \+xt Hoşeya 6:6\+xt*\ft*\f* Ben \w doğru\w* kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim.” \s1 Oruç meselesi \r (Markos 2:18‑22; Luka 5:33‑39) \p \v 14 Sonra Yahyaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya gelip sordular: “Biz oruç tutuyoruz, Ferisiler de oruç tutuyorlar. Neden senin öğrencilerin oruç tutmuyor?” \p \v 15 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Damat onların arasındayken, damadın arkadaşları yas tutar mı? Ama gün gelecek, damat aralarından alınacak. İşte, o zaman oruç tutacaklar. \p \v 16 Hiç kimse yepyeni bir kumaş parçasını alıp onu eski bir elbiseye yama yapmaz. Yoksa yama elbiseden sökülür ve yırtık daha büyür. \v 17 Hiç kimse de yeni şarabı eski \w tulumlara|lemma="tulum"\w* doldurmaz. Yoksa tulumlar patlar. Şarap dökülür ve tulumlar paramparça olur. Hayır, yeni şarap yeni tulumlara doldururlar. Böylece ikisi de korunur.” \s1 Kadının şifa bulması, kızın dirilmesi \r (Markos 5:21‑43; Luka 8:40‑56) \p \v 18 İsa daha bu şeyleri onlara anlatırken, bir halk lideri gelip Oʼnun önünde yere kapandı ve şöyle dedi: “Kızım az önce öldü. Ama gelip elinle ona dokunursan, o yaşayacak”. \v 19 İsa kalkıp \w öğrencileriyle|lemma="öğrenci"\w* birlikte adamın ardından gitti. \p \v 20 Bu sırada bir kadın İsaʼnın arkasından yaklaştı. Kadının on iki yıldan beri kanaması vardı. Hemen gelip İsaʼnın elbisesinin kenarına dokundu. \v 21 Çünkü kadın kendi kendine şöyle demişti: “Elbisesine bir dokunursam, iyileşirim.” \p \v 22 İsa dönüp kadını görünce ona, “Kızım, gözün aydın! İmanın seni kurtardı” dedi. Kadın o anda iyileşti. \p \v 23 İsa halk liderinin evine geldi. Avluda cenaze müziği çalanları ve gürültülü kalabalığı gördü. \v 24 “Dışarı çıkın!” dedi. “Kız ölmedi, sadece uyuyor.”\f + \fr 9:24 \fr*\fk Sadece uyuyor \fk*\ft Kız gerçekten ölmüştü. Fakat İsa için onu ölümden diriltmek, uykudan uyandırmak kadar kolaydır.\ft*\f* İsaʼyla alay ettiler. \v 25 Kalabalık dışarıya çıkarıldıktan sonra, İsa kızın bulunduğu odaya girdi. Kızın elini tuttu ve kız ayağa kalktı. \v 26 Bu haber bütün bölgeye yayıldı. \s1 İki kör ve bir dilsiz adamın iyileştirilmesi \p \v 27 İsa oradan yoluna devam ederken, iki kör adam Oʼnu izledi. Onlar İsaʼya yüksek sesle, “Davud Oğlu, bize acı!” dediler. \p \v 28 İsa eve girdikten sonra, kör adamlar Oʼna yaklaştılar. İsa da onlara şunu sordu: “Gözlerinizi açabileceğime inanıyor musunuz?” \p Oʼna, “Evet Efendimiz, inanıyoruz” dediler. \p \v 29 O zaman İsa onların gözlerine dokunup “İmanınıza göre olsun” dedi. \v 30 Onların gözleri açıldı ve İsa onları çok sıkı uyardı. “Bakın, bu işten kimsenin haberi olmasın!” dedi. \v 31 Fakat onlar dışarı çıkıp İsa hakkındaki haberi bütün bölgeye yaydılar. \p \v 32 Onlar dışarı çıkınca, İsaʼya konuşamayan cinli bir adam getirildi. \v 33 Cin kovulduktan sonra adam konuşmaya başladı. Halk da şaşırıp kaldı. “İsrailʼde şimdiye kadar hiç böyle bir şey görülmedi” dediler. \p \v 34 Ama \w Ferisiler\w*, “Cinleri cinlerin lideri Şeytanʼın gücüyle kovuyor” dediler. \s1 İşçiler az \p \v 35 İsa o bölgedeki bütün köyleri ve kasabaları dolaştı. Halkın \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* vaaz edip göksel krallık hakkındaki \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* duyurdu. Her türlü hastalığı ve sakatlığı iyileştirdi. \v 36 Kalabalıkları görünce onlara acıdı, çünkü onlar üzgün ve endişeliydiler. Çobansız koyunlar gibiydiler. \v 37 O zaman \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunu söyledi: “Toplanacak ekin\f + \fr 9:37 \fr*\fk Toplanacak ekin \fk*\ft İsaʼya inanacak insanlar.\ft*\f* bol, ama işçi az. \v 38 Onun için, ekin Sahibiʼne yalvarın ki, ekinleri biçmeye işçi göndersin.” \c 10 \s1 İsa, on iki öğrencisini yolluyor \r (Markos 6:7‑13; Luka 9:1‑6) \p \v 1 İsa on iki \w öğrencisini|lemma="öğrenci"\w* yanına çağırdı. Onlara şeytani ruhların\f + \fr 10:1 \fr*\fk Şeytani ruhların \fk*\ft Aslı “pis ruhların.” Cin için kullanılan bir ad. Cine tutulan insanın dince pak sayılmadığı için ibadete katılması yasak olduğunu açıklar. Ayrıca cinlerin insana yaptırdıkları pis işleri anlatır.\ft*\f* üzerine yetki verdi. Böylece şeytani ruhları kovacak, her tür hastalığı ve sakatlığı iyileştireceklerdi. \b \lh \v 2 On iki \w elçinin|lemma="elçi"\w* adları şunlardır: \b \li1 Birincisi, Petrus\f + \fr 10:2 \fr*\fk Petrus \fk*\ft Kaya demektir.\ft*\f* lakabıyla tanınan Simun ve onun kardeşi Andreas, \li1 Zebediʼnin oğlu Yakub ve onun kardeşi Yuhanna, \li1 \v 3 Filipus ve Bartalmay, \li1 Tomas ve vergi memuru Matta, \li1 Alpay oğlu Yakub ve Taday, \li1 \v 4 Yurtsever Simun ve İsaʼya ihanet eden Yahuda İskariyot. \b \p \v 5 İsa bu on iki adamı hizmete gönderdi. Göndermeden önce onlara şu emirleri verdi: “Diğer milletlere gitmeyin, Samiriyelilerin\f + \fr 10:5 \fr*\fk Samiriyeliler \fk*\ft Başka halklarla karışmış Yahudilerden oluşan melez bir halk.\ft*\f* hiçbir kasabasına girmeyin. \v 6 Onun yerine kaybolmuş koyunlara benzeyen İsrail halkına gidin. \v 7 Gittiğiniz her yerde ‘\w Göklerin Krallığı|lemma="Göklerin Krallığı"\w* yaklaştı’ haberini bildirin. \v 8 Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, \w cüzzam\w* hastalarını temiz kılın, cinleri kovun. Bu gücü karşılıksız aldınız, karşılıksız kullanın. \p \v 9 Keselerinize altın, gümüş, ya da bakır almayın. \v 10 Yolculuk için yiyecek torbası, yedek gömlek, sandalet ya da değnek almayın. Çünkü işçi yiyeceğini hak eder. \v 11 Hangi kasabaya, hangi köye girerseniz, orada saygıdeğer biri var mı diye araştırın. Ayrılana kadar o kişinin evinde kalın. \v 12 O eve girerken ona esenlik dileyin. \v 13 Evdekiler buna layıksa, dilediğiniz esenlik onların üzerine kalsın. Ama layık değillerse, esenlik dileğiniz size geri dönsün. \v 14 Eğer bir ev ya da kasaba halkı sizi iyi karşılamaz ve söylediklerinizi dinlemezse, o yerden ayrılın. Ayrılırken de ayaklarınızın tozunu silkin.\f + \fr 10:14 \fr*\fk Ayaklarınızın tozunu silkin. \fk*\ft Bu davranış kasaba halkını artık imansız putperestler olarak saydıklarını gösterir.\ft*\f* \v 15 Size doğrusunu söylüyorum: Dünyanın yargılanacağı günde Sodom ve Gomora\f + \fr 10:15 \fr*\fk Sodom ve Gomora \fk*\ft Aşırı kötülükleri yüzünden Allah tarafından cezalandırılan iki şehir.\ft*\f* o kasabadan daha hafif bir ceza alacaklar. \s1 Gelecek sıkıntılar \p \v 16 Bakın, ben sizi koyunlar gibi kurtların arasına yolluyorum. Bunun için yılan gibi akıllı ve güvercin gibi zararsız olun. \v 17 İnsanlardan sakının! Çünkü sizi dava yerlerine teslim edecekler ve \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* kamçılayacaklar. \v 18 Benim yüzümden sizi valilerin ve kralların önüne getirecekler. Bu sizin için onlara ve diğer milletlere şahitlik etme fırsatı olacak. \v 19 Onlar sizi dava yerlerine teslim edince, neyi nasıl söyleyeceğiz diye, hiç kaygılanmayın. Çünkü o anda söyleyeceğiniz sözler size verilecek. \v 20 Zaten konuşan siz olmayacaksınız, sizin içinizde konuşan Göksel \w Babanızʼın|lemma="Baba"\w* Ruhu olacak. \p \v 21 Kardeş kardeşi, baba da evladını ölüme teslim edecek. Çocuklar da anne babalarına karşı ayaklanıp onları öldürtecekler. \v 22 Benim adım yüzünden herkes sizden nefret edecek. Ama kim sonuna kadar dayanırsa, o kurtulacak. \v 23 Size bir kasabada eziyet ederlerse, başka kasabaya kaçın. Size doğrusunu söylüyorum: \w İnsan Oğlu\w* gelene kadar siz İsrailʼdeki kasabaları dolaşmayı bitiremezsiniz. \p \v 24 \w Öğrenci|lemma="öğrenci"\w* \w öğretmeninden|lemma="öğretmen"\w*, köle de efendisinden üstün değildir. \v 25 Yeter ki, öğrenci öğretmeniyle, köle de efendisiyle aynı durumda olsun. Evin efendisine Şeytan\f + \fr 10:25 \fr*\fk Şeytan \fk*\ft Sineklerin efendisi anlamına gelen Baalzevuv adının tercümesidir. İsrail halkının Baalzevul (Yüksek yerin tanrısı) adlı bir Filist tanrısına taktığı alaylı bir isimdir.\ft*\f* derlerse, ev halkına neler demezler! \s1 Kimden korkmamız lazım \p \v 26 Bunun için onlardan korkmayın. Çünkü açığa çıkarılmayacak üstü kapalı bir şey yoktur. Bilinmeyecek gizli bir şey de yoktur. \v 27 Size karanlıkta ne söylediysem, onu aydınlıkta söyleyin. Kulağınıza fısıldanan sözleri evin çatısından duyurun. \v 28 Bedeni öldüren ama ruhu öldürmeye gücü olmayanlardan korkmayın. Yalnız Allahʼtan korkun. Oʼnun hem ruhu hem de bedeni cehennemde yok etmeye gücü vardır. \v 29 İki serçe kuşu bir bakır paraya\f + \fr 10:29 \fr*\fk Bakır paraya \fk*\ft Assarion, işçinin günde kazandığı denariusun on altıda biri değerindedir. Kuruş.\ft*\f* satılmıyor mu? Fakat Babanızʼın haberi olmadan onlardan bir tanesi bile yere düşmez. \v 30 Saçınızın her teli bile sayılmıştır. \v 31 Onun için korkmayın. Siz birçok serçeden daha değerlisiniz. \p \v 32 Her kim bana ait olduğunu insanların önünde duyurursa, ben de onun bana ait olduğunu gökte olan Babamʼın önünde duyuracağım. \v 33 Ama her kim beni insanların önünde reddederse, ben de onu gökte olan Babamʼın önünde reddedeceğim. \s1 İsaʼya layık olmak \p \v 34 Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. Barış değil, kılıç getirmeye geldim. \v 35 Çünkü ben bir adamın babasıyla arasını açmaya geldim. Kızın annesiyle ve gelinin kaynanasıyla arasını açmaya geldim. \v 36 İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.\f + \fr 10:36 \fr*\ft \+xt Mika 7:6\+xt*\ft*\f* \p \v 37 Kim annesini ve babasını benden daha çok severse, o bana layık değildir. Kim oğlunu ya da kızını benden daha çok severse, o da bana layık değildir. \v 38 Çarmıhını yüklenip peşimden gelmeyen kişi bana layık değildir.\f + \fr 10:38 \fr*\fk Çarmıhını yüklenip \fk*\ft Acıyı, zorlukları, hatta ölümü göze almak anlamında.\ft*\f* \v 39 Kim canını kurtarmak isterse onu kaybedecek. Ama kim canını benim uğruma kaybederse onu bulacak. \p \v 40 Kim sizi kabul ederse, o beni de kabul etmiş olur. Kim beni kabul ederse, beni göndereni de kabul etmiş olur. \v 41 Kim bir peygamberi, peygamber olduğu için kabul ederse, o peygamberle aynı ödülü alacak. Kim \w doğru\w* bir kişiyi doğru olduğu için kabul ederse, o doğru kişiyle aynı ödülü alacak. \v 42 Her kim, bu basit kişilerden birine \w öğrencim|lemma="öğrenci"\w* olduğu için sadece bir bardak soğuk su verirse, size doğrusunu söylüyorum: ödülsüz kalmayacak.” \c 11 \s1 İsa ve Yahya \r (Luka 7:18‑35) \p \v 1 İsa, on iki \w öğrencisine|lemma="öğrenci"\w* bu buyrukları verdikten sonra oradan ayrıldı. Halka vaaz vermek ve Allahʼın sözünü duyurmak için etraftaki kasabaları dolaştı. \p \v 2 Yahya hapisteyken Mesihʼin yaptıklarını işitmişti. Kendi öğrencilerinden bazılarını İsaʼya gönderdi. \v 3 Onların aracılığıyla Oʼna şunu sordu: “Gelecek olan Mesih sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?” \p \v 4 İsa Yahyaʼnın \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle cevap verdi: “Gidin, işittiğinizi, gördüğünüzü Yahyaʼya anlatın. \v 5 Körlerin gözleri açılıyor, sakatlar yürüyor, \w cüzzam\w* hastaları temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve fakirlere \w Müjde\w* duyuruluyor. \v 6 Benim hakkımda şüpheye düşmeyene ne mutlu!” \p \v 7 Yahyaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* oradan ayrılırken İsa halka Yahyaʼdan söz etmeye başladı: “Issız yerlere ne görmeye gittiniz? Rüzgarda sallanan bir kamış mı? \v 8 Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Lüks elbiseler giyen bir adam mı? Bakın, lüks elbiseler giyenler kral sarayında oturanlardır. \v 9 Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Ama ben size diyorum ki, Yahya peygamberden de üstündür. \v 10 Yahya hakkında şu sözler yazılmıştır: \q1 ‘Bak, ben habercimi senin önünden gönderiyorum. \q2 O önden gidip senin yolunu hazırlayacak.’\f + \fr 11:10 \fr*\ft \+xt Malaki 3:1\+xt*\ft*\f* \m \v 11 Size doğrusunu söylüyorum: kadından doğanların arasında Vaftizci Yahyaʼdan daha üstün bir kişi ortaya çıkmadı. Ama \w Göklerin Krallığıʼnda|lemma="Göklerin Krallığı"\w* en önemsiz kişi Yahyaʼdan üstündür. \v 12 Vaftizci Yahyaʼnın zamanından bugüne kadar \w Göklerin Krallığı\w* saldırılara uğruyor ve saldırganlar onu zorla ele geçirmeye çalışıyorlar.\f + \fr 11:12 \fr*\fk Göklerin Krallığı saldırılara uğruyor ve saldırganlar onu zorla ele geçirmeye çalışıyorlar. \fk*\ft Grekçe metin de şöyle tercüme edilebilir: Göklerin Krallığı güçlü bir şekilde ilerliyor ve saldırgan insanlar onu zorla ele geçirmeye çalışıyorlar.\ft*\f* \v 13 Çünkü Yahyaʼya kadar bütün peygamberler de, Tevrat da olacakları önceden bildirdiler. \v 14 Dediklerini kabul ederseniz, beklediğiniz İlyas Peygamber\f + \fr 11:14 \fr*\fk Beklediğiniz İlyas Peygamber \fk*\ft Yahudiler, İlyas Peygamberʼin, Mesihʼten önce dünyaya tekrar geleceğine inanıyorlardı.\ft*\f* aslında Yahyaʼdır. \v 15 Kulağı olan işitsin. \p \v 16 Ama bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Bu kuşak çarşıda oturan çocuklara benziyor. Seslerini yükseltip arkadaşlarına şöyle derler: \q1 \v 17 ‘Size kaval çaldık, oynamadınız. \q1 Cenaze ezgileri söyledik, ağlamadınız.’ \m \v 18 Yahya geldiği zaman oruç tutup içkiden kaçındı. ‘Adamda cin var’ diyorlar. \v 19 \w İnsan Oğlu\w* geldiğinde yiyip içti. Bu sefer, ‘Bakın, ne biçim adam bu!’ diyorlar. ‘Boğazına düşkün ve içkici, vergi memurlarının ve günahkârların arkadaşı.’ Oysa \w hikmet\w* getirdiği sonuçlarla haklı çıkarılır.” \s1 Tövbe etmeyen kasabalar \r (Luka 10:13‑15) \p \v 20 O zaman İsa mucizelerinin çoğunun yapıldığı kasabaları azarlamaya başladı. Çünkü bu kasabalar tövbe etmemişlerdi. \v 21 İsa şöyle dedi: “Vay senin haline ey Horazin! Vay senin haline ey Beytsayda! Çünkü sizde yapılan mucizeler Sur ve Sayda şehirlerinde yapılmış olsaydı, onlar çoktan çuval bezine sarınıp kül içinde tövbe ederlerdi. \v 22 Ben size diyorum ki, dünyanın yargılanacağı günde Sur ve Sayda sizden daha hafif bir ceza alacaklar. \v 23 Ya sen, ey Kefernahum! Göğe kadar mı yükseleceksin? Hayır, ölüler dünyasına batacaksın. Çünkü sende yapılan mucizeler Sodom şehrinde yapılmış olsaydı, Sodom bugüne kadar ayakta kalırdı. \v 24 Ama ben size diyorum ki, dünyanın yargılanacağı günde Sodom senden daha hafif bir ceza alacak.” \s1 Yorgunlara rahatlık \r (Luka 10:21,22) \p \v 25 O sırada İsa konuşmasına şöyle devam etti: “Sana şükrediyorum, ey \w Baba\w*, göğün ve yerin Efendisi, çünkü bu konuları bilgili ve akıllı kişilerden gizledin ve basit insanlara açıkladın. \v 26 Evet Baba, çünkü seni memnun eden budur. \p \v 27 Babam her şeyi bana emanet etti. Babaʼdan başka kimse \w Oğulʼu|lemma="Oğul"\w* tanımaz. Babaʼyı da sadece Oğul ve Oğulʼun Oʼnu tanıtmak istediği kişiler tanır. \p \v 28 Ey bütün yorgunlar, yükleri ağır olanlar! Bana gelin, ben sizi rahata kavuşturacağım. \v 29 Benim boyunduruğumu\f + \fr 11:29 \fr*\fk Benim boyunduruğumu \fk*\ft Araba veya saban çeken hayvanların boynuna geçirilen tahta bir alet. Çekilen araç iplerle bu alete bağlanır. Yahudiler bunu Tevrat buyruklarını yerine getirmenin ağırlığını anlatmak için kullanırlardı.\ft*\f* üstlenin ve benden ders alın. Çünkü ben yumuşak huylu ve alçak gönüllüyüm. O zaman gönül rahatlığı bulursunuz. \v 30 Çünkü benim boyunduruğum\f + \fr 11:30 \fr*\fk Boyunduruğum kolay taşınır \fk*\ft İsaʼnın buyruklarını yerine getirmek ağır bir yük çekmeye benzemez. İsa peşinden gelenlerin yanında olup onlara bu yükü çekmeye yardımcı olacak. İsa burada iki hayvana yan yana geçirilen boyunduruğa değinir. Kendisi bir yanda imanlı öbür yanda birlikte yükü çekerler.\ft*\f* kolay taşınır, vereceğim yük de hafiftir.” \c 12 \s1 Şabat gününün efendisi \r (Markos 2:23–3:6; Luka 6:1‑11) \p \v 1 İsa bir Şabat\f + \fr 12:1 \fr*\fk Şabat \fk*\ft Yahudilerin dinlenme ve tapınma günüdür. O gün iş yapmak yasaktı. Haftanın yedinci günü, Cuma günü güneş batmasıyla başlar, Cumartesi günü güneş batınca sona erer.\ft*\f* günü ekin tarlalarından geçiyordu. Oʼnun \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* acıkmıştı ve ekin başaklarını koparıp yemeye başladılar. \v 2 \w Ferisiler\w* bunu görünce İsaʼya şöyle dediler: “Bak, senin öğrencilerin \w Şabat\w* gününde Tevratʼta yasaklananı yapıyorlar.” \p \v 3 İsa onlara şöyle dedi: “Davud ve adamları acıkınca Davudʼun ne yaptığını okumadınız mı? \v 4 Allahʼın evine girdi, hem kendisi hem de adamları adak ekmeklerinden\f + \fr 12:4 \fr*\fk Adak ekmeklerinden \fk*\ft Çadırın ve sonra tapınağın kutsal yerinde bulunan altın masaya her hafta konulan 12 mayasız pide. İbranicede huzur ekmekleri denilir. Haftanın sonunda yenileri konulunca rahipler belirli şartlar altında eskilerini yiyebilirdi. \+xt Çıkış 25:30; 1. Samuel 21:1‑6\+xt*\ft*\f* yediler. Oysa o ekmekten yemeye sadece \w rahiplerin|lemma="rahip"\w* izni vardı. \v 5 Ya da Tevratʼta hiç okumadınız mı, rahipler tapınakta hizmet ederken Şabat günü emrini çiğnerler ve bu onlara günah sayılmaz? \v 6 Size şunu söylüyorum: burada tapınaktan daha önemli bir şey var. \v 7 ‘Kurban değil, merhamet istiyorum’\f + \fr 12:7 \fr*\ft \+xt Hoşeya 6:6\+xt*\ft*\f* diyen ayetin anlamını bilseydiniz, suçsuz kişileri suçlu çıkarmazdınız. \v 8 Çünkü \w İnsan Oğlu\w* olarak ben Şabat gününün efendisiyim.” \p \v 9 İsa oradan ayrılınca, Yahudilerin \w toplantı yerine|lemma="toplantı yeri"\w* girdi. \v 10 Orada eli sakat bir adam vardı. Bazıları İsaʼya, “Şabat günü şifa vermek Tevratʼa uygun mudur?” diye sordular. İsaʼyı suçlayacak bir sebep arıyorlardı. \p \v 11 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Hangi biriniz Şabat günü çukura düşen koyununu oradan çekip çıkarmaz? \v 12 İnsan bir koyundan çok daha değerlidir! Bu nedenle Şabat günü iyilik yapmak Tevratʼa uygundur.” \p \v 13 İsa adama, “Elini uzat” dedi. Adam da elini uzattı ve eli öbür eli gibi sapasağlam oldu. \v 14 Ferisiler ise oradan uzaklaşınca İsaʼyı nasıl yok edecekleri konusunda plan kurmaya başladılar. \s1 Allahʼın seçtiği Hizmetkâr \p \v 15 Ama İsa bunun farkındaydı ve oradan ayrıldı. Birçok kişi Oʼnun arkasından gitti; İsa da hepsini iyileştirdi. \v 16 Fakat İsa kim olduğunu açıklamasınlar diye onları sıkı sıkıya uyardı. \v 17 Öyle ki, peygamber Yeşayaʼnın ağzından söylenen şu söz yerine gelsin: \q1 \v 18 “İşte Hizmetkârım, Oʼnu ben seçtim. \q2 Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Hizmetkârım Oʼdur. \q1 Ruhumʼu Oʼnun üzerine koyacağım. \q2 O da adaleti milletlere bildirecek. \q1 \v 19 O, kavga etmeyecek, bağırıp çağırmayacak. \q2 Sokakta kimse Oʼnun sesini duymayacak. \q1 \v 20 Adaletin üstün gelmesini sağlayacak. \q2 O zamana kadar ezilmiş bir kamışı kırmayacak, \q2 tüten bir fitili de söndürmeyecek. \q2 \v 21 Diğer milletler Oʼnun adına umut bağlayacak.”\f + \fr 12:21 \fr*\ft \+xt Yeşaya 42:1‑4\+xt*\ft*\f* \s1 İsaʼnın gücü Allahʼtandır \r (Markos 3:20‑30; Luka 11:14‑23) \p \v 22 Ondan sonra İsaʼya cinli bir adam getirdiler. Adam hem kör, hem de dilsizdi. İsa onu iyileştirdi, öyle ki, kör ve dilsiz adam hem görmeye, hem de konuşmaya başladı. \v 23 Halk da şaşırıp kaldı. “Bu, Davudʼun oğlu\f + \fr 12:23 \fr*\fk Davudʼun oğlu \fk*\ft Mesih. Bakınız \+xt Matta 2:4‑6\+xt* ayetlerine.\ft*\f* olabilir mi?” diye sordular. \p \v 24 Ama \w Ferisiler\w* bunu işitince şöyle dediler: “Bu adam cinleri sadece cinlerin lideri \w Baalzevulʼun|lemma="Baalzevul"\w* gücüyle kovuyor.” \p \v 25 İsa onların düşüncelerini bildiği için şöyle dedi: “İçinden bölünmüş olan her krallık yıkılır. İçinden bölünmüş şehir veya hane ayakta durmaz. \v 26 Şeytan Şeytanʼı kovarsa, kendi içinden bölünmüş demektir. O zaman onun krallığı nasıl ayakta durur? \v 27 Peki, ben cinleri \w Baalzevulʼun|lemma="Baalzevul"\w* gücüyle kovuyorsam, o zaman sizin adamlarınız onları kimin gücüyle kovuyorlar? Bu durumda kendi adamlarınız sizi yargılayacak. \v 28 Ama eğer ben cinleri Allahʼın Ruhuʼyla kovuyorsam, o zaman \w Allahʼın Krallığı\w* aranıza gelmiş demektir. \p \v 29 Bir kişi nasıl güçlü bir adamın evine girip mallarını çalabilir? Ancak adamın elini kolunu bağladıktan sonra evini soyabilir. \p \v 30 Benimle birlikte olmayan bana karşıdır. Benimle birlikte toplamayan, dağıtıyor demektir. \v 31 Bunun için size diyorum: insanların işlediği her günah ve ettiği her hakaret bağışlanacak. Ama \w Kutsal Ruhʼa|lemma="Kutsal Ruh"\w* edilen hakaret bağışlanmayacak. \v 32 Kim \w İnsan Oğluʼnu|lemma="İnsan Oğlu"\w* kötülerse, o kişi bağışlanacak. Ama kim Kutsal Ruhʼu kötülerse o, ne bu dünyada, ne de gelecek dünyada asla bağışlanmayacak. \s1 Ağaç ve meyvesi \r (Luka 11:29‑32) \p \v 33 Ağaca iyi bakarsanız iyi meyve verir, kötü bakarsanız kötü meyve verir. Ağaç meyvesinden tanınır. \v 34 Sizi yılan soyu sizi! Kötüyken nasıl iyi şeyler söyleyebilirsiniz? İnsanın kalbinde ne varsa ağzından o çıkar. \v 35 İyi insan iyilik dolu kalbinden iyi şeyler çıkarır. Kötü insan ise kötülük dolu kalbinden kötü şeyler çıkarır. \v 36 Size şunu da söylüyorum: Dünyanın yargılandığı gün insanlar söyledikleri her boş laf için hesap verecekler. \v 37 Çünkü sizi suçlu çıkaran da, haklı çıkaran da sözlerinizdir.” \s1 Yunusʼun mucizesi \r (Luka 11:29‑32) \p \v 38 Ondan sonra Tevrat uzmanları ve \w Ferisilerden|lemma="Ferisiler"\w* bazıları İsaʼya şöyle dediler: “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*, senden mucizevi bir işaret görmek istiyoruz.” \p \v 39 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Kötü ve sadakatsiz kuşak mucizevi bir işaret istiyor. Ama bu kuşağa Peygamber Yunusʼun işaretinden başka bir işaret gösterilmeyecek. \v 40 Yunus üç gün, üç gece deniz canavarının karnında kaldı. Aynı bunun gibi, \w İnsan Oğlu\w* da üç gün üç gece yerin bağrında kalacak. \p \v 41 Ninova halkı, dünyanın yargılanacağı günde bu kuşağın insanlarıyla birlikte ayağa kalkacak ve onları suçlu çıkaracak. Çünkü onlar Yunusʼun vaaz etmesi üzerine tövbe ettiler. Ama bakın, burada Yunusʼtan daha üstün olan bulunuyor. \p \v 42 Güney Kraliçesi\f + \fr 12:42 \fr*\fk Güney Kraliçesi \fk*\ft İsrail Kralı Süleymanʼı ziyaret eden Saba Kraliçesi. \+xt 1. Krallar 10:1‑13; 2. Tarihler 9:1‑12\+xt*\ft*\f* dünyanın yargılanacağı günde bu kuşakla birlikte kalkacak ve onu suçlu çıkaracak. Çünkü kraliçe, Süleymanʼın hikmetli sözlerini işitmek için dünyanın öbür ucundan geldi. Ama bakın, burada Süleymanʼdan daha üstün olan bulunuyor. \p \v 43 \w Şeytani ruh\w* insandan çıkınca susuz yerleri gezip rahat edeceği bir yer arar. \v 44 Onu bulmayınca şöyle der: ‘Çıktığım eve geri döneceğim.’ Dönünce de evi boş, süpürülmüş ve toplanmış bulur. \v 45 O vakit gidip yanına kendisinden daha kötü olan yedi cin alır. Sonra eve geri dönüp onlarla oraya yerleşir. Böylece adamın son hali önceki halinden beter olur. Bu kötü kuşağın hali de böyle olacak.” \s1 İsaʼnın annesi ve kardeşleri \r (Markos 3:31‑35; Luka 8:19‑21) \p \v 46 İsa daha halkla konuşurken Oʼnun annesiyle kardeşleri gelip dışarda durdular ve Oʼnunla konuşmak istediler. \v 47 Biri İsaʼya, “Bak, annen ve kardeşlerin dışarda, seninle konuşmak istiyorlar” dedi. \p \v 48 Ama İsa bunu söyleyen adama şöyle cevap verdi: “Kim benim annem? Kim benim kardeşlerim?” \v 49 Sonra eliyle \w öğrencilerini|lemma="öğrenci"\w* göstererek şöyle dedi: “İşte annem, işte kardeşlerim! \v 50 Evet, gökte olan \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* isteğini yerine getiren herkes kardeşim, kız kardeşim ve annemdir.” \c 13 \s1 Dört çeşit toprak benzetmesi \r (Markos 4:1‑20; Luka 8:1‑15) \p \v 1 O gün İsa evden çıkmış, gölün kenarında oturuyordu. \v 2 Etrafına büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa bir tekneye binip oturdu. Kalabalık ise kıyıda duruyordu. \v 3 Onlara benzetmelerle birçok şey anlattı. Şöyle dedi: “İşte, bir çiftçi ekin ekmeye gitmiş. \v 4 Ekerken bazı tohumlar yol kenarına düşmüş. Kuşlar gelip onları yemiş. \v 5 Bazı tohumlar az topraklı, taşlı yerlere düşmüş. Toprak derin olmadığı için hemen filizlenmeye başlamış. \v 6 Ama güneş çıkınca, kavrulmuş. Yeteri kadar kök salamadıkları için kuruyup gitmiş. \v 7 Bazıları da dikenlerin arasına düşmüş. Dikenler büyüyünce, ekinleri boğmuş. \v 8 Bazı tohumlar ise iyi toprağa düşmüş, kimisi yüz kat, kimisi altmış kat, kimisi de otuz kat ürün vermiş. \v 9 Kulağı olan işitsin!” \s1 Benzetme kullanmanın sebebi \p \v 10 İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Oʼna gelip sordular: “Niçin halka benzetmelerle vaaz ediyorsun?” \p \v 11 Onlara şöyle cevap verdi: “Sizlere \w Göklerin Krallığıʼnın|lemma="Göklerin Krallığı"\w* \w sırlarını|lemma="sır"\w* anlama gücü verildi. Ama onlara verilmedi. \v 12 Çünkü kim sahip olduğu şeyleri kullanırsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşacak. Ama kim kullanmazsa, elindeki de alınacak. \v 13 Bunun için halka benzetmelerle vaaz ediyorum. Çünkü bakıp görmüyorlar; dinleyip işitmiyorlar, hem de anlamıyorlar. \v 14 Onlar için Yeşaya Peygamberʼin şu sözü yerine geliyor: \q1 ‘Hep işiteceksiniz, ama hiç anlamayacaksınız. \q1 Hep bakacaksınız, ama hiç görmeyeceksiniz. \q1 \v 15 Çünkü bu halkın yüreği duygusuz oldu. \q2 Kulakları zor işitiyor. \q2 Gözlerini kapadılar. \q1 Öyle olmasaydı, onların gözleri görür, \q2 kulakları işitir, yürekleri anlardı. \q1 Bana dönerlerdi, ben de onlara şifa verirdim.’\f + \fr 13:15 \fr*\ft \+xt Yeşaya 6:9,10\+xt*\ft*\f* \m \v 16 Fakat ne mutlu size! Çünkü gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor. \v 17 Size doğrusunu söylüyorum: birçok peygamber ve iyi insan, sizin gördüklerinizi görmek istedi, ama görmedi. Duyduklarınızı duymak istedi, ama duymadı. \p \v 18 Şimdi ekin eken çiftçi benzetmesinin anlamını dinleyin: \v 19 \w Allahʼın Krallığı\w* hakkındaki haberi işiten ama anlamayan bir kişi varsa, kötü olan\f + \fr 13:19 \fr*\fk Kötü olan \fk*\ft Şeytan.\ft*\f* gelip o adamın yüreğine ekilmiş olanı çalar. Yol kenarına ekilen tohum işte budur. \v 20 Taşlı toprağa ekilen tohum da şudur: kişi, sözü işittiği zaman onu hemen sevinçle kabul eder. \v 21 Ama kök salamadığı için sadece kısa bir zaman dayanır. Böyle biri Allahʼın sözü için eziyet ya da baskı görünce hemen iman yolundan döner. \v 22 Dikenler arasına ekilen tohum da şudur: kişi sözü işitir, ama dünyanın kaygıları ve zenginliğin göz boyaması sözü boğar, ve söz ürün vermez. \v 23 Bereketli toprağa ekilen tohum ise şudur: kişi sözü işitir ve anlar. O kişi gerçekten ürün verir: kimisi yüz kat, kimisi altmış kat, kimisi de otuz kat.” \s1 Yabani ot benzetmesi \p \v 24 İsa onlara başka bir benzetme anlattı: “\w Göklerin Krallığı\w*, tarlasına iyi tohum eken adama benzer. \v 25 Ama insanlar uyurken, adamın düşmanı gelip ekinin arasına yabani ot ekip gitmiş. \v 26 Fakat ekin filizlenip başaklar serpilince, yabani otlar da ortaya çıkmış. \p \v 27 Toprak sahibinin köleleri ona gelip şunu sormuşlar: ‘Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Nasıl oluyor da, onda şimdi yabani ot var?’ \p \v 28 Adam onlara, ‘Bunu bir düşman yaptı’ demiş. Köleler de ona şunu sormuşlar: ‘O zaman gidip yabani otları sökmemizi ister misin?’ \p \v 29 Ama adam şöyle demiş: ‘Hayır, yabani otları toplarken, belki ekini de onlarla birlikte sökersiniz. \v 30 Bırakın, biçme vaktine kadar ikisi yan yana büyüsün. Biçme vakti gelince orakçılara, “Önce yabani otları toplayın, ve yakmak için onları demet yapın. Ekinleri ise, ambarıma toplayın” diyeceğim.’ ” \s1 Hardal tanesi ve maya \r (Markos 4:30‑34; Luka 13:18‑21) \p \v 31 İsa onlara bir benzetme daha anlattı: “\w Göklerin Krallığı|lemma="Göklerin Krallığı"\w* bir hardal tohumuna benzer. Bir adam onu alıp tarlasına eker. \v 32 Hardal tohumu bütün öbür tohumlardan daha küçüktür. Ama büyüdükten sonra, bahçedeki bütün bitkilerden büyük olur. Ağaç kadar olunca kuşlar gelip onun dallarında yuva kurar.” \p \v 33 İsa onlara bir benzetme daha anlattı: “\w Göklerin Krallığı|lemma="Göklerin Krallığı"\w* mayaya benzer. Kadın onu alıp üç büyük kap una karıştırır. En sonunda bütün hamur mayalanır.” \p \v 34 İsa bütün bu şeyleri kalabalıklara benzetmelerle anlattı. Benzetmeler kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. \v 35 Böylece Allahʼın peygamberin ağzından söylediği şu söz yerine geldi: \q1 “Konuştuğum zaman benzetmeler kullanacağım. \q2 Dünyanın kurulmasından bu yana gizli kalmış şeyleri anlatacağım.”\f + \fr 13:35 \fr*\ft \+xt Mezmur 78:2\+xt*\ft*\f* \s1 İsa yabani ot benzetmesini açıklıyor \p \v 36 İsa kalabalıklardan uzaklaşıp bir eve girdi. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* de Oʼna gelip “Bize o tarladaki yabani ot benzetmesini açıkla” dediler. \p \v 37 İsa onlara şöyle cevap verdi: “İyi tohum eken adam \w İnsan Oğluʼdur|lemma="İnsan Oğlu"\w*. \v 38 Tarla dünyadır. İyi tohum, Krallığın evlatlarıdır, yabani otlar ise Şeytanʼın evlatlarıdır. \v 39 Onları eken düşman \w İblisʼtir|lemma="İblis"\w*. Biçme zamanı dünyanın sonudur. Orakçılar da meleklerdir. \p \v 40 Nasıl yabani otları toplayıp ateşte yaktılarsa, dünyanın sonunda da aynı öyle olacak. \v 41 İnsan Oğlu meleklerini gönderecek. Melekler, insanları yoldan saptıran her şeyi ve günah işleyen insanları Oʼnun Krallığıʼndan sökecekler. \v 42 Onları ateşli fırına atacaklar. Orada ağlayıp dişlerini gıcırdatacaklar. \v 43 O vakit \w doğru\w* kişiler \w göksel Babalarıʼnın|lemma="Baba"\w* Krallığıʼnda güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin! \s1 Saklı hazine ve saklı inci benzetmeleri \p \v 44 \w Göklerin Krallığı\w* tarlada gömülmüş bir hazineye benzer. Adamın biri onu bulunca saklamış. O kadar sevinmiş ki, gidip varını yoğunu satmış ve o tarlayı satın almış. \p \v 45 Yine \w Göklerin Krallığı\w* güzel inciler arayan bir tüccara benzer. \v 46 Çok değerli bir inci bulunca, adam gidip varını yoğunu satmış ve o inciyi satın almış. \s1 Ağ benzetmesi \p \v 47 Yine \w Göklerin Krallığı\w* denize atıldığında her çeşit balık yakalayan balıkçı ağına benzer. \v 48 Ağ dolunca, onu kıyıya çekerler. Sonra oturup iyi balıkları kaplara koyarlar, ama işe yaramayanları atarlar. \v 49 Dünyanın sonunda da böyle olacak: melekler çıkıp kötüleri iyilerden ayıracaklar. \v 50 Kötüleri ateşli fırına atacaklar. Orada ağlayıp dişlerini gıcırdatacaklar. \p \v 51 Bütün bunları anladınız mı?” \p İsaʼya, “Evet” dediler. \p \v 52 İsa onlara şöyle dedi: “Bunun için, \w Göklerin Krallığıʼnın|lemma="Göklerin Krallığı"\w* \w öğrencisi|lemma="öğrenci"\w* olan her Tevrat uzmanı, ambarından hem yeni, hem de eski şeyler çıkaran ev sahibine benzer.” \s1 İsa kendi memleketinde saygı görmüyor \r (Markos 6:1‑6) \p \v 53 İsa bu benzetmeleri bitirince oradan ayrıldı. \v 54 Kendi memleketine geldi ve Yahudilerin \w toplantı yerinde|lemma="toplantı yeri"\w* vaaz etmeye başladı. Dua evindekiler hayret içinde şöyle dediler: “Bu adam bu \w hikmeti|lemma="hikmet"\w* ve mucize yapma gücünü nereden aldı? \v 55 Bu, marangozun oğlu değil mi? Annesinin adı Meryem değil mi? Kardeşleri Yakub, Yusuf, Simun ve Yahuda değil mi? \v 56 Kız kardeşleri aramızda değil mi? Madem öyle, bu adam bütün bu şeyleri nereden alıyor?” \v 57 Böylece gücenip İsaʼyı reddettiler. \p Ama İsa onlara şöyle dedi: “Bir peygamberin saygı görmediği tek yer kendi memleketi ve ailesidir.” \p \v 58 Onların imansızlığı yüzünden orada fazla mucize yapmadı. \c 14 \s1 Yahyaʼnın ölümü \r (Markos 6:14‑29) \p \v 1 O arada bölge Kralı \w Hirodes\w* İsa hakkındaki haberi duydu. \v 2 Adamlarına şöyle dedi: “Bu Vaftizci Yahyaʼdır! Ölümden dirildi! İşte o yüzden bu mucizeleri yapma gücüne sahip.” \p \v 3 Hirodes, kardeşi Filipusʼun karısı Hirodiya yüzünden Yahyaʼyı yakalatıp bağlamış ve hapishaneye atmıştı. \v 4 Çünkü Yahya ona şöyle derdi: “Kardeşinin karısıyla birleşmen Tevratʼa aykırıdır.” \v 5 Aslında Hirodes Yahyaʼyı öldürtmek istiyordu, ama halkın tepkisinden korkuyordu. Çünkü onlar Yahyaʼyı peygamber sayıyorlardı. \p \v 6 \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* doğum günü gelince, Hirodiyaʼnın kızı ortaya çıkıp göbek attı. Bu da Hirodesʼin hoşuna gitti. \v 7 Yemin ederek her ne dilerse ona vereceğine söz verdi. \v 8 Kız annesinin kışkırtmasıyla şöyle dedi: “Bana bir tepsi üzerinde Vaftizci Yahyaʼnın kafasını getir.” \v 9 Kral buna üzüldü. Ama sofra başındaki misafirlerin önünde yemin etmişti. Bu yüzden dileğin yerine getirilmesini buyurdu. \v 10 Haber yollayıp hapishanede Yahyaʼnın kafasını kestirdi. \v 11 Kafayı tepsi üzerinde getirip kıza verdiler, kız da onu annesine götürdü. \v 12 Yahyaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* geldiler ve Yahyaʼnın cesedini alıp gömdüler. Sonra gidip İsaʼya haber verdiler. \s1 İsa, beş bin kişiyi doyuruyor \r (Markos 6:30‑44; Luka 9:10‑17; Yuhanna 6:1‑15) \p \v 13 İsa bunu işitince oradan çekildi. \w Öğrencileriyle|lemma="öğrenci"\w* baş başa kalmak için tekneyle ıssız bir yere gitti. Halk bunu öğrenince kasabalardan çıkıp karadan yürüyerek İsaʼnın ardından gitti. \v 14 İsa tekneden inince büyük bir kalabalık gördü. Onlara acıdı ve onların hastalarını iyileştirdi. \p \v 15 Akşam olunca öğrencileri Oʼnun yanına gelip şöyle dediler: “Burası ıssız bir yer, hem de vakit çok ilerledi. Halkı gönder de, etraftaki köylere gitsinler, kendilerine yiyecek alsınlar.” \p \v 16 Ama İsa onlara, “Gitmeleri lazım değil. Onlara siz yiyecek verin!” dedi. \p \v 17 İsaʼya, “Burada yalnız beş ekmekle iki balığımız var” dediler. \p \v 18 İsa, “Onları bana buraya getirin” dedi. \v 19 Halka çayırlığa oturmalarını emretti. Sonra beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti. Ekmekleri bölüp \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* verdi. Öğrencileri de ekmekleri halka dağıttılar. \v 20 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçaları topladılar ve onlarla on iki sepet doldurdular. \v 21 Kadın ve çocukların dışında yemek yiyen aşağı yukarı beş bin kişi vardı. \s1 İsa, su üstünde yürüyor \r (Markos 6:45‑56; Yuhanna 6:16‑24) \p \v 22 İsa hemen \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* tekneye bindirdi. Onları kendisinden önce gölün öbür tarafına gönderdi. O arada halkı evlerine gönderecekti. \v 23 Halkı yolcu ettikten sonra, dua etmek için tek başına bir tepeye çıktı. Akşam olunca orada yalnız kaldı. \v 24 Tekne ise, karadan epey uzakta, dalgalarla boğuşuyordu. Çünkü rüzgar karşı yönden esiyordu. \p \v 25 Sabaha doğru İsa gölün üstünde yürüyüp onlara yaklaştı. \v 26 Öğrenciler Oʼnun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. “Bu bir hayalettir!” diye korkudan bağırmaya başladılar. \p \v 27 İsa ise hemen onlara, “Rahat olun! Benim! Korkmayın!” dedi. \p \v 28 Petrus Oʼna şöyle cevap verdi: “Efendimiz eğer sensen, bana buyruk ver de, su üstünde yürüyerek sana geleyim.” \p \v 29 İsa, “Gel” dedi. \p Petrus tekneden inip suyun üzerinde yürüdü ve İsaʼya doğru ilerledi. \v 30 Ama güçlü rüzgarı fark edince, korktu ve batmaya başladı. “Efendimiz, kurtar beni!” diye bağırdı. \p \v 31 İsa hemen elini uzatıp onu tuttu ve, “Ey kıt imanlı adam! Niçin şüphe ettin?” dedi. \p \v 32 Tekneye bindiler ve rüzgar dindi. \v 33 Teknedekiler İsaʼya tapındılar. “Sen gerçekten \w Allahʼın Oğluʼsun|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*!” dediler. \s1 İsa Ginnesarʼda \p \v 34 Gölü geçip, Ginnesar taraflarında karaya vardılar. \v 35 Oranın halkı İsaʼyı tanıdı. Hemen etraftaki bölgelere haber yolladılar. İsaʼya hasta olan herkesi getirdiler. \v 36 Hastalar İsaʼnın sadece elbisesinin eteğine dokunabilmek için yalvardılar. Oʼna dokunan herkes şifa buldu. \c 15 \s1 Allahʼın buyruğu mu, insanların adetleri mi? \r (Markos 7:1‑23) \p \v 1 Daha sonra \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* bazı \w Ferisiler\w* ve Tevrat uzmanları İsaʼya geldiler ve şöyle dediler: \v 2 “\w Öğrencilerin|lemma="öğrenci"\w* neden atalarımızın adetlerini bozuyorlar? Yemekten önce ellerini din adetine göre yıkamıyorlar.” \p \v 3 Ama İsa onlara şöyle cevap verdi: “Ya siz? Siz kendi adetleriniz uğruna niçin Allahʼın buyruğunu çiğniyorsunuz? \v 4 Çünkü Allah şöyle buyurdu: ‘Annenize babanıza saygı gösterin’\f + \fr 15:4 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:12; Yasanın Tekrarı 5:16\+xt*\ft*\f* ve ‘Kim annesini ve babasını aşağılarsa, ölüm cezasını hak eder.’\f + \fr 15:4 \fr*\ft \+xt Çıkış 21:17; Levililer 20:9\+xt*\ft*\f* \v 5 Sizler ise şöyle diyorsunuz: ‘Kim annesine ya da babasına “Sana yardım etmek için vereceğim şeyleri Allahʼa adadım” derse, \v 6 o kişi annesine ve babasına saygı göstermeye mecbur değildir.’ Böylece kendi adetleriniz yüzünden Allahʼın sözünü geçersiz kılıyorsunuz. \v 7 Sizi ikiyüzlüler sizi! Peygamber Yeşaya hakkınızda ne kadar doğru konuştu: \q1 \v 8 Allah diyor ki, ‘Bu halk beni dudaklarıyla sayıyor, \q2 ama yürekleri benden uzaktır. \q1 \v 9 Boşuna bana tapıyorlar. \q2 Vaaz ettikleri, insan buyruklarıdır.’ ”\f + \fr 15:9 \fr*\ft \+xt Yeşaya 29:13\+xt*\ft*\f* \p \v 10 İsa kalabalığı yanına çağırıp onlara şöyle dedi: “İşitin ve anlayın! \v 11 Ağza giren hiçbir şey insanı kirletmez. İnsanı kirleten şey ağızdan çıkandır.” \p \v 12 O zaman \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya gelip şöyle dediler: “Biliyor musun, Ferisiler bu sözü işitince darıldılar?” \p \v 13 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Gökteki \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* dikmediği her fidan kökünden sökülecek. \v 14 Bırakın gitsinler. Onlar kör insanların kör rehberleridir. Kör adam başka bir kör adama yol gösterirse, ikisi de çukura düşer.” \p \v 15 Petrus İsaʼya, “Bu benzetmeyi bize açıklar mısın?” dedi. \p \v 16 İsa şöyle konuştu: “Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz? \v 17 Aklınız ermiyor mu? Ağza giren her şey mideye iner, oradan da dışarı atılır? \v 18 Ama ağızdan çıkan şeyler yürekten gelir. İşte, insanı kirleten onlardır. \v 19 Çünkü kötü düşünceler insanın yüreğinden çıkar. Bunlar, adam öldürme, zina, evlilik dışı seksüel ilişkiler, hırsızlık, yalancı şahitlik ve iftiralara yol açar. \v 20 İnsanı kirleten şeyler bunlardır. Ama ellerini din adetine göre yıkamadan yemek yemek insanı kirletmez.” \s1 Yabancı kadının imanı \r (Markos 7:24‑30) \p \v 21 İsa oradan çekilip Sur ve Sayda taraflarına gitti. \v 22 Oralardan Kenanlı bir kadın gelip İsaʼya yüksek sesle yalvardı: “Efendimiz, ey Davud Oğlu, bana merhamet et! Kızım cine tutuldu, çok acı çekiyor.” \p \v 23 Fakat İsa ona hiç cevap vermedi. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* de İsaʼya gelip şöyle rica ettiler: “Kadını sal gitsin, çünkü arkamızdan bağırıp duruyor.” \p \v 24 Ama İsa şöyle dedi: “Ben sadece İsrail halkına gönderildim. Onlar kaybolmuş koyunlar gibidir.” \p \v 25 Kadın ise gelip İsaʼnın önünde yere kapandı ve “Efendimiz, bana yardım et!” dedi. \p \v 26 İsa ona şöyle cevap verdi: “Çocukların ekmeğini alıp köpeklerin önüne atmak doğru değil.” \p \v 27 Kadın da, “Evet, Efendimiz, öyle. Ama köpekler bile, efendilerinin masasından düşen ekmek kırıntılarını yer” dedi. \p \v 28 O zaman İsa ona şöyle cevap verdi: “İmanı büyük bir kadınsın! İstediğin gibi olsun.” O anda kadının kızı iyileşti. \s1 İsa, dört bin kişi doyuruyor \r (Markos 8:1‑10) \p \v 29 İsa oradan ayrılıp Celile Gölüʼnün kenarına gitti. Sonra bir tepeye çıkıp oturdu. \v 30 Büyük kalabalıklar Oʼna geldi. Topal, sakat, kör, dilsiz olanları ve daha bir sürü hastayı getirdiler. Onları İsaʼnın ayaklarının dibine yatırdılar. İsa da onları iyileştirdi. \v 31 Dilsizler konuşmaya başladı, sakatlar iyileşti, topallar yürüdü ve körler gördü. İnsanlar bunu görünce, şaşırıp kaldılar ve İsrail halkının tapındığı Allahʼı övdüler. \p \v 32 İsa \w öğrencilerini|lemma="öğrenci"\w* yanına çağırıp şöyle dedi: “Halka acıyorum. Üç gündür, yanımdalar ve yiyecek bir şeyleri yok. Yolda bayılmasınlar diye onları aç karnına göndermek istemiyorum.” \p \v 33 \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Oʼna, “Böyle ıssız bir yerde bu kalabalığı doyuracak ekmeği nereden bulalım?” diye sordular. \p \v 34 İsa onlara, “Kaç ekmeğiniz var?” dedi. \p “Yedi ekmekle birkaç küçük balık” dediler. \p \v 35 İsa kalabalığa yere oturmalarını emretti. \v 36 Yedi ekmeği ve balıkları alıp şükretti. Bunları bölüp \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* verdi. Öğrencileri de onları kalabalığa dağıttılar. \v 37 Herkes yiyip doydu. Yemek artıklarından yedi sepet dolusu toplandı. \v 38 Kadınlar ve çocuklar sayılmazsa yemek yiyenler aşağı yukarı dört bin kişiydi. \v 39 İsa halkı gönderdikten sonra bir tekneye binip Magadan topraklarına geçti. \c 16 \s1 İsaʼnın gücü deneniyor \r (Markos 8:11‑13) \p \v 1 \w Ferisiler\w* ve \w Sadukiler\w* İsaʼya geldiler. Oʼnu denemek için kendilerine gökten mucizevi bir işaret göstermesini istediler. \p \v 2 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Akşam olunca, ‘Gökyüzü kırmızı, demek ki hava güzel olacak’ diyorsunuz. \v 3 Sabah olunca, ‘Gökyüzü kırmızı ve bulutlu, demek ki bugün fırtına çıkacak’ diyorsunuz. Gökyüzünün görünüşünden bir anlam çıkarabiliyorsunuz da, yaşadığınız bu zamanın işaretlerinden bir anlam çıkaramıyor musunuz? \v 4 Kötü ve sadakatsiz kuşak mucizevi bir işaret istiyor. Ama bu kuşağa Peygamber Yunusʼun işaretinden başka bir işaret gösterilmeyecek.” Sonra İsa onları bırakıp gitti. \s1 Ferisilerle Sadukilerin öğrettiklerinden sakının \r (Markos 8:14‑21) \p \v 5 İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* gölün öbür tarafına geçtiler. Fakat yanlarına ekmek almayı unutmuşlardı. \v 6 İsa onlara şöyle dedi: “Dikkat edin, \w Ferisilerin|lemma="Ferisiler"\w* ve \w Sadukilerin|lemma="Sadukiler"\w* mayasından sakının!” \p \v 7 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* aralarında tartışmaya başladılar. “Ekmek almadık diye öyle konuşuyor” dediler. \p \v 8 İsa bunu fark edince onlara şöyle dedi: “Ey imanı kıt olanlar! Neden ekmeğimiz yok diye tartışıp duruyorsunuz? \v 9 Daha anlamıyor musunuz? Beş ekmekle beş bin kişinin doyduğunu hatırlamıyor musunuz? Kaç sepet topladınız? \v 10 Yedi ekmekle dört bin kişinin doyduğunu da mı hatırlamıyorsunuz? O zaman kaç sepet topladınız? \v 11 Ekmek hakkında konuşmadım. Nasıl olur da bunu anlamıyorsunuz? Hayır, Ferisilerin ve Sadukilerin mayasından sakının!” \v 12 O vakit anladılar ki, İsa ekmek mayasından değil de, Ferisilerin ve Sadukilerin öğrettikleri şeylerden sakınmalarını söylüyordu. \s1 Petrus, İsaʼya “Mesih” diyor \r (Markos 8:27‑30; Luka 9:18‑21) \p \v 13 İsa, Filipus Sezariyesi topraklarına gitti. Orada \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunu sordu: “İnsanlar \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* kim olduğunu söylüyorlar?” \p \v 14 Oʼna şöyle cevap verdiler: “Kimisi ‘Vaftizci Yahya’ diyor. Kimisi de ‘İlyas’ diyorlar. Diğerleri de ‘Yeremya,’ ya da ‘eski peygamberlerden biri’ diyorlar.” \p \v 15 İsa onlara sordu: “Ya siz? Sizce ben kimim?” \p \v 16 Simun Petrus da şöyle cevap verdi: “Sen Mesihʼsin. Diri olan \w Allahʼın Oğluʼsun|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*.” \p \v 17 İsa ona cevap olarak şöyle dedi: “Ne mutlu sana, ey Yunus oğlu Simun! Çünkü bunu sana açıklayan insan değil, göklerde olan \w Babamʼdır|lemma="Baba"\w*. \v 18 Sana şunu söylüyorum: sen Petrusʼsun\f + \fr 16:18 \fr*\fk Petrus \fk*\ft Bu ad Grekçede “Petros”, kaya parçası anlamına geliyor.\ft*\f*. Bu kayanın\f + \fr 16:18 \fr*\fk Kayanın \fk*\ft Grekçede “petra” büyük kaya demektir.\ft*\f* üzerine topluluğumu kuracağım ve ölüler dünyasının kapıları bile ona karşı direnemeyecek. \v 19 \w Göklerin Krallığıʼnın|lemma="Göklerin Krallığı"\w* anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağladığın her şey\f + \fr 16:19 \fr*\fk Yeryüzünde bağladığın her şey \fk*\ft Neyin bağlanacağı, neyin çözüleceği: yani, hangi davranışlara izin verileceğini, hangi davranışların yasaklanacağını kararlaştırmak ona düşecekti.\ft*\f* gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözdüğün her şey gökte de çözülmüş olacak.” \v 20 Sonra İsa, kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylemesinler diye \w öğrencilerini|lemma="öğrenci"\w* uyardı. \s1 İsa ölüp dirileceğini bildiriyor \r (Markos 8:31–9:1; Luka 9:22‑27) \p \v 21 Bundan sonra İsa öğrencilerine \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* gitmesi gerektiğini açıklamaya başladı. Orada liderler, \w başrahipler\w* ve Tevrat uzmanlarının elinden çok acı çekmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün ölümden dirilmesi gerektiğini söyledi. \p \v 22 Petrus İsaʼyı bir kenara çekip azarlamaya başladı: “Efendimiz, Allah korusun! Öyle bir şey asla başına gelmeyecek!” \p \v 23 Ama İsa dönüp Petrusʼa şöyle dedi: “Çekil önümden, Şeytan!\f + \fr 16:23 \fr*\fk Çekil önümden, Şeytan! \fk*\ft Şeytan İsaʼyı yolundan döndürmek için Petrusʼun söylediklerini kullanıyordu.\ft*\f* Sen bana kösteksin. Çünkü düşüncelerin Allahʼtan değil, insandandır.” \p \v 24 Sonra İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Bir kişi peşimden gelmek isterse, kendini gözden çıkarsın, çarmıhını yüklensin ve yolumu tutsun. \v 25 Çünkü kim canını kurtarmak isterse onu kaybedecek. Ama kim canını benim uğruma kaybederse, onu bulacak. \v 26 Bir kişi bütün dünyayı kazanır, ama canını kaybederse, bunun kendisine ne faydası olur? İnsan kendi canına karşılık olarak ne verebilir? \v 27 Ben \w İnsan Oğlu\w* olarak \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* yüceliği içinde meleklerimle geleceğim ve her bir insana yaptıklarına göre karşılık vereceğim. \v 28 Size doğrusunu söylüyorum: burada duran bazı kişiler İnsan Oğluʼnun kendi krallığıyla geldiğini görmeden ölümü tatmayacaklar.” \c 17 \s1 İsaʼnın görkemli görünüşü \r (Markos 9:2‑13; Luka 9:28‑36) \p \v 1 Altı gün sonra İsa, Petrusʼu, Yakubʼu ve Yakubʼun kardeşi Yuhannaʼyı yanına aldı. Onları yüksek bir dağın tepesine çıkardı. Orada yalnızdılar. \v 2 Önlerinde İsaʼnın görünüşü tamamen değişti. Yüzü güneş gibi parlamaya başladı. Elbiseleri de ışık gibi bembeyaz oldu. \v 3 O anda Musaʼyla İlyas \w öğrencilere|lemma="öğrenci"\w* göründü. İsaʼyla konuşuyorlardı. \p \v 4 Bunun üzerine Petrus İsaʼya şöyle dedi: “Efendimiz, iyi ki buradayız. İstersen, burada üç çardak\f + \fr 17:4 \fr*\fk Çardak \fk*\ft Ağaç dallarından örülmüş küçük ev.\ft*\f* kurayım: biri senin için, biri Musa için, biri de İlyas için.” \p \v 5 O daha konuşurken, işte, parlak bir bulut onların üstüne gölge yaptı. Bulutun içinden bir ses şöyle dedi: “Sevgili \w Oğlum|lemma="Oğul"\w* budur, Oʼndan memnunum. Oʼnu dinleyin!” \p \v 6 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* bunu işitince çok korktular ve yere kapandılar. \v 7 İsa gelip onlara dokundu ve “Kalkın, korkmayın!” dedi. \v 8 Başlarını kaldırıp bakınca İsaʼdan başka kimseyi görmediler. \p \v 9 Dağdan inerlerken İsa onlara şöyle emretti: “\w İnsan Oğlu|lemma="İnsan Oğlu"\w* ölümden dirilene kadar, gördüklerinizi kimseye anlatmayın.” \p \v 10 \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya şunu sordular: “Peki Tevrat uzmanları neden, ‘Önce İlyas gelmeli’ diyorlar?” \p \v 11 O da onlara şöyle cevap verdi: “Evet, İlyas gelecek ve her şeyi yeniden düzene koyacak. \v 12 Ama ben size diyorum: İlyas zaten geldi. Onu tanımadılar. Ona istedikleri gibi yaptılar. İnsan Oğlu da bunun gibi onların elinden acı çekecek.” \v 13 O vakit \w öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* İsaʼnın Vaftizci Yahya hakkında konuştuğunu anladılar. \s1 İsa bir çocuğu cinden kurtarıyor \r (Markos 9:14‑32; Luka 9:37‑45) \p \v 14 İsaʼyla üç \w öğrencisi|lemma="öğrenci"\w* halkın yanına dönünce adamın biri İsaʼya gelip önünde diz çöktü ve şöyle dedi: \v 15 “Efendimiz, çocuğuma merhamet et. O saralıdır\f + \fr 17:15 \fr*\fk Saralıdır. \fk*\ft Sara: zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, epilepsi.\ft*\f* ve çok acı çekiyor. Sık sık ateşe ya da suya düşüyor. \v 16 Oğlumu senin öğrencilerine getirdim, ama onu iyileştiremediler.” \p \v 17 İsa cevap olarak şöyle dedi: “Ey imansız ve yoldan sapmış kuşak! Ne zamana kadar sizinle beraber olacağım? Ne zamana kadar size katlanacağım? Çocuğu buraya, bana getirin.” \v 18 İsa cini azarladı, o da çocuktan çıktı. Çocuk da aynı anda iyileşti. \p \v 19 Sonra İsa yalnızken \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Oʼna gelip, “Biz cini neden kovamadık?” diye sordular. \p \v 20-21 İsaʼnın onlara cevabı şuydu: “İmanınız yetersiz de, ondan. Size doğrusunu söylüyorum: hardal tohumu kadar imanınız olsa, şu dağa ‘Buradan kalk, oraya git’ dersiniz, o da gider. Sizin için hiçbir şey imkansız olmayacak.”\f + \fr 17:20‑21 \fr*\ft Bazı Grekçe el yazmalarında, “Ama bu tür cinler ancak dua ve oruçla kovulabilir” sözleri de bulunur.\ft*\f* \s1 İsa ölüp dirileceğini tekrar bildiriyor \p \v 22 Celile bölgesinde bir araya geldiklerinde İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dedi: “\w İnsan Oğlu|lemma="İnsan Oğlu"\w* yakın bir zamanda insanların eline teslim edilecek. \v 23 Oʼnu öldürecekler, ama O üçüncü gün ölümden dirilecek.” Öğrenciler bu söze çok üzüldüler. \s1 Tapınak vergisi \p \v 24 İsaʼyla \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Kefernahumʼa geldiler. Orada iki dirhemlik tapınak vergisini toplayan memurlar Petrusʼa gelip şunu sordular: “\w Öğretmeniniz|lemma="öğretmen"\w* iki dirhemi ödemiyor mu?” \p \v 25 Petrus, “Ödüyor” dedi. \p Petrus eve gelince, İsa hemen onunla konuşmaya başladı: “Simun, ne diyorsun? Sence dünyadaki krallar kimden gümrük ya da vergi alıyorlar, kendi evlatlarından mı, yoksa yabancılardan mı?” \p \v 26 Petrus, “Yabancılardan” diye cevap verdi. \p Bunun üzerine İsa ona, “Demek, evlatlar vergiden serbesttir” dedi. \v 27 “Fakat vergi toplayanları gücendirmeyelim. Göle git, oltayı at ve tuttuğun ilk balığın ağzını aç. Orada dört dirhemlik bir para bulacaksın. Bu parayı al, hem kendin hem de benim için onlara ver.” \c 18 \s1 Göklerin Krallığıʼnda en büyük kimdir? \r (Markos 9:33‑37,42‑46; Luka 9:46‑48) \p \v 1 O sırada \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya gelip şunu sordular: “Acaba \w Göklerin Krallığıʼnda|lemma="Göklerin Krallığı"\w* en önemli kimdir?” \p \v 2 İsa bir çocuğu çağırıp onu aralarına aldı. \v 3 Sonra şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: Siz bu fikrinizden dönüp çocuklar gibi olmazsanız, \w Göklerin Krallığıʼna|lemma="Göklerin Krallığı"\w* asla girmeyeceksiniz. \v 4 Bunun için, her kim bu çocuk gibi alçakgönüllü davranırsa, \w Göklerin Krallığıʼnda|lemma="Göklerin Krallığı"\w* en büyük odur. \v 5 Her kim böyle bir çocuğu benim adıma kabul ederse, o beni kabul etmiş olur. \p \v 6 Ama bana iman eden bu küçüklerden birini yoldan saptıran kişinin vay haline! Boynuna büyük bir değirmen taşı bağlanması ve denizin dibine atılıp boğulması kendisi için daha iyi olur. \v 7 İnsanları yoldan saptıran tuzaklar yüzünden vay dünyanın haline! Bu tuzakların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara sebep olan kişinin vay haline! \v 8 Elin ya da ayağın seni iman yolundan saptırırsa, onu kes at! İki elinle veya iki ayağınla hiç sönmeyen ateşe atılmaktansa, tek el ya da tek ayakla sonsuz yaşama kavuşmak senin için daha iyidir! \v 9 Gözün seni iman yolundan saptırırsa onu çıkar at! Senin için tek gözle sonsuz yaşama kavuşmak iki gözle cehennem ateşine atılmaktan daha iyidir. \s1 Kaybolan koyun benzetmesi \r (Luka 15:3‑7) \p \v 10-11 Bu küçüklerden birini bile sakın hor görmeyin. Çünkü size söylüyorum, onların gökteki melekleri devamlı göksel \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* yüzünü görürler.\f + \fr 18:10‑11 \fr*\ft Bazı Grekçe el yazmalarında, “Çünkü \+w İnsan Oğlu\+w* kaybolanı kurtarmaya geldi” sözleri de bulunur.\ft*\f* \p \v 12 Ne dersiniz? Bir adamın yüz koyunu varsa ve onlardan bir tanesi yolunu şaşırırsa, adam doksan dokuzu tepede bırakıp yolunu şaşıran koyunu aramaya gitmez mi? \v 13 Size doğrusunu söylüyorum, eğer onu bulursa, o koyun için, yolunu şaşırmamış doksan dokuz koyundan daha fazla sevinecek. \v 14 Aynı bunun gibi, gökteki Babanız bu küçüklerden birinin yok olmasını istemez. \s1 Bir imanlı günah işlerse \p \v 15 İmanlı kardeşin sana karşı günah işlerse, gidip ona suçunu göster. Mesele ikinizin arasında kalsın. Seni dinlerse, kardeşini kazanmış olursun. \v 16 Ama seni dinlemezse, yanına bir ya da iki kişi daha al. Öyle ki, ‘Her suçlama iki ya da üç kişinin şahitliğiyle desteklensin.’\f + \fr 18:16 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 19:15\+xt*\ft*\f* \v 17 Kardeş onları dinlemek istemezse, meseleyi imanlılar topluluğuna bildir. Topluluğu bile dinlemek istemezse, onu putperest ya da vergi memuru gibi say. \p \v 18 Size doğrusunu söylüyorum ki, yeryüzünde bağladığınız her şey, gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözdüğünüz her şey gökte de çözülmüş olacak.\f + \fr 18:18 \fr*\fk Bağladığınız her şey \fk*\ft Hangi davranışlara izin verileceğini, hangi davranışların yasaklanacağını kararlaştırma görevi elçilere düşecekti.\ft*\f* \p \v 19 Size şunu da söylüyorum: yeryüzünde sizden iki kişi bir şey dilerse ve o konuda aynı fikirde olurlarsa, gökteki \w Babam|lemma="Baba"\w* onların dilediğini yapacak. \v 20 Çünkü iki ya da üç kişi nerede benim adımı anarak bir araya gelirlerse, ben oradayım, onların arasındayım.” \s1 Acımasız köle benzetmesi \p \v 21 Sonra Petrus İsaʼya gelip şöyle dedi: “Efendimiz, imanlı kardeşim bana karşı kaç defa günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kereye kadar mı?” \p \v 22 İsa ona şöyle dedi: “Ben sana diyorum ki, yedi kere değil, yetmiş kere yediye kadar. \v 23 Bu konuda bir örnek vereyim: \w Göklerin Krallığı\w*, görevlileriyle hesap görmek isteyen bir kral gibidir. \v 24 Hesapları görürken krala dünya kadar\f + \fr 18:24 \fr*\fk Dünya kadar \fk*\ft On bin talant: bir talant bir işçinin 15 yılda kazanabileceği paraydı.\ft*\f* borcu olan bir köle getirmişler. \v 25 Adamın borcunu ödeyecek bir şeyi yokmuş. Efendisi ise borcun ödenmesi için adamın karısı, çocukları ve bütün mallarıyla birlikte satılmasını emretmiş. \p \v 26 Bunun üzerine köle, kralın önünde yere kapanıp yalvarmaya başlamış: ‘Ne olur, azıcık daha dayan, sana bütün borcumu öderim.’ \v 27 Kölenin efendisi ona acımış. Onu serbest bırakıp bütün borcunu silmiş. \p \v 28 Fakat köle çıkıp hizmet arkadaşlarından birini bulmuş. Arkadaşının ona yüz gümüş para\f + \fr 18:28 \fr*\fk Yüz gümüş para \fk*\ft Yüz dinar: bir işçinin yaklaşık üç aylığı kadardı.\ft*\f* borcu varmış. Köle arkadaşını yakasından tutup boğmaya başlamış. ‘Borcunu öde!’ demiş. \p \v 29 Bunun üzerine arkadaşı yere kapanıp köleye yalvarmaya başlamış: ‘Ne olur, azıcık daha dayan. Sana borcumu ödeyeceğim.’ \p \v 30 Fakat köle razı gelmemiş. Gidip hizmet arkadaşını borcunu ödeyene kadar hapishaneye attırmış. \v 31 Kölenin diğer arkadaşları olanları görünce çok üzülmüşler ve gidip efendilerine olup biten her şeyi ayrıntılı olarak anlatmışlar. \p \v 32 Efendisi köleyi çağırtmış ve ona şöyle demiş: ‘Seni namussuz köle seni! Bana yalvardın diye, senin bütün borcunu sildim. \v 33 Benim sana merhamet ettiğim gibi, senin de hizmet arkadaşına merhamet etmen lazımdı, değil mi?’ \v 34 Efendisi çok öfkelenmiş. Bütün borcunu ödeyene kadar köleyi işkencecilere teslim etmiş. \p \v 35 Her biriniz kardeşini yürekten bağışlamazsa, gökteki \w Babam|lemma="Baba"\w* da aynısını size yapacak.” \c 19 \s1 Boşanma hakkında \r (Markos 10:1‑12) \p \v 1 İsa bu konuşmayı bitirdikten sonra Celileʼden ayrıldı ve \w Şeria\w* Irmağıʼnın öte tarafındaki Yahudiye topraklarına gitti. \v 2 Büyük kalabalıklar Oʼnun arkasından gidiyordu. İsa orada onların hastalarını iyileştirdi. \p \v 3 Bazı \w Ferisiler\w* gelip İsaʼyı denemek için şunu sordular: “Acaba erkeğin karısını herhangi bir sebep için boşaması Tevratʼa uygun mudur?” \p \v 4 İsa da onlara şöyle cevap verdi: “Yaradan başlangıçta insanları erkek ve kadın olarak yarattı.\f + \fr 19:4 \fr*\ft \+xt Yaratılış 1:27\+xt*\ft*\f* Bunu Tevratʼta okumadınız mı? \v 5 Allah şöyle dedi: ‘Bunun için adam annesini ve babasını bırakacak, karısına bağlanacak ve ikisi bir beden olacak.’\f + \fr 19:5 \fr*\ft \+xt Yaratılış 2:24\+xt*\ft*\f* \v 6 Şöyle ki, onlar artık iki değil, bir bedendirler. Bu sebeple, Allahʼın birleştirdiğini insan ayırmasın.” \p \v 7 Ferisiler İsaʼya, “Madem öyle” dediler, “Musa neden erkek boşanma kâğıdı vererek karısını boşayabilir diye buyurdu?” \p \v 8 İsa onlara şöyle dedi: “Musa inatçılığınız yüzünden karılarınızı boşamanıza izin verdi. Ama en başta bu böyle değildi. \v 9 Ben size diyorum ki, her kim karısını evlilik dışı seksüel ilişkiden başka bir sebeple boşayıp başka kadınla evlenirse, o kişi zina işlemiş olur.” \p \v 10 \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya, “Madem erkekle karısının durumu böyledir, hiç evlenmemek daha iyi” dediler. \p \v 11 İsa da onlara şöyle dedi: “Herkes bu dediklerimi kabul edemez. Sadece bunları anlama yeteneği verilenler kabul edebilir. \v 12 Evlenemeyen erkeklerin bazıları kusurlu doğup evlenemezler. Bazıları insan tarafından evlenemez hale getirilirler.\f + \fr 19:12 \fr*\fk Bazıları insan tarafından evlenemez hale getirilirler \fk*\ft Hadım yani çocuk yapamayan, erkekliği alınmış erkek. Eski çağda saraylarda kadınların hizmetinde olan erkeklerin erkekliği alınırdı.\ft*\f* Bazıları da \w Göklerin Krallığı\w* için bekâr kalmaya karar verirler. Bunu kabul edebilen, kabul etsin.” \s1 İsa çocuklara bereket diliyor \r (Markos 10:13‑16; Luka 18:15‑17) \p \v 13 Oradakiler çocuklarını İsaʼya getirdiler. İsaʼdan onlara dokunup dua etmesini istediler. İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* çocukları getirenleri azarladılar. \v 14 Fakat İsa şöyle dedi: “Bırakın, çocuklar bana gelsin. Onlara engel olmayın! Çünkü \w Göklerin Krallığı\w* çocuklar gibi olanlarındır.” \v 15 Elleriyle dokunup çocuklara bereket diledikten sonra oradan ayrıldı. \s1 Zengin kişiler ve Allahʼın Krallığı \r (Markos 10:17‑31; Luka 18:18‑30) \p \v 16 İşte, birisi İsaʼya gelip şunu sordu: “\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*, sonsuz yaşama sahip olmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?” \p \v 17 İsa ona şöyle dedi: “İyilik hakkında neden bana soruyorsun? İyi olan yalnız biri var. Sonsuz yaşama kavuşmak istiyorsan, Allahʼın buyruklarını yerine getir.” \p \v 18 Adam İsaʼya, “Hangilerini?” diye sordu. \p İsa ona şöyle cevap verdi: “Adam öldürmeyin, zina etmeyin, çalmayın, yalan yere şahitlik etmeyin. \v 19 Annenize babanıza saygı gösterin\f + \fr 19:19 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:12‑16; Yasanın Tekrarı 5:16‑20\+xt*\ft*\f* ve komşunuzu kendinizi sevdiğiniz gibi sevin.”\f + \fr 19:19 \fr*\ft \+xt Levililer 19:18\+xt*\ft*\f* \p \v 20 Genç adam İsaʼya, “Bütün bunları hep yerine getirdim. Daha ne eksiğim var?” dedi. \p \v 21 İsa ona şöyle cevap verdi: “Eğer eksiksiz olmak istersen, git mallarını sat ve parasını fakirlere ver. O zaman gökte hazinen olacak. Sonra gel, benim peşime düş.” \p \v 22 Genç adam bu sözü işitince üzüntü içinde ayrıldı, çünkü malı mülkü çoktu. \p \v 23 İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: zengin bir kişinin \w Göklerin Krallığıʼna|lemma="Göklerin Krallığı"\w* girmesi zordur! \v 24 Size tekrar söylüyorum: Bir devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin bir insanın \w Allahʼın Krallığıʼna|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* girmesinden daha kolaydır.” \p \v 25 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* bunu duyunca çok hayret ettiler. “Öyleyse, kim kurtulabilir?” diye sordular. \p \v 26 İsa onlara dikkatle bakıp şöyle dedi: “İnsan için bu imkansız, fakat Allah için her şey mümkündür.” \p \v 27 Sonra Petrus söz alıp İsaʼya şöyle dedi: “Bak, biz her şeyi bıraktık, senin peşine düştük. Peki, karşılığımız ne olacak?” \p \v 28 İsa onlara şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: her şey yenilendiği zaman \w İnsan Oğlu\w* görkemli tahtına oturacak. O vakit benim peşimden gelen sizler de on iki tahta oturup İsrail halkının on iki \w oymağını|lemma="oymak"\w* yargılayacaksınız. \v 29 Benim uğruma evlerini, kardeşlerini, kız kardeşlerini, babasını, annesini, çocuklarını ya da tarlalarını bırakmış olan herkes, onları yüz kat geri alacak ve sonsuz yaşamı da miras alacak. \v 30 Fakat şimdi birinci olan birçokları sonuncu, sonuncu olan birçokları da birinci olacaklar.” \c 20 \s1 Cömert bağ sahibi benzetmesi \p \v 1 “\w Göklerin Krallığı|lemma="Göklerin Krallığı"\w* bir bağ sahibine benzer. Adam sabah erkenden üzüm bağına işçi tutmaya gitmiş. \v 2 İşçilerle günlüğü bir \w gümüş paraya|lemma="gümüş para"\w* anlaşmış, sonra onları üzüm bağına yollamış. \p \v 3 Saat dokuzda tekrar dışarı çıkmış. Çarşıda boş duran başka adamlar görmüş. \v 4 Onlara şöyle demiş: ‘Siz de gidin üzüm bağına. Hakkınız ne kadarsa, size ödeyeceğim.’ \v 5 Böylece onlar bağa gitmişler. \p Sonra öğle vakti saat on ikide, ve tekrar saat üçte bir daha çıkmış ve yine aynısını yapmış. \v 6 Saat akşamüstü beşte çıkıp yine başkalarını boş dururken bulmuş. Onlara şöyle demiş: ‘Neden bütün gün burada boş duruyorsunuz?’ \p \v 7 ‘Kimse bizi tutmadı da ondan’ diye cevap vermişler. \p Üzüm bağının sahibi, ‘Siz de üzüm bağına gidin’ demiş. \p \v 8 Akşam olunca, bağ sahibi ustabaşına şöyle demiş: ‘İşçileri çağır, onlara gündeliklerini öde. Son tuttuğum kişilerle başla, ilk tuttuklarıma kadar devam et.’ \p \v 9 Saat beşte tutulanlar gelince, herkes birer gümüş para almış. \v 10 Sıra ilk tutulanlara gelince, daha fazla para alacaklarını sanmışlar. Ama onlar da birer gümüş para almışlar. \v 11 Paralarını alınca bağın sahibine karşı şöyle homurdanmaya başlamışlar: \v 12 ‘Bu son gelenler sadece bir saat çalıştılar. Ama sen onları bizimle bir tutuyorsun. Fakat yakıcı güneşin altında bütün günün işini biz yüklendik.’ \p \v 13 Bağ sahibi onlardan birine şöyle demiş: ‘Arkadaş, ben sana haksızlık etmiyorum. Seninle bir gümüş paraya anlaşmadık mı? \v 14 Hakkını al ve evine git. Bu son tuttuğum adama sana verdiğimin aynısını vermek istiyorum. \v 15 Kendi malımı istediğim gibi harcarım. Bu benim hakkım değil mi? Yoksa benim elim açık olduğu için, gözün onda mı kalıyor?’ \p \v 16 Bunun gibi, sonuncular birinci, birinciler de sonuncu olacak.” \s1 İsa ölüp dirileceğini üçüncü defa bildiriyor \r (Markos 10:32‑34; Luka 18:31‑34) \p \v 17 İsa \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* gidiyordu. Yoldayken on iki \w elçisini|lemma="elçi"\w* bir kenara çekti ve onlara şöyle dedi: \v 18 “Bakın, Yeruşalimʼe gidiyoruz. \w İnsan Oğlu\w* \w başrahiplere|lemma="başrahipler"\w* ve Tevrat uzmanlarına teslim edilecek. Oʼnu ölüm cezasına çarptıracaklar \v 19 ve yabancıların eline teslim edecekler. Onlar da Oʼnunla alay edecek, Oʼnu kamçılayacak ve çarmıha gerecekler. Ama üçüncü gün O ölümden dirilecek.” \s1 Bir annenin isteği \r (Markos 10:35‑45) \p \v 20 Sonra Zebedi oğullarının annesi oğullarıyla birlikte İsaʼya geldi. Oʼnun önünde yere kapanıp Oʼndan bir şey rica etti. \p \v 21 İsa kadına, “İstediğin ne?” diye sordu. \p Kadın Oʼna şöyle dedi: “Buyur et, senin Krallığınʼda bu benim iki oğlumdan biri senin sağında ve öbürü solunda otursun.” \p \v 22 İsa şöyle cevap verdi: “Siz ne istediğinizi anlamıyorsunuz. Benim yakında içeceğim acı dolu bardaktan içebilir misiniz?”\f + \fr 20:22 \fr*\fk Yakında içeceğim acı dolu bardaktan içebilir misiniz? \fk*\ft Yani “Benim çekmek zorunda olduğum acılara siz katlanabilir misiniz?”\ft*\f* \p “İçebiliriz” dediler. \p \v 23 Onlara şöyle dedi: “Evet, bardağımdan içeceksiniz. Ama sağımda ve solumda oturmak için izin vermek bana düşmez. Göksel \w Babam|lemma="Baba"\w* bunu kimler için hazırlamışsa, onlara verilecek.” \p \v 24 Öbür on \w öğrenci\w* bunu duyunca, o iki kardeşe kızmaya başladılar. \v 25 Ama İsa hepsini yanına çağırıp şöyle dedi: “Bildiğiniz gibi, diğer milletlerin liderleri halklarına baskı yaparlar, ve büyük adamları onları ezerler. \v 26 Sizin aranızda böyle olmasın. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerine hizmetkâr olsun. \v 27 Aranızda birinci olmak isteyen, diğerlerine kul köle olsun. \v 28 Tıpkı \w İnsan Oğlu\w* gibi davransın. İnsan Oğlu Oʼna hizmet edilsin diye gelmedi. Hayır, O hizmet etmeye ve kendi canını feda ederek birçok kişiyi günaha esirlikten kurtarmaya geldi.” \s1 İsa iki körün gözlerini açıyor \r (Markos 10:46‑52; Luka 18:35‑43) \p \v 29 İsaʼyla \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Eriha kasabasından çıkarken, büyük bir kalabalık Oʼnunla birlikte gitti. \v 30 İki kör adam yol kenarında oturuyordu. İsaʼnın yanlarından geçtiğini duyunca şöyle bağırmaya başladılar: “Efendimiz, Davud Oğlu, bize acı!” \p \v 31 Kalabalık sussunlar diye onlara sert çıkıştı. Fakat onlar daha da fazla bağırdılar: “Efendimiz, Davud Oğlu, bize acı!” \p \v 32 İsa durdu ve onları yanına çağırdı. “Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?” diye sordu. \p \v 33 Oʼna şöyle dediler: “Efendimiz, gözlerimizin açılmasını istiyoruz.” \p \v 34 İsa onlara acıdı. Onların gözlerine dokundu. Anında yeniden görmeye başladılar ve İsaʼnın peşinden gittiler. \c 21 \s1 İsaʼnın Yeruşalimʼe girişi \r (Markos 11:1‑11; Luka 19:28‑40; Yuhanna 12:12‑19) \p \v 1 İsaʼyla \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* yaklaşırken Zeytin Dağıʼnda bulunan Beytfaci Köyüʼne geldiler. O zaman İsa iki öğrencisini önden gönderdi. \v 2 Onlara şöyle dedi: “Karşınızdaki köye gidin. Varır varmaz, bağlı duran bir dişi eşek ve yanında sıpasını bulacaksınız. Onları çözün ve bana getirin. \v 3 Biri size bir şey söylerse, ona şöyle deyin: ‘Bunlar Efendimizʼe lazımdır. Onları hemen geri gönderecek.’ ” \p \v 4 Bu olayla peygamberin ağzından söylenen şu söz yerine gelmiş oldu: \q1 \v 5 “\w Siyon\w* kızına\f + \fr 21:5 \fr*\fk Siyon kızına \fk*\ft Şiir dilinde Yeruşalim (Kudüs) halkı demektir.\ft*\f* şöyle deyin: \q1 Bak, Kralın sana geliyor, alçakgönüllü ve bir eşeğe binmiş, \q2 bir sıpaya, bir yük hayvanının yavrusuna binmiş geliyor!”\f + \fr 21:5 \fr*\ft \+xt Zekeriya 9:9\+xt*\ft*\f* \p \v 6 \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* de gidip, İsaʼnın buyurduğunu yaptılar. \v 7 Eşeği ve sıpayı getirdiler ve paltolarını onların üzerine koydular. İsa üstüne bindi. \v 8 Kalabalığın çoğu paltolarını yolun üzerine serdi. Başkaları da ağaçlardan dallar kesip yolun üzerine yaydılar. \v 9 İsaʼnın önünde ve arkasında birer kalabalık vardı. Şöyle bağırdılar: \q1 “Davud Oğluʼna, hozana!\f + \fr 21:9 \fr*\fk Hozana! \fk*\ft Aramice “Şimdi kurtar” anlamına gelen “hoşana” kelimesi, Kutsal Kitapʼta krallardan ve özellikle Mesihʼten yardım dilemek ve onları selamlamak için kullanılıyor.\ft*\f* \b \q1 Rabbin \w adıyla|lemma="ad"\w* gelene övgüler olsun!\f + \fr 21:9 \fr*\ft \+xt Mezmur 118:25,26\+xt*\ft*\f* \b \q1 En yücelerde hozana!” \p \v 10 İsa \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* girdikten sonra, bütün şehir heyecanlandı. “Kim bu?” diye sordular. \p \v 11 Kalabalık şöyle dedi: “Bu, Celileʼnin Nasıra kasabasından gelen peygamber İsaʼdır.” \s1 İsa tapınak avlusunda \r (Markos 11:15‑19; Luka 19:45‑48) \p \v 12 İsa tapınak avlusuna girdi. Avluda mal satan ve alışveriş yapan herkesi kovdu. Yabancı para değiştirenlerin masalarını ve güvercin satanların iskemlelerini devirdi. \v 13 İsa onlara şöyle dedi: “Kitapʼta ‘Benim evime ibadet evi denilecek’\f + \fr 21:13 \fr*\ft \+xt Yeşaya 56:7\+xt*\ft*\f* diye yazılmıştır. Ama siz onu ‘haydut yatağına’\f + \fr 21:13 \fr*\ft \+xt Yeremya 7:11\+xt*\ft*\f* çevirdiniz.” \p \v 14 İsa tapınak avlusundayken kör ve topal kişiler Oʼnun yanına geldiler, İsa da onları iyileştirdi. \v 15 \w Başrahipler\w* ve Tevrat uzmanları ise İsaʼnın yaptığı harika mucizeleri ve tapınak avlusunda “Davud Oğluʼna hozana!”\f + \fr 21:15 \fr*\ft Bakınız \+xt ayet 9\+xt*ʼdaki dipnota.\ft*\f* diye bağıran çocukları görünce öfkelendiler. \p \v 16 İsaʼya, “Bunların ne bağırdıklarını duyuyor musun?” diye sordular. \p İsa onlara şöyle cevap verdi: “Evet, duyuyorum. Siz şu ayeti hiç okumadınız mı? \q1 ‘Çocukların ve sütten kesilmemiş bebeklerin ağzından \q2 kendine övgüler döktürdün.’ ”\f + \fr 21:16 \fr*\ft \+xt Mezmur 8:2\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.)\ft*\f* \p \v 17 Sonra İsa onları bırakıp şehirden ayrıldı. Beytanya köyüne gitti ve orada geceledi. \s1 İncir ağacı kuruyor \r (Markos 11:20‑25) \p \v 18 Sabah erkenden şehre dönerken, İsa acıktı. \v 19 Yol kenarında bir incir ağacı gördü. Fakat yanına gidince yapraktan başka bir şey bulmadı. O zaman ağaca şöyle dedi: “Artık bir daha senden meyve çıkmasın!” Ağaç hemen kurudu. \p \v 20 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* bunu görünce şaştılar. “İncir ağacı nasıl hemen kurudu?” diye sordular. \p \v 21 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Size doğrusunu söylüyorum: Eğer imanınız olursa ve hiç şüphe etmezseniz, bu incir ağacına yapılanı yapmakla kalmazsınız. Şu tepeye bile, ‘Yerinden kalk, denize atıl!’ dersiniz ve dediğiniz olur. \v 22 İman ederek dua ederseniz, dilediğiniz her şeyi alacaksınız.” \s1 İsa, kimden yetki aldı? \r (Markos 11:27‑33; Luka 20:1‑8) \p \v 23 İsa, tapınak avlusuna gidip vaaz etmeye başladı. O zaman \w başrahipler\w* ve halkın liderleri İsaʼya gelip şöyle dediler: “Bu şeyleri ne yetkiyle yapıyorsun? Sana bu yetkiyi veren kim?” \p \v 24 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Ben de size tek bir soru soracağım. Eğer bana cevap verirseniz, size bu şeyleri ne yetkiyle yaptığımı söyleyeceğim. \v 25 Yahyaʼnın \w vaftiz\w* etme yetkisi nereden geldi? Allahʼtan\f + \fr 21:25 \fr*\fk Allahʼtan \fk*\ft Harfi harfine “gökten.” Yahudiler Allahʼın adını boş yere söylememek için Allah yerine “gök” derlerdi.\ft*\f* mi, yoksa insandan mıydı?” \p Bu soruyu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: “ ‘Allahʼtan’ dersek, ‘O zaman ona neden inanmadınız?’ diyecek. \v 26 Ama ‘İnsandan’ dersek, biz halkın tepkisinden korkuyoruz, çünkü hepsi Yahyaʼyı peygamber olarak kabul ediyor.” \p \v 27 İsaʼya “Bilmiyoruz” diye cevap verdiler. \p O da onlara şöyle dedi: “Ben de bu şeyleri ne yetkiyle yaptığımı size söylemeyeceğim.” \s1 İki oğul benzetmesi \p \v 28 “Şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Birincisine gidip şöyle demiş: ‘Evladım, git bugün üzüm bağında çalış.’ \p \v 29 Oğlu da ‘Gitmek istemiyorum!’ demiş. Ama sonra pişman olup gitmiş. \p \v 30 Babası sonra öbür çocuğuna gitmiş ve ona aynısını söylemiş. O da ‘Olur, efendim’ demiş, ama gitmemiş. \p \v 31 O ikisinden hangisi babasının isteğini yerine getirdi?” \p “Birincisi” dediler. \p İsa onlara dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: vergi memurları ve fahişeler \w Allahʼın Krallığıʼna|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* sizden önce girecekler. \v 32 Yahya size \w doğruluk\w* yolunu göstermek için geldi, ona inanmadınız. Fakat vergi memurları ve fahişeler ona inandılar. Siz ise bunları gördüğünüz halde pişmanlık duyup Yahyaʼya inanmadınız. \s1 Hain bağcılar benzetmesi \r (Markos 12:1‑12; Luka 20:9‑19) \p \v 33 Diğer bir benzetmeye kulak verin: Bir toprak sahibi varmış. Adam üzüm bağı dikmiş, etrafına duvar çekmiş, üzüm çiğneme çukurunu kazmış, bir de gözetleme kulesi yapmış. Sonra bağını bağcılara kiraya vermiş ve yolculuğa çıkmış. \v 34 Üzüm toplama zamanı yaklaşınca, bağ sahibi bağın ürününden payına düşeni almaları için kölelerini bağcıların yanına göndermiş. \p \v 35 Bağcılar da adamın kölelerini alıp birini dövmüşler, diğerini öldürmüşler, üçüncüsünü de taşlamışlar. \v 36 Adam sonra öncekinden daha fazla köle göndermiş. Bağcılar onlara da aynısını yapmışlar. \v 37 En sonunda adam, ‘Oğluma saygı gösterirler’ diyerek onlara oğlunu yollamış. \p \v 38 Ama bağcılar adamın oğlunu görünce aralarında şöyle konuşmuşlar: ‘Mirasçı budur. Haydi, onu öldürelim de, mirası ele geçirelim.’ \v 39 Böylece onu alıp bağdan dışarı atmışlar ve öldürmüşler. \p \v 40 O zaman bağ sahibi gelince o bağcılara ne yapacak?” \p \v 41 İsaʼya şöyle dediler: “O kötü adamları korkunç bir şekilde öldürecek. Bağı da kendisine ürünü vaktinde getirecek başka bağcılara kiraya verecek.” \p \v 42 İsa onlara şunu sordu: “Siz Kutsal Yazılarʼda şu sözleri hiç okumadınız mı? \q1 ‘İnşaatçıların reddettiği taş, \q2 binanın köşe taşı\f + \fr 21:42 \fr*\fk Binanın köşe taşı \fk*\ft Köşede iki duvarı birleştiren ve dolayısıyla bütün binayı bir arada tutan binanın en önemli taşı. Bazı uzmanlara göre kemeri bir arada tutmak için yerleştirilen son taş. Bu benzetmeye göre Mesih liderler tarafından reddedilecek ve sonra kurtarıcı ve kral olacaktı.\ft*\f* oldu. \q1 Bu iş Rabʼdendir, \q2 gözümüzde harika bir şeydir.’\f + \fr 21:42 \fr*\ft \+xt Mezmur 118:22,23\+xt*\ft*\f* \p \v 43 Bunun için size diyorum ki, \w Allahʼın Krallığı\w* sizden alınacak ve o krallığa layık ürün getiren bir millete verilecek. \v 44 Kim o taşın üzerine düşerse, paramparça olacak. O taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz duman edecek.” \p \v 45 \w Başrahipler\w* ve \w Ferisiler\w* bu benzetmeleri işitince, İsaʼnın kendileri hakkında konuştuğunu anladılar. \v 46 Onu yakalamak istediler ama halkın tepkisinden korktular. Çünkü halk İsaʼyı peygamber olarak kabul ediyordu. \c 22 \s1 Düğün benzetmesi \r (Luka 14:15‑24) \p \v 1 İsa tekrar halka benzetmeler anlatmaya başladı. Şöyle dedi: \v 2 “\w Göklerin Krallığı|lemma="Göklerin Krallığı"\w* oğluna düğün yapan bir krala benzer. \v 3 Kral kölelerini gönderip düğüne davetli olanları çağırtmış. Ama gelmek istememişler. \p \v 4 Kral yine başka köleler gönderip onlara şöyle demiş: ‘Davetli olanlara şunu deyin: “İşte, ziyafetimi hazırladım, öküzlerimi ve besili danalarımı kestirdim. Artık her şey hazır, düğüne gelin.” ’ \p \v 5 Ama davetliler hiç kulak asmamışlar. Herkes kendi yoluna gitmiş. Birisi tarlasına, öbürü ticaretine dönmüş. \v 6 Geri kalanlar da kralın kölelerini yakalamış, aşağılamış ve öldürmüşler. \v 7 Kral öfkelenmiş. Ordularını gönderip o katilleri yok etmiş, şehirlerini de ateşe vermiş. \p \v 8 Sonra kölelerine şöyle demiş: ‘Düğün hazır, ama davetliler buna layık değil. \v 9 Bunun için şehrin ana yollarına çıkın. Orada kimi bulursanız onu düğüne çağırın.’ \v 10 Köleler yollara düşmüşler ve iyi kötü kimi buldularsa hepsini toplamışlar. Böylece düğün salonu misafirlerle dolmuş. \p \v 11 Kral misafirlerle görüşmek için içeri girdiğinde orada düğün elbisesi giymemiş olan birini görmüş. \v 12 Ona şöyle demiş: ‘Arkadaş, nasıl oldu da, düğün elbisesi giymeden buraya girdin?’ Adamın dili tutulmuş. \p \v 13 O zaman kral, kölelerine şöyle demiş: ‘Onun ellerini, ayaklarını bağlayın ve onu dışarıya atın, karanlıkta kalsın.’ Orada insanlar ağlayacak ve dişlerini gıcırdatacaklar.\f + \fr 22:13 \fr*\fk Dişlerini gıcırdatacaklar \fk*\ft Öfke, acı ve pişmanlık gibi duyguları gösteren bir hareket.\ft*\f* \v 14 Çünkü davetliler çok, ama seçilenler az.” \s1 Sezarʼa vergi ödemek \r (Markos 12:13‑17; Luka 20:20‑26) \p \v 15 Sonra \w Ferisiler\w* gidip İsaʼyı kendi sözleriyle tuzağa düşürmek için plan kurdular. \v 16 Kendi \w öğrencilerini|lemma="öğrenci"\w* \w Hirodesçilerle|lemma="Hirodesçiler"\w* birlikte İsaʼya yolladılar. Bu kişiler şöyle dediler: “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*! Biliyoruz ki, sen dürüst bir adamsın ve Allahʼın yolunu doğru öğretiyorsun. Hiç taraf tutmuyorsun. İnsanlar arasında ayrım yapmıyorsun. \v 17 Peki, söyle bize, sen ne düşünüyorsun: Sezarʼa vergi ödemek Tevratʼa uygun mu, değil mi?” \p \v 18 Ama İsa onların kötü niyetini fark edip şöyle dedi: “Sizi ikiyüzlüler sizi! Neden beni tuzağa düşürmeye çalışıyorsunuz? \v 19 Vergi öderken kullandığınız parayı bana bir gösterin!” Oʼna bir \w gümüş para\w* getirdiler. \v 20 İsa onlara, “Burada kimin resmi var, kimin adı yazılı?” diye sordu. \p \v 21 Oʼna, “Sezarʼın” dediler. \p Bunun üzerine İsa onlara şöyle dedi: “Öyleyse, Sezarʼın hakkını Sezarʼa verin, Allahʼın hakkını Allahʼa verin.” \p \v 22 Bunu duyunca hayret ettiler ve İsaʼyı bırakıp gittiler. \s1 Diriliş hakkında soru \r (Markos 12:18‑27; Luka 20:27‑40) \p \v 23 Aynı gün \w Sadukiler\w* İsaʼya geldi. Sadukiler “Ölümden diriliş diye bir şey yoktur” derler. İsaʼya şunu sordular: \v 24 “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*! Musa bize şöyle buyurdu: ‘Bir adamın kardeşi ölürse ve karısını çocuğu olmadan dul bırakırsa, o adam ölen kardeşinin karısıyla evlensin ve kardeşine soy yetiştirsin.’ \v 25 Aramızda yedi kardeş vardı. Birincisi evlendi fakat çocuğu olmadan öldü. Karısını kardeşine bıraktı. \v 26 İkincisine de, üçüncüsüne de öyle oldu. Ta yedincisine kadar hep aynı şey oldu. \v 27 Son olarak kadın da öldü. \v 28 Öyleyse, ölüler dirildiği zaman kadın bu yedi kardeşten hangisinin karısı olacak? Çünkü hepsi onunla evlenmişti.” \p \v 29 Ama İsa onlara şöyle cevap verdi: “Siz Kutsal Yazılarʼı ve Allahʼın gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz. \v 30 Çünkü ölüler dirildiği zaman ne karı alırlar, ne de kocaya giderler. Gökteki melekler gibi olurlar. \v 31 Ölülerin dirilişi hakkında Allahʼın ne söylediğini okumadınız mı? O şöyle der: \v 32 ‘Ben İbrahimʼin Allahı, İshakʼın Allahı ve Yakubʼun Allahıʼyım.’\f + \fr 22:32 \fr*\ft \+xt Çıkış 3:6\+xt*\ft*\f* O, ölülerin Allahı değil, yaşayanların Allahıʼdır.” \p \v 33 Halk bunu işitince, Oʼnun öğrettiklerine şaşırıp kaldı. \s1 Tevratʼın en büyük buyruğu \r (Markos 12:28‑34) \p \v 34 \w Ferisiler\w* İsaʼnın \w Sadukileri|lemma="Sadukiler"\w* susturduğunu işitince, İsaʼnın yanına toplandılar. \v 35 Aralarında bir Tevrat uzmanı vardı. O, İsaʼyı tuzağa düşürmek için kendisine şu soruyu sordu: \v 36 “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*! Tevratʼta en önemli buyruk hangisidir?” \p \v 37 İsa ona şöyle dedi: “ ‘Allahınız Rabbi bütün yüreğinizle, bütün canınınızla ve bütün aklınızla sevin.’\f + \fr 22:37 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 6:5\+xt*\ft*\f* \v 38 Birinci ve en önemli buyruk budur. \v 39 Ona benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunuzu kendinizi sevdiğiniz gibi sevin.’\f + \fr 22:39 \fr*\ft \+xt Levililer 19:18\+xt*\ft*\f* \v 40 Bütün Tevrat ve peygamberlerin yazdıkları bu iki buyruğa dayanır.” \s1 Mesih, kimin oğlu? \r (Markos 12:35‑37; Luka 20:41‑44) \p \v 41 Ferisiler toplanmışken, İsa onlara şunu sordu: \v 42 “Mesih hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce o kimin oğlu?” \p Oʼna, “Davud Oğlu” dediler. \p \v 43 İsa onlara şöyle dedi: “Peki, öyleyse, Davud Kutsal Ruh aracılığıyla ona nasıl ‘Efendim’ diyebilir? Çünkü şöyle der: \q1 \v 44 ‘Rab Efendimʼe dedi ki: \q1 “Senin düşmanlarını ayaklarının altına sereceğim. \q1 O zamana kadar sağımda otur.” ’\f + \fr 22:44 \fr*\ft \+xt Mezmur 110:1\+xt*\ft*\f* \m \v 45 Davud Mesihʼe ‘Efendim’ dediğine göre, Mesih nasıl Davudʼun oğlu olabilir?” \v 46 Hiç kimse İsaʼya tek bir söz bile söyleyemedi. O günden sonra kimse Oʼna soru sormaya cesaret etmedi. \c 23 \s1 İsa din adamlarını azarlıyor \p \v 1 Ondan sonra İsa kalabalığa ve \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunları söyledi: \v 2 “Tevrat uzmanları ve \w Ferisiler\w* Musaʼnın koltuğuna oturdular.\f + \fr 23:2 \fr*\fk Musaʼnın koltuğuna oturdular \fk*\ft Yani, kendilerini Tevrat hakkında ders vermeye ve metnini açıklamaya yetkili saydılar.\ft*\f* \v 3 Bunun için, size söyledikleri her şeye itaat edip onu yerine getirin. Ama onlar gibi davranmayın. Çünkü onlar söyledikleri şeyleri yapmazlar. \v 4 Taşınması zor ağır yükleri\f + \fr 23:4 \fr*\fk Taşınması zor ağır yükleri \fk*\ft İnsanlara kabul ettirdikleri dini adetler birer ağır yüke benzer.\ft*\f* bağlayıp insanların omuzlarına yüklerler. Kendileriyse bu yükleri kaldırmak için parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler. \p \v 5 Yaptıkları bütün iyilikleri gösteriş için yaparlar. Örneğin, ayet kutularını\f + \fr 23:5 \fr*\fk Ayet kutularını \fk*\ft Allahʼın buyruklarını akılda tutmak için Tevrat ayetleri bir parça kâğıda yazılıp küçük kutulara koyulur, bu kutular da kişinin alnına ya da sol koluna bağlanırdı.\ft*\f* büyük ve elbiselerinin püsküllerini\f + \fr 23:5 \fr*\fk Elbiselerinin püskülleri \fk*\ft Bu püsküller Allahʼın buyruklarını yerine getirmeleri gerektiğini hatırlatan bir işaret olarak kullanılırdı.\ft*\f* uzun yaparlar. \v 6 Ziyafetlerde ve \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* en saygın yerlerde oturmayı severler. \v 7 Çarşılarda insanların onları selamlayıp ‘\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*’ demesine bayılırlar. \p \v 8 Fakat insanlar size ‘\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*’ demesinler, çünkü tek bir \w Öğretmeniniz|lemma="öğretmen"\w* var, ve hepiniz kardeşsiniz. \v 9 Yeryüzünde kimseye ‘Baba’ unvanını vermeyin. Çünkü tek bir \w Babanız|lemma="Baba"\w* var, O da göktedir. \v 10 Size ‘Rehber’ demesinler. Çünkü tek bir Rehberiniz var, o da Mesihʼtir. \v 11 Ama sizin aranızda en önemli olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun. \v 12 Kendini yücelten alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecek. \p \v 13-14 Vay halinize Tevrat uzmanları ve Ferisiler, ikiyüzlüler sizi! Çünkü \w Göklerin Krallığıʼnın|lemma="Göklerin Krallığı"\w* kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz. Hem kendiniz girmiyorsunuz, hem de girmeye hazır olanlara izin vermiyorsunuz.\f + \fr 23:13‑14 \fr*\ft Bazı Grekçe el yazmalarında, “Vay halinize Tevrat uzmanları ve Ferisiler, ikiyüzlüler sizi! Bir yandan gösteriş için uzun uzun dua edersiniz, öte yandan dul kadınların malını mülkünü çalarsınız. Bundan ötürü cezanız daha ağır olacak” sözleri de bulunur.\ft*\f* \p \v 15 Vay halinize ikiyüzlü Tevrat uzmanları ve Ferisiler! Çünkü tek bir kişiyi dininize çevirmek için deniz toprak aşarsınız. Adam dininize dönünce onu kendinizden iki kat daha fazla cehennemlik yaparsınız. \p \v 16 Vay halinize, halka yol gösteren körler! Diyorsunuz ki, ‘İnsan tapınak üzerine yemin ederse bu onu bağlamaz. Ama kim tapınaktaki altın üzerine yemin ederse, o artık yemini yerine getirmeye mecburdur.’ \v 17 Akılsızlar! Körler! Hangisi daha önemli: altın mı, yoksa altını kutsal kılan tapınak mı? \v 18 Hem de diyorsunuz ki, ‘İnsan kurban yerinin üzerine yemin ederse, bu onu bağlamaz. Ama kim kurban yerindeki adağın üzerine yemin ederse o artık yemini yerine getirmeye mecburdur.’ \v 19 Sizi körler! Hangisi daha önemli: adak mı, yoksa adağı kutsal kılan kurban yeri mi? \v 20 Bunun için, kim kurban yerinin üzerine yemin ederse, hem kurban yerinin üzerine, hem de onun üstünde olan her şeyin üzerine yemin etmiş olur. \v 21 Kim tapınak üzerine yemin ederse, hem tapınağın kendisi üzerine, hem de orada yaşayan Allahʼın üzerine yemin etmiş olur. \v 22 Kim gök üzerine yemin ederse, hem Allahʼın tahtı üzerine, hem de orada oturan Allahʼın üzerine yemin etmiş olur. \p \v 23 Vay halinize Tevrat uzmanları ve Ferisiler, ikiyüzlüler sizi! Çünkü nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını veriyorsunuz. Ama Tevratʼın adalet, merhamet ve sadakat hakkındaki buyrukları gibi daha önemli şeyleri terk ettiniz. Asıl bunları yerine getirmeli, öbür işleri de bırakmamalıydınız. \v 24 Kör liderler sizi! Sineği süzüp deveyi yutuyorsunuz. \p \v 25 Vay halinize ikiyüzlü Tevrat uzmanları ve Ferisiler! Çünkü bardağın ve çanağın dış tarafını temizliyorsunuz, ama bunların içi hırsızlık ve açgözlülükle dolu.\f + \fr 23:25 \fr*\fk Bunların içi hırsızlık ve açgözlülükle dolu \fk*\ft “Çanaktan yediklerinizi ve bardaktan içtiklerinizi hırsızlık yaparak elde ettiniz” anlamına gelebilir.\ft*\f* \v 26 Sizi kör Ferisiler! Önce bardağın ve çanağın içini temizleyin ki onun dış tarafı da temiz olsun. \p \v 27 Vay halinize ikiyüzlü Tevrat uzmanları ve \w Ferisiler\w*! Kireçli türbelere benziyorsunuz. Bu türbeler dışardan güzel görünüyor, ama içleri ölü kemikler ve her türlü pislikle doludur. \v 28 Aynı bunun gibi, siz de insanlara dıştan doğru dürüst görünüyorsunuz, ama içiniz ikiyüzlülük ve kanunsuzlukla dolu. \p \v 29 Vay halinize ikiyüzlü Tevrat uzmanları ve Ferisiler! Çünkü peygamberlerin türbelerini yaparsınız ve iyi insanların anıtlarını süslersiniz. \v 30 Hem de dersiniz ki, ‘Biz atalarımızın zamanında yaşasaydık, peygamberlerin kanını dökenlere yardım etmezdik.’ \v 31 Bunu söylerken peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza kendiniz şahitsiniz. \v 32 O halde durmayın, atalarınızın başlattığı işi bitirin. \p \v 33 Hey, sizi yılanlar, sizi zehirli yılan soyu! Cehennemin cezasından nasıl kaçıp kurtulacaksınız? \v 34 Bu yüzden, bakın, ben size peygamberler, hikmetli adamlar ve Tevrat uzmanları göndereceğim. Onların bazılarını öldüreceksiniz, çarmıha gereceksiniz. Bazılarını da \w toplantı yerlerinizde|lemma="toplantı yeri"\w* kamçılayıp kasabadan kasabaya kovacaksınız. \v 35 Öyle ki, suçsuz Habilʼin kanından, Berekya oğlu Zekeriyaʼnın kanına kadar yeryüzünde ne kadar suçsuz kan dökülmüşse, siz hepsinden sorumlu tutulacaksınız. Zekeriyaʼyı siz tapınakla kurban yerinin arasında öldürdünüz. \v 36 Size doğrusunu söylüyorum: bütün bunların hesabını bu kuşak ödeyecek. \s1 İsa Yeruşalim halkını uyarıyor \p \v 37 Ey \w Yeruşalim\w*, Yeruşalim! Peygamberleri öldüren ve sana gönderilen elçileri taşlayan şehir! Tavuk civcivlerini kanatlarının altına nasıl toplarsa, ben de senin evlatlarını kaç defa öyle toplamak istedim. Ama siz istemediniz. \v 38 Bakın, tapınağınız size terk edilmiş durumda bırakılacak.\f + \fr 23:38 \fr*\fk Tapınağınız size terk edilmiş durumda bırakılacak \fk*\ft Allah tapınağı terk edecek, düşmanlar tarafından yıkılmasına izin verecek.\ft*\f* \v 39 Size şunu diyorum, ‘Rabbin \w adıyla|lemma="ad"\w* gelene övgüler olsun!’\f + \fr 23:39 \fr*\ft \+xt Mezmur 118:26\+xt*\ft*\f* diyene kadar beni bir daha görmeyeceksiniz.” \c 24 \s1 Tapınağın yıkılışı ve dünyanın sonu \r (Markos 13:1‑31; Luka 21:5‑37) \p \v 1 İsa, tapınak avlusundan çıkmış yoluna devam ediyordu. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Oʼna tapınak binalarını göstermek için yaklaştılar. \v 2 Ama İsa onlara şöyle karşılık verdi: “Bütün bunları görüyor musunuz? Size doğrusunu söylüyorum: burada taş üstünde taş bırakılmayacak, hepsi yıkılacak.” \p \v 3 İsa Zeytin Dağıʼnda tek başına otururken öğrencileri yanına gelip şöyle dediler: “Bize söyle, bu şeyler ne zaman olacak? Senin görkemli gelişini ve dünyanın sonunu gösteren işaret nedir?” \p \v 4 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Bakın kimse sizi aldatmasın. \v 5 Birçok kişi benim adımı kullanarak gelecek. ‘Mesih benim’ diyecek ve birçok kişiyi aldatacak. \v 6 Savaş gürültüleri ve savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması lazım, ama dünyanın sonu hemen gelmeyecek. \v 7 Millet millete, devlet devlete saldıracak. Kimi yerlerde kıtlıklar ve depremler olacak. \v 8 Bütün bu olaylar doğum yapan kadının ilk sancıları gibi, sıkıntıların başlangıcıdır. \p \v 9 O zaman sizi tutuklayıp eziyet edecekler, sizi öldürecekler. Benim adım yüzünden bütün milletler sizden nefret edecek. \v 10 O zaman birçokları imandan dönecek, birbirlerine ihanet edecek ve birbirlerinden nefret edecekler. \v 11 Bir sürü sahte peygamber kalkıp birçok insanı yoldan saptıracak. \v 12 Kanunsuzluk çoğalacak ve bunun için birçoklarının sevgisi soğuyacak. \v 13 Ama kim sonuna kadar dayanırsa, o kurtulacak. \v 14 Bütün milletlere şahitlik olsun diye \w Göklerin Krallığı\w* hakkındaki bu \w Müjde\w* tüm dünyada duyurulacak. İşte, o zaman son gelecek. \p \v 15 Peygamber Daniel tapınakta dikilen, oranın ‘kutsallığını bozan rezalet’\f + \fr 24:15 \fr*\ft \+xt Daniel 9:27; 11:31; 12:11\+xt*\ft*\f* hakkında konuşmuştu. (Okuyan anlasın!) \v 16 Bunu görünce Yahudiye bölgesinde olanlar dağlara kaçsınlar. \v 17 Evin damında olan kişi aşağı insin ama evinden bir şey almasın. \v 18 Tarlada olan kişi paltosunu almak için geri dönmesin. \v 19 Vay o günlerde hamile olanların ve bebek emzirenlerin haline! \v 20 Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da \w Şabat\w* gününe rast gelmesin. \v 21 Çünkü o günler büyük bir eziyet zamanı olacak. Dünyanın başlangıcından beri böyle bir eziyet olmadı, bir daha da olmayacak. \v 22 O günler kısaltılmasaydı, hiçbir insan kurtulmazdı. Fakat Allah seçtiği kişilerin hatırı için o günleri kısaltacak. \p \v 23 O zaman size birisi, ‘Bak, Mesih burada!’ ya da, ‘Bak, orada!’ derse, inanmayın. \v 24 Çünkü ‘Ben Mesihʼim’ ve ‘Ben peygamberim’ diyen yalancılar ortaya çıkacaklar. Ellerinden gelse Allahʼın seçtiği insanları bile saptırmak için büyük mucizeler ve harikalar yapacaklar. \v 25 İşte, size önceden söylüyorum. \v 26 Yani ‘Bakın, Mesih ıssız yerdedir’ derlerse, oraya çıkmayın. ‘Bakın, iç odadadır’ derlerse, inanmayın. \v 27 Çünkü nasıl şimşek doğudan çakıp batıya kadar her tarafı aydınlatırsa \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* görkemli gelişi de aynı öyle olacak. \v 28 Leş neredeyse, \w akbabalar|lemma="akbaba"\w* da oraya toplanır. \p \v 29 Ama o günlerin eziyetinden hemen sonra, \q1 ‘güneş kararacak, \q2 ay da ışığını vermeyecek. \q1 Yıldızlar gökten düşecek \q2 ve gökteki güçler sarsılacak.’\f + \fr 24:29 \fr*\ft \+xt Yeşaya 13:10; 34:4\+xt*\ft*\f* \p \v 30 O zaman İnsan Oğluʼnun işareti gökte görünecek. O vakit dünyanın bütün halkları ağlayıp dövünecekler. İnsan Oğluʼnun gökteki bulutların üzerinde kudret ve büyük görkemle geldiğini görecekler. \v 31 İnsan Oğlu güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek. Onlar da Oʼnun seçtiği kişileri dünyanın dört bucağından, göğün bir ucundan öbür ucuna kadar toplayacaklar. \p \v 32 Şimdi de, incir ağacından bir ders alın: dalları filizlenip yaprak çıkarınca, yaz mevsiminin yaklaştığını bilirsiniz. \v 33 Bunun gibi, bütün bu şeyleri gördüğünüz zaman bileceksiniz ki, \w Allahʼın Krallığı\w* yakındır,\f + \fr 24:33 \fr*\fk Allahʼın Krallığı yakındır \fk*\ft Asıl metinde: “O yakındır.” \+xt Luka 21:31\+xt* ayetine bakarak bilinmeyen konunun Allahʼın Krallığı olduğu anlaşılır.\ft*\f* kapıdadır. \v 34 Size doğrusunu söylüyorum: bütün bu şeyler yerine gelmeden bu kuşak yok olmayacak. \v 35 Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacak. \s1 Kimse günü ve saati bilmiyor \r (Markos 13:32‑37) \p \v 36 Yalnız, o günü ve o saati hiç kimse bilmiyor: ne gökteki melekler, ne de \w Oğul\w*, sadece \w Baba\w* biliyor. \v 37 Çünkü Nuhʼun günlerinde nasıl olmuşsa, \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* gelişinde de öyle olacak. \v 38 Tufandan önceki o günlerde yiyip içerlerdi, karı alıp kocaya giderlerdi. Bunlar Nuhʼun gemiye bindiği güne kadar devam etti. \v 39 Tufan gelip onların hepsini götürene kadar bir şey anlamadılar. İnsan Oğluʼnun görkemli gelişi de aynı öyle olacak. \v 40 O vakit tarlada bulunan iki adamdan birisi alınacak, öbürü bırakılacak. \v 41 Bir değirmende buğday öğüten iki kadından birisi alınacak, öbürü bırakılacak. \p \v 42 Bunun için tetikte durun. Çünkü Efendinizʼin hangi günde geleceğini bilmiyorsunuz. \v 43 Şunu da bilin: Eğer ev sahibi hırsızın gecenin hangi saatinde geleceğini bilseydi, tetikte durur, evinin soyulmasına izin vermezdi. \v 44 Bunun için, siz de hazır olun. Çünkü İnsan Oğlu beklemediğiniz saatte gelecek. \p \v 45 Sadık ve akıllı köle kimdir ki efendisi onu diğer kölelerin başına koyar ve onlara zamanında yiyecek vermesini buyurur? \v 46 Efendisinin eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! \v 47 Size doğrusunu söylüyorum: efendisi bu köleyi sahip olduğu bütün malın ve mülkün başına koyacak. \v 48-49 Ama o köle kötü niyetliyse ve kendi içinden ‘Efendimin gelmesine daha çok vakit var’ derse, arkadaşlarını dövmeye ve içkicilerle birlikte yiyip içmeye başlar. \v 50 O zaman efendisi kölenin hiç beklemediği bir gün, hiç bilmediği bir saatte gelecek. \v 51 Onu şiddetle cezalandıracak ve ikiyüzlülerin yanında ona yer verecek. Orada ağlayacak ve dişlerini gıcırdatacaklar.”\f + \fr 24:51 \fr*\fk Dişlerini gıcırdatacaklar \fk*\ft Öfke, acı ve pişmanlık gibi duyguları gösteren bir hareket.\ft*\f* \c 25 \s1 On kız benzetmesi \p \v 1 “O zaman \w Göklerin Krallığı\w* lambalarını alıp damadı karşılamaya çıkan on genç kıza benzeyecek. \v 2 Bunların beşi akılsız, beşi ise akıllıymış. \v 3 Akılsız kızlar lambalarını almış, ama yanlarına yedek yağ almamışlar. \v 4 Akıllı kızlar ise yanlarına hem lambalarını hem de yağ kaplarını almışlar. \v 5 Ama damat gecikince hepsini uyku basmış ve uyumuşlar. \p \v 6 Gece yarısı biri şöyle bağırmış: ‘Bakın, damat geliyor! Onu karşılamaya çıkın!’ \p \v 7 O vakit bütün kızlar kalkıp lambalarını hazırlamışlar. \v 8 Akılsız kızlar, akıllı olanlara şöyle demişler: ‘Bize yağınızdan azıcık verin, lambalarımız sönüyor.’ \p \v 9 Ama akıllı kızlar şöyle karşılık vermiş: ‘Hayır olmaz! Yağ hem bize, hem size yetmeyecek. Bunun yerine satıcılara gidin, kendinize yağ alın.’ \p \v 10 Onlar yağ almaya giderken, damat gelmiş ve hazırlıklı kızlar onunla birlikte içeri girip düğüne katılmışlar. Ardından kapı kilitlenmiş. \p \v 11 Sonra da öbür kızlar gelip, ‘Efendimiz, Efendimiz, kapıyı aç bize!’ demişler. \p \v 12 Ama damat şöyle cevap vermiş: ‘Size doğrusunu söylüyorum: sizi tanımıyorum.’ \p \v 13 Bunun için, tetikte durun, çünkü geleceğim günü ve saati bilemezsiniz. \s1 Emanet para benzetmesi \p \v 14 Göklerin Krallığı şuna benzer: adamın biri yolculuğa çıkmış, gitmeden önce kölelerini çağırmış ve mallarını onlara emanet etmiş. \v 15 Birine beş çuval, birine iki, birine de bir çuval altın\f + \fr 25:15 \fr*\fk Çuval altın \fk*\ft Grekçe, talant. İşçinin 15 yılda kazanacağı para.\ft*\f* vermiş. Herkese kendi yeteneğine göre vermiş. Sonra yolculuğa çıkmış. \v 16 Beş çuvalı alan hemen gitmiş, onlarla ticaret etmeye başlamış ve beş çuval altın daha kazanmış. \v 17 Aynı bunun gibi, iki çuvalı alan da, iki çuval altın daha kazanmış. \v 18 Ama bir çuval altın alan, gidip toprağı kazmış, efendisinin parasını oraya saklamış. \p \v 19 Uzun zaman sonra, o kölelerin efendisi gelmiş ve onların hesabını görmeye başlamış. \v 20 Beş çuval altın almış olan gelip beş çuval daha getirmiş ve şöyle demiş: ‘Efendimiz! Sen bana beş çuval altın emanet ettin, bak, beş çuval daha kazandım.’ \p \v 21 Efendisi ona şöyle demiş: ‘Aferin! Sen iyi ve güvene layık bir kölesin. Küçük işlerde güvene layık çıktın, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Efendinin sevincine katıl.’ \p \v 22 Sonra iki çuval altın almış olan gelip iki çuval daha getirmiş ve şöyle demiş: ‘Efendimiz! Sen bana iki çuval altın emanet ettin, bak, iki çuval daha kazandım.’ \p \v 23 Efendisi ona şöyle demiş: ‘Aferin! Sen iyi ve güvene layık bir kölesin. Küçük işlerde güvene layık çıktın, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Efendinin sevincine katıl.’ \p \v 24 Sonra bir çuval altın almış olan gelip şöyle demiş: ‘Efendimiz, senin sert bir adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçersin ve harman savurmadığın yerden toplarsın. \v 25 Bu sebeple korktum ve gidip senin çuvalını toprağa sakladım. İşte al malını!’ \p \v 26 Efendisi ona şöyle cevap vermiş: ‘Seni kötü ve tembel köle seni! Benim ekmediğim yerden biçtiğimi ve harman savurmadığım yerden topladığımı bilirdin. \v 27 Öyleyse paramı bankaya koymalıydın. O zaman döndüğümde paramı faiziyle birlikte geri alırdım.’ \p \v 28 Sonra diğer kölelere şöyle emretmiş: ‘Onun çuvalını alın ve kendisinde on çuval altın olan köleye verin. \v 29 Çünkü kim sahip olduğu şeyleri kullanırsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşacak. Ama kim kullanmazsa, elindeki de alınacak. \v 30 Şu yaramaz köleyi dışarıya atın, karanlıkta kalsın. Orada insanlar ağlayacak ve dişlerini gıcırdatacaklar.’\f + \cat dup\cat*\fr 25:30 \fr*\fk Dişlerini gıcırdatacaklar \fk*\ft Öfke, acı ve pişmanlık gibi duyguları gösteren bir hareket.\ft*\f* \s1 Milletlerin yargılancağı gün \p \v 31 \w İnsan Oğlu\w* bütün meleklerle birlikte kendi görkemiyle gelecek. O zaman görkemli tahtında oturacak. \v 32 Bütün milletler Oʼnun önünde toplanacaklar. O da çobanın koyunları keçilerden ayırdığı gibi, insanları birbirlerinden ayıracak. \v 33 Koyunları sağ tarafına, keçileri de sol tarafına alacak. \p \v 34 O zaman Kral sağ tarafındaki insanlara şöyle diyecek: ‘Ey \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* övgüsünü alanlar, gelin! Dünyanın yaratılışından beri sizin için hazırlanan Krallığı miras alın. \v 35 Çünkü açtım, bana yiyecek verdiniz. Susamıştım, bana su verdiniz. Yabancıydım, bana kapı açtınız. \v 36 Çıplaktım, beni giydirdiniz. Hastaydım, bana baktınız. Hapisteydim, ziyaretime geldiniz.’ \p \v 37 O zaman \w doğru\w* kişiler Oʼna şöyle cevap verecekler: ‘Efendimiz, ne zaman seni aç gördük de, doyurduk? Ne zaman seni susuz gördük de, su verdik? \v 38 Ne zaman seni yabancı gördük de sana kapımızı açtık, çıplak gördük de seni giydirdik? \v 39 Ne zaman seni hasta ya da hapiste gördük de, ziyaret ettik?’ \p \v 40 Kral onlara şöyle cevap verecek: ‘Size doğrusunu söylüyorum: Bu en önemsiz kardeşlerimden birine ne yaptınızsa onu bana yapmış olursunuz.’ \p \v 41 Sonra Kral, sol tarafındakilere şöyle diyecek: ‘Yıkılın karşımdan, lanetli insanlar! \w İblis\w* ve onun melekleri için hazırlanan, hiç sönmeyen ateşe gidin! \v 42 Çünkü açtım, bana yiyecek vermediniz. Susamıştım, bana su vermediniz. \v 43 Yabancıydım, bana kapı açmadınız. Çıplaktım, beni giydirmediniz. Hasta ve hapisteydim, beni ziyaret etmediniz.’ \p \v 44 O zaman o kişiler şöyle cevap verecekler: ‘Efendimiz, seni ne vakit aç, susuz, yabancı, çıplak, hasta ya da hapiste gördük de sana yardım etmedik?’ \p \v 45 Kral onlara şöyle karşılık verecek: ‘Size doğrusunu söylüyorum: Bu en önemsiz kişilerden birine yapmadığınız şeyi bana da yapmamış oldunuz.’ \p \v 46 Bunlar sonsuz cezaya uğrayacaklar. Ama \w doğru\w* olanlar sonsuz yaşama kavuşacaklar.” \c 26 \s1 İsaʼyı öldürme planı \p \v 1 İsa bütün bunları söyledikten sonra \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dedi: \v 2 “Biliyorsunuz, iki gün sonra \w Özgürlük Bayramı\w* olacak. O zaman \w İnsan Oğlu\w* Oʼnu çarmıha gerecek olanlara teslim edilecek.” \p \v 3 O arada \w başrahipler\w* ve halkın liderleri, Kayafa adındaki başrahibin evinde toplandılar. \v 4 İsaʼyı hileyle yakalayıp öldürmek için anlaştılar. \v 5 “Aman!” dediler. “Bayramda olmasın. Yoksa halkın arasında ayaklanma olabilir.” \s1 İsa Beytanya köyünde \r (Markos 14:3‑9; Yuhanna 12:1‑8) \p \v 6 İsa Beytanya köyünde, Simun adında bir adamın evindeydi. Simun daha önce \w cüzzam\w* hastasıydı. \v 7 O zaman bir kadın kaymaktaşı bir kapla İsaʼya yaklaştı. Kabın içinde çok pahalı, güzel kokulu yağ vardı. İsa sofrada otururken, kadın yağı yavaşça Oʼnun başına döktü. \p \v 8 İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* bunu görünce kızdılar. “Nedir bu ziyan?” dediler. \v 9 “Bu yağ çok yüksek fiyata satılıp parası fakirlere dağıtılabilirdi.” \p \v 10 İsa bunu fark edince onlara şöyle dedi: “Niçin kadını üzüyorsunuz? O bana güzel bir şey yaptı. \v 11 Fakirler her zaman sizinle olacak. Ama ben her zaman sizinle olmayacağım. \v 12 Kadın bu yağı bedenime sürerek beni gömülmeye hazırladı. \v 13 Size doğrusunu söylüyorum: \w Müjde\w* dünyanın neresinde duyurulursa, bu kadının yaptığı da anılacak.” \s1 Yahudaʼnın ihaneti \p \v 14 Ondan sonra, İsaʼnın on iki \w elçisinden|lemma="elçi"\w* biri olan Yahuda İskariyot \w başrahiplere|lemma="başrahipler"\w* gitti. \v 15 Onlara şöyle dedi: “İsaʼyı size teslim edersem bana ne verirsiniz?” Ona otuz gümüş para saydılar. \v 16 Yahuda o zamandan sonra İsaʼyı onların eline vermek için uygun bir fırsat aradı. \s1 Bayram yemeği \r (Markos 14:12‑26; Luka 22:7‑23; Yuhanna 13:18‑30) \p \v 17 \w Mayasız Ekmek Bayramıʼnın|lemma="Mayasız Ekmek Bayramı"\w* birinci gününde, İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* Oʼna geldiler, “\w Özgürlük Bayram|lemma="Özgürlük Bayramı"\w* yemeğini sana nerede hazırlayalım?” diye sordular. \p \v 18 İsa dedi: “Şehre gidin, tanıdığım bir adamın yanına varıp şöyle deyin: ‘\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w* diyor ki, Artık vaktim geldi, Özgürlük Bayramıʼnı öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım.’ ” \v 19 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* İsaʼnın dediğini yerine getirdiler. Böylece \w Özgürlük Bayram|lemma="Özgürlük Bayramı"\w* hazırlıklarını yaptılar. \p \v 20 Akşam olunca, İsa on iki \w elçisiyle|lemma="elçi"\w* birlikte sofraya oturdu. \v 21 Yemek yerlerken İsa şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: sizden biri bana ihanet edecek.” \p \v 22 Buna çok üzüldüler. Teker teker İsaʼya sormaya başladılar: “Efendimiz, beni demek istemedin ya?” \p \v 23 İsa şöyle cevap verdi: “Benimle birlikte eliyle ekmeğini çanağa bandıran adam bana ihanet edecek. \v 24 Gerçi, \w İnsan Oğlu\w* tıpkı kendisi hakkında yazıldığı gibi ölüme gidiyor. Ama İnsan Oğluʼna ihanet eden adamın vay haline! O adam hiç doğmasaydı, onun için daha iyi olurdu.” \p \v 25 İsaʼya ihanet edecek olan Yahuda, “\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*, herhalde bu ben değilim?” diye sordu. \p İsa ona, “Sen kendin söyledin” dedi. \p \v 26 Onlar yemek yerken, İsa eline ekmek aldı, şükredip onu böldü. Ekmeği \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* verirken şöyle dedi: “Alın, yiyin! Bu benim bedenimdir.” \p \v 27 Sonra eline bir bardak şarap aldı, şükretti ve onlara verip şöyle dedi: “Hepiniz bundan için. \v 28 Çünkü bu benim kanımdır, antlaşma kanıdır. Birçok insanın günahlarının bağışlanması için akıtılıyor. \v 29 Size söylüyorum, göksel \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* Krallığıʼnda sizinle birlikte yenisini içeceğim güne kadar asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.” \p \v 30 İlahi söyledikten sonra, İsa ve \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* çıkıp Zeytin Dağıʼna doğru gittiler. \s1 İsa Petrusʼun inkârını önceden bildiriyor \r (Markos 14:27‑31; Luka 22:31‑34; Yuhanna 13:36‑38) \p \v 31 Sonra İsa onlara şöyle dedi: “Bu gece başıma gelenler yüzünden hepinizin inancı sarsılacak. Çünkü şöyle yazılmıştır: Allah diyor ki, \q1 ‘Çobanı vuracağım, \q2 sürüdeki koyunlar da darmadağın olacak.’\f + \fr 26:31 \fr*\ft \+xt Zekeriya 13:7\+xt*\ft*\f* \m \v 32 Ama ben ölüp dirildikten sonra önünüzden Celileʼye gideceğim.” \p \v 33 Petrus İsaʼya şöyle cevap verdi: “Senin başına gelenler yüzünden herkesin inancı sarsılsa da, benimki asla sarsılmaz.” \p \v 34 İsa ona şöyle dedi: “Sana doğrusunu söylüyorum: bu gece, horoz ötmeden, sen beni üç defa inkâr edeceksin.” \p \v 35 Petrus şöyle karşılık verdi: “Seninle birlikte ölmem lazımsa bile, seni asla inkâr etmem.” Bütün \w öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* de aynısını söylediler. \s1 Getsemani bahçesinde \r (Markos 14:32‑42; Luka 22:39‑46) \p \v 36 Bunun üzerine İsa onlarla birlikte Getsemani denilen bahçeye gitti. İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dedi: “Ben şuraya kadar gidip dua edeceğim. Siz burada oturun.” \v 37 Yanına Petrusʼu ve Zebediʼnin iki oğlunu aldı. Üzüntü ve derin bir sıkıntı hissetmeye başladı. \v 38 Bunun üzerine onlara şunu söyledi: “Ben ölüm derecesinde üzüntülüyüm. Burada kalın ve benimle birlikte uyanık durun.” \p \v 39 İsa biraz ileri gitti, yüzüstü yere kapandı ve şöyle dua etmeye başladı: “\w Baba\w*, mümkünse, bu bardak\f + \fr 26:39 \fr*\fk Bardak \fk*\ft Allahʼın insanları cezalandırması bardaktan boşaltılan sersemletici içkiye benzetilir. Buradaki “bardak” sözü, İsaʼnın çarmıhta insanların yerine günahlarının cezasını çekmesini anlatır.\ft*\f* benden geçsin. Yine de, benim istediğim değil, senin istediğin olsun.” \p \v 40 İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* döndü, onları uykuda buldu. Petrusʼa şöyle dedi: “Demek ki, bir saat bile, benimle birlikte uyanık duramadınız. \v 41 Uyanık durun. Denendiğinizde günaha düşmemek için dua edin. Ruh istekli, ama beden zayıftır.” \p \v 42 İsa ikinci defa gidip şöyle dua etti: “Baba, eğer ben içmeden bu bardağın\f + \fr 26:42 \fr*\fk Bu bardağın \fk*\ft Bakınız \+xt ayet 39|link-href="MAT 26:39"\+xt*ʼdaki dipnota.\ft*\f* benden alınması mümkün değilse, o vakit senin istediğin olsun.” \p \v 43 Bir daha geldiğinde onları uykuda buldu, çünkü gözlerini açık tutamıyorlardı. \v 44 Bu sefer onları bırakıp döndü ve üçüncü defa aynı sözlerle dua etti. \p \v 45 Bunun üzerine \w öğrencilere|lemma="öğrenci"\w* gelip şöyle dedi: “Hâlâ uyuyor ve dinleniyorsunuz! Bakın, \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* günahkârların eline teslim edileceği saat geldi. \v 46 Kalkın, gidelim. Bakın, bana ihanet eden adam yaklaşıyor!” \s1 İsa tutuklanıyor \r (Markos 14:43‑50; Luka 22:47‑53; Yuhanna 18:1‑11) \p \v 47 İsa daha konuşurken, işte, on iki \w elçisinden|lemma="elçi"\w* biri olan Yahuda geldi. Yanında büyük bir kalabalık vardı. Kılıçlar ve sopalar taşıyorlardı. \w Başrahipler\w* ve halkın liderleri onları yollamıştı. \v 48 İsaʼya ihanet eden Yahuda onlara şöyle bir işaret vermişti: “Ben kimi öpersem, İsa Oʼdur. Oʼnu yakalayın.” \v 49 Dosdoğru İsaʼya yaklaşıp, “Selam, \w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*!” dedi ve Oʼnu öptü. \p \v 50 İsa ona, “Arkadaş!” dedi. “Yapmaya geldiğin işi yap!” \p Sonra adamlar gelip İsaʼyı yakalayıp tutukladılar. \v 51 İsaʼyla birlikte olanlardan biri ani bir hareketle kılıcını çekip başrahibin kölesinin kulağını kesti. \p \v 52 O vakit İsa o kişiye, “Kılıcını yerine koy!” dedi. “Çünkü her kim kılıç çekerse, kendisi kılıçla ölür. \v 53 Yoksa göksel \w Babamʼdan|lemma="Baba"\w* yardım rica edemez miyim sanıyorsun? O zaman O hemen emrime on iki ordudan fazla melek koyar. \v 54 Ama o vakit her şeyin böyle olması gerektiğini söyleyen Kutsal Yazılar nasıl yerine gelecek?” \p \v 55 Sonra İsa kalabalığa dönerek, “Haydut muyum ki beni kılıçlarla, sopalarla yakalamaya çıktınız?” dedi. “Her gün tapınak avlusunda oturup vaaz ederdim ve beni tutuklamadınız. \v 56 Ama bütün bunlar peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye oldu.” Bunun üzerine bütün \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼyı bırakıp kaçtılar. \s1 İsa Yüksek Meclisʼin önünde \p \v 57 İsaʼyı yakalayanlar Oʼnu \w Başrahip\w* Kayafaʼnın önüne götürdüler. Tevrat uzmanları ve liderler orada toplanmıştı. \v 58 Petrus ise İsaʼyı uzaktan izledi. Sonunda başrahibin avlusuna yetişti. İçeri girip görevlilerle birlikte oturdu. Bu işin sonu ne olacak diye merak ediyordu. \p \v 59 \w Başrahipler\w* ve \w Meclisʼin|lemma="Meclis"\w* öbür üyeleri İsaʼyı ölüm cezasına çarptırabilmek için Oʼna karşı şahitlik yapacak birilerini bulmaya çalışıyorlardı. \p \v 60 Bir sürü yalancı şahit öne çıktıysa da, aradıklarını bulamadılar. En sonunda iki kişi öne çıkıp şöyle dedi: \v 61 “Bu adam, ‘Allahʼın tapınağını yıkabilirim ve üç gün sonra onu yeniden kurabilirim’ dedi.” \p \v 62 \w Başrahip\w* ayağa kalkıp İsaʼya şunu sordu: “Bu adamların sana karşı yaptıkları şahitliklere cevabın yok mu?” \v 63 Ama İsa hep sustu. \p Başrahip Oʼna şöyle dedi: “Diri olan Allahʼın adına sana yemin ettiriyorum, söyle bize, \w Allahʼın Oğlu\w* Mesih sen misin?” \p \v 64 İsaʼnın cevabı şuydu: “Sen kendin söyledin. Yine de size söylüyorum: Bundan sonra \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* kudret Sahibiʼnin sağında oturduğunu,\f + \fr 26:64 \fr*\fk kudret Sahibiʼnin sağında oturduğunu \fk*\ft İsa kendisinin Allahʼın yanında en önemli ve en yetkili yere layık olduğunu söylüyordu.\ft*\f* ve gökteki bulutların üzerinde geldiğini göreceksiniz.” \p \v 65 Bunun üzerine \w başrahip\w* elbiselerini yırttı\f + \fr 26:65 \fr*\fk Başrahip elbiselerini yırttı \fk*\ft Allahʼa hakaret etme suçunun ne kadar ağır bir suç olduğunu gösteren törensel davranış.\ft*\f* ve şöyle dedi: “Allahʼa hakaret etti. Artık şahitlere ne ihtiyacımız var? Kendini Allahʼla bir saydığını siz kendiniz işittiniz. \v 66 Kararınız ne?” \p Meclisʼtekiler şöyle cevap verdiler: “Ölümü hak etti!” \p \v 67 Ondan sonra İsaʼnın yüzüne tükürdüler. Oʼnu yumruklayarak dövdüler. Bazıları Oʼnu tokatladılar. \v 68 “Ey Mesih! Haydi peygamberliğini göster! Sana vuran kim?” dediler. \s1 Petrus İsaʼyı inkâr ediyor \r (Markos 14:66‑72; Luka 22:54‑62; Yuhanna 18:15‑18,25‑27) \p \v 69 Bu arada Petrus dışarda avluda oturuyordu. Bir hizmetçi kız gelip ona şöyle dedi: “Sen de Celileli İsaʼyla birlikteydin.” \p \v 70 Ama Petrus bunu herkesin önünde inkâr edip, “Ne söylediğini anlamıyorum!” dedi. \p \v 71 Sonra avlunun kapısının önüne çıktı. O vakit başka bir hizmetçi kız Petrusʼu gördü ve orada duranlara, “Bu adam Nasıralı İsaʼyla birlikteydi” dedi. \p \v 72 Petrus ise yemin ederek “Ben o adamı tanımıyorum!” diye yine inkâr etti. \p \v 73 Az sonra orada duranlar yaklaşıp Petrusʼa şöyle dediler: “Elbette sen de onlardansın. Konuşman seni ele veriyor.” \p \v 74 Bunun üzerine Petrus lanet okuyarak yemin etti: “O adamı tanımıyorum!” \p O anda horoz öttü. \v 75 O vakit Petrus, İsaʼnın ona söylediği sözleri hatırladı: “Horoz ötmeden sen beni üç defa inkâr edeceksin.” Dışarı çıkıp acı acı ağladı. \c 27 \s1 Yahuda kendini asıyor \p \v 1 Sabah olunca, \w başrahipler\w* ve halkın liderleri, İsaʼyı ölüm cezasına çarptırmak için anlaştılar. \v 2 Oʼnu bağlayıp götürdüler ve Vali Pilatusʼa teslim ettiler. \p \v 3 İsaʼya ihanet eden Yahuda İsaʼnın ölüm cezasına çarptırıldığını görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüş parayı alıp başrahiplere ve halkın liderlerine geri götürdü. \v 4 “Günah işledim” dedi. “Suçsuz bir adama ihanet ettim!” \p Onlarsa şöyle karşılık verdiler: “Bundan bize ne? Onu sen düşün.” \p \v 5 Yahuda parayı tapınağın içine fırlattı ve oradan ayrıldı. Sonra gidip kendini astı. \p \v 6 Başrahipler parayı alıp şöyle dediler: “Bu para kan parasıdır. Onu tapınak hazinesine koymak Tevratʼa uygun değildir.” \v 7 Sonra aralarında anlaşarak o parayla Çömlekçi Tarlasıʼnı satın aldılar. Orada yabancılar için bir mezarlık yapacaklardı. \v 8 Bunun için o tarlanın adı bugüne kadar Kan Tarlası diye kaldı. \v 9 O vakit Allahʼın peygamber Yeremya aracılığıyla söylediği şu söz yerine geldi: “İsrailoğulları otuz gümüşü aldılar, bir insana biçtikleri değer buydu. \v 10 Rabbin bana buyurduğu gibi, bu parayla çömlekçinin tarlasını satın aldılar.”\f + \fr 27:10 \fr*\ft Bakınız \+xt Zekeriya 11:12,13; Yeremya 19:1‑13; 32:6‑9\+xt* ayetlerine.\ft*\f* \s1 İsa Vali Pilatusʼun önünde \p \v 11 İsa, valinin önüne götürüldü. O da İsaʼyı sorguya çekti: “Sen Yahudilerin Kralı mısın?” \p İsa da, “Bunu sen söylüyorsun” dedi. \p \v 12 \w Başrahipler\w* ve halkın liderleri Oʼnu suçladılar. Ama İsa hiç karşılık vermedi. \p \v 13 Sonra Pilatus Oʼna şöyle dedi: “Sana karşı yapılan bunca şahitliği duymuyor musun?” \p \v 14 Ama İsa tek bir suçlamaya bile cevap vermedi. Vali buna çok şaştı. \p \v 15 Valinin bir adeti vardı: her yıl \w Özgürlük Bayramıʼnda|lemma="Özgürlük Bayramı"\w* halkın istediği bir tutukluyu serbest bırakırdı. \v 16 O günlerde Barabba\f + \fr 27:16 \fr*\fk Barabba \fk*\ft Bazı Grekçe el yazmalarında adamın adı “İsa Barabba” diye geçer. Barabba babanın oğlu demektir.\ft*\f* adında çok tanınmış bir tutuklu vardı. \v 17 Halk bir araya geldikten sonra, Pilatus onlara sordu: “Kimi serbest bırakmamı istersiniz: Barabbaʼyı mı, yoksa Mesih denilen İsaʼyı mı?” \v 18 Pilatus, başrahipler ve halkın liderlerinin İsaʼyı kıskandıkları için Oʼnu kendisine teslim ettiklerini biliyordu. \p \v 19 Pilatus yargı yerinde otururken, karısı ona şu haberi yolladı: “O adam suçsuzdur. Sakın bu işe karışma. Dün gece Oʼnun hakkında bir rüya gördüm. Bu rüya yüzünden çok acı çektim.” \p \v 20 Başrahipler ve halkın liderleri, Barabbaʼnın serbest bırakılması ve İsaʼnın öldürülmesini istesinler diye kalabalığı kandırdılar. \p \v 21 Ama Pilatus kalabalığa şunu sordu: “Ne istersiniz? Bu iki adamdan hangisini serbest bırakayım?” \p Onlar da “Barabbaʼyı” dediler. \p \v 22 Pilatus, “Öyleyse, Mesih denilen İsaʼyla ne yapayım?” diye sordu. \p Hepsi, “Çarmıha gerilsin!” dediler. \p \v 23 Pilatus sordu: “Adam ne kötülük yaptı ki?” \p Ama seslerini daha da fazla yükselterek, “Çarmıha gerilsin!” diye bağırdılar. \p \v 24 Pilatus durumu değiştiremeyeceğini anladı. Tam tersine halk ayaklanmaya başlıyordu. Pilatus su alıp halkın önünde ellerini yıkadı ve şöyle dedi: “Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Gerisi size kalmış.” \p \v 25 Halk da şöyle cevap verdi: “Oʼnun kanı bizim ve evlatlarımızın üzerinde olsun!” \p \v 26 Sonra Pilatus Barabbaʼyı serbest bıraktı. İsaʼyı ise, kamçılattı ve çarmıha gerilsin diye askerlere teslim etti. \s1 Askerler İsaʼyı aşağılıyor \r (Markos 15:16‑20) \p \v 27 Valinin askerleri İsaʼyı alıp Pretoriyum denen vali sarayına götürdüler. Bütün asker bölüğünü İsaʼnın etrafına topladılar. \v 28 Oʼnun elbiselerini çıkarıp üstüne kırmızı bir \w kaftan\w* attılar. \v 29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular. Sağ eline bir sopa verdiler. Oʼnunla alay etmek için, önünde diz çöküp, “Yaşasın Yahudilerin kralı!” dediler. \v 30 Üzerine tükürdüler, sopayı alıp başına vurdular. \v 31 İsaʼyla alay ettikten sonra üzerinden \w kaftanı|lemma="kaftan"\w* çıkarıp kendi elbiselerini giydirdiler. Sonra Oʼnu çarmıha germeye götürdüler. \s1 İsa çarmıha geriliyor \r (Markos 15:21‑32; Luka 23:26‑43; Yuhanna 19:16‑27) \p \v 32 Onlar şehirden çıkarken, Simun adında Kireneli bir adam buldular. Onu İsaʼnın çarmıhını taşımaya zorladılar. \v 33 Golgota denilen yere geldiler. Bu ad kafatası yeri anlamına gelir. \v 34 İsaʼya öd denilen acı ilaçla karıştırılmış şarap verdiler. Ama İsa şarabı tadınca içmek istemedi. \v 35 İsaʼyı çarmıha gerdiler. Kura çekerek elbiselerini aralarında paylaştılar. \v 36 Sonra oraya oturup İsaʼnın yanında nöbet tuttular. \v 37 Başının üzerine Oʼnu suçlayan bir yazı astılar: “Bu, Yahudilerin Kralı İsaʼdır.” \p \v 38 İki haydut İsaʼyla aynı zamanda çarmıha gerildi. Biri sağındaki, öbürü solundaki çarmıhtaydı. \v 39 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsaʼya hakaret ettiler. \v 40 Şöyle dediler: “Hani tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın! Kendini kurtar bakalım. Eğer \w Allahʼın Oğluʼysan|lemma="Allahʼın Oğlu"\w* çarmıhtan in!” \p \v 41 Bunun gibi, \w başrahipler\w*, Tevrat uzmanları ve halkın liderleri İsaʼyla alay ettiler: \v 42 “Başkalarını kurtardı ama kendini kurtaramıyor! O İsrailʼin Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan insin de, Oʼna iman edelim. \v 43 Allahʼa güveniyormuş. ‘Allahʼın Oğlu benim’ derdi. Eğer Allah Oʼnu seviyorsa, şimdi kurtarsın bakalım!” \v 44 İsaʼyla birlikte çarmıha gerilmiş haydutlar da Oʼnu aşağıladılar. \s1 İsaʼnın ölümü \r (Markos 15:33‑41; Luka 23:44‑49; Yuhanna 19:28‑30) \p \v 45 Öğleyin saat on ikiden saat üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. \v 46 Saat üçe doğru İsa yüksek sesle şöyle bağırdı: “Eli, Eli, lema şevaktani?” Bu söz, “Allahım, Allahım, beni niçin terk ettin?”\f + \fr 27:46 \fr*\ft \+xt Mezmur 22:1\+xt*\ft*\f* demektir. \p \v 47 Orada duranların bazıları bunu işitince “Bu adam İlyasʼı\f + \fr 27:47 \fr*\fk İlyas \fk*\ft İbranicede Eli (Allahım) ile Eliyahu (İlyas) adlarının söyleyişi birbirine yakındır.\ft*\f* çağırıyor” dediler. \p \v 48 Onlardan biri hemen koşup bir sünger aldı, onu ekşi şaraba\f + \fr 27:48 \fr*\fk Ekşi şaraba \fk*\ft Sulandırılan bu ekşi şarap işçilerin ve askerlerin susuzluğunu gidermek için kullanılırdı.\ft*\f* batırdı, süngeri bir kamışın ucuna taktı ve içmesi için İsaʼya uzattı. \v 49 Ama öbürleri, “Dur bakalım, İlyas gelip Oʼnu kurtaracak mı?” dediler. \p \v 50 İsa ise tekrar yüksek sesle bağırıp ruhunu teslim etti. \p \v 51 O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya kadar yırtılıp ikiye ayrıldı. Yer sarsıldı ve kayalar yarıldı. \v 52 \w Mezarlar|lemma="mezar"\w* açıldı ve Allahʼın kutsal halkından ölmüş olan birçok kişinin cesetleri dirildi. \v 53 Onlar İsaʼnın dirilişinden sonra \w mezarlarından|lemma="mezar"\w* çıkıp kutsal şehre\f + \fr 27:53 \fr*\fk Kutsal şehre \fk*\ft Yeruşalimʼe (Kudüs).\ft*\f* girdiler ve birçok kişiye göründüler. \p \v 54 İsaʼya bekçilik yapan yüzbaşı ve onun yanındaki adamlar deprem ve diğer olup bitenleri gördüler. Bu yüzden çok korktular ve şöyle dediler: “Bu adam gerçekten de \w Allahʼın Oğluʼydu|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*!” \p \v 55 Olaylara uzaktan bakan birçok kadın da oradaydı. Bunlar, Celileʼden İsaʼnın peşinden gelip Oʼna hizmet etmişlerdi. \v 56 Kadınların arasında Mecdelli Meryem, Yakubʼun ve Yusufʼun annesi Meryem ve Zebedi oğullarının annesi vardı. \s1 İsaʼnın mezara konulması \r (Markos 15:42‑47; Luka 23:50‑56; Yuhanna 19:38‑42) \p \v 57 Akşam olunca, Aramatyalı Yusuf adında zengin bir adam geldi. Kendisi de İsaʼnın \w öğrencisiydi|lemma="öğrenci"\w*. \v 58 Bu adam Pilatusʼa gidip İsaʼnın ölüsünü istedi. Pilatus cesedin ona verilmesi için buyruk verdi. \v 59 Yusuf İsaʼnın cesedini alıp temiz bir keten beze sardı. \v 60 Yusuf kendisi için kayanın içine yeni bir \w mezar\w* oydurmuştu. İsaʼnın cesedini oraya koydu. Mezarın kapısının önüne kocaman bir taş yuvarladı ve oradan ayrıldı. \v 61 Bu arada Mecdelli Meryem ve öteki Meryem oradaydı, mezarın karşısında oturuyorlardı. \p \v 62 Ertesi gün, yani \w Hazırlık Günüʼnden|lemma="Hazırlık Günü"\w* sonraki gün,\f + \fr 27:62 \fr*\fk Hazırlık Günüʼnden sonraki gün \fk*\ft Yani, cumartesi günü.\ft*\f* \w başrahipler\w* ve \w Ferisiler\w* toplanıp hep birlikte Pilatusʼa gittiler. \v 63 Şöyle dediler: “Efendimiz, şu yalancının daha hayattayken, ‘Üç gün sonra dirileceğim’ dediğini hatırlıyoruz. \v 64 Bu sebeple, buyruk ver ki, \w mezar\w* üçüncü güne kadar koruma altına alınsın. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* gelip ölüyü çalmasınlar, sonra da halka, ‘O, ölümden dirildi’ demesinler. Yoksa, son yalan ilkinden beter olacak.” \p \v 65 Pilatus onlara şöyle dedi: “Buyurun, bir grup kollayıcı asker sizin olsun. Gidin, elinizden geldiği kadar \w mezarı|lemma="mezar"\w* koruma altına alın.” \v 66 Gidip taşı mühürlediler, başına askerler diktiler. Böylece mezarı koruma altına aldılar. \c 28 \s1 İsaʼnın ölümden dirilişi \r (Markos 16:1‑8; Luka 24:1‑12; Yuhanna 20:1‑9) \p \v 1 \w Şabat\w* gününden sonra, yani pazar günü güneşin doğmasından az önce, Mecdelli Meryem ve öteki Meryem \w mezarı|lemma="mezar"\w* görmeye gittiler. \p \v 2 Aniden büyük bir deprem oldu. Rabbin bir meleği gökten indi. \w Mezara|lemma="mezar"\w* yaklaşarak taşı kenara yuvarladı ve o taşın üstüne oturdu. \v 3 Onun görünüşü şimşek gibi parlak, elbiseleri de kar gibi beyazdı. \v 4 Kollayıcı askerler korkudan titreyip ölü gibi yere yıkıldılar. \p \v 5 Melek kadınlara şöyle dedi: “Korkmayın! Biliyorum, siz çarmıha gerilmiş İsaʼyı arıyorsunuz. \v 6 O burada yok, söylediği gibi dirildi. Gelin, Oʼnun yattığı yeri görün. \v 7 Hemen gidin ve Oʼnun \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle deyin: ‘İsa ölümden dirildi. O sizden önce Celileʼye gidiyor. Oʼnu orada göreceksiniz.’ İşte, size haber verdim.” \p \v 8 Kadınlar çabucak \w mezardan|lemma="mezar"\w* ayrıldılar. Hem korku, hem de büyük sevinç içindeydiler. İsaʼnın \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* haber vermeye koştular. \v 9 Tam o sırada İsa onlarla karşılaştı ve selam verdi. Onlar da yaklaşıp İsaʼnın ayaklarına sarıldılar ve Oʼna tapındılar. \v 10 O zaman İsa onlara şöyle dedi: “Korkmayın! Gidin, imanlı kardeşlerime haber verin, Celileʼye doğru yola çıksınlar. Orada beni görecekler.” \s1 Kollayıcı askerler haber getiriyor \p \v 11 Kadınlar daha yoldayken, kollayıcı askerlerden bazıları şehre gittiler ve olup biten her şeyi \w başrahiplere|lemma="başrahipler"\w* bildirdiler. \v 12 Onlar da halk liderleriyle toplanıp birbirlerine danıştılar. Sonra askerlere çok para verdiler. \v 13 Onlara şöyle dediler: “Şunu söyleyin: ‘İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* gece gelip biz uyurken cesedini çaldılar.’ \v 14 Bu haber valinin kulağına giderse, biz onu kandırıp sizi beladan uzak tutacağız.” \v 15 Askerler de parayı alıp, kendilerine söyleneni yaptılar. Bu söz Yahudilerin arasında çok yayıldı, ve hâlâ yaygındır. \s1 İsaʼnın son emirleri \p \v 16 On bir \w öğrenci\w* de Celile bölgesine, İsaʼnın onlara buyurduğu dağa gitti. \v 17 İsaʼyı görünce, Oʼna tapınmaya başladılar. Bazıları ise, şüphe içindeydi. \v 18 İsa onlara yaklaşıp şöyle dedi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. \v 19 Bunun için gidin, bütün milletleri \w öğrencilerim|lemma="öğrenci"\w* olarak yetiştirin. Onları \w Baba\w*, \w Oğul\w* ve \w Kutsal Ruh\w* \w adıyla|lemma="ad"\w* \w vaftiz\w* edin. \v 20 Size emrettiğim her şeyi yerine getirmeyi onlara öğretin. Bakın, ben dünyanın sonuna kadar her zaman sizinle birlikteyim.”