\id LUK - Open Basic Turkish New Testament \ide UTF-8 \h Luka \toc1 Lukaʼnın Müjdesi \toc2 Luka \toc3 Luk \mt1 Lukaʼnın Müjdesi \c 1 \s1 Giriş \p \v 1 Birçok kişi aramızda geçen olaylar hakkındaki bilgileri bir araya getirmeye çalışmıştı. \v 2 Bu olayları başlangıçtan beri gözleriyle görenler ve Allahʼın sözüne hizmet edenler bize anlattılar. \v 3 Ben de her şeyi en baştan dikkatle araştıran biriyim. Buna göre, ey saygıdeğer Teofilos,\f + \fr 1:3 \fr*\fk Teofilos \fk*\ft Bu kişi, Luka kitabının yayılmasına yardımcı olan önemli bir Romalı lider olabilir. Teofilos, “Allahʼı seven, Allah tarafından sevilen” anlamına gelir.\ft*\f* bunları sana düzenli bir şekilde yazmayı uygun gördüm. \v 4 Öyle ki, bilgi aldığın konuların doğruluğunu kesinlikle bilesin. \s1 Yahyaʼnın doğumu önceden bildiriliyor \p \v 5 Yahudiye kralı \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* günlerinde Zekeriya adında bir \w rahip\w* vardı. Rahiplerin Aviya denilen hizmet grubuna\f + \fr 1:5 \fr*\fk Rahiplerin Aviya denilen hizmet grubuna \fk*\ft Yeruşalim yani Kudüsʼteki tapınakta günlük hizmetin yerine getirilmesi için rahiplerin bölündüğü 24 bölümden biri, bakın 1. Tarihler 24.1‑19. Her bölüm bir hafta görev yapardı.\ft*\f* bağlıydı. Onun bir de Harun soyundan karısı vardı. Adı Elizabetʼti. \v 6 İkisi de Allahʼın gözünde iyi insanlardı. Rabbin bütün buyruklarını ve kurallarını kusursuzca yerine getirirlerdi. \v 7 Ama çocukları yoktu. Çünkü ikisi de çok yaşlıydı ve Elizabet kısırdı. \p \v 8 Bir gün hizmet sırası Zekeriyaʼnın grubuna gelmişti. Zekeriya da Allahʼa rahip olarak hizmet ediyordu. \v 9 Rabbin tapınağına girip hoş kokulu \w tütsü\w* yakmak için seçilmişti. \w Rahiplerin|lemma="rahip"\w* adetine göre bu ibadet görevini yapacak rahip kura çekilerek seçilirdi. \v 10 Tütsü yakma zamanı geldiğinde büyük bir kalabalık dışarda toplanmış dua ediyordu. \p \v 11 O sırada Rabbin bir meleği tütsü masasının sağında durup Zekeriyaʼya göründü. \v 12 Meleği görünce Zekeriya ürktü, korkuya kapıldı. \v 13 Ama melek ona şöyle dedi: “Korkma Zekeriya! Çünkü duan kabul edildi. Karın Elizabet sana bir oğul doğuracak. Adını Yahya koyacaksın. \v 14 Sevinip coşacaksın. Birçok kişi de onun doğuşuna sevinecek. \v 15 Çünkü o, Rabbin gözünde büyük adam olacak. Hiç şarap ya da başka alkollü içki içmeyecek. Daha annesinin karnındayken \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* dolu olacak. \v 16 İsrailoğullarından birçoğunu Allahları olan Rabbe geri döndürecek. \v 17 İlyasʼın ruhu ve gücüyle Rabbin önünden gidecek. Babaların yüreklerini yeniden çocuklarına döndürecek. İtaatsizleri de \w doğru\w* kişilerin anlayışına çevirecek. Böylece Rabbe hazırlanmış bir halk yetiştirecek.” \p \v 18 Zekeriya da meleğe şöyle dedi: “Peki, bundan nasıl emin olabilirim? Çünkü ben yaşlı bir adamım, karım da çok yaşlı.” \p \v 19 Melek ona şöyle cevap verdi: “Ben Cebrailʼim. Allahʼın huzurunda hizmet ederim. Seninle konuşmaya ve sana bu müjdeyi vermeye gönderildim. \v 20 Zamanında gerçekleşecek sözlerime inanmadığın için dilin tutulacak. Bu şeylerin yerine geleceği güne kadar konuşamayacaksın.” \p \v 21 Zekeriyaʼyı bekleyen halk, tapınakta neden geciktiğini merak etti. \v 22 Zekeriya dışarı çıktığı zaman, onlarla konuşamadı. Tapınakta olağanüstü bir görüntü gördüğünü anladılar. Eliyle işaretler yapan Zekeriya hâlâ konuşamıyordu. \p \v 23 Tapınaktaki hizmet günleri bitince, Zekeriya kendi evine döndü. \v 24 Bir süre sonra karısı Elizabet hamile kaldı ve beş ay evine kapandı. \v 25 “Rab bunu benim için yaptı!” dedi. “Bu günlerde benimle ilgilendi, halkın gözünde utancımı ortadan kaldırdı.” \s1 İsaʼnın doğumu önceden bildiriliyor \p \v 26 Elizabetʼin hamileliğinin altıncı ayında melek Cebrail Allah tarafından Celileʼdeki Nasıra kasabasına gönderildi. \v 27 Orada Meryem adında bakire bir kız vardı. O da Davudʼun soyundan olan Yusuf adında bir adamla nişanlıydı. \v 28 Melek içeri girip Meryemʼe şöyle dedi: “Selam, ey Allahʼın lütfuna kavuşan kız! Rab seninle.” \p \v 29 Ama Meryem bu söze şaşırdı. Bu selamın ne anlama geldiğini düşünüp durdu. \v 30 Melek ona “Korkma Meryem” dedi. “Çünkü Allahʼın lütfuna kavuştun. \v 31 Hamile kalıp bir oğul dünyaya getireceksin. Adını İsa koyacaksın. \v 32 O büyük olacak. Oʼna ‘Yüce \w Allahʼın Oğlu\w*’ denecek. Rab Allah Oʼna atası kral Davudʼun tahtını verecek. \v 33 O Yakub soyu\f + \fr 1:33 \fr*\fk Yakub soyu \fk*\ft İsrail halkı.\ft*\f* üzerinde sonsuza kadar hüküm sürecek ve Krallığıʼnın sonu hiç gelmeyecek.” \p \v 34 Meryem meleğe şöyle dedi: “Bu nasıl olur? Hiçbir erkekle ilişkim olmadı.” \p \v 35 Melek ona şöyle cevap verdi: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek. Yüce Allahʼın gücü, senin üzerine gölge yapacak. Bunun için doğacak kutsal çocuğa ‘\w Allahʼın Oğlu|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*’ denecek. \v 36 Bak, senin akrabalarından Elizabet bile çok yaşlı olduğu halde hamile kaldı ve bir oğlu olacak. Kısır dedikleri bu kadın şimdi altıncı ayındadır. \v 37 Çünkü Allah için imkansız bir şey yoktur.” \p \v 38 Meryem de şöyle dedi: “Ben Rabbin hizmetkârıyım. Bana söylediğin gibi olsun.” Melek de onun yanından ayrıldı. \s1 Meryem Elizabetʼi ziyaret ediyor \p \v 39 O günlerde Meryem aceleyle hazırlanıp Yahuda dağlık bölgesinde bulunan bir kasabaya gitti. \v 40 Zekeriyaʼnın evine girip Elizabetʼe selam verdi. \v 41 Elizabet Meryemʼin selamını işitince, onun karnındaki bebek hopladı. Elizabet de \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* doldu. \v 42 Yüksek sesle şöyle dedi: “Sen kadınlar arasında \w kutsanmış|lemma="kutsanmak"\w* olansın, karnındaki bebek de kutsanmıştır. \v 43 Bu nasıl oldu da, Efendimʼin annesi bana kadar geldi? \v 44 Çünkü selamını işittiğim an bebek karnımda sevinçle hopladı. \v 45 Ne mutlu o kadına ki, Rabbin ona söylediği şeylerin gerçekleşeceğine inandı!” \s1 Meryem Allahʼı övüyor \p \v 46 Meryem de şöyle dedi: \q1 “Rabbi candan yüceltirim. \q2 \v 47 Allah beni kurtardığı için ruhum coştu. \q1 \v 48 Çünkü O, benim gibi sıradan bir hizmetkârına ilgi gösterdi. \q2 Bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak. \q2 \v 49 Çünkü kudretli Allah benim için büyük işler yaptı. \q2 Kutsaldır Oʼnun adı. \q1 \v 50 Kuşaktan kuşağa \q2 kendisinden korkanlara merhamet eder. \q1 \v 51 O, kendi koluyla gücünü gösterdi. \q2 Gururlu insanları yüreklerindeki fikirleriyle darmadağın etti. \q1 \v 52 Güçlü liderleri tahtlarından aşağı attı \q2 ve sıradan insanları yükseltti. \q1 \v 53 Aç olanları iyiliklerle doyurdu, \q2 zenginleri ise boş ellerle geri çevirdi. \q1 \v 54 Kendi merhametini anıp \q2 hizmetkârı olan İsrail halkına yardım etti. \q1 \v 55 Atalarımıza söz verdiği gibi, \q2 İbrahimʼe ve soyuna sonsuza kadar merhamet edecek.” \p \v 56 Meryem üç ay kadar Elizabetʼin yanında kaldı. Sonra evine döndü. \s1 Yahyaʼnın doğumu \p \v 57 Elizabetʼin doğurma vakti gelince, bir oğul dünyaya getirdi. \v 58 Elizabetʼin komşuları ve akrabaları Rabbin ona ne kadar büyük merhamet gösterdiğini duydular. Onunla beraber sevindiler. \p \v 59 Bebek sekiz günlükken sünnetine geldiler. Ona babası Zekeriyaʼnın adını vereceklerdi. \v 60 Fakat Annesi söz alıp, “Hayır, olamaz!” dedi. “Adı Yahya olacak.” \p \v 61 Ona şöyle dediler: “Senin akrabalarının arasında bu adı taşıyan kimse yok.” \p \v 62 Çocuğun babasına el işaretleriyle, adını ne koymak istediğini sordular. \v 63 O da bir yazı tahtası istedi. Üzerinde şöyle yazdı: “Adı Yahya.” Herkes de şaşırıp kaldı. \v 64 O anda Zekeriyaʼnın ağzı açıldı ve dili çözüldü. Allahʼı överek konuşmaya başladı. \v 65 Komşuların hepsi korkuya kapıldı. Yahudiyeʼnin dağlık bölgesinin her tarafında bu olaylar konuşuluyordu. \v 66 Bunu işiten herkes olup bitenleri yüreklerinde sakladı. “Acaba bu çocuk nasıl biri olacak?” dediler. Çünkü Rabbin eli çocuğun üzerindeydi. \s1 Zekeriya Allahʼı övüyor \p \v 67 Yahyaʼnın babası Zekeriya \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* dolup şöyle peygamberlik etti: \q1 \v 68 “İsrailoğullarının Allahʼı Rabbe övgüler olsun. \q2 Çünkü kendi halkının yardımına geldi, onları esirlikten kurtardı. \q1 \v 69 Hizmetkârı Davudʼun soyundan \q2 bizim için güçlü bir Kurtarıcı ortaya çıkardı. \q1 \v 70 Bunu yapacağını uzun zaman önce kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdi. \q1 \v 71 Allah, bizi düşmanlarımızdan koruyacağına, \q2 bizden nefret edenlerin elinden kurtaracağına söz verdi. \q1 \v 72 Böylece Allah atalarımıza merhamet gösterdi, \q2 ve kutsal antlaşmasını anmış oldu. \q2 \v 73 Bu antlaşma atamız İbrahimʼe yemin ederek verdiği sözdür. \q1 \v 74-75 Bu söze göre Allah, bizi düşmanlarımızın elinden kurtaracak. \q2 Bu sayede hayatımız boyunca pak ve \w doğru\w* kişiler olarak, \q2 korkusuzca Oʼna hizmet edebileceğiz. \b \b \q1 \v 76 Sen de, ey çocuk, Yüce Allahʼın peygamberi olarak tanınacaksın. \q2 Çünkü Rabbin yolunu hazırlamak için Oʼnun önünden gideceksin. \q1 \v 77 Oʼnun halkına günahlarının bağışlanmasıyla \q2 kurtulacaklarını bildireceksin. \q1 \v 78 Çünkü Allahımızʼın yüreği merhametle doludur. \q2 Bu sayede Mesih yücelerden doğan Güneş olarak yardımımıza gelecek. \q1 \v 79 Karanlıkta ve ölüm gölgesinde oturanların üzerine parlayacak, \q2 ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltecek.” \p \v 80 Çocuk büyüyor, ruhça güçleniyordu. İsrail halkının önüne çıkacaktı; ama o gün gelinceye kadar ıssız yerlerde yaşadı. \c 2 \s1 İsaʼnın doğumu \r (Matta 1:18‑25) \p \v 1 O günlerde Roma imparatorluğunda yaşayan herkesin sayılması için Sezar Avgustusʼtan bir buyruk çıktı. \v 2 Bu, birinci sayımdı. O vakit Kirinius Suriyeʼnin yöneticisiydi. \v 3 Herkes sayılmak için kendi memleketine gitti. \p \v 4 Yusuf da Celile bölgesindeki Nasıra kasabasından Yahudiyeʼdeki Beytlehem kasabasına gitti. Beytlehem Davudʼun doğduğu kasabaydı. Yusuf Davudʼun soyundan ve ailesinden olduğu için oraya gitti. \v 5 Yazılmaya gittiğinde yanına hamile olan nişanlısı\f + \fr 2:5 \fr*\ft O zamanın adetlerine göre nişan eşlerini birbirine bağlardı. Nişanı bozmak ancak boşanmayla mümkündü.\ft*\f* Meryemʼi aldı. \v 6 Onlar Beytlehemʼdeyken Meryemʼin doğum yapma zamanı geldi. \v 7 İlk oğlunu doğurdu. Oʼnu bezlere sarıp bir yemliğe yatırdı, çünkü misafir odasında onlara yer yoktu. \s1 Melek İsaʼnın doğumu çobanlara bildiriyor \p \v 8 Aynı bölgede kırlıkta yaşayan çobanlar vardı. Geceleyin nöbet tutup sürülerini koruyorlardı. \v 9 Birdenbire Rabbin bir meleği onlara göründü ve Rabbin görkemi etraflarında parladı. Büyük korkuya kapıldılar. \v 10 Melek onlara “Korkmayın!” dedi. “Bakın, size bütün halkı çok sevindirecek bir müjde veriyorum. \v 11 Çünkü bugün size Davudʼun kasabasında bir kurtarıcı doğdu. O da Efendiniz Mesihʼtir. \v 12 Sizin için işaret şu olacak: bezlere sarılmış ve yemlikte yatan bir bebek bulacaksınız.” \p \v 13 Aniden meleğin yanında göksel ordudan büyük bir topluluk göründü. Allahʼı överek şöyle diyorlardı: \q1 \v 14 “En yücelerde olan Allahʼa övgüler olsun. \q2 Yeryüzünde de Allahʼın hoşnut olduğu insanlara esenlik olsun.” \p \v 15 Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekildikten sonra, çobanlar aralarında konuşmaya başladılar. “Haydi, Beytlehemʼe gidelim” dediler. “Rabbin bize bildirdiği bu olayı görelim.” \p \v 16 Çobanlar aceleyle ayrıldılar. Meryemʼle Yusufʼu ve bebeği arayıp buldular. Bebek yemlikte yatıyordu. \v 17 Çobanlar onları görünce bebek hakkında bildirilen sözü anlattılar. \v 18 Haberi duyan herkes çobanların anlattıklarına şaşırıp kaldı. \v 19 Ama Meryem bütün bunları derin derin düşünerek yüreğinde sakladı. \v 20 Çobanlar da yerlerine dönerken, duydukları ve gördükleri her şey için Allahʼı övüp yücelttiler. Çünkü her şey tam onlara anlatıldığı gibiydi. \p \v 21 Sekiz gün geçtikten sonra çocuğu sünnet etme zamanı geldi. Oʼna İsa \w adı|lemma="ad"\w* verildi. Bu ad annesi hamile kalmadan önce melek tarafından Oʼna verilmişti. \s1 İsa tapınakta Allahʼa adanıyor \p \v 22 Musaʼya verilen Tevratʼa göre onların temizlenme zamanı sona erdi. Çocuğu Rabbe adamak için \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* götürdüler. \v 23 Rabbin verdiği Tevratʼta şöyle yazılmıştır: “Ana karnından ilk doğan her erkek çocuk Rabbe adanacak.”\f + \fr 2:23 \fr*\ft \+xt Çıkış 13:1‑2,12\+xt*\ft*\f* \v 24 Hem de Tevratʼta denildiği gibi: “Bir çift kumru, ya da iki güvercin yavrusu”\f + \fr 2:24 \fr*\ft \+xt Levililer 12:8\+xt*\ft*\f* kurban olarak sunulmalıdır. \p \v 25 Bu arada, \w Yeruşalimʼde|lemma="Yeruşalim"\w* Şimon adında bir adam vardı. Allahʼa bağlı, iyi bir adamdı. İsrail halkının esirlikten kurtulmasını hasretle bekliyordu. Kutsal Ruh da onun üzerindeydi. \v 26 Kutsal Ruh, Rabbin söz verdiği Kurtarıcı Mesihʼi görmeden ölmeyeceğini \w vahiyle|lemma="vahiy"\w* ona bildirmişti. \v 27 Şimon Ruhʼun yol göstermesiyle tapınağa geldi. O sırada bebek İsaʼnın annesi ve babası Tevratʼtaki adeti yerine getirmek için çocuğu getirdiler. \v 28 Şimon bebeği kucağına alıp Allahʼı şöyle övdu: \q1 \v 29 “Ey Efendim, söz verdiğin gibi, \q2 şimdi hizmetkârını serbest bırakıyorsun. \q2 Artık rahatlıkla bu hayattan ayrılabilirim. \q1 \v 30 Çünkü hazırladığın kurtuluşu kendi gözlerimle gördüm. \q2 \v 31 Bütün halklar da onu görecek. \q1 \v 32 O diğer milletlere aydınlık \q2 ve halkın İsrailʼe yücelik getiren ışık olacak.” \p \v 33 İsaʼnın annesi ve babası İsa hakkında söylenenlere şaşırıp kaldılar. \v 34 Şimon da onlara Allahʼtan iyilik diledi ve sonra çocuğun annesi Meryemʼe “Bak!” dedi. “Bu çocuk yüzünden İsrailʼde birçok kişi düşecek, birçok kişi de yükselecek. Çocuk Allahʼtan gönderilen olağanüstü bir işaret olacak. Ama birçokları Oʼna karşı çıkacak. \v 35 Senin başına gelecekler kalbini delip deşen kılıç gibi olacak. Bütün bunlar birçok kişinin yüreğindeki niyetlerini ortaya çıkaracak.” \p \v 36 Hanna adında yaşlı bir peygamber de oradaydı. Kendisi Aşer \w oymağından|lemma="oymak"\w* Fanuelʼin kızıydı. Evlendikten sonra yedi sene kocasıyla yaşamıştı. \v 37 Sonra dul kalmıştı. Seksen dört yaşına gelmişti. Tapınak avlusundan hiç ayrılmazdı. Gece gündüz oruç ve dualarla Allahʼa hizmet ederdi. \v 38 Tam o sırada yaklaşıp Allahʼa şükretti ve \w Yeruşalimʼin|lemma="Yeruşalim"\w* kurtuluşunu bekleyen herkese İsa hakkında konuşmaya başladı. \p \v 39 Rabbin kanununa göre her şeyi yerine getirdikten sonra, Celileʼye, kendi memleketleri olan Nasıraʼya döndüler. \v 40 Bu arada çocuk büyüyerek güçleniyordu. \w Hikmetle|lemma="hikmet"\w* doluydu ve Allahʼın lütfu onun üzerindeydi. \s1 İsa çocukken tapınağa yalnız gidiyor \p \v 41 İsaʼnın annesi ve babası her yıl \w Özgürlük Bayramı\w* zamanında \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* giderdi. \v 42 İsa on iki yaşını doldurunca, her zamanki gibi bayram adetine göre Yeruşalimʼe gittiler. \v 43 Bayramın sona erdiğinde eve dönmek için yol aldılar. Çocuk İsa ise Yeruşalimʼde kaldı. Ama annesi ve babası bunu fark etmediler. \v 44 İsaʼnın başka bir yolcu grubunda olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra onu akrabaları ve arkadaşlarının arasında aramaya başladılar. \v 45 İsaʼyı bulamayınca, Oʼnu araya araya \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* döndüler. \v 46 Üç gün sonra Oʼnu tapınakta buldular. Tevrat öğretmenlerinin arasında oturuyordu. Hem onları dinliyor, hem de onlara sorular soruyordu. \v 47 İsaʼyı dinleyen herkes Oʼnun anlayışına ve verdiği cevaplara şaşırıp kaldı. \v 48 Annesiyle babası Oʼnu görünce hayret ettiler. Annesi İsaʼya, “Evladım!” dedi. “Bize bunu neden yaptın? Baban ve ben senin için çok endişelendik, seni her yerde aradık.” \p \v 49 İsa da onlara şöyle cevap verdi: “Beni niçin aradınız? \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* evinde olmam lazım. Bunu bilmiyor muydunuz?” \v 50 Ama Meryemʼle Yusuf Oʼnun bu sözünü anlamadılar. \p \v 51 İsa onlarla birlikte \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* Nasıraʼya döndü ve onların sözünü dinlemeye devam etti. Annesi bütün bu olayları yüreğinde sakladı. \v 52 İsa \w hikmette|lemma="hikmet"\w* gelişerek büyüyordu. Allahʼın ve insanların gönlünü kazanıyordu. \c 3 \s1 Yahya insanları İsaʼnın gelişine hazırlıyor \r (Matta 3:1‑12; Markos 1:1‑8; Yuhanna 1:19‑28) \p \v 1 Sezar Tiberiusʼun imparatorluğunun on beşinci yılıydı. Pontiyus Pilatus Yahudiye valisiydi. İmparatorun izniyle Celile bölgesinde \w Hirodes\w*, İtureya ve Trahonitis bölgelerinde kardeşi Filipus ve Abilene bölgesinde Lisanias krallık ediyordu. \v 2 Hanan ile Kayafa başrahiptiler. Tam o sırada Allahʼın sözü ıssız yerlerde yaşayan Zekeriya oğlu Yahyaʼya geldi. \v 3 Yahya bütün \w Şeria\w* ırmağının çevresini dolaştı. Halkı günahlarının bağışlanması için tövbe edip \w vaftiz\w* olmaya çağırıyordu. \v 4 Onun hakkında Peygamber Yeşaya kitabında şunu yazmıştır: \q1 “Issız yerlerde sesini yükselten biri, \q1 ‘Rabbin yolunu hazırlayın, \q2 geçeceği yerleri düz yapın!’ diyor. \q1 \v 5 Her dere doldurulacak, \q2 her dağ ve her tepe alçaltılacak, \q1 eğri yollar doğrultulacak, \q2 inişli yokuşlu yerler düzleştirilecek. \q1 \v 6 O zaman bütün insanlık Allahʼın kurtarışını görecek.”\f + \fr 3:6 \fr*\ft \+xt Yeşaya 40:3‑5\+xt*\ft*\f* \p \v 7 İnsanlar \w vaftiz\w* olmak için kalabalık halinde Yahyaʼya geliyordu. Yahya onlara şöyle diyordu: “Ey yılan soyu! Allahʼın vereceği cezadan kaçabileceğinizi kim söyledi? \v 8 Bunun için tövbenize layık meyve verin.\f + \fr 3:8 \fr*\fk Tövbenize layık meyve verin. \fk*\ft Tövbe edin ve bunu davranışlarınızla gösterin anlamındadır.\ft*\f* Kendi kendinize ‘Atamız İbrahimʼdir’ demeye kalkmayın. Ben size diyorum ki, Allah şu taşlardan bile İbrahimʼe çocuklar yaratabilecek güçtedir. \v 9 Balta artık ağaçların köküne dayandı. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılacak.” \p \v 10 Halk Yahyaʼya, “O zaman ne yapalım?” diye sordu. \p \v 11 O da onlara şu cevabı verirdi: “Kimin iki gömleği varsa bir tanesini hiç gömleği olmayana versin. Aynı bunun gibi kimin yiyeceği varsa onu hiç yiyeceği olmayanla paylaşsın.” \p \v 12 Bazı vergi memurları da \w vaftiz\w* olmaya geldiler. Ona şunu sordular: “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*, biz ne yapalım?” \p \v 13 Onlara şu cevabı verdi: “Size emredilen vergi parasından daha fazlasını toplamayın.” \p \v 14 Askerlerden bazıları sordular: “Ya biz ne yapalım?” \p Onlara da şu cevabı verdi: “Kaba kuvvetle hiç kimseden para koparmayın. Kimseyi de yalan yere suçlamayın. Aldığınız ücretle yetinin.” \p \v 15 O sırada halk umutlanıyordu. Yahya hakkında herkesin aklında “Acaba Mesih bu mu?” sorusu vardı. \p \v 16 Yahya da onların hepsine şöyle cevap verdi: “Ben sizi suyla \w vaftiz\w* ediyorum. Ama benden daha güçlü biri geliyor. Oʼnun ayaklarındaki sandalet bağlarını çözmeye layık değilim. O, sizi \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* ve ateşle vaftiz edecek. \v 17 Küreği elindedir. O kürekle harman yerini temizleyip buğdayı ambarına toplayacak.\f + \fr 3:17 \fr*\ft Harman yerinde buğdayı samandan ayıklayan biri gibi Mesih iyileri kötülerden ayıracak.\ft*\f* Ama samanı hiç sönmeyen ateşle yakacak.” \v 18 Yahya daha birçok sözle halka öğüt verip \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* bildiriyordu. \p \v 19 Bölge kralı \w Hirodes\w*, kendi kardeşinin karısı Hirodiyaʼyla evlenmişti. Yahya Hirodesʼin bu davranışını ve yaptığı daha nice kötülükleri yüzüne vuruyordu. \v 20 Hirodes işlediği diğer günahlara bir yenisini ekledi: Yahyaʼyı hapishaneye kapattı. \s1 İsa vaftiz oluyor \r (Matta 3:13‑17; Markos 1:9‑11) \p \v 21 Bütün halk \w vaftiz\w* olurken, İsa da \w vaftiz\w* oldu. O dua ederken gök açıldı \v 22 ve Kutsal Ruh bedenleşmiş şekilde, güvercin gibi İsaʼnın üzerine indi. Gökten bir ses duyuldu: “Sen benim sevgili \w Oğlumʼsun|lemma="Oğul"\w*, senden memnunum.” \s1 İsaʼnın soy kaydı \r (Matta 1:1‑17) \p \v 23 İsa görevine başladığı zaman, aşağı yukarı otuz yaşındaydı. İnsanlar Oʼnun Yusufʼun oğlu olduğunu sanıyorlardı. \b \li1 Yusuf da Eli oğlu, \v 24 Mattat oğlu, \li1 Levi oğlu, Malki oğlu, \li1 Yannay oğlu, Yusuf oğlu, \li1 \v 25 Mattitya oğlu, Amos oğlu, \li1 Nahum oğlu, Hesli oğlu, \li1 Nagay oğlu, \v 26 Mahat oğlu, \li1 Mattitya oğlu, Şimi oğlu, \li1 Yosek oğlu, Yoda oğlu, \li1 \v 27 Yohanan oğlu, Reşa oğlu, \li1 Zerubbabil oğlu, Şealtiyel oğlu, \li1 Neri oğlu, \v 28 Malki oğlu, \li1 Addi oğlu, Kosam oğlu, \li1 Elmadam oğlu, Er oğlu, \li1 \v 29 Yeşu oğlu, Eliezer oğlu, \li1 Yorim oğlu, Mattat oğlu, \li1 Levi oğlu, \v 30 Şimon oğlu, \li1 Yahuda oğlu, Yusuf oğlu, \li1 Yonam oğlu, Elyakim oğlu, \li1 \v 31 Mala oğlu, Menna oğlu, \li1 Mattat oğlu, Natan oğlu, \li1 Davud oğlu, \v 32 İşay oğlu, \li1 Oved oğlu, Boaz oğlu, \li1 Salmon oğlu, Nahşon oğlu, \li1 \v 33 Amminadav oğlu, Ram oğlu, \li1 Hesron oğlu, Peres oğlu, \li1 Yahuda oğlu, \v 34 Yakub oğlu, \li1 İshak oğlu, İbrahim oğlu, \li1 Terah oğlu, Nahor oğlu, \li1 \v 35 Serug oğlu, Reyu oğlu, \li1 Peleg oğlu, Eber oğlu, \li1 Şelah oğlu, \v 36 Kenan oğlu, \li1 Arpakşad oğlu, Sam oğlu, \li1 Nuh oğlu, Lemek oğlu, \li1 \v 37 Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, \li1 Yered oğlu, Mahalalel oğlu, \li1 Kenan oğlu, \v 38 Enoş oğlu, \li1 Şit oğlu, Adem oğlu, \li1 Allah Oğluʼydu. \c 4 \s1 Şeytan İsaʼyı günaha düşürmeye çalışıyor \r (Matta 4:1‑11; Markos 1:12‑13) \p \v 1 İsa \w Kutsal Ruhʼla|lemma="Kutsal Ruh"\w* dolu olarak \w Şeria\w* Irmağıʼndan ayrıldı, Ruhʼa uyarak ıssız yerleri dolaştı. \v 2 \w İblis\w* İsaʼyı kırk gün, kırk gece günaha düşürmeye çalıştı. O sırada İsa hiçbir şey yemedi. Bu sebeple o günlerin sonunda acıktı. \p \v 3 \w İblis\w* Oʼna şöyle dedi: “Eğer \w Allahʼın Oğluʼysan|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*, emret, şu taş ekmek olsun.” \p \v 4 İsa ona şöyle cevap verdi: “Tevratʼta ‘İnsan sadece ekmekle yaşamaz’\f + \fr 4:4 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 8:3\+xt*\ft*\f* diye yazılmıştır.” \p \v 5 Sonra \w İblis\w* İsaʼyı yüksek bir yere götürdü. Oradan Oʼna dünyanın bütün ülkelerini bir anda gösterdi. \v 6 İblis İsaʼya, “Bak” dedi. “Bütün bu ülkelerin yönetimini ve servetini sana vereceğim. Çünkü bunlar bana teslim edildi. Ben de istediğim kişiye veririm. \v 7 Önümde eğilip bana taparsan, hepsi senin olacak.” \p \v 8 İsa ona şu cevabı verdi: “Şöyle yazılmıştır: ‘Allahınız Rabbe tapının, yalnız Oʼna hizmet edin.’ ”\f + \fr 4:8 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 6:13\+xt*\ft*\f* \p \v 9 Sonra \w İblis\w* İsaʼyı \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* götürdü. Tapınağın en yüksek yerine çıkardı ve Oʼna şöyle dedi: “Eğer \w Allahʼın Oğluʼysan|lemma="Allahʼın Oğlu"\w*, kendini buradan aşağı at. \v 10 Çünkü şöyle yazılmıştır: \q1 ‘Allah seni korumaları için \q2 meleklerine buyruk verecek. \q1 \v 11 Ayağın taşa çarpmasın diye \q2 seni elleri üzerinde taşıyacaklar.’ ”\f + \fr 4:11 \fr*\ft \+xt Mezmur 91:11,12\+xt*\ft*\f* \p \v 12 İsa ona şu cevabı verdi: “ ‘Allahınız Rabbi denemeyin’ diye yazılmıştır.”\f + \fr 4:12 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 6:16\+xt*\ft*\f* \p \v 13 İblis İsaʼyı günaha düşürmek için her yolu denedikten sonra Oʼndan ayrıldı. Başka fırsat çıkana kadar Oʼnu rahat bıraktı. \s1 İsa Celileʼde hizmete başlıyor \r (Matta 4:12‑17; Markos 1:14‑15) \p \v 14 İsa, Kutsal Ruhʼun gücüyle dolu olarak Celile bölgesine döndü. Oʼnun hakkındaki haber bütün bölgeye yayıldı. \v 15 Celileʼdeki \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* vaaz etti. Herkes de Oʼnu övdü. \s1 İsa Nasıraʼda reddediliyor \r (Matta 13:53‑58; Markos 6:1‑6) \p \v 16 Böylece İsa büyüdüğü memleket olan Nasıraʼya geldi. Her zaman yaptığı gibi, \w Şabat\w* gününde Yahudilerin \w toplantı yerine|lemma="toplantı yeri"\w* gitti. Toplanan halka Kutsal Yazılarʼdan okumak için ayağa kalktı. \v 17 Oʼna Yeşaya peygamberin kitabı verildi. Kitabı açıp şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu: \q1 \v 18 “Rabbin Ruhu üzerimdedir: \q1 Bu sayede O beni meshetti.\f + \fr 4:18 \fr*\fk O beni meshetti. \fk*\ft Meshetmek: Birini seçip göreve koymak. Örneğin, Eski Antlaşmaʼda görevlerine başlarken krallar, peygamberler ve tapınaktaki görevliler üzerlerine yağ sürülerek meshedilirdi.\ft*\f* \q1 Öyle ki, \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* fakirlere duyurayım. \q1 Esirlere serbest bırakılacaklarını, \q1 körlere, göreceklerini bildirmem için beni göndermiştir. \q1 Öyle ki, ezilenleri özgürlüğe kavuşturayım \q1 \v 19 ve Rabbin halkına lütuf göstereceği yılın geldiğini bildireyim.”\f + \fr 4:19 \fr*\ft \+xt Yeşaya 61:1‑3\+xt* (Septuaginta adlı Eski Antlaşmaʼnın Grekçe tercümesinden.) \+xt Yeşaya 58:6\+xt*\ft*\f* \p \v 20 Sonra İsa kitabı kapadı, onu görevliye geri verdi ve oturdu. \w Toplantı yerinde|lemma="toplantı yeri"\w* herkes Oʼna dikkatle bakıyordu. \v 21 O da onlara şöyle konuşmaya başladı: “Bugün dinlediğiniz bu Kutsal Yazı yerine gelmiştir.” \p \v 22 Herkes İsa hakkında iyi konuşuyordu. Oʼnun ağzından çıkan lütufkâr sözlere hayran kaldılar. Birbirlerine, “Bu Yusufʼun oğlu değil mi?” diye sordular. \p \v 23 İsa da onlara şöyle dedi: “Herhalde bana şu atasözünü söyleyeceksiniz: ‘Ey doktor, önce kendini iyileştir.’ Kefernahumʼda neler yaptığını duyduk. Şimdi aynı şeyleri burada, kendi memleketinde de yap!” \p \v 24 İsa şöyle devam etti: “Size doğrusunu söylüyorum: hiçbir peygamber kendi memleketinde iyi karşılanmaz! \v 25 Size gerçeği söylüyorum: İlyas zamanında gökyüzü üç yıl altı ay kapalı kalınca bütün ülkede korkunç bir kıtlık oldu. O günlerde İsrail halkında çok dul kadın vardı. \v 26 Yine de İlyas onların hiçbirine gönderilmedi. Yalnız Sayda bölgesindeki Sarfat kasabasında oturan dul bir kadına gönderildi. \v 27 Elişa Peygamber zamanında İsrail halkında birçok \w cüzzam\w* hastası vardı. Ama Suriyeli Naamanʼdan başka onların hiçbiri hastalığından temiz kılınmadı.” \p \v 28 Bunu duyunca \w toplantı yerinde|lemma="toplantı yeri"\w* oturan herkes öfkeden kudurdu. \v 29 Kalkıp İsaʼyı kasabadan kovdular. Kasaba bir tepenin üzerinde kurulmuştu. İsaʼyı o tepenin ta yukarısına götürdüler. Oʼnu uçurumdan aşağı atmak istediler. \v 30 Ama İsa onların ortasından geçip yoluna devam etti. \s1 İsa bir adamı cinden kurtarıyor \r (Markos 1:21‑28) \p \v 31 Sonra İsa Celileʼnin Kefernahum kasabasına indi. \w Şabat\w* gününde oradakilere vaaz verdi. \v 32 Onlar da İsaʼnın öğrettiklerine şaşırıp kaldılar. Çünkü İsa yetkiyle konuşuyordu. \p \v 33 \w Toplantı yerinde|lemma="toplantı yeri"\w* cinli bir adam vardı. İçinde \w şeytani ruh\w* bulunuyordu. Yüksek sesle bağırıp şöyle dedi: \v 34 “Ah, Nasıralı İsa! Bizden ne istiyorsun? Bizi yok etmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum: sen Allahʼın Kutsal Mesihiʼsin!” \p \v 35 İsa cini azarladı. Ona, “Sus! Çık o adamdan!” dedi. Cin adamı herkesin gözü önünde yere yıktı. Sonra adama hiç zarar vermeden içinden çıktı. \p \v 36 Herkes şaşırıp kaldı. Aralarında şöyle konuşmaya başladılar: “Bu nasıl sözdür? Güç ve yetkiyle \w şeytani ruhlara|lemma="şeytani ruh"\w* emrediyor, onlar da insanlardan çıkıyorlar!” \v 37 Böylece İsa hakkındaki haber o bölgenin her tarafına yayıldı. \s1 İsa birçok hastaya şifa veriyor \r (Matta 8:14‑17; Markos 1:29‑34) \p \v 38 İsa kalkıp Yahudilerin \w toplantı yerinden|lemma="toplantı yeri"\w* çıktı ve Simunʼun\f + \fr 4:38 \fr*\fk Simunʼun \fk*\ft İsaʼnın ona verdiği Petrus adıyla daha çok tanınır.\ft*\f* evine gitti. Simunʼun kaynanası hastaydı. Yüksek ateşi vardı. Kadın için İsaʼdan yardım istediler. \v 39 İsa kadının başucunda durup ateşi azarladı. Kadının ateşi düştü ve hemen kalkıp onlara hizmet etmeye başladı. \p \v 40 Güneş batarken insanlar çeşitli hastalıklara yakalanmış bütün yakınlarını İsaʼya getirdiler. İsa elleriyle her birine dokundu ve onları iyileştirdi. \v 41 Aynı zamanda birçoklarından cinler çıktı. Yüksek sesle bağırıp, “Sen Allahʼın Oğluʼsun!” dediler. Fakat İsa onları azarlayıp konuşmalarına izin vermedi. Çünkü cinler Oʼnun Mesih olduğunu biliyorlardı. \p \v 42 Gün doğunca İsa dışarı çıkıp ıssız bir yere gitti. Halk ise Oʼnu arıyordu. İsaʼnın bulunduğu yere varınca bir daha onlardan ayrılmamasını istediler. \v 43 Ama İsa onlara şunu söyledi: “\w Allahʼın Krallığı\w* hakkındaki \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* diğer kasabalara da duyurmam lazım. Çünkü ben bunun için gönderildim.” \v 44 İsa, Yahudi topraklarında olan \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* vaaz etmeye devam etti. \c 5 \s1 İsaʼnın ilk öğrencileri \r (Matta 4:18‑22; Markos 1:16‑20) \p \v 1 Bir gün İsa Ginnesar Gölüʼnün\f + \fr 5:1 \fr*\ft Başka adıyla Celile Gölü.\ft*\f* kıyısında duruyordu. Halk Oʼnun etrafını sarmış, Allahʼın sözünü dinliyordu. \v 2 İsa gölün kıyısında duran iki tekne gördü. Balıkçılar ise onlardan çıkmış ağlarını temizliyorlardı. \v 3 İsa bu teknelerden birine bindi. Teknenin sahibi Simunʼa\f + \fr 5:3 \fr*\fk Simunʼa \fk*\ft İsaʼnın ona verdiği Petrus adıyla daha çok tanınır.\ft*\f* kıyıdan biraz açılmasını söyledi. Sonra oturup tekneden halka vaaz etmeye başladı. \p \v 4 Konuşmasını bitirince Simunʼa dedi ki, “Derin sulara açıl. Balık tutmak için ağlarınızı atın.” \p \v 5 Simun şöyle cevap verdi: “Efendim, bütün gece çalışıp çabaladık, hiçbir şey yakalamadık. Ama madem sen söylüyorsun, ağları atacağım.” \p \v 6 Bunu yaptıktan sonra o kadar çok balık tuttular ki, ağları yırtılmaya başladı. \v 7 Bu yüzden diğer teknedeki ortaklarına işaret ederek onları yardıma çağırdılar. Onlar da gelip her iki tekneyi de o kadar çok balıkla doldurdular ki neredeyse tekneler batacaktı. \p \v 8 Simun Petrus bunları görünce İsaʼnın dizlerine kapanarak şöyle dedi: “Ey Efendim, çekil yanımdan. Ben günahlı bir adamım.” \v 9 Çünkü kendisi ve bütün arkadaşları ne kadar çok balık tuttuklarına şaşırıp kaldılar. \v 10 Simunʼun iş arkadaşları olan Zebedi oğulları Yakub ve Yuhanna da aynı şaşkınlık içindeydi. \p İsa Simunʼa şöyle dedi: “Korkma, artık balık tutacağına insanları imana getireceksin.” \v 11 Tekneleri karaya çekince, her şeyi bırakıp İsaʼnın peşinden gittiler. \s1 İsa bir cüzzam hastasını iyileştiriyor \r (Matta 8:1‑4; Markos 1:40‑45) \p \v 12 İsa kasabalardan birindeyken, bedeni \w cüzzam\w* hastalığıyla kaplanmış bir adam vardı. Adam İsaʼyı görünce yüzüstü yere kapandı ve İsaʼya şöyle yalvardı: “Ey Efendim! İstersen beni hastalığımdan temizleyebilirsin.” \p \v 13 İsa da elini uzatıp adama dokundu. “İstiyorum” dedi. “Temiz ol!” Anında adamın \w cüzzam\w* hastalığı yok oldu. \p \v 14 İsa ona bu olayı kimseye anlatmamasını emretti. “Ancak git, \w rahibe|lemma="rahip"\w* görün” dedi. “Musaʼnın buyurduğu gibi, kendin için bir kurban sun. Böylece insanlara hastalıktan temizlendiğini gösterirsin.” \p \v 15 Fakat İsa hakkındaki haber daha da çok yayıldı. Halk kalabalık halinde İsaʼya akın akın geliyordu. Çünkü Oʼnu dinlemek ve hastalıklarına şifa bulmak istiyorlardı. \v 16 İsa ise, sık sık ıssız yerlere çekilir, dua ederdi. \s1 İsa felçli adama şifa veriyor \r (Matta 9:1‑8; Markos 2:1‑12) \p \v 17 Bir gün İsa vaaz ederken \w Ferisiler\w* ve bazı Tevrat uzmanları Oʼnun çevresinde oturuyorlardı. Bunlar Celile ve Yahudiye bölgelerinin birçok köyünden ve \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* gelmişlerdi. İsa, Rabbin gücüyle hastalara şifa veriyordu. \v 18 Bu sırada bazıları döşek üzerinde felçli bir adam taşıyordu. Onu içeri getirip İsaʼnın önüne bırakmaya çalışıyorlardı. \v 19 Ama kalabalık yüzünden onu içeri getirecek yol bulamadılar. Dama çıkıp, adamı kiremitlerin arasından döşek üzerinde, kalabalığın tam ortasına, İsaʼnın önüne indirdiler. \p \v 20 İsa onların imanını görünce felçli adama şöyle dedi: “Arkadaş, günahların bağışlandı.” \p \v 21 Tevrat uzmanları ve \w Ferisiler\w* aralarında tartışmaya başladılar. “Kim bu adam?” dediler. “Allahʼa hakaret ediyor.\f + \fr 5:21 \fr*\fk Allahʼa hakaret ediyor. \fk*\ft Ancak Allahʼa ait bir işi yaptığını söyleyen İsaʼyı kendini Allahʼla bir saymakla suçladılar.\ft*\f* Allahʼtan başka kim günahları bağışlayabilir?” \p \v 22 Ama İsa onların düşündüklerini biliyordu. Böylece onlara, “Aklınızda neden böyle düşüncelere yer veriyorsunuz?” diye sordu. \v 23 “Hangisi daha kolay? ‘Günahların bağışlandı’ demek mi, yoksa ‘Kalk, yürü’ demek mi? \v 24 Ama \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye…” Felçli adama, “Sana söylüyorum: ‘Kalk, döşeğini al ve evine git!’ ” dedi. \v 25 Adam da hemen herkesin gözü önünde ayağa kalktı. Döşeğini kaldırdı ve Allahʼı öve öve evine gitti. \v 26 Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Allahʼı övmeye başladılar. Büyük bir korkuya kapılıp, “Bugün olağanüstü şeyler gördük” dediler. \s1 İsa Leviʼyi öğrencisi olmaya çağırıyor \r (Matta 9:9‑13; Markos 2:13‑17) \p \v 27 Ondan sonra İsa dışarı çıktı. Levi adında bir vergi memuru gördü. Vergi toplanma yerinde oturuyordu. İsa ona, “Peşimden gel!” dedi. \v 28 O da kalktı, her şeyi bırakıp İsaʼnın peşinden gitti. \p \v 29 Sonra Levi kendi evinde İsa için büyük bir ziyafet verdi. Vergi memurları ve başka kişiler büyük bir kalabalık halinde gelmiş, onlarla beraber yemeğe oturmuşlardı. \v 30 Ama \w Ferisiler\w* ve Tevrat uzmanları söylenmeye başladılar. İsaʼnın \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dediler: “Nasıl olur da vergi memurları ve günahkârlarla\f + \fr 5:30 \fr*\fk Vergi memurları ve günahkârlarla \fk*\ft Ferisiler Tevrat buyruklarına uymak için atadan kalma adetlere önem verirlerdi. Bunlara önem vermeyen sıradan halkı günahkâr sayarlardı. İsrail halkından Romalılar için vergi topladıkları için vergi memurları vatan haini azgın günahkâr sayılırdı.\ft*\f* birlikte yiyip içiyorsunuz?” \p \v 31 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Sağlıklı insanların değil, hasta olanların doktora ihtiyacı var. \v 32 Ben \w doğru\w* kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim.” \s1 İsaʼya oruç hakkında soruyorlar \r (Matta 9:14‑17; Markos 2:18‑22) \p \v 33 İsaʼya şöyle dediler: “Yahyaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* sık sık oruç tutup dua ediyorlar. \w Ferisilerin|lemma="Ferisiler"\w* öğrencileri de aynısını yapıyorlar. Ama seninkiler yiyip içiyorlar.” \p \v 34 İsa onlara şunları söyledi: “Damat onların arasındayken, siz damadın arkadaşlarına oruç tutturabilir misiniz? \v 35 Ama öyle günler gelecek ki, damat aralarından alınacak. İşte o günlerde oruç tutacaklar.” \p \v 36 Ayrıca İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: “Hiç kimse yeni elbiseden bir parça alıp eski elbisenin üzerine yama yapmaz. Yoksa hem yenisi yırtılır, hem de yeni elbiseden alınan parça eskisine uymaz. \v 37 Hiç kimse yeni şarabı eski \w tulumlara|lemma="tulum"\w* doldurmaz. Yoksa yeni şarap tulumları patlatır. Hem şarap dökülür, hem de tulumlar ziyan olur. \v 38 Ama yeni şarap yeni tulumlara doldurulmalı. \v 39 Üstelik eski şarabı içtikten sonra kimse yeni şarabı istemez, ‘Eskisi daha iyi!’ der.” \c 6 \s1 Şabat gününün Efendisi İsaʼdır \r (Matta 12:1‑14; Markos 2:23‑28; 3:1‑6) \p \v 1 Bir \w Şabat\w* günü İsa ekin tarlalarından geçiyordu. Oʼnun \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* ekin başaklarını koparıyor, avuçlarında ezip yiyorlardı. \v 2 Ama \w Ferisilerden|lemma="Ferisiler"\w* bazıları şunu sordular: “Neden \w Şabat\w* gününde Tevratʼta yasaklananı yapıyorsunuz?” \p \v 3 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Davud ve adamları acıkınca Davudʼun ne yaptığını okumadınız mı? \v 4 Allahʼın evine girdi, adak ekmeklerinden\f + \fr 6:4 \fr*\fk Adak ekmeklerinden \fk*\ft Çadırın ve sonra tapınağın kutsal yerinde bulunan altın masaya her hafta konulan 12 mayasız pide. İbranicede huzur ekmekleri denilir. Haftanın sonunda yenileri konulunca rahipler belirli şartlar altında eskilerini yiyebilirdi. \+xt Çıkış 25:30; 1. Samuel 21:1‑6\+xt*\ft*\f* alıp yedi ve yanındakilere de verdi. Oysa o ekmekleri yemeye sadece \w rahiplerin|lemma="rahip"\w* izni vardı.” \v 5 İsa onlara şunu da söyledi: “\w İnsan Oğlu|lemma="İnsan Oğlu"\w* olarak ben \w Şabat\w* gününün efendisiyim.” \p \v 6 Başka bir \w Şabat\w* günü İsa, Yahudilerin bir \w toplantı yerine|lemma="toplantı yeri"\w* girip vaaz etmeye başladı. Orada sağ eli sakat bir adam vardı. \v 7 Tevrat uzmanları ve \w Ferisiler\w* İsaʼyı yakından izliyorlardı. Oʼnun \w Şabat\w* gününde şifa verip vermeyeceğini gözlüyorlardı. Böylece İsaʼyı suçlamak için fırsat arıyorlardı. \v 8 Ama İsa akıllarından geçenleri biliyordu. Eli sakat adama, “Kalk, ortaya geç!” dedi. Adam da kalktı, ortaya geçti. \p \v 9 O zaman İsa onlara şunu dedi: “Size bir sorum var! \w Şabat\w* gününde iyilik mi, yoksa kötülük mü yapmak Tevratʼa uygundur? Bir hayatı kurtarmak mı, yoksa onu yok etmek mi uygundur?” \p \v 10 Etrafına dönüp herkese baktı. Sonra adama “Elini uzat!” dedi. Adam elini uzattı ve eli sapasağlam oldu. \v 11 Ama Tevrat uzmanları ve \w Ferisiler\w* öfkeden deliye döndüler. İsaʼya ne yapacaklarını aralarında konuşmaya başladılar. \s1 İsa on iki elçisini seçiyor \r (Matta 10:1‑4; Markos 3:13‑19) \p \v 12 O günlerde İsa dua etmek için bir tepeye çıktı. Bütün geceyi Allahʼa dua etmekle geçirdi. \v 13 Gün doğunca İsa \w öğrencilerini|lemma="öğrenci"\w* yanına çağırdı. Onların arasından “elçi” adını verdiği şu on iki kişiyi seçti: \b \li1 \v 14 Petrus\f + \fr 6:14 \fr*\fk Petrus \fk*\ft Kaya demektir. İsaʼnın Simunʼa verdiği ad.\ft*\f* adını verdiği Simun ve onun kardeşi Andreas, \li1 Yakub ve Yuhanna, \li1 Filipus ve Bartalmay, \li1 \v 15 Matta ve Tomas, \li1 Alpay oğlu Yakub ve lakabı “Yurtsever” olan Simun, \li1 \v 16 Yakub oğlu Yahuda ve İsaʼya ihanet eden Yahuda İskariyot. \s1 İsa vaaz ediyor ve şifa veriyor \r (Matta 4:24‑25; Markos 3:7‑12) \p \v 17 İsa onlarla birlikte aşağı inip düzlükte durdu. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* büyük bir kalabalık halinde oradaydılar. Ayrıca bütün Yahudiyeʼden, \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w*, Sur ve Sayda şehirlerinin çevresindeki deniz kenarından çok sayıda insan vardı. \v 18 İsaʼyı dinlemeye ve hastalıklarından şifa bulmaya gelmişlerdi. \w Şeytani ruhlar|lemma="Şeytani ruh"\w* yüzünden sıkıntı çekenler de iyileşiyordu. \v 19 Bütün kalabalık İsaʼya dokunmaya çalışıyordu. Çünkü Oʼndan güç akıyor ve herkese şifa veriyordu. \p \v 20 İsa başını kaldırıp \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* bakarak şöyle konuşmaya başladı: \q1 “Ne mutlu size, fakirler! \q2 Çünkü \w Allahʼın Krallığı\w* sizindir. \q1 \v 21 Ne mutlu size, şimdi açlık çekenler! \q2 Çünkü doyacaksınız. \q1 Ne mutlu size, şimdi ağlayanlar! \q2 Çünkü yüzünüz gülecek. \q1 \v 22 \w İnsan Oğluʼna|lemma="İnsan Oğlu"\w* bağlı olduğunuz için \q2 insanlar sizden nefret ettikleri, \q1 sizi aralarından kovup aşağıladıkları \q2 ve adınızı kötüledikleri zaman, ne mutlu size! \p \v 23 O gün sevinin, sevinçten zıplayın, çünkü gökte ödülünüz büyük olacak. Bilin ki, size kötü davrananların ataları peygamberlere aynısını yaptılar. \q1 \v 24 Ama vay halinize, siz zenginler! \q2 Çünkü daha şimdiden rahata kavuştunuz. \q1 \v 25 Vay halinize, şimdi karnı tok olanlar! \q2 Çünkü açlık çekeceksiniz. \q1 Vay halinize, şimdi yüzü gülenler! \q2 Çünkü yas tutup ağlayacaksınız. \q1 \v 26 Herkes sizi övdüğü zaman vay halinize! \q2 Çünkü ataları, sahte peygamberlere de aynısını yaptılar.” \s1 Düşmanlarınızı sevin! \r (Matta 5:38‑48; 7:12) \p \v 27 “Ama, beni dinleyen sizlere söylüyorum, düşmanlarınızı sevin! Sizden nefret edenlere iyilik yapın. \v 28 Size lanet edenler için bereket dileyin. Size hakaret edenler için dua edin. \v 29 Bir yanağınıza şamar atana öbür yanağınızı da çevirin. Paltonuzu zorla alan kişiye gömleğinizi de verin. \v 30 Sizden bir şey dileyen herkese verin. Biri malınızı almışsa, geri istemeyin. \v 31 İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. \p \v 32 Eğer sadece sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever. \v 33 Eğer sadece size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile aynısını yaparlar. \v 34 Eğer sadece geri almayı umut ettiğiniz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar da verdiklerini geri almak şartıyla diğer günahkârlara ödünç verirler. \v 35 Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir şey beklemeden ödünç verin. O zaman ödülünüz büyük olacak. O zaman yüce Allahʼın oğulları olacaksınız. Çünkü O da nankör ve kötü kişilere iyilik eder. \v 36 \w Babanız|lemma="Baba"\w* nasıl merhametliyse, siz de merhametli olun.” \s1 Başkalarını yargılamayın! \r (Matta 7:1‑5) \p \v 37 “Başkasını yargılamayın ki siz de yargılanmayasınız. Suçlu çıkarmayın ki siz de suçlu çıkarılmayasınız. Bağışlayın ki siz de bağışlanasınız. \v 38 Verin, size de verilecek. Sizin kucağınıza sıkı bastırılmış, güzelce silkelenmiş, dolup taşan bol bir ölçüyle dökecekler. Çünkü hangi ölçekle ölçerseniz, aynı ölçekle size de ölçülecek.” \p \v 39 Bir de onlara şu benzetmeyi anlattı: “Kör adam başka bir kör adama yol gösterebilir mi? İkisi de çukura düşmez mi? \v 40 \w Öğrenci|lemma="öğrenci"\w* \w öğretmeninden|lemma="öğretmen"\w* üstün değildir. Ama eğitimini tamamlayan herkes öğretmeni gibi olur. \p \v 41 Neden başkasının gözündeki çöpü görüyorsun da, kendi gözündeki kütüğü görmüyorsun? \v 42 Kendi gözündeki kütüğü görmüyorsan, kardeşine nasıl ‘Kardeş, izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ diyebilirsin? Seni ikiyüzlü seni! Önce kendi gözündeki kütüğü çıkar. O zaman daha iyi görür ve kardeşinin gözündeki çöpü çıkarabilirsin.” \s1 İyi ağaç iyi meyve verir \r (Matta 7:16‑20; 12:33‑35) \p \v 43 “Kötü meyve veren iyi ağaç da, iyi meyve veren kötü ağaç da yoktur. \v 44 Çünkü her ağaç kendi meyvesinden tanınır. İnsanlar dikenlerden incir, çalılardan da üzüm toplamazlar. \v 45 İyi insan iyilik dolu kalbinden iyi olanı çıkarır. Kötü insan da kötülük dolu kalbinden kötü olanı çıkarır. İnsanın kalbinde ne varsa, ağzından da o çıkar.” \s1 Hayatın sağlam temeli, İsaʼnın sözünü dinlemektir \r (Matta 7:21,24‑27) \p \v 46 “Neden beni ‘Efendimiz, Efendimiz!’ diye çağırıyorsunuz, ama size söylediğim şeyleri yapmıyorsunuz? \v 47 Bana gelen, sözlerimi işiten ve onları hayatında yerine getiren herkesin nasıl bir kişiye benzediğini size anlatayım. \v 48 Böyle kişi ev yapan biri gibidir. Derin kazıp kaya üstüne temel atar. Sel basınca ve kabaran sular o eve çarpınca, onu yerinden oynatamaz, çünkü ev sağlam yapılmıştır. \v 49 Öte yandan sözlerimi dinleyip de yerine getirmeyen kişi, temel atmadan toprak üzerinde ev yapana benzer. Kabaran sular o eve çarpınca ev hemen yıkılır. Evin yıkılışı da korkunç olur.” \c 7 \s1 Yüzbaşının imanı \r (Matta 8:5‑13) \p \v 1 İsa kendisini dinleyen halka bütün bunları söyledikten sonra Kefernahumʼa gitti. \v 2 Orada Romalı bir yüzbaşı vardı. Onun çok değer verdiği bir kölesi ölüm döşeğinde hasta yatıyordu. \v 3 Yüzbaşı, İsa hakkındaki haberleri duyunca, Yahudi liderlerden birkaçını Oʼnun yanına yolladı. Onlara İsaʼdan şunu rica etmelerini söyledi: “Lütfen gel ve kölemi iyileştir.” \v 4 İsaʼnın yanına geldikten sonra yüzbaşına yardım etmesi için Oʼna içtenlikle yalvardılar: “Bu adam senin yardımına layıktır. \v 5 Çünkü milletimizi seviyor. \w Toplantı yerimizi|lemma="toplantı yeri"\w* de yaptıran odur.” \v 6 Böylece İsa onlarla birlikte yola çıktı. \p Eve varmadan önce, yüzbaşı bazı arkadaşlarını yollayıp İsaʼya şu haberi gönderdi: “Efendimiz, zahmet etme. Evime kadar gelmene layık değilim. \v 7 Zaten bunun için yanına gelmeye yüzüm olmadı. Ama sen bir söz söyle ki hizmetkârım iyileşsin. \v 8 Çünkü ben de buyruk altında bir adamım. Benim de buyruğumda askerlerim var. Birisine ‘Git’ derim, gider. Başkasına ‘Gel’ derim, gelir. Köleme de ‘Şunu yap’ derim, yapar.” \p \v 9 İsa bu sözleri duyunca, yüzbaşıya hayret etti. Dönüp Oʼnu izleyen kalabalığa şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: İsrail halkında bile bu kadar büyük imana rastlamadım.” \v 10 Gönderilen adamlar eve dönünce, köleyi sapasağlam buldular. \s1 İsa dul kadının oğlunu ölümden diriltiyor \p \v 11 Bu olaydan kısa bir zaman sonra İsa Nain adında bir kasabaya gitti. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* ve büyük bir kalabalık Oʼnunla beraber yürüyordu. \v 12 İsa kasaba kapısına tam yaklaştığı sırada bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Ölen adam dul bir kadının tek oğluydu. Kasabadan büyük bir kalabalık kadınla gelmişti. \v 13 Rab İsa kadını görünce ona acıdı. “Ağlama!” dedi. \p \v 14 Yaklaşıp açık tabuta dokundu. Tabutu taşıyanlar durdu. İsa şöyle dedi: “Delikanlı, sana diyorum, kalk.” \v 15 Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi. \p \v 16 Herkesi bir korku sardı. “Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı” ve “Allah halkına yardıma geldi” diyerek Allahʼı övmeye başladılar. \v 17 İsa hakkındaki bu haber bütün Yahudiye bölgesine ve çevreye yayıldı. \s1 Yahyaʼnın İsaʼya sorusu \r (Matta 11:2‑19) \p \v 18-19 Yahyaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* ona bütün bu olayları anlattılar. Yahya da öğrencilerinden ikisini yanına çağırıp onları Rab İsaʼya yolladı. Şunu sormalarını istedi: “Gelecek olan Mesih sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?” \p \v 20 Adamlar İsaʼya gelip şöyle dediler: “Vaftizci Yahya bizi sana yolladı. ‘Gelecek olan Mesih sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?’ diye soruyor.” \p \v 21 İsa tam o sırada acı çeken, hasta ve cinlere tutulmuş birçok kişiyi iyileştirdi. Birçok körün gözlerini de açtı. \v 22 İsa Yahyaʼnın \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle cevap verdi: “Gidin, gördüğünüzü, işittiğinizi Yahyaʼya anlatın: Körlerin gözleri açılıyor, sakatlar yürüyor, \w cüzzam\w* hastaları temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve fakirlere \w Müjde\w* duyuruluyor. \v 23 Benim hakkımda şüpheye düşmeyene ne mutlu!” \p \v 24 Yahyaʼnın gönderdiği haberciler ayrıldıktan sonra, İsa halka dönüp Yahya hakkında konuşmaya başladı: “Issız yerlere ne görmeye gittiniz? Rüzgarda sallanan bir kamış mı? \v 25 Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Lüks elbiseler giyen bir adam mı? Bakın, gösterişli elbiseler giyen, bolluk içinde yaşayan adamlar saraylarda oturanlardır. \v 26 Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Ama ben size diyorum ki, Yahya peygamberden de üstündür. \v 27 Kutsal Yazılarʼda Allah Yahya hakkında şöyle der: \q1 ‘İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum.\f + \fr 7:27 \fr*\fk Habercimi senin önünden gönderiyorum. \fk*\ft Allah Yahyaʼyı haberci olarak Mesihʼin önünden göndermeye söz vermişti.\ft*\f* \q2 O, önden gidip senin yolunu hazırlayacak.’\f + \fr 7:27 \fr*\ft \+xt Malaki 3:1\+xt*\ft*\f* \m \v 28 Size diyorum ki, kadından doğanların arasında Yahyaʼdan daha üstün kimse yoktur. Ama \w Allahʼın Krallığıʼnda|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* en önemsiz kişi Yahyaʼdan üstündür.” \p \v 29 Bütün halk, hatta vergi memurları bile bunu duyunca Allahʼın yolunun doğru yol olduğunu kabul ettiler. Çünkü Yahya tarafından vaftiz edilmişlerdi. \v 30 Ama \w Ferisiler\w* ve Tevrat uzmanları Allahʼın kendileri için olan amacını reddettiler. Çünkü Yahya tarafından vaftiz edilmemişlerdi. \p \v 31 İsa sözlerine şöyle devam etti: “Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim, onlar neye benziyorlar? \v 32 Çarşıda oturan çocuklara benziyorlar. Birbirlerine şöyle bağırıyorlar: \q1 ‘Size kaval çaldık, \q2 oynamadınız. \q1 Cenaze ezgileri söyledik, \q2 ağlamadınız.’ \m \v 33 Çünkü Vaftizci Yahya geldiği zaman, ekmek yemedi, şarap da içmedi. O zaman dediniz ki, ‘Adamda cin var.’ \v 34 \w İnsan Oğlu\w* geldiğinde, yiyip içti. Bu sefer, ‘Bakın, ne biçim adam bu!’ diyorsunuz. ‘Boğazına düşkün ve içkici, vergi memurlarının ve günahkârların arkadaşı!’ \v 35 Oysa \w hikmet\w* bütün evlatları tarafından haklı çıkarılmıştır.” \s1 Günahkâr kadın İsaʼya saygı gösteriyor \p \v 36 \w Ferisilerden|lemma="Ferisiler"\w* biri İsaʼyı yemeğe çağırdı. İsa da \w Ferisiʼnin|lemma="Ferisiler"\w* evine girip sofraya oturdu. \v 37 Birden bir kadın göründü. O kasabada günahkâr olarak bilinen kadın İsaʼnın \w Ferisiʼnin|lemma="Ferisiler"\w* evinde oturduğunu öğrenmişti. Kaymaktaşından yapılmış bir kapta hoş kokulu yağ getirdi. \v 38 Kadın arkada İsaʼnın ayaklarının dibinde durdu\f + \fr 7:38 \fr*\fk Kadın arkada İsaʼnın ayaklarının dibinde durdu \fk*\ft O zamanın adetine göre ziyafette misafirler yastığa yaslanarak divana yan tarafa uzanarak yemek yerlerdi. Böylece başları sofraya yakın ayakları ise uzak olurdu.\ft*\f* ve ağladı. Oʼnun ayaklarını gözyaşları ile ıslattı, saçları ile kuruttu. Sonra da ayaklarını öpüp üzerlerine hoş kokulu yağı sürdü. \p \v 39 İsaʼyı davet eden \w Ferisi|lemma="Ferisiler"\w* bunu görünce, kendi kendine şöyle dedi: “Bu adam peygamber olsaydı, Oʼna dokunan kadının kim olduğunu ve ne tür bir kadın olduğunu bilirdi. Günahkâr biri olduğunu anlardı.” \p \v 40 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Simun, sana bir söyleyeceğim var.” \p O da, “Söyle, \w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*” dedi. \p \v 41 “Bir faizcinin iki borçlusu varmış. Birinin borcu beş yüz \w gümüş para,\w* öbürünün borcu elli gümüş paraymış. \v 42 İkisi de aldıkları parayı geri ödeyememiş. Bu sebeple adam her ikisinin de borcunu bağışlamış. Acaba onlardan hangisi o adamı daha çok sever?” \p \v 43 Simun şöyle cevap verdi: “Sanırım, daha çok bağışlanan adam.” \p İsa, “Doğru karar verdin” dedi. \p \v 44 Sonra kadına dönerek Simunʼa şöyle dedi: “Bu kadını görüyor musun? Ben senin evine geldiğimde, ayaklarım için su vermedin. Ama bu kadın ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslattı, saçlarıyla kuruttu. \v 45 Bana öpücük vermedin. Ama bu kadın evine girdiğimden beri durmadan ayaklarımı öpüyor. \v 46 Sen başıma zeytinyağı sürmedin. Ama bu kadın ayaklarıma hoş kokulu yağ sürdü. \v 47 Bu nedenle sana söylüyorum, onun çok olan günahları bağışlandı. Onun için çok sevdi. Oysa az bağışlanan kişi az sever.” \p \v 48 Sonra İsa kadına şöyle dedi: “Günahların bağışlandı.” \p \v 49 İsaʼyla birlikte sofrada oturanlar aralarında konuşmaya başladılar. “Bu adam kim ki, günahları bile bağışlıyor?” dediler. \p \v 50 Bunun üzerine İsa kadına dedi: “İmanın seni kurtardı. Git ve esenlik içinde yaşa!” \c 8 \s1 İsaʼya yardım eden kadınlar \r (Matta 13:1‑23; Markos 4:1‑20) \p \v 1 Bundan kısa bir süre sonra İsa köy kasaba dolaşmaya başladı. Halka vaaz edip \w Allahʼın Krallığı\w* hakkındaki \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* duyuruyordu. On iki \w elçisi|lemma="elçi"\w* de Oʼnunla birlikteydi. \v 2 Ayrıca yanında cinlerden ve hastalıklardan kurtulmuş bazı kadınlar da vardı. Onlardan biri Mecdelli Meryemʼdi. Kendisinden yedi cin kovulmuştu. \v 3 Kral \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* saray yöneticisi olan Kuzaʼnın karısı Yohanna, Suzanna, ve başka birçok kadın da İsaʼyla birlikteydi. Kendi paralarından İsaʼnın ve öğrencilerinin geçimine yardım ediyorlardı. \s1 Dört çeşit toprak benzetmesi \r (Matta 13:1‑23; Markos 4:1‑20) \p \v 4 İsa değişik kasabalardan yanına gelen büyük bir kalabalığa şu benzetmeyi anlattı: \v 5 “Bir çiftçi ekin ekmeye gitmiş. Ekerken kimi tohumlar yol kenarına düşmüş. Ayak altında çiğnenmiş ve gökteki kuşlar onları yemiş. \v 6 Kimi tohumlar taşlı toprağa düşmüş. Tohumlar filiz vermişse de susuzluktan kuruyup gitmiş. \v 7 Kimi tohumlar dikenlerin arasına düşmüş. Dikenler de filizlerle beraber büyüyünce filizleri boğmuş. \v 8 Kimi tohumlar ise bereketli toprağa düşmüş. Büyüyüp yüz kat daha fazla ürün vermiş.” \p İsa bunları anlattıktan sonra yüksek sesle şöyle dedi: “Kulağı olan işitsin!” \p \v 9 \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya, “Acaba bu benzetme ne anlama geliyor?” diye sordular. \p \v 10 O da onlara şöyle dedi: “Sizlere \w Allahʼın Krallığıʼnın|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* \w sırlarını|lemma="sır"\w* anlama gücü verildi. Ama başkalarına benzetmelerle anlatıyorum. Öyle ki, \q1 ‘Bakıp da görmesinler, \q2 işitip de anlamasınlar.’\f + \fr 8:10 \fr*\ft \+xt Yeşaya 6:9‑10\+xt*\ft*\f* \p \v 11 Benzetmenin anlamı şöyledir: Tohum, Allahʼın sözüdür. \v 12 Yol kenarındakiler sözü duyanlardır. Ama sonra \w İblis\w* gelip Allahʼın sözünü onların yüreklerinden çalar. Öyle ki, iman edip kurtulmasınlar. \v 13 Taşlı topraktakiler sözü duyunca onu sevinçle kabul edenlerdir. Ama bunların derin kökleri yoktur. Sadece bir zaman için iman ederler, sonra zorluklarla denendikleri zaman imandan dönerler. \v 14 Dikenler arasına düşenler sözü duyarlar ama zamanla bu hayatın kaygıları, zenginliği ve zevkleri onları boğar. Bu yüzden olgun ürün vermezler. \v 15 Ama bereketli topraktakiler sözü dürüst ve iyi yürekle duyanlardır. Bu kişiler söze sarılarak sabırla dayanır ve bol ürün verirler.” \s1 Işığınızı gizlemeyin \r (Markos 4:21‑25) \p \v 16 “Hiç kimse lambayı yakıp onu bir kapla örtmez, ya da yatağın altına koymaz. Hayır, onu lambalığa koyar, öyle ki, içeri girenler ışığı görsünler. \v 17 Çünkü gizli olup da ortaya çıkmayacak hiçbir şey yoktur. Bilinmeyecek ve aydınlığa çıkmayacak saklı bir şey de yoktur. \v 18 Bunun için nasıl dinlediğinize dikkat edin. Çünkü kim sahip olduğu şeyleri kullanırsa, ona daha çok verilecek. Ama kim kullanmazsa, kendisinde var sandığı şey bile elinden alınacak.” \s1 İsaʼya en yakın olanlar kimler? \r (Matta 12:46‑50; Markos 3:31‑35) \p \v 19 Sonra İsaʼnın annesiyle kardeşleri Oʼnu ziyaret etmeye geldiler. Fakat kalabalık olduğu için Oʼnun yanına yaklaşamadılar. \v 20 İnsanlar İsaʼya şu haberi verdiler. “Annen ve kardeşlerin dışarda, seni görmek istiyorlar.” \p \v 21 Ama İsa onlara şöyle cevap verdi: “Annem ve kardeşlerim, Allahʼın sözünü duyup yerine getirenlerdir.” \s1 İsa fırtınayı dindiriyor \r (Matta 8:23‑27; Markos 4:35‑41) \p \v 22 O günlerde İsa ve \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* tekneye bindiler. İsa onlara “Gölün öbür tarafına geçelim” dedi. Böylece göle açıldılar. \v 23 Onlar teknede giderken, İsa uykuya daldı. O sırada gölde bir fırtına koptu. Tekne suyla dolmaya başladı. Batma tehlikesindeydiler. \p \v 24 \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* gelip İsaʼyı uyandırdılar. “Efendimiz, Efendimiz, boğuluyoruz!” dediler. \p İsa kalkıp rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına durdu, ortalık sakinleşti. \v 25 İsa onlara, “İmanınız nerede?” diye sordu. \p Onlar da korktular. Şaşkınlık içinde birbirlerine şöyle dediler: “Bu nasıl bir adam ki, rüzgara ve suya emrediyor, onlar da Oʼnun buyruğuna uyuyor?” \s1 İsa bir adamı cinlerden kurtarıyor \r (Matta 8:28‑34; Markos 5:1‑20) \p \v 26 Tekneyle Gerasalılarʼın memleketine vardılar. Orası Celileʼnin karşı tarafındadır. \v 27 Karaya çıktıktan sonra, İsaʼyı kasabadan bir adam karşıladı. Adam cinlere tutulmuş, uzun zamandan beri hiç elbise giymemişti. Evde değil, mezarlık mağaralarda yaşıyordu. \v 28 İsaʼyı görünce, adam bağırıp önünde yere kapandı ve yüksek sesle şöyle dedi: “Benden ne istiyorsun, ey İsa, yüce \w Allahʼın Oğlu\w*? Yalvarırım, bana işkence etme!” \v 29 Çünkü İsa \w şeytani ruha|lemma="şeytani ruh"\w* adamdan çıkmasını emretmişti. Şeytani ruh adamı sık sık yakalardı. İnsanlar adamın ellerini ve ayaklarını zincirlerle bağlayıp başında nöbet tutarlardı. Ama adam bağlarını hep koparırdı. Cin tarafından ıssız yerlere sürüklenirdi. \p \v 30 İsa ona, “Adın ne?” diye sordu. \p O da “Ordu” dedi, çünkü adama birçok cin girmişti. \v 31 Cinler, \w dipsiz çukura|lemma="dipsiz çukur"\w*\f + \fr 8:31 \fr*\fk Dipsiz çukura \fk*\ft Şeytani ruhların, yani cinlerin hapsedileceği yer.\ft*\f* gitmelerini emretmesin diye, İsaʼya yalvarıp durdular. \p \v 32 Orada, tepelerde otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler domuzlara girmelerine izin vermesi için İsaʼya yalvardılar. O da onlara izin verdi. \v 33 Cinler o adamdan çıkıp, domuzların içine girdiler. Sürü dik yamaçtan aşağı koştu ve göle atlayıp boğuldu. \p \v 34 Domuzları otlatanlar olup bitenleri görünce kaçtılar. Haberi kasabada ve köylerde duyurdular. \v 35 Böylece halk olup biteni görmeye çıktı. İsaʼnın yanına varınca, içinden cinler çıkmış adamı gördüler. Adam giyinmiş, aklı başına gelmiş olarak İsaʼnın ayaklarının dibinde oturuyordu. O zaman korktular. \v 36 Olayı görenler cinli adamın nasıl kurtulduğunu diğerlerine anlattılar. \v 37 Gerasa çevresinin bütün halkı İsaʼnın oradan ayrılmasını istedi. Çünkü büyük korkuya kapılmışlardı. Böylece İsa, geri dönmek için tekneye bindi. \p \v 38 İçinden cinler çıkmış adam, İsaʼnın yanında kalmak için Oʼna yalvardı. Ama İsa onu geri gönderdi. \v 39 “Evine dön” dedi. “Allahʼın senin için neler yaptığını anlat.” Adam da ayrılıp İsaʼnın onun için neler yaptığını kasabanın her tarafında duyurdu. \s1 İsa ölü kızı diriltiyor, hasta kadını iyileştiriyor \r (Matta 9:18‑26; Markos 5:21‑43) \p \v 40 İsa gölün karşı tarafına dönünce, halk Oʼnu karşıladı. Çünkü herkes Oʼnu bekliyordu. \v 41 Derken Yair adında bir adam geldi. Kendisi Yahudilerin \w toplantı yerinde|lemma="toplantı yeri"\w* liderdi. İsaʼnın ayaklarına kapanıp evine gelmesi için yalvardı. \v 42 Çünkü on iki yaşlarındaki biricik kızı ölmek üzereydi. \p İsa Yairʼin evine giderken halk Oʼnu her taraftan sıkıştırıyordu. \v 43 Orada on iki yıldan beri kanaması olan bir kadın vardı. Bütün parasını doktorlara harcamıştı ama hiç kimse onu iyileştirememişti. \v 44 Arkadan yaklaşıp İsaʼnın elbisesinin kenarına dokundu. Kanaması hemen kesildi. \p \v 45 İsa, “Bana dokunan kim?” diye sordu. \p Herkes inkâr ederken Petrus, “Efendimiz” dedi. “Kalabalık her tarafını sarmış, seni sıkıştırıyor.” \p \v 46 Ama İsa şöyle dedi: “Birisi bana dokundu. Benden bir gücün çıktığını fark ettim.” \p \v 47 Kadın olup biteni saklayamayacağını anlayınca, titreye titreye ortaya çıkıp İsaʼnın önünde yere kapandı. Bütün halkın karşısında İsaʼya neden dokunduğunu ve nasıl o anda şifa bulduğunu anlattı. \v 48 İsa ona şöyle dedi: “Kızım, imanın seni kurtardı. Esenlikle git.” \p \v 49 İsa henüz konuşurken, \w toplantı yeri\w* liderinin evinden biri gelip ona şöyle dedi: “Kızın öldü. Artık \w öğretmeni|lemma="öğretmen"\w* rahatsız etme.” \p \v 50 İsa bunu duyunca Yairʼe, “Korkma!” dedi. “Yalnız iman et ve kızın kurtulacak.” \p \v 51 İsa Yairʼin evine gelince Petrus, Yuhanna, Yakub ve kızın anne ve babasından başka hiç kimsenin içeri girmesine izin vermedi. \v 52 Herkes kızın arkasından ağlıyor, göğsünü dövüyordu. İsa da şöyle dedi: “Ağlamayı kesin! Kız ölmedi, sadece uyuyor.”\f + \fr 8:52 \fr*\fk Sadece uyuyor \fk*\ft Kız gerçekten ölmüştü. Fakat İsa için onu ölümden diriltmek, uykudan uyandırmak kadar kolaydır.\ft*\f* \p \v 53 İsaʼyla alay ettiler, çünkü kızın öldüğünü biliyorlardı. \v 54 Ama İsa kızın elini tuttu ve sesini yükseltip, “Kalk kızım!” dedi. \v 55 Kızın ruhu döndü ve kız hemen ayağa kalktı. İsa ona yemek verilmesini buyurdu. \v 56 Kızın annesiyle babası şaşırıp kaldılar. Ama İsa olup biteni kimseye anlatmasınlar diye onları uyardı. \c 9 \s1 İsa on iki elçisini hizmete gönderiyor \r (Matta 10:5‑15; Markos 6:7‑13) \p \v 1 İsa on iki \w elçisini|lemma="elçi"\w* bir araya çağırdıktan sonra onlara bütün cinlerin üzerine ve hastalıkları iyileştirmek için güç ve yetki verdi. \v 2 Onları \w Allahʼın Krallığıʼnı|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* duyurmaya ve hastalara şifa vermeye gönderdi. \v 3 Giderlerken şöyle dedi: “Yol için yanınıza hiçbir şey almayın. Ne değnek, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de yedek gömlek! \v 4 Hangi eve girerseniz hep orada kalın. Sonra oradan ayrılıp yolunuza devam edin. \v 5 Gittiğiniz yerde sizi kabul etmeyenler olursa, o kasabadan ayrılırken onlara karşı şahitlik olsun diye ayaklarınızdan tozu silkin.”\f + \fr 9:5 \fr*\fk Ayaklarınızdan tozu silkin \fk*\ft Bu haraketle o yerin halkıyla ilişkilerini kestiklerini ve o halkın durumundan artık sorumlu olmadıklarını gösterdiler.\ft*\f* \v 6 Onlar da ayrılıp köy köy dolaşmaya başladılar. \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* her tarafta yayıp hastalara şifa verdiler. \p \v 7 Celile bölgesini yöneten \w Hirodes\w*, bütün olup bitenleri duyunca aklı karıştı. Çünkü bazı insanlar diyordu ki, “Yahya ölümden dirildi.” \v 8 Bazıları da, “İlyas göründü”, başkaları ise, “Eski peygamberlerden biri yeniden yaşama döndü” diyordu. \v 9 Hirodes, “Yahyaʼnın kafasını ben kestirdim. O zaman hakkında böyle şeyler duyduğum bu adam kimdir?” dedi ve İsaʼyı görmenin bir yolunu aradı. \s1 İsa beş bin kişiyi doyuruyor \r (Matta 14:13‑21; Markos 6:30‑44; Yuhanna 6:1‑44) \p \v 10 Elçiler dönünce, bütün yaptıklarını İsaʼya anlattılar. İsa elçileri yanına alıp Beytsayda denilen kasabanın yakınlarına çekildi. Orada onlarla baş başa kalmak istedi. \v 11 Bunun farkına varan halk İsaʼyı izledi. İsa halkı hoş karşıladı. Onlara \w Allahʼın Krallığı\w* hakkında vaaz verdi ve şifaya muhtaç olanları iyileştirdi. \p \v 12 Akşama doğru on iki \w elçi\w* gelip İsaʼya şunu söyledi: “Halkı gönder de etraftaki köylere ve çiftliklere gitsin. Kendilerine kalacak yer ve yiyecek bulsunlar. Çünkü burada ıssız bir yerdeyiz.” \p \v 13 İsa onlara şöyle dedi: “Onlara siz yiyecek verin!” \p \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* şu cevabı verdiler: “Beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok. Yoksa biz gidip bütün bu insanlar için yiyecek mi satın alalım?” \v 14 Çünkü orada yalnız erkeklerden aşağı yukarı beş bin kişi vardı. \p İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunu söyledi: “Onları ellişer kişilik gruplar halinde oturtun.” \v 15 Öyle yaptılar, herkesi oturttular. \v 16 İsa, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti. Sonra ekmekleri bölüp halkın önüne koysunlar diye öğrencilerine verdi. \v 17 Herkes doyana kadar yedi. Sonra artakalan parçaları topladılar ve onlarla on iki sepet doldurdular. \s1 Petrus İsaʼyı Mesih olarak tanıtıyor \r (Matta 16:13‑20; Markos 8:27‑30) \p \v 18 Bir gün İsa halktan ayrı olarak dua ediyordu. \w Öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* yanındaydı. İsa, “Halk benim kim olduğumu söylüyor?” diye sordu. \p \v 19 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* şöyle cevap verdiler: “ ‘Vaftizci Yahya’ diyorlar. Başkaları ‘İlyas’ diyor, diğerleri de ‘Eski peygamberlerden biri dirildi’ diyorlar.” \p \v 20 İsa onlara sordu: “Ya siz ne dersiniz? Sizce ben kimim?” \p Petrusʼun cevabı şuydu: “Sen Allahʼın Mesihiʼsin.” \p \v 21 İsa onları sıkı sıkı uyardı, “Bunu kimseye söylemeyin!” diye emretti. \v 22 “\w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* çok acı çekmesi lazım” dedi. “Halkın liderleri, başrahipler ve Tevrat uzmanları tarafından reddedilip öldürülmelidir. Ama üçüncü gün ölümden dirilmesi gerekir.” \p \v 23 Sonra İsa herkese şunu söyledi: “Bir kişi peşimden gelmek isterse, kendini gözden çıkarsın, her gün çarmıhını yüklensin\f + \fr 9:23 \fr*\fk Çarmıhını yüklensin \fk*\ft Acıyı, zorlukları, hatta ölümü göze almak anlamında. \+xt Matta 10:38; Luka 14:27\+xt*\ft*\f* ve yolumu tutsun. \v 24 Çünkü her kim canını kurtarmak isterse, onu kaybedecek. Ama her kim canını benim uğruma kaybederse, onu kurtaracak. \v 25 Çünkü bir kişi bütün dünyayı kazanırsa, ama kendisini mahvedip canını kaybederse, ona ne fayda olur? \v 26 Çünkü her kim benden ve sözlerimden utanırsa, \w İnsan Oğlu\w* da, geldiğinde, ondan utanacak. \w İnsan Oğlu\w* kendi görkemi, \w Babaʼnın|lemma="Baba"\w* görkemi ve kutsal meleklerin görkemiyle gelecek. \p \v 27 Size doğrusunu söylüyorum: burada duran bazı kişiler \w Allahʼın Krallığıʼnı|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* görmeden ölümü tatmayacaklar.” \s1 İsaʼnın görünüşü değişiyor \r (Matta 17:1‑8; Markos 9:2‑8) \p \v 28 Bunu söyledikten aşağı yukarı sekiz gün sonra, İsa, Petrusʼu, Yuhannaʼyı ve Yakubʼu yanına aldı ve dua etmek için bir dağa çıktı. \v 29 İsa dua ederken, yüzünün görünüşü değişti. Elbiseleri de şimşek gibi bir beyazlıkla parladı. \v 30 O anda iki adam İsaʼyla konuşmaya başladı. Bunlar Musa ve İlyasʼtı. \v 31 Görünüşleri görkemliydi. İsaʼnın yakında \w Yeruşalimʼde|lemma="Yeruşalim"\w* ölüp dirildikten sonra dünyadan nasıl ayrılacağını konuşuyorlardı. \v 32 Petrus ve onunla beraber olanları ağır bir uyku bastı. Ama uyandıklarında İsaʼnın görkemini ve Oʼnunla beraber duran iki adamı gördüler. \v 33 Musa ve İlyas İsaʼdan ayrılırken Petrus İsaʼya şöyle dedi: “Efendimiz, iyi ki buradayız. Üç çardak\f + \fr 9:33 \fr*\fk Çardak \fk*\ft Ağaç dallarından örülmüş küçük ev.\ft*\f* kuralım: biri senin için, biri Musa için, biri de İlyas için!” Aslında ne dediğinin farkında değildi. \p \v 34 Petrus daha konuşurken, bir bulut görünüp onların üstüne gölge yapmaya başladı. Buluta girince \w öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* korktular. \v 35 Sonra buluttan gelen bir ses şöyle dedi: “Bu benim \w Oğlumʼdur|lemma="Oğul"\w*, Seçilmiş Olanʼdır. Oʼnu dinleyin!” \v 36 O ses kesildiğinde İsa tek başınaydı. Üç öğrenci bu olayı kendilerine sakladı. O günlerde kimseye gördüklerini anlatmadılar. \s1 İsa bir çocuğu cinden kurtarıyor \r (Matta 17:14‑23; Markos 9:14‑32) \p \v 37 Ertesi gün İsaʼyla üç \w öğrencisi|lemma="öğrenci"\w* dağdan indiler. Büyük bir kalabalık İsaʼyı karşılamaya geldi. \v 38 Derken kalabalıktan bir adam yüksek sesle şöyle dedi: “\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*, yalvarırım sana, oğluma bak, çünkü o benim tek evladım. \v 39 Durum şu: şeytani bir ruh oğlumu yakalıyor ve birden bağırmaya başlıyor. Şeytani ruh onu ağzından köpükler çıkana kadar sarsıyor. Oğlumu yara bere içinde bıraktıktan sonra ondan zorlukla ayrılıyor. \v 40 Şeytani ruhu kovsunlar diye, senin öğrencilerine yalvardım, ama beceremediler.” \p \v 41 İsa cevap olarak şöyle dedi: “Ey imansız ve yoldan sapmış kuşak! Ne zamana kadar sizinle beraber olacağım? Ne zamana kadar size katlanacağım? Oğlunu buraya getir!” \p \v 42 Çocuk gelirken, cin onu yere yıkıp sarstı. Ama İsa \w şeytani ruhu|lemma="şeytani ruh"\w* azarladı, çocuğu iyileştirdi ve babasına geri verdi. \v 43 Herkes Allahʼın yüce kudretine şaşırıp kaldı. \s1 İsa ölüp dirileceğini tekrar bildiriyor \r (Matta 17:22‑23; Markos 9:30‑32) \p Herkes İsaʼnın yaptığı bütün şeylere hayret ediyordu. Bu arada İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dedi: \v 44 “Şu sözleri siz aklınızdan çıkarmayın: \w İnsan Oğlu\w* yakın bir zamanda insanların eline teslim edilecek.” \v 45 Ama öğrenciler İsaʼnın bu sözle ne demek istediğini anlamadılar. Hem de anlamasınlar diye bu onlardan gizlendi. Bu söz hakkında İsaʼya soru sormaktan bile korktular. \s1 En önemli kim? \r (Matta 18:1‑5; Markos 9:33‑40) \p \v 46 İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* aralarında kimin en önemli olduğunu tartışmaya başladılar. \v 47 İsa yüreklerindeki düşünceleri bildiği için, bir çocuğu kendi yanına çekti. \v 48 Onlara şöyle dedi: “Her kim bu çocuğu benim adıma kabul ederse, beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de, beni Gönderenʼi kabul etmiş olur. Çünkü aranızda en önemsiz kim ise, en önemli odur.” \p \v 49 Yuhanna şöyle cevap verdi: “Efendimiz, senin adınla cinler kovan bir kişi gördük. Ona engel olmaya çalıştık, çünkü bizden biri değildi.” \p \v 50 İsa ona şöyle dedi: “Ona engel olmayın. Kim size karşı değilse, sizden yanadır.” \s1 Samiriyeliler İsaʼyı istemiyor \p \v 51 İsaʼnın göğe alınacağı zaman yaklaşmıştı. O da \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* gitmeye kesin karar verdi. \v 52 İsa kendi önünden haberciler gönderdi. Onlar da gidip, İsa için hazırlık yapmak üzere, bir \w Samiriye\w* köyüne girdiler. \v 53 Ama oradaki halk İsaʼyı kabul etmedi, çünkü Yeruşalimʼe doğru gidiyordu. \v 54 \w Öğrencilerinden|lemma="öğrenci"\w* Yakub ve Yuhanna bunu görünce şöyle dediler: “Efendimiz, bir emirle gökten ateş yağdırıp bu insanları yok etmemizi ister misin?” \v 55 Ama İsa dönüp onları azarladı. \v 56 Sonra başka bir köye gittiler. \s1 İsaʼnın peşinden gitmek \r (Matta 8:19‑22) \p \v 57 Onlar yolda giderlerken birisi İsaʼya şöyle dedi: “Sen nereye gidersen peşinden geleceğim.” \p \v 58 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Tilkilerin yatacak yerleri var, gökteki kuşların da yuvaları var. Ama \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* başını koyacak yeri yok.” \p \v 59 Bir başkasına da, “Peşimden gel!” dedi. \p O da “Efendim, izin ver de önce gidip babamı gömeyim” dedi. \p \v 60 İsa ona şöyle dedi: “Bırak, ölüler kendi ölülerini gömsünler. Ama sen git, \w Allahʼın Krallığıʼnı|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* duyur.” \p \v 61 Bir başkası ise, “Efendimiz, senin peşinden geleceğim,” dedi. “Ama izin ver de önce gideyim, evdekilerle vedalaşayım.” \p \v 62 İsa ona şöyle cevap verdi: “Sabanı tutup tarlayı sürmeye başladıktan sonra geriye bakan kişi \w Allahʼın Krallığıʼna|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* layık değildir.” \c 10 \s1 İsa yetmiş öğrenci daha hizmete gönderiyor \p \v 1 Bundan sonra Rab İsa yetmiş kişiyi daha görevlendirdi. Kendisinin gideceği her kasabaya, her yere onları ikişer ikişer önden gönderdi \v 2 Onlara şöyle dedi: “Toplanacak ekin bol, ama işçi az. Onun için ekin Sahibiʼne yalvarın ki, ekinleri biçmeye işçi göndersin. \v 3 Gidin! İşte, ben sizi kuzular gibi kurtların arasına yolluyorum. \v 4 Yanınıza kese, torba ya da ayaklarınıza yedek sandalet almayın. Yoldayken de kimseyle selamlaşmayın. \p \v 5 Hangi eve girerseniz ilk önce, ‘Bu eve esenlik olsun!’ deyin. \v 6 O evde bir esenlik adamı varsa, dilediğiniz esenlik onun üzerinde duracak. Ama yoksa, tekrar size dönecek. \v 7 O evde misafir olun. Size ne verirlerse onu yiyip için. Çünkü işçi ücretini hak eder. O evden ayrılıp başka evlerde misafir olmayın. \p \v 8 Bir kasabaya girdiğiniz zaman, insanlar sizi kabul ederlerse, önünüze ne koyarlarsa onu yiyin. \v 9 O kasabadaki hastaları iyileştirin, halka, ‘\w Allahʼın Krallığı\w* size yaklaştı’ deyin. \v 10 Ama bir kasabaya girdiğiniz zaman oradakiler sizi kabul etmezlerse, kasabanın sokaklarına çıkın ve şöyle deyin: \v 11 ‘Kasabanızdan ayaklarımıza yapışan tozu bile size karşı silkip atıyoruz. Ama şundan emin olun: Allahʼın Krallığı yaklaştı.’ \v 12 Ben size şunu söylüyorum: Dünyanın yargılanacağı günde Sodom o kasabadan daha hafif bir ceza alacak. \p \v 13 Vay senin haline, ey Horazin kasabası! Vay senin haline, ey Beytsayda kasabası! Çünkü sizde yapılan mucizeler Sur ve Sayda şehirlerinde yapılmış olsaydı, onlar çoktan tövbe edip pişman olduklarını göstermek için çuval bezini kuşanarak kül içinde oturacaklardı. \v 14 Ama dünyanın yargılanacağı günde Sur ve Sayda sizden daha hafif bir ceza alacak. \v 15 Ya sen, ey Kefernahum! Göğe kadar mı yükseleceksin? Hayır, ölüler dünyasına batacaksın.” \p \v 16 İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Kim sizin sözünüzü dinlerse, benim sözümü dinlemiş olur. Kim sizi reddederse, beni reddetmiş olur. Beni reddeden de beni Gönderenʼi reddetmiş olur.” \p \v 17 Yetmişler sevinç içinde döndüler. İsaʼya şöyle dediler: “Ey Efendimiz, senin \w adını|lemma="ad"\w* kullandığımızda cinler bile buyruğumuza uyuyorlar.” \p \v 18 O da onlara şöyle cevap verdi: “Şeytanʼın bir yıldırım gibi gökten düştüğünü gördüm. \v 19 İşte ben size, yılanları, akrepleri ve düşmanın bütün gücünü\f + \fr 10:19 \fr*\fk Düşmanın bütün gücünü \fk*\ft Düşman Şeytanʼdır. Onun emrindeki cinler yılanlarla akrepler gibi insanların canını yakarlar.\ft*\f* ezmeye yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecek. \v 20 Yine de cinlerin buyruğunuza uyduğuna sevinmeyin, ama adlarınızın gökte yazılı olduğuna sevinin.” \p \v 21 O anda İsa, Kutsal Ruhʼla coşarak şöyle dedi: “Sana şükrediyorum, ey \w Baba\w*, göğün ve yerin Efendisi, çünkü bu konuları bilgili ve akıllı kişilerden gizli tuttun, ve basit insanlara açıkladın. Evet, \w Baba\w*, çünkü seni memnun eden budur. \p \v 22 \w Babam|lemma="Baba"\w* her şeyi bana emanet etti. \w Oğulʼun|lemma="Oğul"\w* kim olduğunu Babaʼdan başka hiç kimse bilmez. Babaʼnın kim olduğunu da Oğulʼdan ve Oğulʼun Oʼnu tanıtmak istediği kişilerden başkası bilmez.” \p \v 23 İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* dönüp onlara özel olarak şunları söyledi: “Ne mutlu o gözlere ki, sizin gördüklerinizi görüyorlar. \v 24 Size şunu söylüyorum: Birçok peygamber ve kral, sizin gördüklerinizi görmek istedi, ama görmedi. Duyduklarınızı duymak istedi, ama duymadı.” \s1 Bir yabancının yardımseverliği \p \v 25 Bir Tevrat uzmanı ayağa kalktı. İsaʼyı denemek amacıyla, “\w Öğretmen\w*” dedi. “Sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” \p \v 26 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Tevratʼta ne yazılmıştır? Orada ne okuyorsun?” \p \v 27 Adam şöyle cevap verdi: “ ‘Allahınız Rabbi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle ve bütün aklınızla sevin.’\f + \fr 10:27 \fr*\ft \+xt Yasanın Tekrarı 6:5\+xt*\ft*\f* ‘Komşunuzu da kendinizi sevdiğiniz gibi sevin.’ ”\f + \fr 10:27 \fr*\ft \+xt Levililer 19:18\+xt*\ft*\f* \p \v 28 İsa ona, “Doğru cevap verdin” dedi. “Bunu yap ve yaşayacaksın.” \p \v 29 Ama adam kendini haklı çıkarmak isteyerek İsaʼya şunu sordu: “Peki, komşum kim?” \p \v 30 İsa ona şöyle cevap verdi: “Adamın biri \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* Erihaʼya inerken haydutların eline düşmüş. Onu soymuşlar, dövmüşler, ölü gibi ortada bırakıp gitmişler. \v 31 Tesadüfen bir \w rahip\w* o yoldan gidiyormuş. Adamı görünce yolun öbür tarafından geçmiş. \v 32 Aynen bunun gibi bir Levili\f + \fr 10:32 \fr*\fk Levili \fk*\ft Yakub oğlu Levi soyundan gelip tapınakta rahiplere yardım eden görevli.\ft*\f* o yere gelmiş, adamı görmüş ve yolun öbür tarafından geçmiş. \v 33 Yolculuk yapan bir \w Samiriyeli|lemma="Samiriyeliler"\w* ise adamın bulunduğu yere gelmiş. Adamı görünce ona acımış. \v 34 Yanına gidip yaralarına zeytinyağı ve şarap dökmüş, yaralarını sarmış. Sonra kendi hayvanına bindirip adamı bir hana götürmüş. Ona orada bakmış. \v 35 Ertesi gün ayrılırken iki \w gümüş para\w* çıkarıp hancıya vermiş ve ona şöyle demiş: ‘Adama iyi bak. Verdiğim paradan daha fazla harcarsan, dönüşte onu sana öderim.’ \p \v 36 Sence bu üç kişiden hangisi haydutların eline düşen adama komşu gibi davrandı?” \p \v 37 Tevrat uzmanı, “Adama merhamet gösteren” dedi. \p O zaman İsa ona, “Sen de git, aynısını yap” dedi. \s1 İsa Marta ile Meryemʼin evinde misafir \p \v 38 İsa \w öğrencileriyle|lemma="öğrenci"\w* yolculuk yaparken bir köye girdi. Marta adında bir kadın Oʼnu kendi evinde misafir etti. \v 39 Martaʼnın Meryem adında bir kız kardeşi vardı. Rab İsaʼnın ayaklarının dibinde oturmuş, Oʼnun anlattıklarını dinliyordu. \v 40 Marta ise, bir sürü işle uğraşıp duruyordu. Onun için dikkati dağılmıştı. İsaʼnın yanına dikilip şöyle dedi: “Efendimiz, kız kardeşim bütün işleri bana bıraktı. Buna hiç aldırmıyor musun? Söyle de, bana yardım etsin.” \p \v 41 Rab İsa ona şöyle cevap verdi: “Marta, Marta, sen birçok şey için kaygı çekip, telaşa düşüyorsun. \v 42 Ama sadece bir şey gereklidir. Meryem iyi olanı seçti, ve bu ondan alınmayacak.” \c 11 \s1 Nasıl dua etmeli \r (Matta 6:9‑13; 7:7‑11) \p \v 1 Bir gün İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirdikten sonra, \w öğrencilerinden|lemma="öğrenci"\w* biri Oʼna şöyle dedi: “Efendimiz, Yahya kendi öğrencilerine nasıl dua edeceklerini öğretti. Sen de bize dua etmeyi öğret.” \p \v 2 İsa onlara dedi: “Dua ederken, şöyle deyin: \q1 ‘\w Baba|lemma="Baba"\w*, adın kutsal olsun. \q1 Krallığın gelsin. \q1 \v 3 Her gün bize gündelik ekmeğimizi ver. \q1 \v 4 Günahlarımızı bağışla, \q2 çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz. \q1 Bizi doğru yoldan saptıracak bir duruma düşürme.’ ” \p \v 5 Sonra onlara şöyle dedi: “Sizlerden birinin bir arkadaşı var diyelim. Gece yarısı ona gidiyorsunuz, ve, ‘Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver’ diyorsunuz. \v 6 ‘Çünkü bir arkadaşım yolculuktan geldi ve onun önüne koyacak bir şeyim yok.’ \v 7 Diyelim ki arkadaşınız da içerden şöyle cevap veriyor: ‘Beni rahatsız etme. Kapı kilitli, çocuklarım yanımda yataktalar. Artık kalkıp sana bir şey veremem.’ \v 8 Size söylüyorum, arkadaşınız olduğu için ilk başta kalkıp ekmek vermese bile, durmadan istediğiniz için kalkıp size ne lazımsa verir. \p \v 9 Bu sebeple size diyorum ki: dileyin, size verilecek. Arayın, bulacaksınız. Kapıyı çalın, size açılacak. \v 10 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur ve kapıyı çalana kapı açılır. \p \v 11 Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse balık yerine yılan verir? \v 12 Ya da yumurta isterse ona akrep verir? \v 13 Kötü olan sizler bile çocuklarınıza iyi hediyeler vermeyi biliyorsunuz. Öyleyse gökteki \w Babaʼnın|lemma="Baba"\w* kendisinden dileyenlere \w Kutsal Ruhʼu|lemma="Kutsal Ruh"\w* vereceği çok daha kesin.” \s1 İsa yetkisini nereden alıyor? \r (Matta 12:22‑30; Markos 3:20‑27) \p \v 14 Bir gün İsa bir adamdan cin kovuyordu. Cin yüzünden adam konuşamıyordu. Cin çıkınca, dilsiz adam konuşmaya başladı. Halk da şaşırıp kaldı. \v 15 Ama bazıları şöyle dedi: “Cinleri cinlerin lideri \w Baalzevulʼun|lemma="Baalzevul"\w* gücüyle kovuyor.” \v 16 Başkaları ise İsaʼyı denemeye çalıştılar. Onlara gökten mucizevi bir işaret göstermesini istediler. \p \v 17 Ama İsa onların düşüncelerini bildiği için şöyle dedi: “İçinden bölünmüş olan her krallık yıkılır. İçinden bölünmüş hane dağılır. \v 18 Şeytan da kendisine karşı bölünmüşse, onun krallığı nasıl ayakta durur? Çünkü size göre, ben cinleri \w Baalzevulʼun|lemma="Baalzevul"\w* gücüyle kovuyorum. \v 19 Peki, ben cinleri \w Baalzevulʼun|lemma="Baalzevul"\w* gücüyle kovuyorsam, o zaman sizin adamlarınız onları kimin gücüyle kovuyorlar? Bu durumda kendi adamlarınız sizi yargılayacak. \v 20 Ama eğer ben cinleri Allahʼın parmağıyla kovuyorsam, o zaman \w Allahʼın Krallığı\w* aranıza gelmiş demektir. \p \v 21 Güçlü ve silahlı bir adam kendi evini kolladığı sürece, malları güvenlik içindedir. \v 22 Ama daha güçlü biri saldırıp onu yenerse, o zaman adamın güvendiği silahları alıp götürür. Yağmaladığı malları da yanındakilerle bölüşür. \p \v 23 Benimle birlikte olmayan bana karşıdır. Benimle birlikte toplamayan, dağıtıyor demektir. \p \v 24 \w Şeytani ruh\w* insandan çıkınca, susuz yerleri gezip rahat edeceği bir yer arar. Onu bulmayınca şöyle der: ‘Çıktığım eve geri döneceğim.’ \v 25 Dönünce de evi süpürülmüş ve toplanmış bulur. \v 26 O vakit gidip kendisinden daha kötü olan yedi cin alır. Sonra eve geri dönüp onlarla oraya yerleşir. Böylece adamın son hali, önceki halinden beter olur.” \p \v 27 İsa bunu anlatırken, kalabalıktan bir kadın sesini yükseltip, “Ne mutlu seni taşıyan ana karnına, ne mutlu seni emziren memelere!” dedi. \p \v 28 Oysa İsa şöyle cevap verdi: “Aksine, Allahʼın sözünü işitip de yerine getirenlere ne mutlu!” \s1 Mucize peşindeki kuşak \r (Matta 12:38‑42) \p \v 29 Kalabalık çoğalınca İsa konuşmaya başladı. “Bu kuşak kötü bir kuşaktır” dedi. “Mucizevi bir işaret istiyor, ama onlara Peygamber Yunusʼun işaretinden başka bir işaret gösterilmeyecek. \v 30 Çünkü Yunus nasıl Ninova halkına bir işaret olmuşsa, \w İnsan Oğlu\w* da bu kuşağa bir işaret olacak. \v 31 Güneyden gelen kraliçe dünyanın yargılanacağı günde bu kuşağın insanlarıyla birlikte kalkacak ve onları suçlu çıkaracak. Çünkü kraliçe, Süleymanʼın hikmetli sözlerini işitmek için dünyanın öbür ucundan geldi. Ama bakın, burada Süleymanʼdan daha üstün olan bulunuyor. \v 32 Ninova halkı, dünyanın yargılanacağı günde bu kuşağın insanlarıyla birlikte ayağa kalkacak ve onları suçlu çıkaracak. Çünkü onlar Yunusʼun vaaz etmesi üzerine tövbe ettiler. Ama bakın burada Yunusʼtan daha üstün olan bulunuyor.” \s1 İnsanı aydınlatan ışık \r (Matta 5:15; 6:22‑23) \p \v 33 “Hiç kimse lamba yakıp onu saklamaz, bir kabın altına da koymaz. Ama içeri girenler ışığı görebilsinler diye, onu lambalığa koyarlar. \v 34 Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlam olursa, bütün bedeniniz aydınlık olur. Ama gözünüz hasta olursa, bütün bedeniniz karanlık olur. \v 35 Bu yüzden, dikkat edin ki, içinizdeki aydınlık karanlık olmasın. \v 36 Diyelim ki bütün bedeniniz aydınlık içindedir ve orada hiç karanlık yoktur. O zaman bir lambanın sizi ışığıyla aydınlattığı gibi, bedeniniz de tamamen aydınlanmış olur.” \s1 İsa dini liderleri eleştiriyor \r (Matta 23:1‑36; 12:38‑40) \p \v 37 İsa sözünü bitirdikten sonra, bir \w Ferisi|lemma="Ferisiler"\w* Oʼnu yemeğe davet etti. O da gidip sofraya oturdu. \v 38 İsa yemekten önce ellerini din adetine göre yıkamamıştı. \w Ferisi|lemma="Ferisiler"\w* bunu görünce şaşırıp kaldı. \p \v 39 Rab İsa ona şöyle dedi: “Bakın şimdi, siz \w Ferisiler\w* bardağın ve tabağın dış tarafını temizliyorsunuz. Ama içiniz açgözlülük ve kötülükle doludur. \v 40 Ey akılsızlar! Dışı yapan, içi de yapmadı mı? \v 41 Sahip olduklarınızla fakirlere yardım edin, o zaman sizin için her şey temiz olur. \p \v 42 Vay halinize, ey \w Ferisiler!\w* Çünkü siz nanenin, sedefotunun ve bahçedeki her türlü bitkinin ondalığını veriyorsunuz, ama adalete ve Allah sevgisine önem vermiyorsunuz. Ondalık vermeyi unutmadan esas bunları yerine getirmeniz lazım. \p \v 43 Vay halinize, ey \w Ferisiler\w*! Çünkü siz \w toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* en saygın yerde oturmayı seviyorsunuz. Çarşılarda selam almaya bayılıyorsunuz. \p \v 44 Vay halinize! Siz insanların fark etmeden üzerinden geçtikleri isimsiz mezarlara benziyorsunuz.” \p \v 45 Tevrat uzmanlarından biri İsaʼya cevap verip şöyle dedi: “\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*, bunu derken, bize de hakaret etmiş oluyorsun.” \p \v 46 İsa da şunu dedi: “Vay sizin de halinize, ey Tevrat uzmanları! Çünkü taşınması zor olan yükleri insanlara yüklüyorsunuz. Ama kendiniz o yükleri taşımalarına yardım etmek için tek bir parmağınızı bile oynatmıyorsunuz. \p \v 47 Vay halinize! Peygamberlere anıt dikiyorsunuz, ama onları öldürenler atalarınızdır! \v 48 Böylece atalarınızın yaptıklarına şahitlik ediyorsunuz. Yaptıkları için onları kutlamış oluyorsunuz. Çünkü onlar peygamberleri öldürdüler, siz de anıt dikiyorsunuz. \v 49 Bunun için Allah \w hikmeti|lemma="hikmet"\w* hakkınızda şöyle diyor: ‘Onlara peygamberler ve elçiler göndereceğim. Onların bazılarını öldürecekler, bazılarına da eziyet edecekler.’ \v 50 Öyle ki, dünyanın yaradılışından bu yana ne kadar peygamberin kanı dökülmüşse, bu kuşaktan sorulsun, \v 51 Habilʼin kanından tut, kurban yeri ile tapınağın arasındaki yerde öldürülen Zekeriyaʼnın kanına kadar. Evet, size diyorum, onların kanından bu kuşak sorumlu tutulacak. \p \v 52 Vay halinize, ey Tevrat uzmanları! Çünkü bilgi kapısının anahtarını alıp götürdünüz. Bu kapıdan hem kendiniz girmediniz, hem de girmeye hazır olanlara engel oldunuz.” \p \v 53 İsa oradan ayrılınca, Tevrat uzmanları ve \w Ferisiler\w* Oʼna düşman kesilmeye başladılar. Birçok konu hakkında onun ağzını aradılar. \v 54 İsaʼya karşı düzen kurdular. Oʼnu kendi sözleriyle tuzağa düşürmek için fırsat kolluyorlardı. \c 12 \s1 Ferisiler gibi ikiyüzlü olmayın \r (Matta 10:26‑31) \p \v 1 Bu arada binlerce insan toplandı. Kalabalıktan neredeyse birbirlerini ezeceklerdi. İsa önce \w öğrencileriyle|lemma="öğrenci"\w* konuşmaya başladı. “\w Ferisilerin|lemma="Ferisiler"\w* mayasından, yani ikiyüzlülükten sakının” dedi. \v 2 “Açığa çıkarılmayacak üstü kapalı bir şey yoktur. Gizli olan her şey bilinecek. \v 3 Bunun için karanlıkta söylediğiniz her şey, aydınlıkta anlatılacak, ve kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız çatılardan duyurulacak.” \p \v 4 “Arkadaşlar, size diyorum ki bedeni öldüren ama ondan başka zarar veremeyenlerden korkmayın. \v 5 Esas kimden korkmanız gerektiğini size söylüyorum. Sizi öldürüp cehenneme atma yetkisi olan Allahʼtan korkun. Evet, size diyorum ki, Oʼndan korkun. \v 6 Beş serçe kuşu iki bakır paraya\f + \fr 12:6 \fr*\fk Bakır paraya \fk*\ft Assarion adlı para işçinin günde kazandığı denariusun on altıda biridir. Kuruş.\ft*\f* satılmıyor mu? Fakat Allah o serçelerin hiçbirini unutmaz. \v 7 Bakın, saçınızın her teli bile sayılmıştır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz. \p \v 8 Size diyorum ki, her kim beni insanların önünde açıkça kabul ederse, \w İnsan Oğlu\w* da onu Allahʼın melekleri önünde açıkça kabul edecek. \v 9 Ama kim beni insanların önünde reddederse, o kişi Allahʼın meleklerinin önünde de reddedilecek. \v 10 \w İnsan Oğluʼna|lemma="İnsan Oğlu"\w* karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak. Ama \w Kutsal Ruhʼa|lemma="Kutsal Ruh"\w* hakaret eden kişi bağışlanmayacak. \p \v 11 Sizi \w toplantı yerlerindeki|lemma="toplantı yeri"\w* toplulukların\f + \fr 12:11 \fr*\fk Toplantı yerlerindeki toplulukların \fk*\ft Yahudilerin toplantı yerleri ayrıca dava yeri olarak kullanılırdı.\ft*\f*, halk liderlerinin ve yetkililerin önüne çıkardıkları zaman, hiç kaygılanmayın. ‘Kendimizi nasıl savunacağız?’ ya da ‘Ne diyeceğiz?’ diye hiç düşünmeyin. \v 12 Çünkü Kutsal Ruh size o saatte ne söylemeniz lazım olduğunu öğretecek.” \s1 Akılsız zengin adam \p \v 13 Kalabalıktan biri gelip İsaʼya, “\w Öğretmenim|lemma="öğretmen"\w*, kardeşime söyle de, aile mirasını benimle paylaşsın” dedi. \p \v 14 İsa ona şöyle cevap verdi: “Ey adam! Kim beni üzerinize yargıç ya da miras dağıtıcısı yaptı?” \v 15 Sonra herkese şunu söyledi: “Dikkat edin, kendinizi her türlü açgözlülükten kollayın. Çünkü insanın yaşamı mallarının bolluğuna bağlı değildir.” \p \v 16 Sonra İsa onlara bir benzetme anlattı. “Zengin bir adamın toprağı bol ürün vermiş. \v 17 Kendi kendine düşünmüş: ‘Ne yapacağım? Ürünümü saklayacak yerim yok!’ \p \v 18 Sonra, ‘Evet’ demiş. ‘Ne yapacağımı biliyorum: ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım. Bütün buğdayımı ve mallarımı orada saklayacağım. \v 19 Sonra şöyle diyeceğim, ey canım, şimdi yıllarca yetecek kadar malların var, rahatına bak, ye, iç, hayatın tadını çıkar.’ \p \v 20 Ama Allah ona şöyle demiş: ‘Ey akılsız adam! Bu gece canın senden istenecek. O zaman biriktirdiğin şeyler kimin olacak?’ \p \v 21 Kendisine mal biriktiren ama Allahʼın istediği gibi zengin olmayan kişinin durumu budur.” \s1 Allahʼın Krallığıʼnda olanlar kaygılanmamalı \r (Matta 6:25‑34) \p \v 22 Sonra İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunu söyledi: “Bu yüzden size derim ki, ne yiyeceğiz diye canınızı sıkmayın. Ne giyeceğiz diye de bedeniniz için kaygılanmayın. \v 23 Çünkü can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir. \v 24 Kargaları düşünün! Ne ekerler, ne de biçerler. Ne kilerleri vardır, ne de ambarları. Yine de Allah onları besler. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz. \v 25 Hangi biriniz kaygılanarak ömrünü tek bir saat uzatabilir? \v 26 Madem siz bu kadar küçük bir şey bile yapamıyorsanız, niçin öbür şeyler için kaygılanıyorsunuz? \p \v 27 Kırdaki çiçekleri düşünün, nasıl büyürler! Ne iş yaparlar, ne de dikiş dikerler. Fakat size şunu söylüyorum: Kral Süleyman gösterişli hayat yaşadı. Ama o bile, bu çiçeklerden biri kadar güzel giyinmemişti. \v 28 Otlar bir gün çayırda büyür, ertesi gün fırına atılır. Ey siz imanı az olanlar! Allah otları bile öyle giydiriyorsa, mutlaka sizi de giydirecek, öyle değil mi? \v 29 Yiyeceğimizi ve içeceğimizi nasıl sağlayacağız diye düşünüp endişelenmeyin. \v 30 Çünkü dünyanın bütün milletleri hep böyle şeylerin peşindeler. Fakat göksel \w Babanız|lemma="Baba"\w* bunlara muhtaç olduğunuzu biliyor. \v 31 Sizler ise \w Allahʼın Krallığıʼna|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* önem verin. O zaman size bu şeyler de verilecek. \p \v 32 Korkmayın, ey küçük sürü. Çünkü göksel \w Babanız|lemma="Baba"\w* sizi krallığına kavuşturmayı uygun gördü. \v 33 Mallarınızı satın, parasını fakirlere verin. Eskimeyen keseler alın. Gökte hiç eksilmeyen bir servet toplayın. Oraya hırsız giremez, \w böcek\w* de yiyip bitiremez. \v 34 Çünkü servetiniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak. \s1 Efendimizʼin gelmesine hazır olun! \r (Matta 10:34‑36; 24:42‑51; Markos 10:38; 13:34‑36) \p \v 35 Kemerleriniz bellerinizde bağlı olsun, lambalarınız ise yanar olsun. \v 36 Düğünden eve dönecek olan efendilerini bekleyen adamlar gibi olun. Efendileri gelip kapıyı çaldığında, ona kapıyı hemen açarlar. \v 37 Efendileri geldiğinde uyanık bulduğu hizmetkârlara ne mutlu. Size doğrusunu söylüyorum: O efendi beline önlük takıp onları sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek. \v 38 Efendi ister gece yarısı, ister daha geç vakitte gelsin, uyanık bulacağı kölelere ne mutlu! \v 39 Ama şunu bilin: Eğer ev sahibi hırsızın hangi saatte geleceğini bilseydi, evinin soyulmasına izin vermezdi. \v 40 Siz de hazır olun. Çünkü \w İnsan Oğlu\w* beklemediğiniz saatte gelecek.” \p \v 41 Petrus şöyle sordu: “Efendimiz, bu benzetmeyi sadece bize mi, yoksa herkese mi anlatıyorsun?” \p \v 42 Rab İsa da şöyle dedi: “Sadık ve akıllı yönetici kimdir ki efendisi onu ev halkının başına getirir, yiyeceklerini zamanında vermesini buyurur? \v 43 Efendisinin eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! \v 44 Size doğrusunu söylüyorum: efendisi bu köleyi sahip olduğu bütün malın ve mülkün başına koyacak. \v 45 Ama diyelim ki, o köle içinden, ‘Efendimin gelmesine daha çok vakit var,’ der. Bunun üzerine öbür erkek ve kadın hizmetkârları dövüp, yemeye, içmeye ve sarhoş olmaya başlar. \v 46 O zaman efendisi, kölenin hiç beklemediği bir gün, hiç bilmediği bir saatte gelecek. Onu şiddetle cezalandıracak, sadık olmayan kişilerle bir tutacak. \p \v 47 Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan ve onun istediğini yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek. \v 48 Fakat bir köle efendisinin isteğini bilmeden dayağı hak eden şeyler yapmışsa, o zaman az dayak yiyecek. Kime çok şey verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey emanet edilmişse, ondan daha fazlası istenecek.” \s1 İsa barış değil, ayrılık getiriyor \p \v 49 “Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke o ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı. \v 50 Suya \w vaftiz\w* edilen bir insan gibi acılara batırılıp çıkarılmam lazım. Bu iş tamamlanıncaya kadar nasıl da sıkıntı içindeyim. \v 51 Ne sanıyorsunuz, dünyaya barış mı getirmeye geldim? Hayır, aslında ayrılık getirmeye geldim. \v 52 Çünkü bundan sonra beş kişilik bir hane, ikiye karşı üç ve üçe karşı iki olarak bölünecek. \v 53 Baba oğluna, oğul da babasına karşı gelecek. Kız annesine ve anne kızına karşı gelecek. Kaynana geline, gelin de kaynanasına karşı gelecek.” \s1 Zamanları anlamak \r (Matta 5:25‑26; 16:2‑3) \p \v 54 İsa halka şunu da söyledi: “Batıdan bir bulutun yükseldiğini görünce, hemen ‘Yağmur geliyor’ dersiniz, ve yağmur yağmaya başlar. \v 55 Rüzgarın güneyden estiğini görünce, hemen ‘Sıcak bir gün olacak’ dersiniz, ve öyle olur. \v 56 Sizi ikiyüzlüler sizi! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünüşünden ne güzel anlam çıkarabiliyorsunuz! Ama niçin şimdiki zamanda olup bitenlerden bir anlam çıkaramıyorsunuz? \p \v 57 Neden neyin \w doğru\w* olduğuna kendi kendinize karar vermiyorsunuz? \v 58 Meselâ senden davacı olan kişiyle sorgu yargıcına giderken, yolda davacıyla anlaşmaya bak. Yoksa o seni yargıcın önüne sürükleyecek ve yargıç seni gardiyanın eline teslim edecek, o da seni hapishaneye atacak. \v 59 Sana şunu söylüyorum: borcunu son kuruşuna kadar ödemeden oradan çıkamazsın.” \c 13 \s1 İsa insanları tövbe etmeye çağırıyor \p \v 1 O sırada bazı kişiler İsaʼya geldi. Oʼna vali Pilatusʼun kurban kesen bazı Celilelileri öldürdüğünü anlattılar. Adamların kanları kestikleri kurbanların kanıyla karışmıştı. \v 2 İsa onlara şöyle dedi: “Sizce bu Celileliler diğer Celilelilerden daha mı günahkârdı? Onun için mi bu kadar çok acı çektiler? \v 3 Size hayır diyorum, ama tövbe etmezseniz hepiniz de onlar gibi yok olacaksınız. \v 4 Ya Şiloahʼdaki\f + \fr 13:4 \fr*\fk Şiloahʼdaki \fk*\ft Şiloah: eski Yeruşalimʼin yani Kudüsʼün bir mahallesi.\ft*\f* kulenin üzerlerine düşüp öldürdüğü on sekiz kişi için ne diyelim? Sizce onlar \w Yeruşalimʼde|lemma="Yeruşalim"\w* oturan öbür insanlardan daha mı günahkârdı? \v 5 Size hayır diyorum, ama tövbe etmezseniz hepiniz de onlar gibi yok olacaksınız.” \p \v 6 Onlara şu benzetmeyi de anlattı: “Adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı varmış. Adam ağaçta meyve aramaya gelmiş, ama bulmamış. \v 7 Bağcıya şöyle demiş: ‘Üç senedir gelip bu incir ağacında meyve aradım, hiçbir şey bulmadım. Artık kes onu. Niye toprağı boşuna tüketsin?’ \p \v 8 Adam da ona şöyle cevap vermiş: ‘Efendim, onu bu yıl da bırak, ben onun etrafını kazıp gübre koyayım. \v 9 Gelecek yıl meyve verirse, iyi. Vermezse, onu kesersin.’ ” \s1 İsa Şabat günü bir kadına şifa veriyor \p \v 10 İsa \w Şabat\w* günü Yahudilerin bir \w toplantı yerinde|lemma="toplantı yeri"\w* vaaz ediyordu. \v 11 On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuştu, belini hiç doğrultamıyordu. \v 12 İsa kadını görünce onu çağırdı. “Ey kadın! Hastalığından kurtuldun!” dedi. \v 13 Elleriyle ona dokundu. Kadın da hemen doğruldu ve Allahʼı övmeye başladı. \p \v 14 Ama \w toplantı yerinin|lemma="toplantı yeri"\w* lideri, \w Şabat\w* gününde şifa verdiği için İsaʼya kızdı. Adam \w toplantı yerindeki|lemma="toplantı yeri"\w* halka şöyle dedi: “Çalışmak için haftada altı gün vardır. O günlerde şifa bulmak için gelmelisiniz, \w Şabat\w* gününde değil!” \p \v 15 Rab İsa da ona şöyle cevap verdi: “Sizi ikiyüzlüler sizi! \w Şabat\w* günü hepiniz öküzünüzü ya da eşeğinizi bağlandığı yerden çözüp su içirmeye götürmez misiniz? \v 16 İşte, bu kadın da İbrahimʼin bir kızıdır. Ama Şeytan onu on sekiz yıl bağlı tuttu. \w Şabat\w* günü bu bağdan serbest bırakılmalıydı, öyle değil mi?” \p \v 17 İsa bunu söyleyince, Oʼna karşı gelen herkes utançtan yerin dibine geçti. Ama bütün halk İsaʼnın yaptığı harika işlere sevindi. \s1 Hardal tohumu ve mayalanan hamur benzetmeleri \r (Matta 13:31‑33; Markos 4:30‑32) \p \v 18 Sonra İsa şunları söyledi: “\w Allahʼın Krallığı\w* neye benziyor? Onu neyle karşılaştırayım? \v 19 Allahʼın Krallığı küçücük hardal tohumuna benziyor. Adam onu alıp bahçesine ekti. Sonra büyüdü, ağaç kadar oldu. Gökteki kuşlar gelip onun dallarının arasında yuva kurdu.” \p \v 20 İsa yine şöyle dedi: “\w Allahʼın Krallığıʼnı|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* neye benzeteyim? \v 21 O bir parça mayaya benziyor. Kadın onu alıp üç büyük kap una karıştırır. En sonunda bütün hamur mayalanır.” \s1 “Kurtulanlar az mı olacak?” sorusuna cevap \r (Matta 7:13‑14,21‑23) \p \v 22 Bu arada İsa köy kasaba dolaşarak vaaz ediyor, \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* doğru ilerliyordu. \v 23 Biri Oʼna şunu sordu: “Efendimiz, acaba kurtulanlar\f + \fr 13:23 \fr*\fk Kurtulanlar \fk*\ft Ruhsal bakımdan kurtulup sonsuz yaşama kavuşan kişiler.\ft*\f* az mı olacak?” \p İsa oradakilere şöyle dedi: \v 24 “Dar kapıdan girmeye uğraşın. Size söylüyorum, çok kişi ondan girmek isteyecek, fakat giremeyecek. \v 25 Ev sahibi kalkıp kapıyı kilitleyince, dışarda kalacaksınız. Kapıyı çalarak: ‘Efendimiz, bize kapıyı aç!’ diyeceksiniz. \p O da size şöyle cevap verecek: ‘Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum.’ \p \v 26 O zaman, ‘Seninle birlikte yedik, içtik. Bizim sokaklarımızda vaaz verdin’ demeye başlayacaksınız. \p \v 27 Ama ev sahibi şöyle diyecek: ‘Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum. Ey kötülük işleyenler! Hepiniz önümden çekilin.’\f + \fr 13:27 \fr*\ft \+xt Mezmur 6:8\+xt*\ft*\f* \p \v 28 İbrahimʼi, İshakʼı, Yakubʼu ve bütün peygamberleri \w Allahʼın Krallığıʼnda|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* göreceksiniz. Siz ise kendinizi dışarıya atılmış bulacaksınız. Orada ağlayıp dişlerinizi gıcırdatacaksınız.\f + \fr 13:28 \fr*\fk Dişlerinizi gıcırdatacaksınız \fk*\ft Öfke ve pişmanlık gibi duyguları gösteren bir hareket. \+xt Matta 22:13; 25:30\+xt*\ft*\f* \v 29 İnsanlar doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden gelecek, Allahʼın Krallığıʼnda sofraya oturacaklar. \v 30 Bakın, sonuncu olan bazıları birinci olacak, birinci olan bazıları da sonuncu olacak.” \s1 Hirodes İsaʼyı öldürmek istiyor \r (Matta 23:37‑39) \p \v 31 Tam o anda bazı \w Ferisiler\w* gelip İsaʼya şöyle dediler: “Git buradan, yoluna devam et. \w Hirodes\w* seni öldürmek istiyor.” \p \v 32 İsa onlara şöyle dedi: “Gidin o tilkiye deyin ki, ‘Bak, bugün ve yarın cinleri kovacağım, hastalara şifa vereceğim, ve üçüncü gün amacıma ulaşacağım.’ \v 33 Yine de bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmeliyim. Çünkü bir peygamberin \w Yeruşalim\w* dışında öldürülmesi düşünülemez.” \s1 İsa Yeruşalim halkının haline üzülüyor \r (Matta 23:37‑39) \p \v 34 “Ey \w Yeruşalim\w*, Yeruşalim! Peygamberleri öldüren ve sana gönderilen elçileri taşlayan şehir! Tavuk civcivlerini kanatlarının altına nasıl toplarsa, ben de senin evlatlarını kaç defa öyle toplamak istedim. Ama siz istemediniz. \v 35 İşte, tapınağınız ıssız bırakılacak. Size şunu söylüyorum: ‘Rabbin \w adıyla|lemma="ad"\w* gelene övgüler olsun!’\f + \fr 13:35 \fr*\ft \+xt Mezmur 118:26\+xt*\ft*\f* diyeceğiniz zamana kadar beni bir daha görmeyeceksiniz.” \c 14 \s1 Şabat gününde şifa vermek Tevratʼa uygun mu? \p \v 1 İsa bir \w Şabat\w* günü \w Ferisi|lemma="Ferisiler"\w* liderlerinden birinin evine yemeğe davet edildi. Oradakiler İsaʼyı yakından izliyorlardı. \v 2 İsaʼnın önüne bedeni su toplamış bir adam çıktı. \v 3 İsa da Tevrat uzmanları ve \w Ferisilere|lemma="Ferisiler"\w* dönerek şunu sordu: “\w Şabat|lemma="Şabat"\w* gününde şifa vermek Tevrat kanunlarına uygun mu, değil mi?” \v 4 Onlar sessiz kaldılar. Bunun üzerine İsa adamı yanına alıp iyileştirdi, sonra evine gönderdi. \p \v 5 Sonra onlara şöyle dedi: “\w Şabat\w* gününde oğlunuz ya da öküzünüz kuyuya düşerse hanginiz onu hemen çıkarmaz?” \v 6 Onlar bu söze hiç cevap veremedi. \p \v 7 İsa davet edilen kişilerin nasıl en önemli yerlerde oturmayı seçtiklerini gördü. Bu yüzden onlara şöyle örnek verdi: \v 8 “Birisi seni bir düğüne davet ederse, en baştaki yere oturma. Belki senden daha önemli birisi de davet edilmiştir. \v 9 İkinizi davet eden kişi gelip, ‘Yerini bu adama ver!’ diyebilir. O zaman utanç içinde kalkıp en arkadaki yere oturursun. \v 10 Ama sen davet edildiğin zaman, git, en arkadaki yerde otur. Öyle ki, seni davet eden adam gelip sana şöyle desin: ‘Arkadaşım, kalk, daha iyi bir yere geç.’ O vakit seninle beraber sofrada oturanların saygısını kazanırsın. \v 11 Çünkü kendini yücelten alçaltılacak. Kendini alçaltan ise yüceltilecek.” \p \v 12 İsa da kendisini davet eden adama şöyle dedi: “Öğle ya da akşam yemeği verdiğin zaman arkadaşlarını, kardeşlerini, akrabalarını ya da zengin komşularını çağırma. Çünkü onlar da seni yemeğe davet ederek karşılık verirler. \v 13 Fakat bir ziyafet verdiğin zaman fakirleri, topalları, sakatları ve körleri davet et. \v 14 Onlar sana karşılık verecek durumda olmadıklarından mutlu olacaksın. Çünkü \w doğru\w* kişilerin dirilişinde karşılığını alacaksın.” \s1 Büyük ziyafet benzetmesi \r (Matta 22:1‑10) \p \v 15 İsa ile beraber sofrada oturan bir adam bunu duyunca, Oʼna şöyle dedi: “\w Allahʼın Krallığıʼnda|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* yemek yiyen adama ne mutlu!” \p \v 16 İsa ise ona şunu söyledi: “Bir gün adamın biri büyük bir ziyafet vermiş, birçok kişiyi davet etmiş. \v 17 Yemek saati gelince davetlilere, ‘Gelin, her şey hazır’ demesi için kölesini göndermiş. \p \v 18 Ama hepsi anlaşmışcasına birer bahane uydurmuş. Birincisi ona, ‘Bir tarla aldım’ demiş. ‘Gidip ona bakmam lazım. Lütfen beni hoş gör.’ \p \v 19 Başkası, ‘Beş çift öküz aldım’ demiş. ‘Onları denemeye gidiyorum. Lütfen beni hoş gör.’ \p \v 20 Sonra başkası, ‘Yeni evlendim’ demiş. ‘O yüzden gelemem.’ \p \v 21 Köle geri dönünce durumu efendisine anlatmış. O zaman ev sahibi öfkelenmiş. Kölesine ‘Haydi’ demiş. ‘Çabuk ol, şehrin caddelerini ve ara sokaklarını dolaş. Fakirleri, topalları, körleri ve sakatları buraya getir.’ \p \v 22 Köle dönünce, ‘Efendimiz, buyurduğun gibi oldu’ demiş. ‘Ama daha yer var.’ \p \v 23 Efendi de kölesine şöyle demiş: ‘Şehirden çık, yolları ve patikaları dolaş. İnsanları içeri gelmeye razı et ki, evim dolsun. \v 24 Çünkü size diyorum: davet edilen o adamlardan hiçbiri yemeğimi tatmayacak.’ ” \s1 İsaʼnın peşinden gitmenin bedeli \r (Matta 10:37‑38) \p \v 25 Büyük kalabalıklar İsaʼyla beraber yürüyordu. O da arkasına dönüp onlara şöyle dedi: \v 26 “Bir kişi bana gelip de, beni kendi annesinden, babasından, karısından, çocuklarından, kardeşlerinden ve kız kardeşlerinden, hem de, evet, kendi hayatından bile daha fazla sevmezse, o kişi benim \w öğrencim|lemma="öğrenci"\w* olamaz. \v 27 Çarmıhını yüklenip\f + \fr 14:27 \fr*\fk Çarmıhını yüklenip \fk*\ft Acıyı, zorlukları, hatta ölümü göze almak anlamında.\ft*\f* peşimden gelmeyen kişi, öğrencim olamaz. \p \v 28 Aranızdan biri bir kule yapmak isterse, onu tamamlayacak parası var mı yok mu diye önce oturup hesabını yapmaz mı? \v 29 O bunu yapmazsa, temel attıktan sonra işi bitiremeyince, onu gören herkes onunla alay etmeye başlar. \v 30 ‘Bu adam inşaata başladı, ama bitiremedi’ derler. \p \v 31 Başka bir krala karşı savaşa giden bir kralı düşünün. On bin adamı olan bu kral, yirmi bin adamla karşısına gelen kralı yenebilir mi diye önce oturup düşünmez mi? \v 32 O kralı yenecek gücü yoksa, o daha uzaktayken, elçiler gönderip barış şartlarını ister. \v 33 Durum her biriniz için aynıdır. Sahip olduğunuz her şeyi gözden çıkarmazsanız, benim \w öğrencim|lemma="öğrenci"\w* olamazsınız. \p \v 34 Evet, tuz iyi bir şeydir. Ama tadını kaybederse ona bir daha neyle tuz tadı verilebilir? \v 35 Ne toprağa, ne de gübreye faydalıdır. Çöpe atılır. \p Kulağı olan işitsin.” \c 15 \s1 Kaybolup bulunan koyun benzetmesi \r (Matta 18:12‑14) \p \v 1 Bütün vergi memurları ve günahkârlar İsaʼyı dinlemek için yanına akın ediyorlardı. \v 2 \w Ferisiler\w* ve Tevrat uzmanları ise şikâyet etmeye başladılar. “Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla yemek yiyor” dediler. \p \v 3 Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: \v 4 “Diyelim ki sizden birinin yüz koyunu var ve bir tanesi kaybolur. O adam ne yapar? Doksan dokuz koyunu kırda bırakıp kayıp olanı bulana kadar onun peşine düşmez mi? \v 5 Bulduktan sonra da onu büyük sevinç içinde omuzlarına alır. \v 6 Eve gelince arkadaşlarını ve komşularını çağırıp, onlara şöyle der: ‘Benimle beraber sevinin. Çünkü kaybolan koyunumu buldum.’ \v 7 Size söylüyorum, aynı şekilde, tövbe eden tek bir günahkâr için gökte sevinç olacak. Bu sevinç, doksan dokuz \w doğru\w* kişi için duyulan sevinçten daha büyüktür. Çünkü onların tövbeye ihtiyacı yoktur. \s1 Kaybolup bulunan para benzetmesi \p \v 8 Ya da diyelim ki, bir kadının on gümüş parası var. Kadın onlardan birini kaybetse bir lamba yakıp evi süpürmez mi? Parayı bulana kadar her tarafı didik didik aramaz mı? \v 9 Parayı bulduğunda hanım arkadaşlarını ve komşularını çağırıp şöyle der: ‘Benimle beraber sevinin, çünkü kaybettiğim parayı buldum.’ \v 10 Size diyorum, aynı bunun gibi tek bir günahkâr tövbe etse Allahʼın melekleri sevinir.” \s1 İki oğul benzetmesi \p \v 11 Sonra İsa şöyle dedi: “Bir adamın iki oğlu varmış. \v 12 Bunlardan küçük olanı babasına demiş ki, ‘Babam, malından bana düşen payı ver.’ Adam da varını yoğunu oğullarının arasında bölüştürmüş. \p \v 13 Çok vakit geçmeden, küçük oğul her şeyini toplamış, uzak bir ülkeye yolculuğa çıkmış. Orada çılgınca bir hayat yaşamış, varını yoğunu boşa harcamış. \v 14 Hepsini harcadıktan sonra o ülkede korkunç bir kıtlık olmuş, kendisi de yokluk çekmeye başlamış. \v 15 Bunun üzerine gitmiş, o ülkenin vatandaşlarından birinin yanında iş bulmuş. Adam da onu domuz gütmek için otlaklarına yollamış. \v 16 Küçük oğul karnını domuzların yediği keçiboynuzlarıyla doyurmaya can atarmış. Ama kimse ona bir şey vermemiş. \p \v 17 Aklı başına gelince kendi kendine şöyle demiş: ‘Babamın bir sürü işçisi var. Hepsinin de yiyeceğinden fazla ekmeği var. Ben ise burada açlıktan ölüyorum! \v 18 Kalkıp babama gideceğim. Ona şöyle diyeceğim: “Baba, Allahʼa ve sana karşı günah işledim. \v 19 Artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.” ’ \v 20 Böylece kalkıp babasının yanına dönmüş. \p Ama o henüz uzaktayken, babası onu görmüş. Yüreği sızlamış, koşarak boynuna sarılmış ve onu öpmüş. \p \v 21 Oğlu da ona, ‘Baba’ demiş. ‘Gökte olan Allahʼa ve sana karşı günah işledim. Artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.’ \p \v 22 Ama babası kölelerine şöyle demiş: ‘Çabuk olun, en iyi \w kaftanı|lemma="kaftan"\w* getirip oğluma giydirin. Parmağına bir yüzük takın, ayaklarına da sandalet giydirin. \v 23 Besili danayı getirip kesin. Yiyelim ve şenlik yapalım. \v 24 Çünkü benim bu oğlum ölüydü, şimdi hayata döndü, kayıptı ama bulundu.’ Böylece eğlenmeye başlamışlar. \p \v 25 Adamın büyük oğlu ise tarladaymış. Dönüp eve yaklaştığı zaman, çalgı ve oyun sesi duymuş. \v 26 Hizmetkârlardan birini çağırıp ona ‘Ne oluyor?’ diye sormuş. \v 27 O da şöyle cevap vermiş: ‘Kardeşin geri döndü. Baban da evladına sağ salim kavuştuğu için besili danayı kestirdi.’ \p \v 28 Ama büyük oğul öfkelenmiş ve içeri girmek istememiş. Babası dışarı çıkıp ona yalvarmaya başlamış. \v 29 O da babasına, ‘Bak’ demiş. ‘Bunca yıl senin için köle gibi çalıştım. Senin buyruğundan hiç dışarı çıkmadım. Ama arkadaşlarımla eğlenmem için bana bir defa olsun bir keçi yavrusu bile vermedin. \v 30 Fakat senin malını fahişelerle harcayıp yok eden şu oğlun gelince, ona besili danayı kestirdin!’ \p \v 31 Babası ona, ‘Evladım’ demiş. ‘Sen her zaman benimle berabersin. Benim neyim varsa senindir. \v 32 Fakat sevinip şenlik yapmamız lazım. Çünkü kardeşin ölüydü, şimdi hayata döndü, kayıptı ama bulundu.’ ” \c 16 \s1 Akıllı yönetici benzetmesi \p \v 1 İsa, \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunları da anlattı: “Bir zamanlar zengin bir adam varmış. Malına bakmak için bir yönetici tutmuş. Ama yönetici onun malını oraya buraya savurmuş. Durum adama bildirilmiş. \v 2 O da yöneticiyi çağırmış ona şöyle demiş: ‘Senin hakkında duyduğum bu şeyler nedir? Yaptığın yönetimin hesabını ver. Artık sen yönetici olamazsın.’ \p \v 3 Yönetici de kendi kendine demiş: ‘Ne yapsam, acaba? Efendim yöneticiliği elimden alıyor. Toprak kazmaya kuvvetim yok, dilencilik yapmaya da yüzüm yok. \v 4 Ha, buldum! Yöneticilikten atıldığım zaman insanların beni evlerine kabul etmeleri için ne yapacağımı biliyorum.’ \p \v 5 Böylece efendisinin borçlularını teker teker çağırmış. Birincisine sormuş, ‘Efendime ne kadar borcun var?’ \p \v 6 O da şöyle cevap vermiş: ‘Yüz kap zeytinyağı.’ \p Ona, ‘Al borç kâğıdını!’ demiş. ‘Hemen otur, elli kap diye yaz.’ \p \v 7 Sonra bir başkasına sormuş: ‘Senin ne kadar borcun var?’ \p O da şöyle cevap vermiş: ‘Bin çuval buğday.’ \p Yönetici ona, ‘Al borç kâğıdını!’ demiş. ‘Hemen otur, sekiz yüz çuval diye yaz.’ \p \v 8 Efendisi de haksız yöneticiyi akıllıca davrandığı için övmüş. Çünkü \w dünyevi\w* insanlar birbirleriyle olan işlerini yürütürken Allahʼın aydınlattığı insanlardan daha akıllıdır. \v 9 Ben size diyorum ki: dünya malını kendinize arkadaşlar edinmek için kullanın, öyle ki, malınız yok olunca, sonsuza kadar kalıcı evlere kabul edilesiniz. \p \v 10 Küçük bir işte sadık olan kişi, büyük işlerde de sadıktır. Ama küçük bir işte dürüst olmayan kişi, büyük işlerde de dürüst değildir. \v 11 Eğer dünya malıyla sadık olmadıysanız, o zaman gerçek zenginliği size kim emanet edecek? \v 12 Eğer başkasının malına iyi bakmadıysanız, kendi malınız olsun diye size kim bir şey verir? \p \v 13 Hiçbir hizmetkâr iki efendiye kölelik edemez: ya birinden nefret edip, öbürünü sevecek, ya da birine bağlanıp, öbürünü hor görecek. Siz hem Allahʼa, hem de paraya kölelik edemezsiniz.” \p \v 14 Parayı seven \w Ferisiler\w*, İsaʼnın bütün bu sözlerini işitiyor ve Oʼnunla alay ediyorlardı. \v 15 Ama İsa onlara şöyle dedi: “Siz insanların önünde kendinizi haklı çıkarıyorsunuz. Ama Allah yüreğinizi biliyor. Çünkü insanları gururlandıran her şey Allahʼa iğrenç gelir.” \p \v 16 “Tevrat ve peygamberler Yahyaʼnın zamanına kadar sürdü. O zamandan beri \w Allahʼın Krallığı\w* müjdeleniyor. Herkes oraya zorla girmek için çabalıyor. \v 17 Göğün ve yerin ortadan kalkması, Tevratʼtan en ufak bir çizginin yok olmasından daha kolaydır.” \s1 Evlenme ve boşanma \r (Matta 5:31‑32) \p \v 18 “Her kim karısını boşayıp başka bir kadınla evlenirse, zina işlemiş olur. Her kim kocasından boşanmış bir kadınla evlenirse zina işlemiş olur.” \s1 Zengin adam ve Lazar \p \v 19 “Bir zamanlar zengin bir adam varmış. Mor, ince keten elbiseler giyermiş, bolluk içinde her gün eğlenirmiş. \v 20 Bir de Lazar adında fakir bir adam varmış. Zengin adamın evinin kapısının önünde bırakılırmış. Bedeni yaralarla doluymuş. \v 21 Zengin adamın sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atarmış. Üstelik köpekler gelip adamın yaralarını yalarmış. \p \v 22 Bir gün fakir adam ölmüş. Melekler onu götürüp İbrahimʼin yanına oturtmuşlar. Sonra zengin adam da ölmüş ve gömülmüş. \v 23 Ölüler dünyasında acı çeken zengin adam, gözlerini kaldırıp uzaktan İbrahimʼi ve yanında oturan Lazarʼı görmüş. \v 24 Şöyle bağırmış: ‘Ey İbrahim Baba! Bana merhamet et! Ne olur, Lazarʼı yolla da parmağının ucunu suya bandırıp dilimi serinletsin. Çünkü bu alevler içinde korkunç acılar çekiyorum.’ \p \v 25 Ama İbrahim: ‘Evladım!’ demiş. ‘Hatırla, hayatın boyunca sen ne kadar iyi yaşadın. Lazar da hep perişan durumdaydı. Ama şimdi o burada rahat içinde, sen de korkunç acılar çekiyorsun. \v 26 Ayrıca, aramızda büyük bir uçurum var, öyle ki, ne buradan sizin yanınıza geçmek isteyenler geçebilir, ne de oradan biri buraya gelebilir.’ \p \v 27 O zaman zengin adam şöyle demiş: ‘Ey Baba, sana yalvarırım, Lazarʼı babamın evine gönder. \v 28 Çünkü beş kardeşim var. Onları uyarsın ki, korkunç acılar çekilen bu yere gelmesinler.’ \p \v 29 Ama İbrahim şöyle demiş: ‘Onlarda Musaʼnın ve peygamberlerin kitapları var, orada yazılan sözleri dinlesinler.’ \p \v 30 Adam ise şöyle demiş: ‘Hayır, İbrahim Baba! Eğer ölüler arasından biri onlara giderse, o zaman tövbe ederler.’ \p \v 31 Fakat İbrahim ona şöyle demiş: ‘Eğer Musa ve peygamberleri dinlemezlerse, ölülerden biri dirilse bile inanmayacaklar.’ ” \c 17 \s1 Günah ve bağışlama, iman ve hizmet \r (Matta 18:6‑7; Markos 9:42) \p \v 1 İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunları da anlattı: “İnsanları yoldan saptıran tuzakların olması kaçınılmaz. Ama bu tuzaklara sebep olan kişinin vay haline! \v 2 O kişinin, bu küçüklerden birini yoldan saptırmaktansa, boynuna bir değirmen taşı asılıp denize atılması daha iyidir.” \v 3 “Kendinize dikkat edin! \p Eğer kardeşin günah işlerse, onu azarla. Tövbe ederse, onu bağışla. \v 4 Eğer günde sana karşı yedi defa günah işlerse, sonra yedi defa sana dönüp ‘tövbe ediyorum’ derse, onu bağışla.” \p \v 5 Elçiler ise Rab İsaʼya şöyle dediler, “Bize daha çok iman ver.” \p \v 6 Rab de şöyle dedi: “İmanınız hardal tohumu kadar olsa, şu dut ağacına, ‘Kökünle birlikte sökül ve denize dikil’ diyebilirsiniz, o da sözünüzü dinler.” \p \v 7 “Diyelim ki aranızdan bir kişinin tarla süren ya da koyun güden bir kölesi var. Köle tarladan geldiğinde ona, ‘Hemen gel, sofraya buyur’ der mi? \v 8 Tam tersine ona şöyle demez mi? ‘Bana yiyecek bir şey hazırla. Önlüğünü tak ve ben yiyip içinceye kadar bana hizmet et. Ben bitirdikten sonra, sen de yiyip içersin.’ \v 9 Köle kendisine emredilen şeyleri yaptı diye efendisi ona teşekkür eder mi hiç? \v 10 Bunun gibi, size emredilen her şeyi yerine getirdikten sonra, siz de, ‘Biz faydasız köleleriz. Sadece yapmamız gerekeni yaptık’ dersiniz.” \s1 On cüzzam hastası \p \v 11 İsa \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* giderken, \w Samiriye\w* ile Celile arasındaki sınır bölgesinden geçiyordu. \v 12 Bir köye yaklaşırken İsaʼnın karşısına \w cüzzam\w* hastası on adam çıktı. Onlar uzakta durdular. \v 13 Yüksek sesle bağırdılar: “Ey İsa, Efendimiz, bize acı!” \p \v 14 İsa onları görünce, “Gidin, kendinizi \w rahiplere|lemma="rahip"\w* gösterin” dedi. Yolda giderlerken hastalıklarından temizlendiler. \p \v 15 Onlardan biri, şifa bulduğunu görünce geri döndü, yüksek sesle Allahʼı övmeye başladı. \v 16 İsaʼnın ayaklarına yüzüstü kapandı ve Oʼna teşekkür etti. Adam da \w Samiriyeliydi|lemma="Samiriyeliler"\w*. \p \v 17 Bu durum karşısında İsa şunu sordu: “Hastalıktan temizlenen on kişi değil miydi? Diğer dokuz kişi nerede? \v 18 Allahʼı yüceltmek için bu yabancıdan başka geri dönen olmadı mı?” \v 19 Sonra İsa adama, “Ayağa kalk, gidebilirsin. İmanın seni kurtardı” dedi. \s1 Allahʼın Krallığıʼnın gelmesi \r (Matta 24:23‑28,37‑41) \p \v 20 \w Ferisiler\w* İsaʼya, “\w Allahʼın Krallığı\w* ne vakit gelecek?” diye sorunca, İsa onlara şöyle cevap verdi: “Allahʼın Krallığı gözle görülür bir şekilde gelmez. \v 21 Üstelik ‘Bak, buradadır!’ ya da ‘Oradadır!’ demeyecekler. Çünkü, işte Allahʼın Krallığı aranızdadır.” \p \v 22 Sonra İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şöyle dedi: “Öyle günler gelecek ki, \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* günlerinin tek birini görmeye hasret kalacaksınız, ama görmeyeceksiniz. \v 23 İnsanlar size, ‘Bak, orada!’ ya da ‘Bak, şurada!’ diyecekler. Yerinizden ayrılmayın ve onların peşinden gitmeyin. \v 24 Çünkü şimşek çakıp göğü bir ucundan öbür ucuna kadar nasıl aydınlatırsa, \w İnsan Oğlu\w* da kendi gününde öyle olacak. \v 25 Ama \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* önce çok acı çekip, bu kuşak tarafından reddedilmesi lazım. \p \v 26 Nuhʼun günlerinde nasıl olmuşsa, \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* günlerinde de öyle olacak. \v 27 Nuhʼun gemiye bindiği güne kadar insanlar yiyip içerlerdi, karı alıp kocaya giderlerdi. Sonunda tufan gelip hepsini yok etti. \p \v 28 Lutʼun günlerinde de öyleydi: yiyip içiyorlar, mal alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı. \v 29 Ama Lutʼun Sodomʼdan ayrıldığı gün gökten ateş ve \w kükürt\w* yağdı ve hepsini yok etti. \p \v 30 İşte, \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* ortaya çıkacağı gün de öyle olacak. \v 31 O gün bir adamın malları evinde, kendisi de damdaysa, mallarını almaya aşağı inmesin. Tarlada olan adam da eve dönmesin. \v 32 Lutʼun karısını hatırlayın!\f + \fr 17:32 \fr*\fk Lutʼun karısını hatırlayın! \fk*\ft Lutʼun karısı, yıkılmakta olan Sodom şehrini son defa görmek için arkasına bakınca öldü.\ft*\f* \v 33 Her kim sadece kendi canının rahatına bakarsa, canını kaybedecek. Ama her kim canını kaybederse, onu koruyacak. \v 34 Size diyorum, o gece iki kişi bir yatakta olacak: birisi alınacak, öbürü bırakılacak. \v 35-36 Aynı değirmende çalışan iki kadın olacak. Biri alınacak, öbürü bırakılacak.” \p \v 37 Bunun üzerine \w öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* İsaʼya sordular, “Nerede, Efendimiz?” \p O da onlara şöyle dedi: “Leş neredeyse, \w akbabalar|lemma="akbaba"\w* da oraya toplanacak.”\f + \fr 17:37 \fr*\fk Leş neredeyse, akbabalar da oraya toplanacak. \fk*\ft Akbabaların bir araya gelmesi yakınlarda leş olduğunu gösterir. Bu olağanüstü işaretler de dünyanın yakında sona ereceğini gösterir.\ft*\f* \c 18 \s1 Devamlı dua edin \p \v 1 İsa \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w*, yılmadan devamlı dua etsinler diye bir benzetme anlattı. \v 2 “Şehrin birinde bir hâkim varmış” dedi. “Kendisi Allahʼtan korkmayan ve insanları saymayan biriymiş. \v 3 O şehirde dul bir kadın da varmış. Hâkime devamlı gelip, ‘Bir adamla davam var. Ondan hakkımı al’ dermiş. \p \v 4 Hâkim bir süre yardım etmek istememiş. Ama daha sonra kendi kendine, ‘Ben Allahʼtan korkmuyorum ve insanları saymıyorum’ demiş. \v 5 ‘Yine de şu kadının hakkını alacağım. Çünkü beni hep rahatsız ediyor. Yoksa durmadan gelip, beni çileden çıkaracak.’ ” \p \v 6 Sonra Rab İsa şöyle devam etti: “Dürüst olmayan hâkimin sözlerini işittiniz. \v 7 Allah da seçilmiş halkının hakkını almaz mı? Onlar Oʼna gece gündüz yalvarırken onları çok bekletir mi? \v 8 Size diyorum ki, onların hakkını tez alacak. Ancak \w İnsan Oğlu\w* gelince acaba dünyada iman bulacak mı?” \s1 Ferisi ve vergi memuru benzetmesi \p \v 9 Kendi \w doğruluklarına|lemma="doğruluk"\w* güvenip başkalarını hor gören bazı kişiler vardı. İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: \v 10 “Biri \w Ferisi|lemma="Ferisiler"\w*, öbürü vergi memuru iki adam tapınağa dua etmeye gitmişler. \v 11 \w Ferisi|lemma="Ferisiler"\w* ayakta dikilip kendi kendine şöyle dua etmiş: ‘Ey Allahʼım, öbür insanlar gibi olmadığım için sana şükrederim. Soyguncu, dolandırıcı, zinacı değilim. Şu vergi memuruna da benzemiyorum. \v 12 Haftada iki defa oruç tutuyorum, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’ \p \v 13 Ama vergi memuru uzakta durmuş. Gözlerini göğe kaldırmaya bile yüzü yokmuş. Göğsüne vura vura şöyle demiş: ‘Ey Allahım, ben günahkârım. Bana merhamet et.’ \p \v 14 Size diyorum ki, Ferisi değil, vergi memuru Allahʼın gözünde doğru sayıldı ve öyle evine döndü. Çünkü kendini yücelten alçaltılacak. Kendini alçaltan ise yüceltilecek.” \s1 İsa ve küçük çocuklar \r (Matta 19:13‑15; Markos 10:13‑16) \p \v 15 Bazıları İsaʼya bebeklerini de getiriyordu. Onlara dokunmasını istediler. İsaʼnın \w öğrencileri|lemma="öğrenci"\w* bunu görünce onları azarladılar. \v 16 Ama İsa çocukları yanına çağırıp şöyle dedi: “Bırakın, çocuklar bana gelsin. Onlara engel olmayın. Çünkü \w Allahʼın Krallığı\w* çocuk gibi olanlarındır. \v 17 Size doğrusunu söylüyorum: Kim Allahʼın Krallığıʼnı çocuk gibi kabul etmezse, oraya asla giremez.” \s1 Zenginlik ve sonsuz yaşam \r (Matta 19:16‑30; Markos 10:17‑31) \p \v 18 Liderlerden biri İsaʼya şu soruyu sordu: “İyi \w öğretmenim|lemma="öğretmen"\w* sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” \p \v 19 İsa adama şöyle dedi: “Neden bana ‘iyi’ diyorsun? Allahʼtan başka iyi olan yoktur. \v 20 Allahʼın buyruklarını biliyorsun: ‘Zina etmeyin, adam öldürmeyin, çalmayın, yalan yere şahitlik etmeyin, annenize ve babanıza saygı gösterin.’ ”\f + \fr 18:20 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:12‑16; Yasanın Tekrarı 5:16‑20\+xt*\ft*\f* \p \v 21 Adam, “Zaten bütün bunları gençliğimden beri yapıyorum” dedi. \p \v 22 İsa bunu duyunca ona şöyle dedi: “Daha bir eksiğin var: bütün malını sat ve fakirlere dağıt. İşte o zaman gökte hazinen olacak. Sonra gel, benim peşime düş.” \p \v 23 Adam bunu duyunca çok üzüldü, çünkü son derece zengindi. \v 24 Onun üzüldüğünü gören İsa şöyle dedi: “Zengin insanlar için \w Allahʼın Krallığıʼna|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* girmek ne kadar zordur! \v 25 Devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin insanın Allahʼın Krallığıʼna girmesinden daha kolaydır.” \p \v 26 Bunu duyanlar sordular, “Öyleyse, kim kurtulabilir?” \p \v 27 İsa da onlara şöyle cevap verdi: “İnsan için imkansız olan şeyler Allah için mümkündür.” \p \v 28 Petrus da şöyle dedi: “Bak, biz her şeyimizi bıraktık, senin peşine düştük.” \p \v 29-30 İsa da onlara şunu söyledi: “Size doğrusunu söylüyorum: \w Allahʼın Krallığı\w* için evini, karısını, kardeşlerini, annesini, babasını, ya da çocuklarını bırakan herkes, bu dünyada bunların kat kat fazlasını alacak. Hem de gelecek dünyada sonsuz yaşama kavuşacak.” \s1 İsa ölüp dirileceğini üçüncü kez bildiriyor \r (Matta 20:17‑19; Markos 10:32‑34) \p \v 31 Sonra İsa on iki \w elçisini|lemma="elçi"\w* bir kenara çekip, onlara şöyle dedi: “Bakın, \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* gidiyoruz. Peygamberlerin \w İnsan Oğlu\w* hakkında yazdıkları her şey yerine gelecek. \v 32 Çünkü O, yabancıların eline teslim edilecek. Oʼnunla alay edecekler, Oʼnu aşağılayacaklar, yüzüne tükürecekler, \v 33 Oʼnu kamçılayıp öldürecekler. Ama üçüncü gün O ölümden dirilecek.” \p \v 34 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* bunlardan hiçbir şey anlayamadılar. Bu sözün anlamı onlardan gizlendi. Söylenen şeyler akıllarına yatmadı. \s1 İsa kör dilenciye şifa veriyor \r (Matta 20:29‑34; Markos 10:46‑52) \p \v 35 İsa Eriha kasabasına yaklaşırken kör bir adam yol kenarında oturmuş dilencilik yapıyordu. \v 36 Adam kalabalığın geçtiğini duyunca, “Ne oluyor?” diye sordu. \v 37 Ona, “Nasıralı İsa geçiyor” dediler. \p \v 38 Adam, “Ey Davud Oğlu İsa, bana acı” diye bağırdı. \p \v 39 Önden gidenler onu azarlayarak susmasını istediler. Ama adam daha da çok bağırıyordu: “Ey Davud Oğlu, bana acı!” \p \v 40 İsa durup adamı kendisine getirsinler diye buyurdu. Adam gelince, İsa ona şunu sordu: \v 41 “Senin için ne yapmamı istiyorsun?” \p Adam, “Efendimiz, gözlerim tekrar görsün istiyorum” dedi. \p \v 42 İsa ona, “Gözlerin görsün” dedi. “İmanın seni kurtardı.” \v 43 Adamın o anda gözleri açıldı ve Allahʼı överek İsaʼyı izlemeye başladı. Bütün halk bunu görünce, Allahʼı övdü. \c 19 \s1 İsa Zakkayʼın evinde misafir \p \v 1 İsa Eriha kasabasına girdi. Kasabanın içinden geçiyordu. \v 2 Orada Zakkay adında bir adam vardı. Vergi memurlarının başıydı ve zengindi. \v 3 İsaʼnın nasıl bir kişi olduğunu görmek istiyordu. Ama kalabalık yüzünden Oʼnu göremiyordu, çünkü boyu kısaydı. \v 4 Bu sebeple Oʼnu görebilmek için önden koşup bir yabani incir ağacına tırmandı. Çünkü İsa o yoldan geçecekti. \p \v 5 İsa oraya gelince yukarı bakıp adama şöyle dedi: “Zakkay, çabuk aşağı in! Bugün senin evinde misafir kalmam lazım.” \v 6 Adam aceleyle aşağı indi, İsaʼyı sevinçle evine buyur etti. \p \v 7 Oradakilerin hepsi bunu görünce söylenmeye başladılar. “İsa günahkâr bir adamın evine girip misafir oldu!” dediler. \p \v 8 Zakkay ayağa kalkıp Rab İsaʼya şöyle dedi: “İşte Efendimiz, mallarımın yarısını fakirlere veriyorum. Eğer birinden haksızlıkla bir şey aldımsa, onun dört katını geri veriyorum.” \p \v 9 İsa ona şöyle dedi: “Bugün bu ev kurtuluşa kavuştu. Çünkü bu adam da İbrahimʼin evladıdır.\f + \fr 19:9 \fr*\fk İbrahimʼin evladı \fk*\ft Zakkay bütün Yahudiler gibi İbrahimʼin soyundandı. Fakat yabancılar için halkından vergi topladığı için Yahudiler onu günahkâr sayıyordu. İsa Zakkayʼa, “İbrahimʼin evladı” demekle onu imanlı bir Yahudi olarak saydığını gösteriyor.\ft*\f* \v 10 Çünkü \w İnsan Oğlu\w* kaybolanı aramaya ve kurtarmaya geldi.” \s1 Emanet para benzetmesi \r (Matta 25:14‑30) \p \v 11 Kalabalık bu sözleri dinlerken, İsa bir benzetme daha anlattı. Çünkü \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* yaklaşıyordu, onlar ise \w Allahʼın Krallığıʼnın|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* hemen görüneceğini sanıyorlardı. \v 12 Bunun için İsa şöyle dedi: “Soylu bir adam uzak bir ülkeye gitmiş. Oradan kendi ülkesini yönetme yetkisini alıp\f + \fr 19:12 \fr*\fk Oradan kendi ülkesini yönetme yetkisini alıp \fk*\ft Roma imparatorluğunun yönetimi altında bir ülkeye kral atanmak isteyen kişi, Romaʼya gidip bunu imparatordan dilemesi lazımdı.\ft*\f* geri dönecekmiş. \v 13 Gitmeden önce kölelerinden on kişiyi çağırıp onlara birer altın para\f + \fr 19:13 \fr*\fk Altın para \fk*\ft Grekçede “mina”. Bir mina işçinin üç aylık ücretiydi.\ft*\f* vermiş. Onlara şöyle demiş: ‘Ben gelinceye kadar, siz bu parayla iş yapın.’ \p \v 14 Ama adamın vatandaşları ondan nefret ederlermiş. Onun peşinden, ‘Bu adamın kralımız olmasını istemiyoruz’ diyen haberciler göndermişler. \p \v 15 Ama adam krallık yetkisini almış. Ülkesine dönünce, parayı verdiği köleleri yanına çağırtmış. Ticaretle edindikleri kazancı öğrenmek istemiş. \p \v 16 Birincisi gelip şöyle demiş: ‘Efendimiz, senin bir altın paran on altın daha kazandı.’ \p \v 17 Efendisi ona ‘Aferin, iyi köle’ demiş. ‘Küçük işte güvene layık çıktığın için, on şehir üzerine yetkili olursun.’ \p \v 18 İkincisi gelip şöyle demiş: ‘Efendimiz, senin bir altın paran beş altın para daha kazandı.’ \p \v 19 Efendisi ona, ‘Sen de beş şehir üzerine yetkili olursun’ demiş. \p \v 20 Sonra başka bir köle gelip şöyle demiş: ‘Efendimiz, senin altın paran işte burada. Onu bir mendile sarıp bir yerde sakladım. \v 21 Çünkü senden korktum. Sen sert bir adamsın, yatırım yapmadığından kazanırsın, ekmediğini biçersin.’ \p \v 22 Efendisi ona şöyle cevap vermiş: ‘Seni faydasız köle! Kendi ağzından çıkan sözle seni yargılayacağım. Madem biliyordun ki, ben sert bir adamım, yatırım yapmadığımdan kazanırım, ekmediğimi biçerim, \v 23 o zaman niye paramı bankaya yatırmadın? Döndüğüm zaman onu faiziyle birlikte geri alırdım.’ \p \v 24 Etrafta duranlara şöyle demiş: ‘Adamın altın parasını alın, on parası olana verin.’ \p \v 25 Ona, ‘Efendimiz’ demişler. ‘Onun zaten on altın parası var!’ \p \v 26 ‘Ben size şunu söylüyorum: Kendisine verileni kullanan kişiye daha da çok verilecek, kullanmayan kişiden ise elinde olan da alınacak. \v 27 Şimdi kral olmamı istemeyen bu düşmanlarımı buraya getirin, benim önümde kılıçtan geçirin.’ ” \s1 İsa kral gibi Yeruşalimʼe giriyor \r (Matta 21:1‑11; Markos 11:1‑11; Yuhanna 12:12‑19) \p \v 28 İsa bunları söyledikten sonra \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* doğru yola çıkarak önden gitti. \v 29 Zeytin Dağı denilen tepede Beytfaci ve Beytanya adlı köyler vardı. İsa oraya yaklaşınca, \w öğrencilerinden|lemma="öğrenci"\w* ikisini önden gönderdi. \v 30 Onlara şöyle dedi: “Karşıdaki köye gidin. Köye girince bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Ona daha önce hiç kimse binmemiştir. Onu çözüp bana getirin. \v 31 Eğer biri size, ‘Onu neden çözüyorsunuz?’ diye sorarsa, ‘Efendimizʼin ona ihtiyacı var’ dersiniz.” \p \v 32 Gönderilen iki \w öğrenci\w*, her şeyi aynen İsaʼnın onlara anlattığı gibi buldular. \v 33 Sıpayı çözerken hayvanın sahipleri onlara, “Sıpayı neden çözüyorsunuz?” diye sordular. \p \v 34 \w Öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* şöyle cevap verdi: “Efendimizʼin ona ihtiyacı var.” \p \v 35 Sıpayı İsaʼya getirdiler, paltolarını üzerine attılar ve İsaʼyı üstüne bindirdiler. \v 36 İsa yoluna devam ederken, halk paltolarını yolun üzerine serdi. \p \v 37 İsa Zeytin Dağıʼndan aşağı inen yola yaklaşmıştı. \w Öğrencilerinden|lemma="öğrenci"\w* oluşan kalabalık sevinç içindeydi. Görmüş oldukları bütün \w mucizeler|lemma="mucize"\w* için yüksek sesle Allahʼı övmeye başladılar. \v 38 Şöyle dediler: \q1 “Rabbin \w adıyla|lemma="ad"\w* gelen Kralʼa övgüler olsun! \b \q1 Gökte esenlik, en yücelerde Olanʼa yücelik olsun!”\f + \fr 19:38 \fr*\ft \+xt Mezmur 118:26\+xt*\ft*\f* \p \v 39 Kalabalığın içinde bazı \w Ferisiler\w* vardı. İsaʼya “\w Öğretmen|lemma="öğretmen"\w*, \w öğrencilerini|lemma="öğrenci"\w* sustur!” dediler. \p \v 40 O da şöyle cevap verdi: “Size diyorum ki, bunlar sussalar bile taşlar bağırır.” \p \v 41 İsa \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* yaklaşınca, şehri görüp onun için ağladı. \v 42 Şöyle dedi: “Keşke sen bugün sana barış getiren yolu bilseydin. Ama o şimdi senin gözlerinden saklıdır. \v 43 Evet, senin üzerine öyle günler gelecek ki, düşmanların seni duvarlarla çevirecek, çepeçevre saracak ve her taraftan sıkıştıracak. \v 44 Seni de, içinde bulunan evlatlarını da yerle bir edecekler. Sende taş üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü Allahʼın seni ziyaret ettiği zamanı fark etmedin.” \s1 İsa satıcıları tapınak avlusundan kovuyor \r (Matta 21:12‑17; Markos 11:15‑19) \p \v 45 Sonra İsa tapınağın avlusuna girip satıcıları kovmaya başladı. \v 46 Onlara şöyle dedi: “Kitapʼta şöyle yazılıdır: ‘Benim evim ibadet evi olacak.’\f + \fr 19:46 \fr*\ft \+xt Yeşaya 56:7\+xt*\ft*\f* Ama siz onu ‘haydut yatağına’\f + \fr 19:46 \fr*\ft \+xt Yeremya 7:11\+xt*\ft*\f* çevirdiniz.” \p \v 47 İsa her gün tapınak avlusunda vaaz ediyordu. Başrahipler, Tevrat uzmanları ve halkın liderleri Oʼnu yok etmek için bir yol arıyorlardı. \v 48 Yine de bunu nasıl yapacaklarını bilemiyorlardı. Çünkü bütün halk İsaʼyı can kulağıyla dinliyordu. \c 20 \s1 İsaʼnın yetkisi sorgulanıyor \r (Matta 21:23‑27; Markos 11:27‑33) \p \v 1 İsa bir gün tapınak avlusunda halka vaaz edip \w Müjdeʼyi|lemma="Müjde"\w* bildiriyordu. O zaman başrahipler, Tevrat uzmanları ve halkın liderleri Oʼna yaklaştılar. \v 2 “Söyle bize bakalım” dediler. “Bu şeyleri ne yetkiyle yapıyorsun? Sana bu yetkiyi veren kim?” \p \v 3 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Ben de size bir soru soracağım. Bana söyleyin: \v 4 Yahyaʼnın \w vaftiz\w* etme yetkisi nereden geldi? Allahʼtan\f + \fr 20:4 \fr*\fk Allahʼtan \fk*\ft Harfi harfine “gökten.” Yahudiler Allahʼın adını boş yere söylememek için Allah yerine “gök” derlerdi.\ft*\f* mı yoksa insandan mıydı?” \p \v 5 Bu soruyu aralarında tartışıp şöyle dediler: “ ‘Allahʼtan’ dersek, ‘O zaman ona neden inanmadınız?’ diyecek. \v 6 Ama ‘İnsandan’ dersek, bütün halk bizi taşlayacak, çünkü hepsi Yahyaʼnın peygamber olduğuna inanıyor.” \p \v 7 Böylece, “Nereden olduğunu bilmiyoruz” diye cevap verdiler. \p \v 8 İsa da onlara şöyle dedi: “Ben de bu şeyleri ne yetkiyle yaptığımı size söylemem.” \s1 Hain bağcılar benzetmesi \r (Matta 21:33‑46; Markos 12:1‑12) \p \v 9 Sonra İsa halka şu benzetmeyi anlattı: “Bir adam üzüm bağı dikmiş ve onu bağcılara kiraya vermiş. Sonra yolculuğa çıkarak uzun bir süre uzakta kalmış. \v 10 Üzüm toplama zamanı gelince, bağ sahibi bağcılara bir köle göndermiş. Bağın ürününden sahibine düşen payı vermelerini istemiş. Ama bağcılar köleyi dövüp boş elle geri göndermişler. \v 11 Sonra adam başka bir köle göndermiş. Onu da dövüp aşağılamışlar ve boş elle geri yollamışlar. \v 12 Adam üçüncü defa bir köle göndermiş. Bağcılar onu da yaralayıp bağdan atmışlar. \p \v 13 Sonra bağ sahibi demiş ki, ‘Acaba ne yapsam? Sevgili oğlumu göndereyim. Herhalde ona saygı gösterirler.’ \p \v 14 Ama bağcılar sahibin oğlunu görünce birbirleriyle şöyle konuşmuşlar: ‘Mirasçı budur. Onu öldürelim de, miras bize kalsın.’ \v 15 Böylece, sahibin oğlunu bağdan dışarı atıp öldürmüşler. \p Peki, bunun sonunda bağ sahibi onlara ne yapacak? \v 16 Gelip o bağcıları yok edecek, üzüm bağını da başkalarına verecek.” \p Halk bunu duyunca, “Allah korusun” dedi. \p \v 17 İsa onların gözlerinin içine bakarak şöyle dedi: “O zaman Kutsal Yazılarʼdaki şu söz ne demek? \q1 ‘İnşaatçıların reddettiği taş, \q2 binanın köşe taşı\f + \fr 20:17 \fr*\fk Binanın köşe taşı \fk*\ft Köşede iki duvarı birleştiren ve dolayısıyla bütün binayı bir arada tutan binanın en önemli taşı. Bazı uzmanlara göre kemeri bir arada tutmak için yerleştirilen son taş. Bu benzetmeye göre Mesih liderler tarafından reddedilecek ve sonra kurtarıcı ve kral olacaktı.\ft*\f* oldu.’\f + \fr 20:17 \fr*\ft \+xt Mezmur 118:22\+xt*\ft*\f* \m \v 18 Kim o taşın üzerine düşerse, paramparça olacak. O taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz duman edecek.” \p \v 19 Tevrat uzmanları ve başrahipler o anda İsaʼyı yakalamak istediler, çünkü bu benzetmeyi kendilerine karşı anlattığını anladılar. Ama halkın tepkisinden korktular. \s1 Sezarʼa vergi ödensin mi? \r (Matta 22:15‑22; Markos 12:13‑17) \p \v 20 Bu yüzden İsaʼyı gözlemeye başladılar. Kendilerine dürüst insan süsü veren ispiyoncular gönderdiler. İsaʼyı kendi sözüyle tuzağa düşürmek istiyorlardı. Bunu İsaʼyı valinin hükmüne ve yetkisine teslim edebilmek için yaptılar. \v 21 Böylece İsaʼya sordular: “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*, biliyoruz ki, sen \w doğru\w* olanı söylüyorsun ve öğretiyorsun. İnsanlar arasında ayrım yapmıyorsun, Allahʼın yolunu dürüstlükle öğretiyorsun. \v 22 Sezarʼa vergi ödememiz Tevratʼa uygun mu, değil mi?” \p \v 23 Ama İsa onların hilesini anlayıp şöyle dedi: \v 24 “Bana bir \w gümüş para\w* gösterin! Üzerinde kimin resmi var, kimin adı yazılı?” \p “Sezarʼın” dediler. \p \v 25 İsa da onlara şöyle dedi: “Öyleyse, Sezarʼın hakkını Sezarʼa verin, Allahʼın hakkını da Allahʼa verin.” \p \v 26 İspiyoncular İsaʼyı halkın önünde söylediği sözlerle tuzağa düşüremediler. Oʼnun cevabına hayret ederek susup kaldılar. \s1 Diriliş hakkında sorulan soru \r (Matta 22:23‑33; Markos 12:18‑27) \p \v 27 Sonra İsaʼya bazı \w Sadukiler\w* geldi. Sadukiler “Ölüler dirilmez” derler. \v 28 İsaʼya şunu sordular: “\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*, Tevratʼta Musa bize şöyle buyurur: ‘Eğer evli bir adam çocuksuz ölürse, adamın kardeşi ölen kardeşinin karısını alsın ve kardeşinin soyunu devam ettirsin.’ \v 29 Peki, yedi kardeş var diyelim. Birincisi bir kadınla evlendi, fakat çocuğu olmadan öldü. \v 30 İkincisi de öyle. \v 31 Üçüncüsü de aynı kadınla evlendi. Bütün diğer kardeşler de sırayla onunla evlendi, ama hepsi çocuksuz öldü. \v 32 En sonunda kadın da öldü. \v 33 Bu durumda ölüler dirildiği zaman kadın kimin karısı olacak? Çünkü bu kadın yedi kardeşin de karısı olmuştu.” \p \v 34 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Bu dünyanın insanları karı alırlar, kocaya giderler. \v 35 Ama gelecek dünyaya ve ölümden dirilişe kavuşmaya layık sayılanlar, ne karı alırlar, ne de kocaya giderler. \v 36 Böyleleri bir daha ölemez, melekler gibi olurlar. Ölümden dirilenler olarak Allahʼın oğulları olurlar. \v 37 Musa yanan çalı hakkındaki bölümde ölülerin dirildiğine işaret ediyor. Orada Rab için, ‘İbrahimʼin Allahı, İshakʼın Allahı ve Yakubʼun Allahı’\f + \fr 20:37 \fr*\ft \+xt Çıkış 3:6\+xt*\ft*\f* der. \v 38 Allah ölülerin değil, yaşayanların Allahıʼdır. Çünkü Oʼnun gözünde herkes hâlâ yaşıyor.” \p \v 39 Bazı Tevrat uzmanları söze karışıp şöyle dedi: “Öğretmenimiz, iyi cevap verdin.” \v 40 Çünkü kimse artık İsaʼya soru sormaya cesaret etmedi. \s1 Mesih kimdir? \r (Matta 22:41‑46; Markos 12:35‑37) \p \v 41 Sonra İsa onlara şöyle dedi: “İnsanlar Mesihʼe neden Davud Oğlu diyorlar? \v 42-43 Çünkü Davud \w Mezmurlar|lemma="Mezmur"\w* kitabında şöyle diyor: \q1 ‘Rab Efendimʼe dedi ki, \q2 “Senin düşmanlarını ayaklarına basamak yapacağım. \q2 O zamana kadar sağımda otur.” ’\f + \fr 20:42‑43 \fr*\ft \+xt Mezmur 110:1\+xt*\ft*\f* \m \v 44 Davud Mesihʼe ‘Efendim’ dediğine göre, Mesih nasıl Davudʼun oğlu olabilir?” \s1 Tevrat uzmanlarından sakının \p \v 45 Bütün halk dinlerken İsa kendi \w öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* şunları söyledi: \v 46 “Tevrat uzmanlarından sakının. Onlar uzun elbiseler içinde dolaşmayı severler. Çarşılarda selam almaya bayılırlar. \w Toplantı yerlerinde|lemma="toplantı yeri"\w* en saygın yerleri ve ziyafetlerde en güzel yerleri ararlar. \v 47 Dul kadınları kandırıp mallarını mülklerini ellerinden alırlar. Gösteriş için uzun uzun dua ederler. Böyle kişilerin cezası çok ağır olacak.” \c 21 \s1 Dul kadının bağışı \r (Markos 12:41‑44) \p \v 1 İsa başını kaldırıp baktı. Zenginlerin bağışlarını tapınaktaki bağış kutusuna attıklarını gördü. \v 2 Sonra yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para attığını gördü. \v 3 Bunun üzerine şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: bu fakir dul kadın hepsinden daha çok verdi. \v 4 Çünkü bütün diğerleri kutuya servetlerinden artanı attılar. Bu kadın ise son derece fakir olduğu halde bütün geçimini attı.” \s1 Gelecek olaylar \r (Matta 24:1‑35; Markos 13:1‑31) \p \v 5 Bazı kişiler tapınak hakkında konuşuyorlardı. “Ne güzel taşlarla ve adanan hediyelerle süslenmiş!” diyorlardı. \p \v 6 İsa şöyle dedi: “Bu gördüğünüz şeyler var ya! Öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş bırakılmayacak, hepsi yıkılacak.” \p \v 7 Oʼna şunu sordular: “Peki \w öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*, bunlar ne zaman olacak, ve bunların yerine geleceğini gösteren işaret nedir?” \p \v 8 İsa şöyle dedi: “Sakın aldanmayın. Çünkü birçok kişi benim adımla gelip ‘Ben Oʼyum!’ ve ‘Vakit yaklaştı!’ diyecek. Onların peşinden gitmeyin. \v 9 Savaş ve isyan haberleri işittiğinizde korkuya düşmeyin. Önce bunlar olmalıdır. Ama bu dünyanın sonu hemen gelmeyecek.” \p \v 10 Sonra İsa onlara şunu söyledi: “Millet millete, krallık krallığa saldıracak. \v 11 Büyük depremler olacak. Kimi yerlerde kıtlıklar ve salgın hastalıklar meydana gelecek. Korkunç olaylar ve gökte olağanüstü işaretler olacak. \p \v 12 Ama bütün bunlar olmadan önce, sizi yakalayacaklar, size eziyet edecekler. Sizi Yahudilerin \w toplantı yerlerine|lemma="toplantı yeri"\w* sürükleyip hapishaneye atacaklar.\f + \fr 21:12 \fr*\fk Yahudilerin toplantı yerlerine \fk*\ft Yahudilerin toplantı yerleri ayrıca dava yeri olarak kullanılırdı.\ft*\f* Bana bağlı olduğunuz için sizi kralların ve valilerin önüne çıkaracaklar. Bütün bunlar benim adım yüzünden sizin başınıza gelecek. \v 13 Bu da, hakkımda şahitlik etmeniz için fırsat olacak. \v 14 O durumlarda sakın ‘Kendimizi nasıl savunacağız?’ diye düşünmeyin. \v 15 Ben size konuşma yeteneği ve \w hikmet\w* vereceğim. Öyle ki, hiçbir düşmanınız size karşı koyamayacak, söylediklerinize verecek cevap bulamayacak. \v 16 Anne babanız, kardeşler, hısımlar ve arkadaşlarınız bile size ihanet edecekler. Bazılarınızın ölümüne sebep olacaklar \v 17 Bana bağlı olduğunuz için herkes sizden nefret edecek. \v 18 Ama saçınızın tek bir teli bile yok olmayacak. \v 19 Acılara dayanarak asıl hayat bulursunuz. \p \v 20 \w Yeruşalimʼin|lemma="Yeruşalim"\w* askerler tarafından kuşatıldığını gördüğünüz zaman, bilin ki, onun yıkılışı yaklaşmıştır. \v 21 O zaman Yahudiyeʼdekiler dağlara kaçsınlar. Şehrin içindekiler oradan çıksınlar. Kırdakiler de şehre girmesinler. \v 22 Çünkü bunlar ceza günleridir. Böylece Kutsal Kitapʼta yazılan her şey yerine gelecek. \v 23 Vay o günlerde hamile olanların ve bebek emzirenlerin haline! Çünkü ülkede büyük sıkıntı olacak ve bu halk Allahʼın öfkesine uğrayacak. \v 24 Bazıları kılıçtan geçirilecek, bazıları da esir olarak bütün milletlerin arasına dağıtılacaklar. \w Yeruşalim\w* diğer milletlerin ayakları altında çiğnenecek. Ama sonunda o milletlerin zamanları sona erecek. \p \v 25 Güneşte, ayda ve yıldızlarda olağanüstü işaretler olacak. Bütün yeryüzünde ise milletler denizin gürültüsü ve dalgaların çarpmasıyla altüst olup şaşkına dönecekler. \v 26 İnsanlar, dünyanın üzerine gelecek olan felâketleri beklerken korkudan bayılacaklar. Çünkü gök cisimleri sarsılacak. \v 27 O zaman \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. \v 28 Bu olaylar olmaya başlayınca, dik durup başlarınızı kaldırın, çünkü kurtuluşunuz yaklaşıyor.” \p \v 29 Sonra onlara bir benzetme anlattı: “İncir ağacına ve bütün ağaçlara bakın. \v 30 Ağaçların yaprak çıkardığını görünce yaz mevsiminin yaklaştığını bilirsiniz. \v 31 Bunun gibi, bu olayların gerçekleştiğini görünce bilin ki, \w Allahʼın Krallığı\w* yakındır. \p \v 32 Size doğrusunu söylüyorum: bütün bu şeyler yerine gelmeden, bu kuşak yok olmayacak. \v 33 Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacak. \p \v 34 Kendinize dikkat edin ki, çılgınca eğlenme, sarhoşluk ve bu hayatın kaygılarıyla yüreğiniz sıkılmasın. O gün sizi ansızın kapan gibi yakalamasın. \v 35 Çünkü o gün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecek. \v 36 Her an tetikte durun. Dua edin ki, gelecek olan bütün bu şeylerden kaçmaya gücünüz olsun ve \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* önünde durabilesiniz.” \p \v 37 İsa gündüz tapınak avlusunda vaaz ediyordu. Geceleyin de şehirden çıkıp Zeytin Dağı denilen tepede kalıyordu. \v 38 Bütün halk Oʼnu dinlemek için sabah erkenden tapınağa geliyordu. \c 22 \s1 Yahudaʼnın ihaneti \r (Matta 26:1‑5,14‑15; Markos 14:1‑2,10‑11; Yuhanna 11:45‑53) \p \v 1 Yahudilerin \w Mayasız Ekmek Bayramı\w* yaklaşıyordu. Bu bayrama aynı zamanda “\w Özgürlük Bayramı|lemma="Özgürlük Bayramı"\w*” da deniliyor. \v 2 Başrahipler ve Tevrat uzmanları İsaʼyı öldürmenin uygun bir yolunu arıyorlardı. Çünkü halktan korkuyorlardı. \v 3 Bu arada Şeytan, İsaʼnın on iki \w elçisinden|lemma="elçi"\w* biri olan Yahuda İskariyotʼun içine girdi. \v 4 Yahuda, başrahipler ve tapınağın güvenlik görevlileriyle danışmaya gitti. İsaʼyı tutuklamaları için nasıl yardım edebileceğini konuştu. \v 5 Onlar buna sevindiler. Kendisine para vermek için anlaştılar. \v 6 O da razı geldi. Kalabalıktan uzakta, İsaʼya ihanet etmek için fırsat kollamaya başladı. \s1 Son Akşam Yemeği \r (Matta 26:17‑35; Markos 14:12‑31; Yuhanna 13:21‑30,36‑38; 1. Korintliler 11:23‑25) \p \v 7 \w Mayasız Ekmek Bayramıʼnın|lemma="Mayasız Ekmek Bayramı"\w* birinci günü geldi. O gün kurban kuzusunun kesilmesi lazımdı. \v 8 İsa, Petrus ve Yuhannaʼya, “Gidin! Hazırlık yapın da bayram yemeğini yiyelim” dedi ve onları önden gönderdi. \p \v 9 Onlar da İsaʼya, “Onu nerede hazırlamamızı istiyorsun?” diye sordular. \p \v 10 Onlara, “Dikkat edin!” dedi. “Şehre girerken \w testiyle|lemma="testi"\w* su taşıyan bir adam karşınıza çıkacak. Onun arkasından gidin. Adam bir eve girecek. \v 11 O ev sahibine deyin ki, ‘\w Öğretmenimiz|lemma="öğretmen"\w*, “Misafir odası nerede?” diye soruyor. “Orada \w öğrencilerimle|lemma="öğrenci"\w* birlikte \w Özgürlük Bayram|lemma="Özgürlük Bayramı"\w* yemeğini yemek istiyorum.” ’ \v 12 O zaman size üst katta döşenmiş büyük bir oda gösterecek. Bizim için orasını hazırlayın.” \p \v 13 İki \w öğrenci\w* gitti. Her şeyi İsaʼnın anlattığı gibi buldular ve \w Özgürlük Bayram|lemma="Özgürlük Bayramı"\w* hazırlıklarını yaptılar. \p \v 14 Yemek vakti gelince İsa elçileriyle birlikte sofraya oturdu. \v 15 Onlara şöyle dedi: “Ben acı çekmeden önce bu \w Özgürlük Bayram|lemma="Özgürlük Bayramı"\w* yemeğini sizinle beraber yemeyi çok istedim. \v 16 Çünkü size söylüyorum, bu yemek \w Allahʼın Krallığıʼnda|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* tam anlamına kavuşacak. O zamana kadar onu bir daha yemeyeceğim.” \p \v 17 Sonra eline bir bardak aldı. Şükrettikten sonra, “Bunu alın, aranızda paylaşın” dedi. \v 18 “Çünkü size söylüyorum, \w Allahʼın Krallığı\w* gelene kadar asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.” \p \v 19 Sonra eline ekmek aldı, şükredip onu böldü ve onlara verdi. “Bu sizler için verilen bedenimdir” dedi. “Beni anmak için bunu yapın.” \p \v 20 Tıpkı bunun gibi, yemekten sonra eline bir bardak şarap alıp şöyle dedi: “Bu bardak sizin için akıtılacak olan kanımla başlayan yeni antlaşmadır. \v 21 Fakat bakın, bana ihanet eden adamın eli, benim elimle birlikte sofradadır. \v 22 Gerçi \w İnsan Oğlu\w* kendisi için çizilen yoldan ölüme gidiyor. Fakat Oʼna ihanet eden adamın vay haline!” \v 23 Bunun üzerine \w öğrenciler|lemma="öğrenci"\w* aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar. \s1 En önemli kim tartışması \p \v 24 Ayrıca onlardan kimin en önemli sayılacağı konusunda aralarında çekişme oldu. \v 25 İsa da onlara şunu söyledi: “Diğer milletlerin kralları onların başlarına buyrukçu kesilirler. Yetkili adamları da kendilerine ‘iyiliksever’ dedirtirler. \v 26 Ama siz böyle olmayın. Aranızda en büyük olan en küçük gibi olsun, liderlik yapan da hizmet eden gibi olsun. \v 27 Çünkü kim daha büyük? Sofraya oturan mı yoksa hizmet eden mi? Sofraya oturan, değil mi? Ama ben aranızda hizmet eden biri gibiyim. \v 28 Zorluklarla denendiğimde bana sadık kalan sizlersiniz. \v 29 \w Babam|lemma="Baba"\w* bana nasıl bir krallık verdiyse, ben de öylece size bir krallık veriyorum. \v 30 Öyle ki, krallığımda benim soframda yiyip içesiniz ve tahtlar üzerinde oturup İsrailʼin on iki \w oymağını|lemma="oymak"\w* yargılayasınız. \p \v 31 Simun\f + \fr 22:31 \fr*\fk Simun \fk*\ft İsaʼnın ona verdiği Petrus adıyla daha çok tanınır.\ft*\f*, Simun, dikkat et! Şeytan sizleri ekin gibi elekten geçirmek için yetki istedi. \v 32 Ama ben imanın kaybolup gitmesin diye senin için dua ettim. Sen ise bana geri döndüğün zaman imanlı kardeşlerini güçlendir.” \p \v 33 Simun Petrus da İsaʼya, “Efendimiz!” dedi. “Ben seninle cezaevine de ölüme de gitmeye hazırım.” \p \v 34 İsa şöyle dedi: “Ey Petrus, sana diyorum ki, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç defa inkâr edeceksin.” \p \v 35 Sonra elçilere şunu sordu: “Sizi kesesiz, torbasız ve sandaletsiz gönderdiğim zaman bir eksiğiniz oldu mu?” \p “Hiç olmadı,” diye cevap verdiler. \p \v 36 Sonra onlara şöyle dedi: “Ama şimdi kesesi ve torbası olan yanına alsın. Kimin kılıcı yoksa, paltosunu satıp bir kılıç alsın. \v 37 Çünkü size söylüyorum: Benim hakkımda yazılan şu söz yerine gelmelidir: ‘O suçlu adamlarla bir sayıldı.’\f + \fr 22:37 \fr*\ft \+xt Yeşaya 53:12\+xt*\ft*\f* Evet, benim hakkımda yazılmış olanlar yerine geliyor.” \p \v 38 “Efendimiz” dediler. “Bak, burada iki kılıç var.” \p O da onlara, “Yeter!” dedi. \s1 İsa Zeytin Dağıʼnda dua ediyor \r (Matta 26:36‑46; Markos 14:32‑42) \p \v 39 İsa dışarı çıkıp adeti olduğu gibi Zeytin Dağıʼna gitti. \w Öğrencilerine|lemma="öğrenci"\w* de Oʼnun ardından gittiler. \v 40 O yere varınca, İsa onlara şöyle dedi: “Denendiğinizde günaha düşmemek için dua edin.” \v 41 Sonra onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı, diz çöküp şöyle dua etmeye başladı: \v 42 “\w Baba|lemma="Baba"\w*, eğer istersen bu bardağı\f + \fr 22:42 \fr*\fk Bu bardağı \fk*\ft Allahʼın insanları cezalandırması bardaktan boşaltılan sersemleten içkiye benzetilir \+xt Yeşaya 51:17\+xt*. Buradaki “bardak” sözü, İsaʼnın çarmıhta insanların yerine günahlarının cezasını çekmesini anlatır.\ft*\f* benden uzaklaştır. Yine de, benim değil, senin isteğin olsun.” \v 43 Sonra gökten bir melek İsaʼya göründü, Oʼna güç verdi. \v 44 İsa derin acı çekerek daha heyecanlı bir şekilde dua etmeye başladı. Oʼnun teri, yere düşen iri kan damlaları gibiydi. \p \v 45 İsa duasından kalkınca \w öğrencilerinin|lemma="öğrenci"\w* yanına geldi. Onları üzüntüden uyumuş buldu. \v 46 Onlara dedi: “Niye uyuyorsunuz? Kalkın, denendiğinizde günaha düşmemek için dua edin.” \s1 İsa tutuklanıyor \r (Matta 26:47‑68; Markos 14:43‑50; Yuhanna 18:3‑12) \p \v 47 İsa daha konuşurken birdenbire bir kalabalık geldi. On iki \w elçiden|lemma="elçi"\w* biri olan Yahuda onlara yol gösteriyordu. İsaʼyı öpmek için yaklaştı. \v 48 Ama İsa ona, “Yahuda” dedi. “\w İnsan Oğluʼna|lemma="İnsan Oğlu"\w* bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?” \p \v 49 İsaʼnın yanında duranlar, ne olacağını anlayınca, “Efendimiz, kılıçla vuralım mı?” diye sordular. \v 50 Onlardan biri başrahibin kölesine vurup onun sağ kulağını kesti. \p \v 51 Ama İsa, “Yetti artık!” dedi. Sonra adamın kulağına dokunup onu iyileştirdi. \p \v 52 İsa Oʼnun üzerine yürüyen başrahipler, tapınak güvenlik görevlileri ve halkın liderlerine şöyle dedi: “Bir hayduda karşı çıkıyormuş gibi kılıçlarla, sopalarla mı geldiniz? \v 53 Her gün yanınızda tapınak avlusundaydım; o zaman bana karşı el kaldırmadınız. Ama bu sizin zamanınızdır, karanlığın hüküm sürdüğü zamandır.” \s1 Petrus İsaʼyı inkâr ediyor \r (Matta 26:69‑75; Markos 14:66‑72; Yuhanna 18:15‑18,25‑27) \p \v 54 Ondan sonra İsaʼyı yakaladılar, başrahibin evine götürüp, içeri aldılar. Petrus onları uzaktan izliyordu. \v 55 Görevliler avlunun ortasında bir ateş yaktıktan sonra beraber oturdular. Petrus da onların arasında oturdu. \v 56 Sonra bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrusʼu gördü. Gözlerini ona dikerek şöyle dedi: “Bu adam da İsaʼyla birlikteydi.” \p \v 57 Ama Petrus, “Kadın, ben Oʼnu tanımıyorum” diye inkâr etti. \p \v 58 Az bir zaman sonra başkası onu görüp, “Sen de onlardan birisin” dedi. \p Ama Petrus, “Yok arkadaş, ben değilim” dedi. \p \v 59 Aşağı yukarı bir saat geçtikten sonra yine başkası ısrarla şöyle dedi: “Gerçekten bu adam İsaʼyla beraberdi. Çünkü Celileʼdendir.” \p \v 60 Ama Petrus, “Arkadaş, sen ne diyorsun, anlamıyorum” dedi. Tam o anda, Petrus daha konuşurken, horoz öttü. \v 61 Rab İsa da dönüp Petrusʼa baktı. O zaman Petrus Rabbin şu sözünü hatırladı: “Horoz ötmeden, bu gece sen beni üç defa inkâr edeceksin.” \v 62 Bunun üzerine Petrus dışarı çıkıp acı acı ağladı. \p \v 63 İsaʼyı tutuklayan adamlar Oʼnunla alay ediyor, Oʼnu dövüyorlardı. \v 64 Gözlerini bağlayıp Oʼna ikide bir sordular: “Haydi peygamberliğini göster! Sana vuran kim?” \v 65 Oʼna daha bir sürü aşağılayıcı söz söylediler. \s1 İsa \w Meclisʼin|lemma="Meclis"\w* önünde \r (Matta 26:59‑66; Markos 14:55‑64; Yuhanna 18:19‑24) \p \v 66 Sabah olunca halkın liderleri toplandı. Toplantı başrahipler ve Tevrat uzmanlarından oluşuyordu. İsaʼyı Meclisleriʼnin önüne çıkarttılar. \v 67 Oʼna şöyle dediler: “Eğer sen Mesihʼsen, bize söyle.” \p İsa onlara şöyle cevap verdi: “Eğer size söylersem, kesinlikle inanmazsınız. \v 68 Ve eğer size bir şey sorarsam, kesinlikle cevap vermezsiniz. \v 69 Ama bundan sonra \w İnsan Oğlu\w* kudret sahibi olan Allahʼın sağında oturacak.” \p \v 70 Hepsi bir ağızdan şunu sordular, “Yani, sen \w Allahʼın Oğlu\w* musun?” \p İsa onlara, “Söylediğiniz gibi, ben Oʼyum” dedi. \p \v 71 “Artık şahitliğe ne ihtiyacımız var?” dediler. “Söylediklerini biz kendimiz Oʼnun ağzından işittik!” \c 23 \s1 İsa Pilatus ve Hirodesʼin önünde \r (Matta 27:1‑2,11‑14; Markos 15:1‑5; Yuhanna 18:28‑38) \p \v 1 Sonra toplantıdaki herkes kalkıp İsaʼyı Pilatusʼa götürdüler. \v 2 Oʼnu suçlamaya başladılar. “Bu adam var ya!” dediler. “Milletimizi yoldan saptırırken yakaladık. Bir de Sezarʼa vergi ödenmesine karşı çıkıyor. Aynı zamanda kendisinin Mesih, yani kral olduğunu söylüyor.” \p \v 3 Pilatus İsaʼya, “Sen Yahudilerin kralı mısın?” diye sordu. \p İsa ona şöyle cevap verdi: “Bunu sen söylüyorsun.” \p \v 4 Pilatus başrahiplere ve kalabalığa, “Ben bu adamda hiçbir suç bulmuyorum” dedi. \p \v 5 Onlar ise ısrarla şöyle dediler: “Bütün Yahudiyeʼde vaaz ederek halkı kışkırtıyor. Celileʼden başlayarak ta buraya kadar geldi.” \p \v 6 Pilatus bunu duyunca, “Bu adam Celileʼden mi?” diye sordu. \v 7 İsaʼnın \w Hirodesʼin|lemma="Hirodes"\w* yetkisi altındaki bölgeden olduğunu öğrenince, Oʼnu Hirodesʼin yanına gönderdi. Çünkü Hirodes de o arada \w Yeruşalimʼdeydi|lemma="Yeruşalim"\w*. \p \v 8 \w Hirodes\w* İsaʼyı görünce çok sevindi. Uzun zamandan beri Oʼnu görmek istiyordu. Çünkü Oʼnun hakkındaki haberleri duymuştu ve Oʼnun bir \w mucizesini|lemma="mucize"\w* görmeyi umut ediyordu. \v 9 İsaʼya birçok soru sordu. Ama İsa hiç cevap vermedi. \v 10 Başrahipler ve Tevrat uzmanları da orada durup İsaʼyı ağır dille suçladılar. \v 11 Hirodes de askerleriyle birlikte İsaʼyı aşağılayıp alay etti. Sonra Oʼna gösterişli bir \w kaftan\w* giydirip, Pilatusʼa geri yolladı. \v 12 Aynı gün Hirodes ile Pilatus arkadaş oldular. Daha önce birbirlerine düşmandılar. \s1 Pilatus İsaʼyı ölüm cezasına çarptırıyor \r (Matta 27:15‑26; Markos 15:6‑15; Yuhanna 18:39‑40; 19:1‑16) \p \v 13 Ondan sonra Pilatus başrahipleri, halkın liderlerini ve halkı bir araya çağırdı. \v 14 Onlara şöyle dedi: “Siz bana bu adamı halkı saptıran biri diye getirdiniz. Ben de Oʼnu önünüzde sorguya çektim. Ama Oʼnu yüklediğiniz suçlamaların hiçbirinden suçlu bulmadım. \v 15 Üstelik \w Hirodes\w* de bir şey bulamadı, çünkü Oʼnu bize geri gönderdi. Bakın, adam ölümü hak edecek hiçbir şey yapmadı. \v 16-17 Bunun için Oʼnu kamçılatıp, serbest bırakacağım.”\f + \fr 23:16‑17 \fr*\ft Bazı Grekçe elyazmalarında şu sözler ekleniyor: “Pilatusʼun her Özgürlük Bayramıʼnda onlar için bir kişi serbest bırakması gerekiyordu”.\ft*\f* \p \v 18 Ama onlar hep bir ağızdan şöyle bağırdılar: “Bu adamı yok et! Bize Barabbaʼyı serbest bırak!” \v 19 Barabba şehirdeki ayaklanma ve adam öldürme suçları yüzünden cezaevine atılmıştı. \p \v 20 Pilatus İsaʼyı serbest bırakmak istediği için sesini yükseltip onlarla bir daha konuştu. \v 21 Ama onlar hep, “Oʼnu çarmıha ger, Oʼnu çarmıha ger!” diye bağrıştılar. \p \v 22 Pilatus üçüncü defa, “Adam ne kötülük yaptı ki? Oʼnda ölüm cezasını hak eden hiçbir suç bulmadım. Bu nedenle Oʼnu kamçılatıp serbest bırakacağım” dedi. \p \v 23 Fakat onlar yüksek sesle bağırarak ısrarla İsaʼnın çarmıha gerilmesini istediler. Onların sesleri üstün geldi. \v 24 Pilatus da onların isteğini yerine getirmeye karar verdi. \v 25 İstedikleri kişiyi, Barabbaʼyı serbest bıraktı. O, ayaklanma ve adam öldürme suçları yüzünden hapishaneye atılmıştı. İsaʼyı da onların isteğine teslim etti. \s1 İsa çarmıha geriliyor \r (Matta 27:32‑44; Markos 15:21‑32; Yuhanna 19:17‑27) \p \v 26 Askerler İsaʼyı götürürken, şehir dışından gelen Kireneli Simun adındaki adamı yakaladılar. İsaʼnın arkasından taşıması için çarmıhı sırtına yüklediler. \v 27 Halktan büyük bir kalabalık İsaʼyla birlikte gidiyordu. Aralarında Oʼnun için ağlayıp dövünen kadınlar da vardı. \v 28 İsa onlara dönüp, “Ey \w Yeruşalim\w* kızları” dedi. “Benim için ağlamayın, kendiniz ve çocuklarınız için ağlayın. \v 29 Çünkü günler gelecek, insanlar şöyle diyecek: ‘Ne mutlu kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere ve hiç emzirmemiş memelere!’ \v 30 O zaman dağlara, ‘Üzerimize düşün!’ ve tepelere, ‘Bizi örtün!’\f + \fr 23:30 \fr*\ft \+xt Hoşeya 10:8\+xt*\ft*\f* demeye başlayacaklar. \v 31 Çünkü ağaç yaşken böyle yaparlarsa, kuru ağaca neler olacak?”\f + \fr 23:31 \fr*\fk Ağaç yaşken böyle yaparlarsa, kuru ağaca neler olacak? \fk*\ft Suçsuz olan İsa Mesih böyle acı çekerse, hiç de suçsuz olmayan Yahudi halkı ne kadar daha çok acı çekecek.\ft*\f* \p \v 32 Ayrıca iki suçlu İsaʼyla birlikte ölüme götürülüyordu. \v 33 Kafatası denilen yere geldiler. Orada İsaʼyı ve suçluları birer çarmıha gerdiler. Suçlulardan biri İsaʼnın sağında, öbürü ise solundaydı. \v 34 O zaman İsa şöyle dedi: “\w Baba|lemma="Baba"\w*, onları bağışla. Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.” Askerler İsaʼnın elbiselerini aralarında paylaşmak için kura çektiler. \p \v 35 Halk etrafta durmuş bakıyordu. Halkın liderleri de İsaʼyla alay ettiler. “Başkalarını kurtardı. Eğer O Allahʼın Mesihi, Allahʼın seçtiği kişiyse kendini de kurtarsın bakalım!” diyorlardı. \p \v 36 Askerler de İsaʼyla alay ettiler. Yaklaşıp Oʼna ekşi şarap\f + \fr 23:36 \fr*\fk Ekşi şarap \fk*\ft Sulandırılan bu ekşi şarap işçilerin ve askerlerin susuzluğunu gidermek için kullanılırdı.\ft*\f* uzattılar. \v 37 “Eğer sen Yahudilerin kralıysan, kendini kurtar bakalım” dediler. \p \v 38 İsaʼnın başının üzerinde bir de şöyle bir yazı vardı: Yahudilerin Kralı budur. \p \v 39 Çarmıha gerilmiş suçlulardan biri İsaʼyı aşağılamaya başladı. “Sen Mesih değil misin? Haydi kendini de bizi de kurtar!” dedi. \p \v 40 Ama öbürü onu azarladı. “Sen Allahʼtan hiç mi korkmuyorsun?” diye karşılık verdi. “Sen de aynı ölüm cezasını çekiyorsun. \v 41 Aslında, biz haklı olarak ceza çekiyoruz. Yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Ama bu adam hiçbir kötülük yapmadı.” \p \v 42 Sonra, “Ey İsa, kral olarak geldiğinde beni hatırla” dedi. \p \v 43 İsa ona, “Sana doğrusunu söylüyorum, bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi. \s1 İsa ölüyor \r (Matta 27:45‑56; Markos 15:33‑41; Yuhanna 19:28‑30) \p \v 44 Saat aşağı yukarı öğlen on iki olmuştu. Saat üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. \v 45 Güneş karardı. Tapınaktaki perde de ortadan yırtıldı. \v 46 O zaman İsa yüksek sesle şöyle bağırdı: “\w Baba|lemma="Baba"\w*, ruhumu senin ellerine teslim ediyorum!”\f + \fr 23:46 \fr*\ft \+xt Mezmur 31:5\+xt*\ft*\f* Bunu söyledikten sonra son nefesini verdi. \p \v 47 Oradaki yüzbaşı bunu görünce Allahʼı yüceltti ve şöyle dedi: “Bu adam gerçekten iyi bir insandı!” \v 48 Büyük bir kalabalık olanları görmek için toplanmıştı. Olanları seyrettikten sonra göğüslerine vura vura evlerine döndüler. \v 49 İsaʼnın bütün tanıdıkları ve Oʼnunla beraber Celileʼden gelen kadınlar ise olanlara uzaktan bakıp duruyorlardı. \s1 İsaʼnın ölüsü mezara konuluyor \r (Matta 27:57‑61; Markos 15:42‑47; Yuhanna 19:38‑42) \p \v 50 \w Meclis\w* üyelerinden Yusuf adında iyi ve \w doğru\w* bir adam vardı. \v 51 Yusuf Yahudilerin Aramatya kasabasındandı. \w Meclisʼin|lemma="Meclis"\w* kararına ve yaptıklarına hiç razı gelmemişti. \w Allahʼın Krallığıʼnı|lemma="Allahʼın Krallığı"\w* umutla bekleyen biriydi. \v 52 Pilatusʼa gidip İsaʼnın ölüsünü istedi. \v 53 Ondan sonra Oʼnu çarmıhtan indirip bir keten beze sardı. Kayanın içine oyulmuş bir \w mezara|lemma="mezar"\w* yatırdı. Oraya daha önce hiç kimse yatırılmamıştı. \v 54 \w Hazırlık Günüʼydü|lemma="Hazırlık Günü"\w* ve \w Şabat\w* günü başlamak üzereydi. \p \v 55 İsaʼyla beraber Celileʼden gelmiş olan kadınlar Yusufʼu arkadan izlediler. \w Mezarı|lemma="mezar"\w* ve İsaʼnın cesedinin oraya nasıl koyulduğunu gördüler. \v 56 Sonra dönüp cenaze için güzel kokular ve hoş kokulu yağlar hazırladılar. \w Şabat\w* gününde Allahʼın buyruğuna göre hiçbir iş yapmadılar. \c 24 \s1 İsaʼnın dirilişi \r (Matta 28:1‑10; Markos 16:1‑8; Yuhanna 20:1‑10) \p \v 1 Pazar günü çok erkenden daha gün doğarken, kadınlar \w mezara|lemma="mezar"\w* gittiler. Hazırladıkları güzel kokuları yanlarına aldılar. \v 2 Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular. \v 3 İçeri girdiklerinde Rab İsaʼnın cesedini bulmadılar. \v 4 Bu olaya şaşıp dururken, yanlarında aniden çok parlak elbiseler içinde iki adam durdu. \v 5 Kadınlar korkuyla başlarını yere eğdiler. Adamlar onlara, “Diri Olanʼı neden ölülerin arasında arıyorsunuz?” dedi. \v 6 “O burada yok. Dirildi. Hatırlarsınız, O daha Celileʼdeyken size şunu söylemişti: \v 7 \w İnsan Oğluʼnun|lemma="İnsan Oğlu"\w* günahlı adamların ellerine verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi lazım.” \v 8 O zaman İsaʼnın sözlerini hatırladılar. \p \v 9 \w Mezardan|lemma="mezar"\w* dönünce bütün bu şeyleri on bir \w öğrenciye|lemma="öğrenci"\w* ve diğer öğrencilere anlattılar. \v 10 Bunları elçilere anlatanlar Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakubʼun annesi olan Meryem ve onlarla beraber olan diğer kadınlardı. \v 11 Ama bu sözler öğrencilere saçma geldi ve kadınlara inanmadılar. \v 12 Fakat Petrus kalkıp koşarak \w mezara|lemma="mezar"\w* gitti. Eğilip içeri baktı. Sadece keten sargı bezlerini gördü. Olanlara hayret ederek oradan ayrıldı. \s1 Emmaus yolunda \r (Markos 16:12‑13) \p \v 13 Tam o günde \w öğrencilerin|lemma="öğrenci"\w* ikisi Emmaus adında bir köye gidiyordu. \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* aşağı yukarı on bir kilometre\f + \fr 24:13 \fr*\fk On bir kilometre \fk*\ft Grekçede “altmış ok atımı”.\ft*\f* uzaklıktaydı. \v 14 Bütün olup bitenleri aralarında konuşuyorlardı. \v 15 Onlar konuşup tartışırken, İsaʼnın kendisi yaklaştı, onlarla beraber yürümeye başladı. \v 16 Ama öğrencilerin gözleri Oʼnu tanımaktan alıkonuldu. \p \v 17 İsa onlara sordu, “Yürürken birbirinizle konuşup tartıştığınız şeyler neydi?” \p Onlar da durup üzgün üzgün bakıştılar. \v 18 O zaman onlardan Kleopas adlı adam İsaʼya şöyle dedi: “\w Yeruşalimʼde|lemma="Yeruşalim"\w* misafir olan ve bu günlerde orada olup biten olaylardan haberi olmayan tek kişi sen misin?” \p \v 19 O da onlara “Hangi olup bitenlerden?” diye sordu. \p Oʼna, “Nasıralı İsa hakkındaki olaylardan” dediler. “O, Allahʼın ve bütün halkın gözünde yaptıklarıyla ve söyledikleriyle gücünü gösteren bir peygamberdi. \v 20 Oysa başrahipler ve halkımızın liderleri Oʼnu ölüm cezasına çarptırılması için Romalılara teslim ettiler. Onlar da Oʼnu çarmıha gerdiler. \v 21 Ama biz Oʼnun İsrail halkını esirlikten kurtaracak kişi olduğunu umuyorduk. Hem de bu olaylar olalı üç gün oldu. \v 22 Bu yetmezmiş gibi, aramızdan bazı kadınlar da bizi şaşırttı. Bu sabah erkenden \w mezara|lemma="mezar"\w* varmışlar. \v 23 Ama Oʼnun ölüsünü bulamamışlar. Dönüp olağanüstü bir görüntüde melekler gördüklerini anlattılar. Onlara görünen melekler, ‘İsa yaşıyor’ demiş. \v 24 Bizimle beraber olan birkaç kişi mezara gitmiş ve durumu kadınların anlattığı gibi bulmuşlar. Ama İsaʼnın kendisini görmemişler.” \p \v 25 İsa onlara şöyle dedi: “Sizi akılsız insanlar! Peygamberlerin söylediklerine iman etmekte ne kadar ağır davranıyorsunuz! \v 26 Mesihʼin bu acıları çekmesi ve sonra yüceliğine kavuşması lazım değil miydi?” \v 27 Bunun üzerine Musa ve bütün peygamberlerden başlayarak, Kutsal Yazılarʼın hepsinde kendisi hakkında yazılan şeyleri onlara açıkladı. \p \v 28 Böylece gidecekleri köye yaklaştılar. Ama İsa kendisi sanki daha öteye gidecekmiş gibi yaptı. \v 29 Onlarsa, “Bizimle kal, çünkü akşam oluyor, gün bitmek üzere” diyerek İsaʼyı zorladılar. Öylelikle onlarla beraber kalmak üzere içeri girdi. \p \v 30 İsa onlarla birlikte sofradayken eline ekmek aldı ve şükretti. Sonra ekmeği bölüp onlara vermeye başladı. \v 31 O vakit onların gözleri açıldı. Oʼnu tanıdılar. Ama İsa onların gözleri önünde kaybolup gitti. \v 32 Birbirlerine şöyle dediler, “O bizimle yolda konuşup Kutsal Yazılarʼın anlamını açıklarken, yüreklerimiz yanıp tutuşuyordu, değil mi?” \p \v 33 Onlar da aynı saatte kalkıp \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* döndüler. On bir elçiyi ve onlarla beraber olanları toplanmış buldular. \v 34 Elçiler ve diğerleri, “Rab gerçekten dirildi ve Simunʼa\f + \fr 24:34 \fr*\fk Simunʼa \fk*\ft İsaʼnın ona verdiği Petrus adıyla daha çok tanınır.\ft*\f* göründü” diyorlardı. \v 35 Gelen iki öğrenci \w öğrenci\w* onlara yolda neler olduğunu ve ekmeği bölerken İsaʼyı nasıl tanıdıklarını anlatmaya başladı. \s1 İsa öğrencilerine görünüyor \r (Matta 28:16‑20; Markos 16:14‑18; Yuhanna 20:19‑23; Elçilerin İşleri 1:6‑8) \p \v 36 İki \w öğrenci\w* bu şeyleri anlatırken, birdenbire İsaʼnın kendisi öğrencilerinin ortasında durdu. “Size esenlik olsun!” dedi. \p \v 37 Onlar ise ürküp korktular. Hayalet gördüklerini sandılar. \v 38 İsa onlara şöyle dedi: “Niçin telaşlanıyorsunuz? Yürekleriniz neden şüpheyle doluyor? \v 39 Ellerime, ayaklarıma bakın; işte benim! Bana dokunun da görün. Hayaletin eti kemiği yok, ama gördüğünüz gibi bende var.” \p \v 40 Bunları söyledikten sonra, İsa onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi. \v 41 Onlar hâlâ sevinçten inanamadılar. Şaşıp kaldılar. O zaman onlara sordu: “Burada yiyecek bir şeyiniz var mı?” \v 42 Ona bir parça kızarmış balık verdiler. \v 43 İsa balığı alıp gözlerinin önünde yedi. \p \v 44 Sonra onlara şöyle dedi: “Daha sizinle beraberken aynı şu sözleri size söylemiştim: Musaʼya verilen Tevratʼta, peygamberlerin kitaplarında ve \w Mezmurlar|lemma="Mezmur"\w* kitabında benim hakkımda yazılanların hepsinin yerine gelmesi lazım.” \p \v 45 Ondan sonra Kutsal Yazılarʼı anlayabilmeleri için zihinlerini açtı. \v 46 Onlara şöyle dedi: “Kutsal Yazılarʼda, Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek, diye yazılmıştır. \v 47 İnsanlar tövbeye davet edilecek; tövbe edenlerin günahları affedilecek. Bu \w Müjde\w*, \w Yeruşalimʼden|lemma="Yeruşalim"\w* başlayarak bütün milletlere Mesihʼin \w adıyla|lemma="ad"\w* duyurulacak. \v 48 Siz bu şeylerin şahitlerisiniz. \v 49 İşte, \w Babamʼın|lemma="Baba"\w* vaat ettiğini size göndereceğim. Ama yukarıdan gelen güç üzerinize ininceye kadar bu şehirde kalın.” \s1 İsa göğe yükseliyor \r (Markos 16:19‑20; Elçilerin İşleri 1:9‑11) \p \v 50 Sonra İsa onları şehrin dışına, Beytanyaʼya kadar götürdü. Ellerini kaldırıp onlara bereket diledi. \v 51 Kendisi onları bereketlerken yanlarından ayrıldı, göğe yükseldi. \v 52 Onlar da İsaʼya tapındılar. Sonra \w Yeruşalimʼe|lemma="Yeruşalim"\w* büyük bir sevinçle döndüler. \v 53 Devamlı tapınakta bulunup Allahʼı övüyorlardı.