\id JAS - Open Basic Turkish New Testament \usfm 3.0 \ide UTF-8 \h Yakub \toc1 Yakubʼun Mektubu \toc2 Yakub \toc3 Yak \mt1 Yakubʼun Mektubu \c 1 \po \v 1 Allahʼın ve Rab İsa Mesihʼin kulu ben Yakubʼdan, \po İsrailʼin on iki oymağı gibi dünyanın dört bir yanına dağılmış olan imanlılara selam! \s1 İmanımızın denenmesi \p \v 2 Kardeşlerim, sizi deneyen çeşitli zorluklarla karşılaşınca, bunu hep sevinmek için fırsat sayın. \v 3 Çünkü biliyorsunuz, imanınızın denenmesi sizde dayanma gücü yaratır. \v 4 Dayanma gücünüz de kusursuz sonucuna ulaşsın. O zaman hiçbir eksiği olmayan, olgun ve kusursuz insanlar olursunuz. \v 5 Sizden birinin \w hikmeti|lemma="hikmet"\w* eksikse, onu Allahʼtan dilesin. Hiç azarlamadan herkese cömertçe veren Allah ona hikmet verecek. \v 6 Ancak o kişi hiç şüphe etmeden imanla dilesin. Çünkü şüphe eden kişi, denizde kabaran dalgaya benzer. Rüzgar onu savurur, sağa sola sürükler. \v 7 Öyle bir kişi Rabʼden bir şey almayı beklemesin. \v 8 O kararsız, yaptığı her şeyde dengesiz bir adamdır. \p \v 9 Düşkün olan imanlı kardeş yüceliğiyle sevinsin. \v 10 Zengin olan da düşkünlüğüyle sevinsin. Çünkü zenginler kır çiçeği gibi geçip gider. \v 11 Güneşin yükselmesiyle yakıcı bir sıcaklık başlar, ve bitkileri kavurup bitirir. Çiçekler solar, güzellikleri yok olur. Bunun gibi, zengin adam da işleriyle uğraşırken kaybolup gider. \p \v 12 İmanı denenince sabırla dayanan insana ne mutlu! Çünkü bunu başarırsa yaşam tacını alacak. Rab o tacı kendisini seven kişilere vereceğine söz verdi. \p \v 13 Kötülükle denenen kişi “Allah tarafından deneniyorum” demesin. Çünkü Allah kötülükle denenemez, kendisi de hiç kimseyi öyle denemez. \v 14 Hayır, denenme şöyle olur: herkes kendi isteklerine kapılıp aldanarak yoldan sapar. \v 15 Böyle istekler kadının hamileliği gibidir. İstek gebe kalır ve sonra günah doğurur. Günah da olgunlaşırsa sonuç ölümdür. \p \v 16 Sevgili kardeşlerim, aldanmayın! \v 17 Her nimet ve her kusursuz bağış yücelerden, gökteki ışık kaynaklarını yaratan \w Baba\w* Allahʼtan gelir. Allah değişmez, gelip geçen gölge gibi değildir. \v 18 O, gerçeği bildiren haberle ruhça yeniden doğmamızı sağladı. Çünkü Oʼnun yarattıklarının arasındaki ilk ürün gibi, ilk yeri almamızı istedi.\f + \fr 1:18 \fr*\fk Oʼnun yarattıklarının arasındaki ilk ürün gibi, ilk yeri almamızı istedi. \fk*\ft İsrailoğulları toprak ürünlerinin ilk yetişenlerini Allahʼa ait sayıp Oʼna sunmalıydılar. İmanlılar Allahʼa ait oldukları için Allah onlarla görkemini paylaşmak istiyor.\ft*\f* \s1 Allahʼa itaat \p \v 19 Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın: herkes dinlemeye hazır olsun, ama konuşmak ve öfkelenmek için acele etmesin. \v 20 Çünkü insanın öfkesi Allahʼın istediği \w doğruluğu|lemma="doğruluk"\w* getirmez. \v 21 Buna göre, her tür pis davranışı ve önceki hayatınızdan kalan her kötülüğü söküp atın. Allahʼa teslim olup içinize ektiği sözü kabul edin. O söz canınızı kurtarma gücüne sahiptir. \p \v 22 Ama o sözü yerine getirin! Sadece işitmekle kalmayın! Sadece işitenler olursanız, kendi kendinizi aldatmış olursunuz. \v 23 Çünkü sözü işiten, ama onu yerine getirmeyen kişi, aynada kendi yüzüne bakan bir adama benzer. \v 24 Böyle bir adam yüzünü aynada inceledikten sonra oradan ayrılır ve kendisinin nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. \v 25 Ama her kim özgürlüğe kavuşturan kusursuz kanunu\f + \fr 1:25 \fr*\fk Özgürlüğe kavuşturan kusursuz kanunu \fk*\ft İsaʼnın Tevratʼtaki \+xt Levililer 19:18\+xt* ayetine dayanarak verdiği “Komşunuzu kendinizi sevdiğiniz gibi sevin” buyruğu. Bakınız \+xt Yakub 2:8\+xt* ayetine.\ft*\f* araştırır ve onu yerine getirmeye devam ederse, yaptığı her şeyde mutlu olur. Çünkü bu kişi unutkan bir dinleyici değil, duyduklarını yerine getiren bir insandır. \p \v 26 Kendini dindar sayan, ama dilini kontrol etmeyen kişi kendi kendini aldatır. Böyle kişinin dindarlığı boştur. \v 27 \w Baba\w* Allahʼın kabul ettiği temiz ve kusursuz dindarlık, sıkıntıda olan öksüzlere ve dul kadınlara yardım etmek ve dünyanın pisliklerinden uzak durmaktır. \c 2 \s1 Ayrım yapmayın \p \v 1 Kardeşlerim, yüce Rabbimiz İsa Mesihʼe iman edenler olarak insanlar arasında ayrım yapmayın. \v 2 Diyelim ki, altın yüzüklü, şık giyimli biri toplantı yerinize gelir. Aynı zamanda eski püskü elbiseler giymiş fakir bir insan gelir. \v 3 Şık giyimli adama saygı gösterip “Sen burada güzel yerde otur” derseniz, ama fakire, “Sen orada, ayakta dur” ya da, “Sen burada ayaklarımın dibinde otur” derseniz, \v 4 insanlar arasında ayrım yapan, kötü niyetli yargıçlar olursunuz. Öyle değil mi? \p \v 5 Dinleyin, sevgili kardeşlerim: Allah, bu dünyadaki fakirleri iman bakımından zengin yapmak için seçti. Onları, kendisini sevenlere söz verdiği krallığın mirasçıları yaptı. Öyle değil mi? \v 6 Siz ise fakirleri hor görüyorsunuz. Sizi kırıp dökenler, sizi dava yerlerine sürükleyenler kimdir? Zenginler değil mi? \v 7 Siz Mesihʼe aitsiniz, Oʼnun \w adını|lemma="ad"\w* taşıyorsunuz. Oʼnun güzel adına hakaret edenler zenginler değil mi? \p \v 8 Tevratʼa göre Kralımız Allah şu kanunu vermiştir: “Komşunuzu kendinizi sevdiğiniz gibi sevin.”\f + \fr 2:8 \fr*\ft \+xt Levililer 19:18\+xt*\ft*\f* Bu kanunu gerçekten yerine getirirseniz, iyi edersiniz. \v 9 Ama insanlar arasında ayrım yaparsanız, günah işlemiş olursunuz. Tevrat da sizi yargılayıp kanunlarını çiğnemekten suçlu çıkarır. \v 10 Çünkü bütün Tevratʼa uyan, ama sadece bir tek kanunu bozan kişi, Tevratʼın bütün kanunlarına karşı suç işlemiş olur. \v 11 “Zina etmeyin”\f + \fr 2:11 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:14; Yasanın Tekrarı 5:18\+xt*\ft*\f* diyen Allah, aynı zamanda “Adam öldürmeyin”\f + \fr 2:11 \fr*\ft \+xt Çıkış 20:13; Yasanın Tekrarı 5:17\+xt*\ft*\f* demiştir. Buna göre, zina etmezsen ama adam öldürürsen Tevratʼı çiğnemiş olursun. \p \v 12 Siz özgürlüğe kavuşturan kanunla yargılanacaksınız. Konuşmanız ve davranışınız buna uygun olsun. \v 13 Çünkü merhamet etmeyen merhametsizce yargılanacak. Merhamet yargıdan üstün gelir. \s1 İmanımız ve yaptıklarımız \p \v 14 Kardeşlerim, bir kişi, “Benim imanım var” derse, ama bunu yaptıklarıyla göstermezse, imanının ne faydası olur? Öyle bir iman onu kurtarabilir mi? \v 15 Diyelim ki, imanlı bir erkek ya da kız kardeşin giyeceği ve gündelik yiyeceği yetersiz. \v 16 Sizden biri de ona, “Esenlikle git! Umarım, ısınıp doyarsın” der, ama onun bedensel ihtiyaçlarını karşılamazsa, bunun ne faydası olur? \v 17 Bunun gibi, iman tek başına kalıp bir şey yapmıyorsa ölüdür. \p \v 18 Fakat biri şöyle diyebilir: “Senin imanın var, ben ise iyilikler yapıyorum.” Sen iyilik yapmadan imanını bana göster, ben de imanımı yaptıklarımla sana göstereceğim. \v 19 Sen inanıyorsun ki, Allah birdir. İyi ediyorsun. Cinler bile buna inanıyorlar ve korkuyla titriyorlar! \p \v 20 Ey boş kafalı insan! İyilik yapmadan imanın faydası olmaz. Buna kanıt mı istiyorsun? \v 21 Atamız İbrahim, oğlu İshakʼı kurban yerinin üstüne koymuş, Allahʼa kurban olarak sunacaktı. İbrahim yaptıkları sayesinde Allah tarafından \w doğru sayıldı|lemma="doğru sayılmak"\w*. Öyle değil mi? \v 22 Görüyorsun, İbrahimʼin imanı ve yaptıkları bir arada çalışıyordu. İmanı yaptıklarıyla tamamlandı. \v 23 Böylece Tevratʼtaki şu yazı yerine geldi: “İbrahim Allahʼa iman etti ve bu ona \w doğruluk\w* sayıldı.”\f + \fr 2:23 \fr*\ft \+xt Yaratılış 15:6\+xt*\ft*\f* Bu sebeple İbrahimʼe “Allahʼın arkadaşı” adı verildi. \v 24 Görüyorsunuz, insan yalnız imanıyla değil, yaptıklarıyla da \w doğru sayılır|lemma="doğru sayılmak"\w*. \p \v 25 Aynı şekilde, fahişe Rahav bile yaptıklarıyla \w doğru sayıldı|lemma="doğru sayılmak"\w*, öyle değil mi? Çünkü habercileri misafir etti ve başka yoldan geri gönderdi.\f + \fr 2:25 \fr*\ft Musa Peygamberʼin ölümünden sonra Allahʼın halkı Eriha şehrini kuşattı. Şehri araştırmak için oraya ispiyoncular gönderdi. Erihaʼda yaşayan Rahav Allahʼa inandığı için bu ispiyonculara yardım etti.\ft*\f* \v 26 Ruhsuz beden ölü olduğu gibi, iyilik yapmadan iman da ölüdür. \c 3 \s1 Dili kontrol etmek \p \v 1 Kardeşlerim, çoğunuz vaaz veren olmasın. Bilin ki, Allah vaaz verenlerimizi daha sıkı bir yargıdan geçirecek. \v 2 Gerçekten hepimiz çok hata yaparız. Konuşmasında hata yapmayan kişi, bütün bedenini de kontrol edebilen olgun insandır. \v 3 Bakın, bize itaat etsinler diye atların ağzına gem vururuz, böylece bütün bedenlerini istediğimiz tarafa çeviririz. \v 4 Bir de gemilere bakın! Gemi çok büyüktür ve güçlü rüzgarlarla sürüklenir. Fakat dümenci gemiyi küçücük bir dümenle istediği tarafa çevirir. \v 5 Aynen bunun gibi, dil de bedenin küçük bir parçasıdır, fakat büyük konuşur. Düşünün, ufacık bir ateş koskoca bir orman tutuşturur. \v 6 Dil de bir ateş gibidir. Beden parçalarımızın arasında dil kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennem ateşiyle tutuşturulmuş gibi hayatımızın her tarafını yakıp yıkar. \p \v 7 İnsan her tür hayvanı, kuşu, sürüngeni ve denizde yaşayan canlıyı kontrol altına alabildi ve alabiliyor. \v 8 Ama dili kimse kontrol altına alamaz. Dil öldürücü zehirle dolu, hiç rahat durmayan bir kötülük kaynağıdır. \p \v 9 Dilimizle Rabbi, göksel \w Babamızʼı|lemma="Baba"\w* överiz, öte yandan Allahʼın kendine benzer yarattığı insanlara söveriz. \v 10 Aynı ağızdan hem övgü, hem sövgü çıkar. Kardeşlerim, bu böyle olmamalı. \v 11 Pınar aynı delikten hem tatlı, hem tuzlu su fışkırtır mı? \v 12 Kardeşlerim, incir ağacı zeytin verebilir mi, ya da asma incir verebilir mi? Aynı bunun gibi, tuzlu su kaynağı tatlı su veremez. \s1 İki çeşit hikmet \p \v 13 Aranızda hikmetli ve aklı başında kim var? O kişi yaptıklarının iyi olduğunu güzel yaşantısıyla, \w hikmetten|lemma="hikmet"\w* gelen yumuşak huyla göstersin. \v 14 Ama yüreğinizde kin, kıskançlık ve bencillik varsa, o vakit övünmeyin, yalan söyleyip gerçeği inkâr etmeyin. \v 15 Bu tür hikmet gökten inen değil, yeryüzünden, insan benliğinden, cinlerden gelen hikmettir. \v 16 Çünkü kıskançlık ve bencilliğin olduğu yerde karışıklık ve her tür kötü davranış bulunur. \p \v 17 Ama gökten inen \w hikmet\w*, her şeyden önce temiz, sonra barışçı, hoşgörülü, açık fikirli ve çok merhametlidir. Devamlı iyilik yapar, taraf tutmaz ve ikiyüzlü değildir. \v 18 Barış içinde yaşayan ve barış tohumları eken insanlar \w doğru\w* bir hayatın ürününü biçerler. \c 4 \s1 Allahʼa teslim olun \p \v 1 Aranızdaki kavgalar ve çekişmeler nereden gelir? İçinizde çarpışan tutkularınızdan gelir, öyle değil mi? \v 2 Bir şeye hevesleniyorsunuz. Onu alamayınca adam bile öldürüyorsunuz. Başkalarını kıskanıyorsunuz, istediğinize kavuşamayınca da çekişiyorsunuz ve kavga ediyorsunuz. İstediğinizi alamıyorsunuz, çünkü Allahʼtan dilemiyorsunuz \v 3 Dileseniz bile alamıyorsunuz. Çünkü kötü niyetle diliyorsunuz. Dilediğiniz şeyleri sadece zevklerinize harcamak istiyorsunuz. \p \v 4 Sizi Allahʼa sadık olmayanlar!\f + \fr 4:4 \fr*\fk Sizi Allahʼa sadık olmayanlar! \fk*\ft Harfi harfine “Sizi zina edenler”. Allahʼa sadık kalmamak ruhsal zinaya benzetilir; bakınız \+xt Hoşeya 3:1\+xt* ayetine.\ft*\f* Dünyaya arkadaşlık, Allahʼa düşmanlıktır. Bunu bilmiyor musunuz? Böylece dünyaya arkadaş olmak isteyen kişi kendini Allahʼa düşman yapar. \v 5 “Allahʼın içimize koyduğu ruhun hevesleri kolayca kıskançlığa döner.”\f + \fr 4:5 \fr*\fk Allahʼın içimize koyduğu ruhun hevesleri kolayca kıskançlığa döner. \fk*\ft Bu ayetin şöyle tercüme edilmesi de mümkündür: Allah içimize koyduğu ruhu kıskançlık derecesinde özler.\ft*\f* Sizce Kutsal Yazı bize bunu boşuna mı diyor? \v 6 Ama Allah bize daha büyük lütufla davranır. Bunun için şöyle denir: \q1 “Allah gururlu insanlara karşıdır, \q2 ama alçakgönüllülere lütufla davranır.”\f + \fr 4:6 \fr*\ft \+xt Özdeyişler 3:34\+xt*\ft*\f* \p \v 7 Bu sebeple Allahʼa teslim olun. \w İblisʼe|lemma="İblis"\w* karşı direnin, o da sizden kaçacak. \v 8 Allahʼa yaklaşın, O da size yaklaşacak. Ey günahkârlar, ellerinizi günahtan temizleyin. Kime hizmet edeceğinize karar veremeyenler,\f + \fr 4:8 \fr*\fk Kime hizmet edeceğinize karar veremeyenler \fk*\ft Allahʼa mı dünyaya mı arkadaş olmaya karar veremeyenler.\ft*\f* yüreklerinizi paklayın. \v 9 Halinize kahırlanın, yas tutun ve ağlayın. Gülüşünüz yas tutmaya, sevinciniz de üzüntüye dönüşsün. \v 10 Kendinizi Rabbin önünde alçaltın, O da sizi yüceltecek. \p \v 11 Kardeşler, birbirinizi kötülemeyin. İmanlı kardeşini kötüleyen, ya da yargılayan, Tevrat kanunlarını kötülemiş ve yargılamış olur. Ama kanunu yargılarsan, sen artık kanunu yerine getiren değil, yargılayan biri olursun! \v 12 Kanun koyan ve insanı yargılayan sadece Allahʼtır. Oʼnun hem kurtarma hem de yok etme gücü var. Sen kim oluyorsun da başkasını yargılıyorsun? \s1 Yarın yapacağınız işlerle övünmeyin \p \v 13 Şimdi dikkat edin, siz, şöyle diyenler: “Bugün veya yarın filanca şehre gideceğiz. Orada bir yıl kalacağız, ticaret yapıp para kazanacağız.” \v 14 Siz yarın ne olacağını bilmiyorsunuz. Hayatınız nedir ki? Kısa bir zaman için görünen, sonra yok olan duman gibisiniz. \v 15 Böyle konuşacağınıza, şöyle demelisiniz: “Rab dilerse yaşayacağız, onu bunu yapacağız.” \v 16 Ama şimdi gururlanıp övünüyorsunuz. Böyle övünmeler hep kötüdür. \v 17 Bunun için, kim iyilik yapmayı bilir ama yapmazsa, günah işlemiş sayılır. \c 5 \s1 Zenginlere uyarı \p \v 1 Dikkat edin şimdi ey zenginler! Başınıza gelecek belalar yüzünden ağlayın, feryat edin. \v 2 Servetiniz çürümüş, elbiselerinizi \w böcek\w* yemiş. \v 3 Altınlarınız ve gümüşünüz paslanmış. Onların üzerindeki pas size karşı şahitlik edecek, bedeninizi ateş gibi yiyip bitirecek. Dünya son günlerini yaşıyor. Buna rağmen mallarınıza mal kattınız. \v 4 Tarlada ekinlerinizi biçen işçiler var ya! Onları aldatıp ücretlerini haksızca alıkoydunuz. Orakçıların feryatları \w Kudretli Rabbin|lemma="Kudretli Rab"\w* kulağına erişti. \v 5 Siz yeryüzünde bolluk içinde lüks hayat yaşadınız. Kendinizi kesim gününe hazırlanan hayvanlar gibi beslediniz. \v 6 Size karşı koymayan suçsuz insanı suçlu çıkarıp öldürttünüz. \s1 Sabredin \p \v 7 Bunun için, kardeşler, Rabbin gelişini beklerken sabredin. Çiftçiyi düşünün. Çiftçi toprağın değerli ürününü almak için ilk ve son yağmurları\f + \fr 5:7 \fr*\fk Toprağın değerli ürününü almak için ilk ve son yağmurları \fk*\ft İsrail topraklarında ilk yağmur sonbaharda yağar. Çiftçi yağmurla yumuşayan toprağı sürer ve ekinleri eker. İlk bahardaki son yağmur ekinleri büyütüp biçilmeye hazırlar. \+xt Yasanın Tekrarı 11:14; Eyüb 29:23; Yeremya 5:24\+xt*\ft*\f* sabırla bekler. \v 8 Siz de sabırlı olun ve yüreklenin. Çünkü Rabbin gelişi yakındır. \v 9 Kardeşler, birbirinizden şikâyet etmeyin. Aksi halde Allahʼın yargısına uğrarsınız. Asıl Yargıç Allahʼtır. O dünyayı yargılamak için hazır duruyor. \v 10 Kardeşlerim, Rabbin \w adıyla|lemma="ad"\w* konuşmuş olan peygamberleri örnek alın. Onlar çektikleri acılara sabırla katlandılar. \v 11 Bakın, dayanan kişileri mutlu sayıyoruz. Eyübʼün ne kadar sabırla dayandığından haberiniz vardır. Rabbin en sonunda onun için neler yaptığını biliyorsunuz. Rab çok acıyan ve merhamet edendir. \p \v 12 Her şeyden önce, kardeşlerim, hiç yemin etmeyin: ne gök üzerine, ne yer üzerine, ne de başka herhangi bir şey üzerine yemin etmeyin. Söylemek istediğiniz söz evet ise, “evet” deyin, hayır ise “hayır” deyin ki, Allahʼın cezasına uğramayasınız. \s1 İmanla dua edin \p \v 13 Aranızda bir kişi acı çekerse, dua etsin. Sevinçliyse, ilahi söylesin. \v 14 Aranızda biri hastaysa, topluluğun liderlerini çağırtsın. Onlar da Rabbin \w adıyla|lemma="ad"\w* hastanın başına zeytinyağı sürüp dua etsinler. \v 15 İmanla edilen dua hastayı kurtaracak ve Rab onu tekrar sağlığa kavuşturacak. Hasta ne günahlar işlemişse, Rab onu bağışlayacak. \v 16 Günahlarınızı birbirinize açıkça söyleyin ve birbiriniz için dua edin, öyle ki, şifa bulasınız. \w Doğru\w* kişinin duası çok güçlüdür, çok şey başarır. \v 17 İlyas\f + \fr 5:17 \fr*\fk İlyas \fk*\ft İlyas peygamber. \+xt 1. Krallar 17:1; 18:1\+xt*\ft*\f* bizim gibi aynı dertleri yaşayan bir insandı. Yağmur yağmasın diye var gücüyle dua etti. Sonra üç yıl altı ay ülkeye yağmur yağmadı. \v 18 Bir daha dua etti, gökten yağmur yağdı, toprak da ürün verdi.\f + \fr 5:18 \fr*\ft \+xt 1. Krallar 18:41‑45\+xt*\ft*\f* \p \v 19 Kardeşlerim, diyelim ki, içinizden biri doğru yoldan sapar. Bir diğeriniz de onu yine doğru yola döndürür. \v 20 O kişi bilsin ki, günahkârı yanlış yoldan çeviren, onun canını ölümden kurtarmış ve bir sürü günahını bağışlatmış olur.